Hakikate Dayalı Özgür Yaşamı Yaratmak

0Shares

Şehit Edessa Cejna (Ece Yılmaz) saygı ve minnetle anıyoruz.

Kutsal bir mekânda yeni bir yıla girmek!
Bu konuda arkadaşlar arasında bir esprimiz var. PAJK ortamına gelen kadınlar hacca gitmiş oluyor esprisi. İslamiyet’te imanın şartlarına göre belli bir yaşa geldikten sonra bir nevi günahlarından arınma adına kutsanmaya gidilir Hac’a. Hac yolu çok uzun ve meşakkatlidir. Büyük çabaları ve zorlukları göze almayı gerektirir. Tüm bu zorlukları aştıktan sonra Kâbe’yi tavaf eder ve artık birey hacı olarak döner. Toplumun gözünde Allah’la buluşan kişi olarak görülür.

Evet, PAJK yaşamı da bizlerin arınma ortamıdır. Belki de bundan dolayı bu devreye gelirken arkadaşlar da bana bu espriyi yapmışlardı: “Hacca gidiyorsun.” demişlerdi. İslamiyet inanç kuralları burada tabii ki geçerli değil. Ama bir yandan şöylesi bir gerçeklik var ki; tarihten günümüze kadar toplumsal hakikatler hep birbirine benzemektedir. Benzerliği de kutsal mekânda ortak amaçlar için bin bir çeşit insanın bir araya gelmesi, toplanması ve arınmasıdır. Bizler de 35 kadın yoldaş olarak PAJK bünyesinde Şehit Zilan Akademisinde, her biri birbirinden farklı dünyalara, öykülere sahip rengârenk bir toplumsallığı ifade ediyoruz. Özeleştirsel yaklaşımla kendini parti çizgisinde yeniden ele alma ortak amacımız oluyor. Bu ortak amaç etrafında kenetlenerek tek ses, tek renk oluyoruz.

Bu eğitim ortamında biz kadınları birbirimizle buluşturan tarihte kaybettiğimiz hakikatlerimizi aydınlatan bilge insan Önder APO’nun savunmaları ışığında kendimizi yeniden yaratıyoruz. Bize ait olmayan, karşıtımız olan, toplumsal varlığımızı parçalayan zihniyetlerden arındırıyor bizleri. Ve kaybettiğimiz hazineleri bulmaya, yarattığımız komünal insanlık değerleriyle yeniden buluşmaya çalışıyoruz. Bu da Önderliğin bizlere “yoldasınız” dediği bu yolda, PAJK’ta Nirvana’ya ulaşma yürüyüşünün koşusundayız. Yani, yeni yaratımlarla yeni bir yaşamın inşasını kuruyoruz. Bunun adı İslamiyet’te hacca gidip hacı olmaksa, bize göre ise anlamlı ve onurlu bir yaşama ulaşmaktır. Hakikate dayalı özgür yaşamı yaratmak bunun mücadele savaşçısı olmaktır. İsimlendirecek olursak adı hacı olmak değil “xwebûn” olsa gerek, değil mi?

Evet, bu kutsal mücadele ortamımızda yeni bir yıla kadın yoldaşlar topluluğu olarak girmenin de heyecan ve coşkusunu paylaşıyoruz. 2017 yılına giriş yaparken yeni yeni sorgulamalar içerisine de giriyoruz.

PKK-PAJK militanları olarak geçmiş mücadele yıllarına ne kadar başarı sığdırdık ve bu yeni yılı nasıl karşılamalıyız, 2017 yılına hangi başarıları nakşetmeliyiz? Başarı ve zafere dair yeni dönemin önümüze koyduğu görevlerimiz oluyor bunlar.

2017 yılını, Önderliğimizin özgürleştiği yıl, halkımızın özgürlüğünü ve özerkliğini gerçekleştirme sorumluluğunu bizde yaratacak yıl yapacağız. İşte bu sorumluluğumuzu yerine getirmenin inanç ve kararlılığıyla 2016’nın bu son gününde moralli ve coşkuluyuz.

Tam da her birimizin kafasında bu yoğunlaşmalar sürüp akıp giderken adı Ş. Hêlîn olan komünümüze baskın oldu. Kürt tarihsel toplum kültüründe bu baskının tabii ki bir adı vardı. O da “Bûka Baranê” idi. Bu oyunu geleneksel olarak nesiller birbirine hep aktarmıştır. Özenle tüm arkadaşlar hazırlanmıştı. Her arkadaş farklı farklı yörelerin renklerini yansıtacak şekilde çeşitli kıyafetler giyinmişti; ama bakıldığında insanın “Bu kültür mozaiği değil, çingene kafilesi” diyesi geliyordu. Bir de ellerinde bir kutu var, bulduklarını toplayıp kutuya atıyorlar. Ya Star! Komünümüzde neyi buluyorlarsa topluyorlar, bu da yetmiyormuş gibi yılbaşı için hazırlanan çekiliş hediyeleri biz daha sahiplerine armağan etmemişken alıp kutuya atıveriyorlar.

Bir yandan da asimile olup Kürt kültüründen uzaklaşan bizim “Hormonlu Kürt” dediğimiz arkadaşlar da var aramızda. Onlar da büyük bir şok yaşıyorlar. Özellikle hevala Ardıl. Aslında haksızlık olmasın ama Bûka Baranê oyununu koca komünde bir heval Gulçiya, bir de ben biliyormuşuz. Zeynep, Avesta, Besra, Ronya, Zozan, Fidan Amudê, Madura, Şînda arkadaşlar da şoku yaşayanlardandı. Heval Pelşîn ise nöbetçiydi. Bûka Baranê oyun kurucuları ise bu şaşkınlık ve gaflet durumundan iyi yararlanmasını bildiler. Neredeyse beni kaçırıyorlardı.

Berfin, Hilal, Hedar, Dilgeş ve Fidan Afrîn arkadaşlar bu oyunu hazırlayıp sunanlardı. İyi hazırlanan bu oyunda; ne yapsan duyulan, ne yapsan tüm bileşene ifşa olan mağarada iyi bir sızma gerçekleştirmişlerdi. Neredeyse beni kaçırıyorlardı ki, şokun etkisi geçince komün kendini toparladı da beni kurtarabildi.

Bizim komünde başaramadılar; ama duyduk ki Şehit Bêrîtan komününden Rûken Koçgiri arkadaşı, bölükten Evîndar arkadaşı, kuruldan da Delal arkadaşı kaçırmaya çalışmışlar. Neyse ki komünler savunma alanında iyi performans sergilemişler. Akşam saat 00:08’i gösterdiğinde moralin başlamasıyla, Bûka Baranê oyunuyla başlayan hareketlilik ayyuka çıktı.

Şehit Axin Bölüğündeki 10 şirin yoldaş, emek dolu geniş bir morali bizler için hazırlamışlardı. Heyecanlı kalp atışları gözlerinin ferine yansıyordu her birinde. Biz yoldaşlarda moral alkışları, motivasyon bitmiyordu. Sunumu Rojîn heval yapıyordu. Dimdik duruşu, özgüvenini yansıtıyordu. Yaşamda hiç bu kadar çekingen görememiştik onu. Bölükteki arkadaşlar, Ş. Zilan Akademisi devresiyle birlikte olmanın heyecanını doruklarda yaşıyorlardı galiba. Bizim Geverli Rojîn arkadaşın utangaç, telaşlı hallerini görünce aklıma bir tek gelen gerçeklik Önderliğe, partiye, parti ortamına layık olabilmek amacının olduğuydu.

Sunum, Önderlik çözümlemeleriyle güçlü ve akışkandı. Koro zengin ve ahenkliydi. Zelal, Siya, Gulan, Bêrîtan, Evîndar, Rojîn arkadaşlar mağrur ve dinamikti. Gulan’ımız esrarengiz bir asalete sahip biridir. Sonradan öğrendik ki daha önceden tecrübesi varmış. O yüzden sahnede çok rahat görünüyordu. Moralde sahneyi skeç alınca kendimizi artık tutamadık.

Bu genç kadınlardan hiçbir şey kaçamıyormuş onu anladık. Meğer ne kadar iyi gözlemlemişler bizi. Yaşamla ne kadar pot kırdıysak hepsini skeç haline getirmişler. Zelal hevalin başta olmak üzere Tekoşîn arkadaşların abartma, çeşitlendirme yetenekleri çok iyiymiş. Skeç haber sunumu şeklinde hazırlanmıştı. ‘Tepe Şilêr Haber Merkezi’ bol canlandırmalı bir şekilde yayın yaptı. Bize de yapımda ve yayında emeği geçen arkadaşlara teşekkür edip, onları tebrik etmek kaldı.

İlk halayı Bêrîtan hevaller çekti. El ele tutuşup sahneye çıktılar. Bir dağılıp, bir halka oldular. Daha sonra yine halayla veda ettiler. Sonra sahne tüm yoldaşların oldu. Gece geç saatlere kadar halaylara duruldu. Gece 12 kuralı olmasaydı, yani saat 12’de televizyon kanallarından gündemler takip edilmeseydi, tüm dünya gece 12’de yeni yılı getirecek olan saliseleri beklerken; biz kemençe, xelef ritmiyle mest oluyor olacaktık.

Neyse ki doğru ve yerinde bir müdahaleyle müzik kapatıldı. Komünleri dolaşan, koridorları yoklayan bir hareketlilik yaşanıyordu. Bazı arkadaşlar halay kısmında yavaş yavaş mangalarına çekilmişlerdi. Sular sakin, sular durgun diyeceğin an bir baktık ki saat 12’ye doğru mağaranın kapısına doğru akın başladı. Avesta, Viyan, Berfin, Delal, Zozan, Batufa, Ronahi, Lorin, Sozdar, Ronya, Norşin arkadaşlar sloganlar atıp, zılgıtlarla zirvelerde rüzgârı tüm iliklerinde hissederek 2017’yi karşıladılar.

Önderliğin adını haykırıyorlardı. Haykırışları Şehit Ceger, Şehit Beritan, Çarçella, Goşinê’ye çarpıp göğe yükselip İmralı Adası’na doğru yol alıyordu. Her tepede sesimiz daha güçleniyor, selamımız daha anlamlaşıyordu. Ya Önderliğimizin ve halkımızın özgürleştiği bir yıl olacak 2017 ya da Önderlikten uzakta olduğumuz son yıldönümü olacak. Başka da kabul etmediğimizi haykıran ruhlarımızdır aslında, yitirdiğimiz yıldızlaşan yoldaşlarımızın özlemiydi bizi ayaklandıran.

Sersala te pîroz be Ey Serok APO!
Serkeftin
Şehit Edessa Cejna

Attachment