Halk Savaşı Özgürlük Savaşıdır-2

0Shares

Yaşam mı istiyorsunuz? Yaşam sizin hakkınızdır, ama nasıl bir yaşam? Büyük bir sorununuz var  sadece size söylemiyorum, bütün Kürt halkına söylüyorum  yaşam güzeldir. Değil sadece karnını doyurup hayvan gibi soyunu sürdürme; yaşam, yani bazı şerefli şeyler uğruna ülkeye sahip olan, tarihe sahip olan, bir özgür ruha sahip olan, bir partiye sahip olan yaşam. Hatta maddi olarak da bazı şeylerin elde edilmiş olması gerekir. Bir çalışmaya sahip olmak, bir sağlığa sahip olmak, bir öğrenime sahip olmadır. Yaşam bunlarla güzeldir. Biz Kürtlerin elinde bunlar yok, bunlar daha önce ellerimizden alınmış. Bakıyorum size, sanki hepsi özgür olanların evlatlarıymış gibi, dedeleriniz, babalarınızın hepsi özgürleşmiş, ülkeye sahipler, şerefe sahipler, tarihe sahipler her yönüyle iyilermiş gibi davranıyorlar. Sanki bir şerefe sahipsiniz, zaten özgürlük için fazla bir şeye de ihtiyacınız yok, önceden özgür doğmuşsunuz gibi davranıyorsunuz.

Duruşunuz budur, bu duruş en büyük ihanettir. Kürdün kendini kandırma olayı bu noktadadır. Özgür olmadıkları halde kendilerini özgür sanıyorlar; ülkesizdir, kendini ülke sahibi sanıyor; Partisizdir, kendini Parti sahibi sanıyor; çaresizdir, kendilerini güç sanıyorlar; cahiller kendilerini akıllı sanıyorlar. Bunun için de doğru şeylere tenezzül edip öğrenmiyorlar. Bu yükü bir çelişkidir ve sizi felçli duruma getirmiştir. Her şeyden önce yaşamınızdaki bu çelişkiyi çözmelisiniz. Kendinizi dönüştürmeyi bile ihtiyaç olarak görmüyorsunuz. Bu biçimiyle yürüyorsunuz, bunca yıldır sizi bu durumla karşımdasınız, sizi kabul etmiyorum. Köle insan, düşürülmüş insan, yaşamda bir şey anlamayan insanı, ben nasıl şerefli ve örgütlü güç olarak sayacağım? Bunu beyninize iyi yerleştirin. Kendi derdini bilmeyene nasıl ilaç verebiliriz? Kendi hastalığını bilmeyen, nasıl sağlığın değerini bilebilir? Kedi yüreksizliğini, kendi imansızlığını bilmeyen, nasıl yürek, iman sahibi olabilir? Burada biraz dürüst olun.

Bunların hepsi yaşamın esaslarıdır. Eğer içinizde bazı arkadaşlar  bütün arkadaşlar hatta  gelişmek istemiyorsa açık belirtsinler. On yıldır savaş içindeler, o dağlarda düşmana karşı büyük bir güç olamamışlar, büyük bir örgüt olamamışlar. Sebebi nedir, neden? Şimdiye kadar da bu çelişkiler içinden çıkamamışlar. Esas çelişkilerini, yaşam ve özgürlük çelişkilerini çözememişler. Ahmaklık temelinde, kölelik temelinde insan büyüyemez ki! Sizin büyüyememenizin, çaresizliğinizin altında yatan neden budur. Bu sizin suçunuz değil, aile sizi kandırmış devlet sizi kandırmış, Parti içinde önderlik adı altında sizi kandırıyorlar, siz kendi kendinizi kandırıyorsunuz. İşte çare bu söylediklerimizdir. Kendiniz bu durumu çözeceksiniz. Doğru yaşam sizden ne istiyor. Parti sizi buna mecbur etmiyor.

Bu sizin şerefinizdir, özgürlük yaşamının yolu açılmazsa, başka türlü de yaşam olmaz. Anlamadan, bu temelde savaş verilmeden yaşam olmaz. Ben kendimi nasıl yokluktan var ettimse, siz ben daha fazla kendinizi yapacaksınız. Neden? Çünkü önünüze koyduğumuz imkanlar benimkinden daha fazladır. Partinin temsil edilmesi meselesinde, hatta insanlık temsilinde bile bu sorunu çözeceksiniz. Tekrar etmek istemiyorum. Eğer bu noktada kendinizi çözümlerseniz; sonunda halk içinde, düşman karşısında, savaş ortamında, nerede olursa olsun, doğru yürüyebilirsiniz. Savaşta yerinizi alabilirsiniz. Parti çizgisinin temsili temelinde kendinizi çözmüşseniz, o zaman büyük savaşa da el atabilirsiniz.

Savaşımımız sadece dağda savaşmayla, gerilla savaşıyla sınırlı değildir. Halk arasındaki siyasi savaş, ideolojik savaş, örgütsel savaş, kültürel savaş, sanatsal savaş bir bütün olarak rolünü oynayabilir. Ama ancak belirttiğim kişilikle bu rolü oynayabilir insan. Bu savaşı getirip üzerimize attılar. Halk içinde, halk gerçekliğine dayanarak ne yapabilirsin? Kadın örgütlenmesine, çocuk örgütlenmesine, yaşlılar örgütlenmesine, köylüler örgütlenmesine, şehir örgütlenmesi, işçi örgütlenmesine, burjuva örgütlemesine, ağa örgütlenmesine nasıl yaklaşacaksın? Ne alabilirsin, ne verebilirsin? Bunların hepsi için bu özellikler gerekiyor. Özelliklere göre yaklaşım gerektiriyor. Burada, kendini bazı yönleriyle geliştirmek isteyen varsa, bu gerçekleri mutlaka görmelidir. Halk kendisi ayağa kalkardı. Eğer bir kaç sözle olsaydı, şimdiye kadar halkı yüz defa kurtuluşa götürmüştüm.

Bizden çalışma istiyorsunuz, halk için çalışmak istiyorsunuz. Bunun üzerinde çok derinlikli durduk. Derin bir halk çalışmasını isteyen de yok, küçük bir çalışmadır. Bu temelde rahatlıkla yapabilirsiniz. İdeolojik çalışmaların hepsini kendimiz yürütüyoruz. Yürüyebilmeniz için size ne kadar gerekliyse, o da hazır önünüze konulmuştur. Partinin stratejisi, Partinin taktikleri, biz bu durumları derin ele alıp çözmüşüz.

Gerilla savaşı, askeri savaşım konularına gelelim. Savaş bir sanattır. Siz savaş sanatı üzerinde durmuyorsunuz. Bir savaş ki parti esaslarını yüzde yüz, Parti önderlerinden istiyor. Gerilla savaşı dağ savaşıdır. Gerilla savaşı nasıl rolünü oynar, yeri nedir?

Her şeyden önce, savaş tarihi, halk savaşı, halk ordusu tarihi ve bizim savaş tarihi derslerini özümseyerek, kendinizi bilinçlendireceksiniz. Sizin yürüttüğünüz bu savaş üzerinde çok durdum. Nefes nefese 15 yıldır, 15 Ağustos’tan bugüne hazırlık da yapıyorum. Ülkeden çıkışımız, buradaki 18 yıldır yürüttüğümüz çalışmalarımız bu savaş içindi.

Şehidimiz Hayri Durmuş’un kendisi söylememişti, “borçluyum” diye. Halbuki arkadaşın çok fazla hatası da yoktu. Partiye zarar vermemişti, silahını, parasını, örgütünü düşmana vermemişti. Fakat bazı görevleri vardı. Neydi bu görevler? Ucuz düşmanın geline geçememekti, düşmanın elinde Partiyi zora sokmamaktı. İşte bu noktada kendini çok borçlu sayıyordu. “Ben borçluyum” diyordu, hatta çok büyük bir direnişi de sergiledi, yine de kendini borçlu sayıyordu. Bunlar emirdir, PKK’de bunlar benim için bir emirdir. Biz bu temelde Partiyi yürütüyoruz. “Ben bunu duymuyorum, görmüyorum” diyen bu kesimi artık kabul etmiyoruz, böyle söyleyenleri kabul etmemiz mümkün mü? Biz şehitlerin vasiyetine sahibiz, şehitlerin anılarına sahibiz. Bunlar bizim gerçek esaslarımızdır. Bunların dışındaki her şey yalandır. Şehitlerin gösterdiği yol doğru yoldur. Ben birisinden bahsediyorum, ama PKK’nin binlerce şehidinin hepsi de böyledir. Onlar bizim için esastır, emirdir.

Dışarda düzeniniz kalmamış. “Ne olursa olsun, bir canım var, onu da verdim, bundan başka benden ne isteniliyor” diyorsunuz. Sorun bu değildir, bir can vermekle sorunlar hal olmaz. Sadece can vermekle bu iş olsaydı, bu kadar şehit verdik. Sorun yaşamın esaslarıyla hal olur, sorun savaş esaslarıyla hal olur. Burada kendini sorumlu tutacaksın.

Her şeyi benim omuzlarıma yıkmışsınız. “Ne kadar yetersizliğim de olsa nasıl olsa başarı Önderliğin çalışmasıyla gelir” diyorsunuz. Biraz vicdanlı olun, neyim var benim. Fakir, borçlu, hatta devlete bile borçlu olarak öğrenim gördüm, bir yıl memurluk yaparak aldığım parayla bu işe başladım. Büyük bir çalışmayla size bu kadar imkan yarattım. Bu imkanlar gökten mi bana gönderiliyor? Arkamda devlet mi var? Hayır! Bunu iyi bilmeniz gerekir. Devlet yok, hepsi düşmandırlar. Bazı imkanları taktiklerle, dostane ilişkilerle önünüze koymuşuz.

Eğer askerlik derslerini tamamlamak istiyorsanız, bu noktada vicdanınızı, bilincinizi çok dürüstçe göz önüne getireceksiniz. Bundan başka çareniz yoktur.  “Yaşam değerlidir” diyorsunuz. Doğrudur,  yaşamınıza değer vermek istiyoruz. Partinin, halkın yaşamına da değil, kendi yaşamınıza sahip çıkmak istiyorsanız, biraz doğru yaklaşın. Sizi zorla savaş içine gönderen yok, kimse sizi zorla düşman karşısına göndermiyor. Size kedi gibisiniz demek gerekir. Kendini korur, etrafını da parçalar. Kedi gibi savaşıyorsunuz. Kendinizi savunmanız için, elde ne varsa parçalıyorsunuz. Bu tarz, halk savaşı tarzı değildir, aslan tarzı savaş değildir; sizin savaşınız kedi savaşıdır. Kendi savunman için, çevrenin savunması için, ne yaparsan yap yaklaşımıdır. Böyle olmaz! Ayrıca kedi savaşta başarılı olamaz.

Her şeyden önce dedik ki, gerilla aslan tarzıyla kaplan tarzıyla dağa girmelidir.  Siz bunu da anlamadınız. Bunları size neden söylüyorum. Eğer kendinize saygınız varsa, dürüst iseniz gerçekten bir yaşam istiyorsanız veya kendinizi yaşatmak istiyorsanız, bazı şeyler vardır ki, ekmek, sudan önce istenilir. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılıdır.

Halk savaşı, özgürlük savaşı, kahramanların savaşıdır, yiğit insanların savaşıdır. Yiğitliğiniz olmazsa kalamazsınız. Yiğitlik nedir? Yiğit, hem savaşını kahramanca verir, hem de çok ahlaklı ve disiplinlidir. Bir kelimeyi bile yanlış söylemez. Bir adımı bile yanlış atmaz. Bunlar olmazsa bu savaşta kalınamaz.

Önder Apo
(Ekim 1995 tarihindeki çözümlemeden derleme yapılmıştır.)

Attachment