Faşizmin yıkılışının geldiğini her nefes alıp verdiğimde hissediyorum. Bu duygularla her adım attığımda ve her yerde halklar için umutların yeşerdiğini, yarınların özgürlük getireceğini kadın öncülük mücadelesinden ortaya çıkarıyorum. 14 Mayıs’ta ki o gün, tarihi bir gerçeğin yalın ifadesidir. O zaman gelmiş ki faşizmin yıkılacağı, o zaman gelmiş ki adaletsizliğin ve haksızlığın ortadan kalkacağı, örgütlü ve mücadeleyle görme anı gelmiştir. Çünkü faşizm insanlığın doğasında yoktur. Nasıl gelmişse öyle gidecektir. Faşizm sonradan gelişen bir sistemdir. Faşizm topyekûn bir saldırı demektir. Bugün her yerde halk, faşist baskılar ve saldırılar altında soluksuz mücadele etmekte ve direnmektedir.
Başta AKP-MHP faşizminin halkları inkar ettiği gözler önündedir. Kendi çıkarı için tek adam rejimini sürdürmeye çalışırken, önüne kim çıkarsa ezip geçmek istemektedir. AKP-MHP faşizmi kendisiyle sefalet, ölüm, katliam ve her türlü kötülük getirmektedir. Bu vahşet rejimi insanlığın başına bela olmuştur. Ekonomiden ekolojiye ve sosyal yaşamın tümü olmak üzere her yere saldırmaktadır. En fazla da kadınlara saldırmaktadır. Alanlarda yer alan yaşlı kadınlardan bile o kadar korkuyor ki, uşağı olan polislere talimat vererek, annelerimizi zorla yerlerde sürükleyerek zulüm ederek iradelerini kıracağını ya da gözlerini korkutacağını düşünmektedir. Ama bilmiyor ki yaşlı annelerimizden tutun küçük çocuklarımıza kadar bu faşist ve tek adam rejimini iyi çözümlemişlerdir. Bunun için nasıl bir direniş göstereceklerini Kürt halkı iyi bilmektedir.
Ne kadar AKP-MHP faşizmi dünyayı çete devlet sistemiyle dizayn etmeye çalışsa da, bunun karşısında hareketimiz büyük bir kudret göstermektedir. Özgür dağlardaki direnişin tüm Kürdistan’da halkta ki yansımasını alanlarda bir kez daha görmekteyiz. Halklar soykırımları unutmadığını, bu tek adam rejiminin zihniyeti zalim Dehaklardan ve Nemrutlardan geldiğini iyi bilmektedir. Dersim, Geliye Zilan, Madımak, Roboski, Efrin, Cizir, Sur ve Nusaybin’i unutmadık ve unutmayacağız. Aynı zamanda bu halk bir intikam ruhuyla 14 Mayıs’ı sabırsızlıkla bekliyor.
Faşizm ve sömürü sistemine karşı demokratik, ekolojik, kadın özgürlük paradigması 14 Mayıs’ta seçime girecek. Emek ve Özgürlük ittifakı Yeşil Sol Parti ile seçimlere giderken faşizmi de yerle yeksan edecektir. YSP insanlığın rengini, dilini, kültürünü, daha da somutu özünü temsil etmektedir. Çünkü insanlığın kültüründe emek ve özgürlük var. İnsanlık günümüze kendi emeğiyle, kültürüyle, sevgisiyle, paylaşımıyla bugüne kadar gelmiştir.
Aynı zamanda YSP kadın devrimini temsil eden bir partidir. Şimdi “jin jiyan azadi” heybetiyle tüm kadınlar gücünü, iradesini, birlik ve beraberliğini 14 Mayıs’ta dost ve düşmana gösterecektir. Yeşil renk kadının doğasını yansıtandır. Yenilik, canlılık, heyecan, coşkuyu, baharı temsil edendir. YSP kendisiyle doğuş getirmektedir. Kadın öncülüğünde yeniliklere ne kadar açık olduğunu alanlara dökülen halk gerçeği bize göstermektedir. Genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla bir ahenk oluşturan YSP halkın sesine ses, rengine renk, inancına inanç katmaktadır. Bu nedenle sandığa atılacak her bir oy zalimlerden hesap sorma ve faşizme tokat atma olacaktır. Bugün alanlarda bu slogan atılmakta “Kürdistan faşizme mezar olacak”. Halkımız bu coşkuyla sokakları, köyleri ve şehirleri dolup taşarak, biz hazırız tüm var gücümüzle seçim gününü hesap gününe çevireceğiz ve ülkemizi faşizmden temizleyeceğiz demektedir.
Yıllardır cennet ülkemiz, dağlarımız faşizmin topyekûn saldırıları altında maruz kalmaktadır. Yakılıp yok edilmekte, nehirlerinden barajlar yapılarak kurutulmaktadır. Ağacından, taşından, toprağından tutalım her gün ağır bombardıman altında kalmaktadır. Kaç tonluk kazan, taktik nükleer, termobarik bombalar ve zehirli gazlarla günün 24 saati özgürlük dağlarına ve özgürlük gerillalarına karşı insanlık suçu işlenmektedir. Bu hesabı kim faşizmden soracak? Tabi ki halk ve gerilla birleşip hesap soracaktır. Devrimci halk savaşıyla bu faşizm bitecektir ve kazanan halkların iradesi olacaktır.
Sarina Agiri