Alışkanlıklar En Karşı Devrimcidir

0Shares

PKK sanıldığından daha fazla kazanmasını bilen bir harekettir

Birçok sorunu değerlendirmemiz gerekiyor, sizleri her gün sorumluluğa ve duyarlılığa davet ediyorum. Buna kendimizi mecbur hissediyoruz. Bunun nedenleri var. Çünkü her gün kayıp haberleri geliyor. Bütün bunlar çok hatalı yaşam biçimlerinden kaynaklanıyor. Kendini bir türlü devrimci tarzda verememe çok sakıncalı bir yaklaşımdır. Sizlerin de yaşam konusunda birçok yetersizlikleriniz var. Nefes alamadınız, fırsat bulamadınız, ama gerçekten bir savaş içindeyiz, buna uygun formasyon olmazsa bu savaşı yürütme gücüne ulaşamayız. Yaşanan durumları başka türlü yorumlamak mümkün değil. İtirazsız, ikirciksiz ve ertelemeksizin savaşçı yaşam tarzına adapte olacağız. Devrim çizgisinde, kurtuluş çizgisinde böyle davranmaktan başka çaremiz yoktur. Başka türlü davranmak için hiçbir imkanımız yok. Her şeyi açıkça ortaya koyuyoruz. Buna göre hareket edilmezse, bu kaybetmeye götürür.

Yıllardır bize dayatılan tutuculuktur, mevcut gelişme düzeyimize dayatılan anlamsız bir kişiliktir. Artık bunu halledelim. Dikkat edin bunu körükleyenler var. Çok değişik, hatta hainane çıkış yapanlar bile var. Onlar hepimizin yaşamına zarar veriyorlar. Etkileri dolaylıdır, ama yine de öldürücü bile olabilir. Bunları görmek gerekiyor. Önderlik sanatında bunu görmeden devrimcilik yapılamaz. Çok üstün, çok ileri düzeyde bir sorumluluk olmazsa nasıl kaybettiğinizi anlayamazsınız. Bu konuda size gerekenler verilmemişse açıkça dile getirin. Siyasi sorumluluk, düzey ve duyarlılık yaşam boyunca yanından geçmediğiniz hususlardır.

Ordu düzeyi, ordu şeması ve ordu kişiliği üzerinde çok durduk, daha da durmaya devam ediyoruz. Kendini askerileştirmeyi bilmek önemlidir. Bu bizde çok sancılı gelişiyor. Askerleşmenin ideolojik ve örgütsel birçok koşulu vardır. Bunları doğru temelde temsil etmeden asker olunamaz. Örneğin bir köylü ordusunun askerileşmesi bizde ne kadar değerlendirilir? Botan’daki birimler, son tahlilde köylü birlikleridir. Bunların tam gerilla birimleri haline gelemediklerini anlamış durumdayız, dolayısıyla bunları gerilla birimleri haline getirmeye çalışıyoruz. Bunda da hem savaşçı düzeyinde, hem önder düzeyinde muazzam tutuculuk var. Fakat halletmezsek savaşı ilerletemeyiz. Bu hususları anlamak gerekiyor. Sorumluluk dediğim, duyarlılık dediğim bu konularda sonuna kadar gelişmek, daha da ötesi başarı noktasına gelmek demektir. Çeşitli düzeylere ulaşmışsınız, iyi niyetlerle yaklaşıyorsunuz, ama işlerin düzeyi iyi niyetin çok ötesinde, hem de anında PKK’de gerçekleştirilen bir savaş tarzını yakalamayı şart kılıyor. Savaşmayı, yaşamayı anı anına koparacak bir tarzda kendi bünyenizde halletmeyi istiyor. Başka türlü anlayışlar fazla anlam ifade etmez, kurtarıcı olmaz.

Tarihi fazla okumamışsınız veya okuduğunuzda da karşı karşıya olduğunuz görevlerle mukayese edemiyorsunuz. Egemenler tarihi çok vahşicedir. Karşınızdakinin nasıl vurmak istediğini ve bunun tarihi temelini iyi bilmiyorsunuz. Aslında bu tarih tüyler ürperticidir. Bizleri de ürkütmek istiyorlar, bizse bunu önlemek istiyoruz. Tabii egemenlerin yüzyıllardan beri halkları ürküterek, halkları nefes alamaz duruma getirerek yürüttükleri bir tarz var. Biz bu tarihi biraz değiştirmek istiyoruz. İnsanların Türk egemenlik sisteminde nasıl yıkıldığını, param parça edildiğini, her türlü işkenceden nasıl geçirildiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Bize de dayatılmak istenen bunun bir benzeridir ve bugün bu akıbete uğramamak önemlidir.

TC okullarından mezun oldunuz. TC okulları, tarihi temel gerçekleri, halk gerçeklerini inkar ettirme okullarıdır. Ve bu okullar bu temelde çok silik kişilikler ortaya çıkarıyor. Direnmesiz bir kişilik şekillendiriliyor. Aşırı düzeyde yüzeysel ve sorumsuz kişilikler ortaya çıkarılıyor. Mücadeleye geliş tarzında bu yönler son derece etkilidir. Bunlarla halk savaşçılığı geliştirilemez. Bilemiyorum çok şeyler vermek istiyoruz, hem de gün be gün, saat be saat. Geçmiş ihmalkarlık tabii birden bire bu ağır koşullarda her şeyi karşılamak konusunda imkan vermiyor. Geçmişte yapılması gereken çok şeylerin yapılmaması, işte bugün bizi böyle zorluyor. TC’de bunu bildiği için işte daha dün tekrar bir hava saldırısı yaptı. Nedir bu? İşte göz açtırmama taktiği! Ocak ayında da hava saldırısını yaptılar. Özellikle de yılbaşına denk getirdiler. Ocak’ın 2’sinde başladılar. Yani “yılı size böyle haram edeceğiz!” Mesajını verdiler. Baharın başlangıcında yaptılar. “Baharı da size böyle haram edeceğiz veya gözünüzü açtırmayacağız!” aslında anlamı budur.

Neden bu hususlar üzerinde hep böyle duruyoruz? Her gün kayıp olursa tabii ki durulacak. Kolay değil. Sizler kolay görüyorsunuz ama, kolay yaşamıyorsunuz. Yaşamak zor, dolayısıyla bu bir karşılık içindir. Herhalde böyle ucuz kaybetmek için değildir. Bu da sorumluluk gerektirir. Sorumluluk duymak iyi siyasileşmektir. Ne siyasileş, ne sorumluluk geliştir. O zaman kim seni idare edecek, kim seni kurtaracak? Bu konuda biz gelişmeyi isterken, haklıyız, bu yönlü gelişme olmazsa biz nasıl ayakta duracağız? Hem de dağa çıkmaya cesaret etmişsiniz. Nasıl bir iş bu? Dağlarda yaşıyorsunuz. Askeri tedbirleri geliştiremezseniz, bu nasıl mümkün olabilir? Geçen gün okudum, -biraz bu tarzı hatırlattığı için belirtiyorum- meşhur isyanlar vardır. Selçuklu-Osmanlı egemenliklerine ve Abbasi-Memlük egemenliklerine karşı Bedrettin isyanında geçen bir şey var: “Eriş ya sultan” diyor. O Mustafa Börklüce var. Köylü isyancısı, ilkel komünist aslında. Onu tutuyorlar, işkence yapıyorlar, çarmıha geriyorlar, “yetiş eriş ya sultan” demekle kurtulur mu? Zavallı, köylü isyancılığı işte. Böyle bir sürü örnek var.

İsyan tarihlerini inceleyin, egemenler nasıl yapıyor görürsünüz. Bakın, kendi isyanınız da vardır, bizler de az çok bunu yaşadık. Biz de yakıldık. Tarih ders çıkarmak içindir. Tarih müthiş ders çıkarma bilimidir. O hayali kuvvetlere sığınarak da hiçbir şey kurtarılamaz. “Allah, Allah” nidalarıyla savaşlar fazla kazanılamaz. Evet, manevi kuvvetin olsun, inancın olsun çok önemli, ama siyasi bilinç olmadı mı komünist de olsa, tarihte başına olmadık şeyler gelmesi kaçınılmazdır.

Neden iyi öğrenemediniz, neden kendinizi hazırlayamadınız? Tarih böyle söylüyor. Eğer TC’nin son 70 yıllık yaşam kültürü diyorsanız, onun da iflas ettiği ortadadır. Düzen için iflas etmiştir. Bizim için de kabul edilemezdir. “Alışkanlıklar en karşı-devrimcidir” denilir. Belki alışkanlıklarınız var, ama bunlar en karşı-devrimci özelliklerdir. Dediğimiz gibi TC bünyesinde yaşam zordur. Düzen içi yaşam da zordur, düzen dışı yaşam da zordur. Gerçekler böyle, ben ne söyleyebilirim? Gerçekleri esas alıp kendini düzenlemesi gereken sizler oluyorsunuz. Hayali kuvvetler kurtaramayacak, ilkel isyancı duygular başaramayacak, kendini yere atmak hiçbir şeyi kurtaramaz. Geriye kendinize yüklenmek, parti çizgisidir, yaşamıdır, savaşçılığıdır dediğimiz oluşuma göğüs germek, bunu sağlamak kalıyor. En üstün bir sorumlulukla bu konuda rol sahibi olabilmek kalıyor. PKK’nin platformu budur. PKK’de sağlanması gereken budur.

Önder Apo

(2 Mart 1992 Tarihindeki Derleme )

Attachment