PKK Kazanmasını Bilen Harekettir-4

0Shares

Halen de çok eksiklikler var, ama yine de o dönemin kazandıran tutumu vardır. O dönemde yenilgiyi önleyen tutum vardır. Son tahlilde kazandıran tutum şimdi daha fazla kazanmanın imkanlarına ulaşmıştır. Bunun üzerine rahat yatılamaz, tam tersine, bu biraz yaşama şansı veriyor. Neye benzer bu? Yüzmede boğulacaksınız, kulaç atıyorsunuz. Yani belki boğulmamışsın, ama çok yorulmuşsun. O sırada bir teker yakaladın mı ona yapışmak belki senin canını kurtarır ya da sizi biraz rahatlatır, boğulmaktan kurtarır. Sizinki de biraz böyledir. Yani belki kulaç attınız ama, boğulmak üzereydiniz. Biz can yeleklerini attık, onları tuttunuz. Şimdi “bu normal bir yaşamdır yüzüyoruz” deyip kendinizi aldatmayın. Bu can yeleğidir o kadar. Her an gidebilirsiniz. Can yeleğiyle ne yapılır bellidir.

İşte bütün bunlar için acaba sorumluluk duygularını tam bu işe koşacaklar mı? dedik. Oldukça iddialı arkadaşlarımız var. Acaba bu temelde bütün bu hususları göz önüne getirmeye var mısınız? Daha yok. Yarın birçok alana git, oradakiler seni zorlasın, sen de gerçek bir taktisyen rolünü oynamadan karıştır. Ondan sonra da suçun sende olmadığına dair kendi kendini kandır. Biz böyle adam istemiyoruz, böyle çıkışlar, gidişler istemiyoruz. Bu arkadaşlar iki-üç defa gelip gittiler. Bu gidişler rolünü tam oynayamadı aslında. Ben bu gidişlerden bu sonuçları beklemiyordum. Tekrar bunun için sizin üzerinizde geniş, kapsamlı duruyoruz. Gidişleriniz, çıkışlarınız tarihe yaraşır olmalı. Bir de cesaretli olalım, cesaret işin yarısıdır, fakat diğer gereklerini yapalım. Evet, bu temelde varız.

Netleşin diyorum. İddia düzeyinizi gerçeklerimizle uyarlı hale getirin. Gerçeklerimizi göz ardı etmeyin, ciddiye alın. Biraz ciddiye almanız gerektiğini söylüyorum. Yani kendimize baş komutanlık süsü vermeyelim, ama bu işlere biraz göz-kulak olduğumuzu, takip ettiğimizi unutmayın. Bağlıyız birbirimize, sizin bağlılık düzeyiniz ile bizim bağlılık düzeyimiz arasındaki farkı görün. Biz de çalıştık siz de çalıştınız, biz de size bağlılık duyduk, sizde bize bağlı olmaya çalışınız. Fakat çok zayıf, bizi anlamak, kavramak çok yetersiz. Sizden fazla bir şey istemiyorum. Eğer “varım” diyorsanız, bu, sağlam bir anlayış ve tutum temelinde olmalıdır. Bakın bunun için iyi söz verin. “Varım” diyorsanız oldukça gerçekçi olmalı bu söz. Yani sizde birçok belirleme yapın parti için. Şemalar sunmaktan tutalım, bizzat somutlaştırmaya ilişkin yetki istemeye kadar tutum dayatabilirsiniz, kıyamet koparabilirsiniz, kimse size bir şey demez.

Yani sizden çok iyi komutanlar çıkmalı diyorum. Yoksa tersini söylemiyoruz. Önünüzü kesen yok. Tersine, acaba sizden yaman komutanlar çıkabilir mi diye düşünüyoruz. Bizim büyük özlemimiz budur aslında. Nereden birileri çıktı da bu işi çok köklü ve esaslı yerinden çevirecek?… Bu beklenti çok güçlüdür ve iyi bir beklentidir. Yani bizi derken kocaman bir tarihi, halkı hesaba katacaksınız. Boş yaşamıyoruz. Bakın önünüze çıkan sorunlar karşısında ne kadar cüce kaldınız? Ve şimdi dürüst olduğunuzu, aslında gerekeni yaptığınızı söyleyeceksiniz, ama biz el atmasaydık, üzerinde durduğumuz kişilik sizi imha edecekti. Yani az çok biz kurtardık. Geçmişte bir çoğunuzun başına bu geldi. Farkında bile değilsiniz, ama bu gerçektir ve bazıları bu şekilde şehit düşmüştür. Bazı dayatmaların sonucu olarak onlara tam ulaşamadık.

Tabii hepiniz için bunun böyle olduğunu biliyoruz. Sizin için öyleydi. Yani “olsun, önemli değil”, istediğiniz kadar “haklıyız” deyin, ama görünmez bazı kuvvetler de karışır ve hiç beklenmedik yerde sizi götürür. Önderlik uyanıklığı, bunu önleme gücünde olmayı da gerektirir. Yani bütün bunları söylerken sizi zorlayacağız diye değil de gafletinizin olası sonuçlarını daha net göstermek içindir. Böyle terbiye edinmeyi kendinize yakıştırın. Özgür bir devrimci, özgür devrimci ordulaşmaya gelmesini bilmelidir. Özgür bir insan, şeref ve onurunu nasıl ayakta tutabileceğini, düşmanı nasıl yere sermesini bilmesi gerekiyor.

Bir köle özgürleşmeye kalkışırsa büyük bir adım atar. Bir özgürlükçünün köleleşmesinin çok geri bir tavır olduğunu unutmamak gerekiyor. Acaba bu noktaları da anlayabilir muyuz? Örneğin bir köle, bir gün özgürleşmek için muazzam sabreder, muazzam disipline gelir. Ama bir özgürlükçünün kendi elleriyle kendine en kötü sonu hazırlaması özgürlüğün gereklerinden değildir. Özgürlüğün bir sonucu olmasa gerek. Ama olan da budur. Bu bizi şuna götürüyor; sizler halen özgürlük ve kölelik arasındaki ayrımın da farkında değilsiniz. Aslında görünüşte özgürsünüz, fakat dipten oldukça köleleştirilmişsiniz. Dolayısıyla kişilik için söylediğimiz dikkate alınmalıdır; ne kölenin özgürlüğüyle karşı karşıyayız, ne de bir özgürlükçünün kendisiyle. Durum karışık. Bunun için özgürlük değerleri bilinmediği gibi, köleliğin de alçaltıcılığı fazla duyumsanmıyor. Bu ayrımı da iyi yapalım, bu konuda da netleşelim.

Aslında bütün bunların PKK’de çok iyi tartışıldığını, özgür tartışma imkanının başlı başına büyük bir değer ifade ettiğini belirtebilirim. Bunun uğruna her şeyimizi sunduk. Tartışma özgürlüğü uğruna inanılmaz bir önderlik ustalığı sergilendi. Anlamayan, tartışmadan sonuç çıkarmayan ben değilim. Ordulaşma dev bir özgürlük hamlesidir. Bunun büyük ihtirasını, coşkusunu taşımayan ben değilim.

Önder Apo
(2 Mart 1992 Önderlik Çözümlemesinden Derleme)

Attachment