Bin Yılların Erkek Egemenliğine Karşı Genç Kadın Direniş Çağı

0Shares

Toplumlar tarihinde en öncü, aktif, politik, fedakar, cesaretli, yaşam dolu aynı zamanda en çok bastırılan, iradesizleştirilmek istenen, şiddet uygulanan, taciz ve tecavüz politikalarına maruz kalan, politika dışı bırakılan, korkulan ve korkutulan, katledilen kesim gençlik ve kadın kimliğinden kaynaklı genç kadınlardır. Bin yıllardır bu şekilde bir dualiteyle kendini bugünlere kadar getiren genç kadın kimliği bugün de büyük saldırılarla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Tarihte yürüttükleri mücadelelerin faturasını canlarıyla ödemek zorunda olan tanıdığımız ya da tanıyamadığımız binlerce kadın vardır. Ve bu bugün yürütmekte olduğumuz mücadelede bu kadınların bizlere bıraktıkları miras üzerinden gelişmekte, büyümektedir. Aynı zamanda tarihteki tüm devrimlerde öncülüğün gençlik kesimi tarafından gerçekleştirildiği çok açık bir şekilde görülmektedir. Toplumdaki gençlik kesiminin adaleti, korkusuzluğu, fedakarlığı, değişime ve yeniliğe açık olma özelliği tüm devrimleri fitilleyen kıvılcım olmuştur. Bu yüzdendir ki erkek egemen sistemi tarihten günümüze her zaman gençlik ve kadınlara karşı büyük bir öfke duymuş ve her daim bu iki kimliğe karşı sindirme politikaları uygulamıştır. Genç kadınlar da her iki kimliğe sahip olduğundan kaynaklı bu politikalardan en çok nasiplenen kesim olmuştur.

Günümüzde de genç kadın üzerine yürütülmek istenen her türlü fiziksel ve zihinsel politikalar ataerkil sistemin kendini var edebilme temelini oluşturmak adına yürüttüğü bir politikadır. Genç kadınlar bu şekilde kendi doğalliklarından uzaklaştırılarak aynı zamanda var olan gerçekliklerinden soyutlanmaktdırlar. Bu yüzden de kendi yaşadıkları hayatın erkek zihniyetine göre şekillendiğinin farkında olamamaktadırlar. Birçok genç kadın bireysel özgürlük için basit bir yaşam peşinde koşmaktan başka bir hayat düşünememektedir. Bugün genç kadınlar fiziki istismarın yanında her gün ve her saat hem ruhsal ve fikirsel saldırılara hem de duygusal şiddete maruz kalıyorlar. Bunu yaşayan binlerce kadın var bunların hakkını savunabilecek ve kadın mücadelesi adına en büyük direnişleri sergileyecek ve öz savunma mücadelesi adına toplumu her yönden savunabilecek güç genç kadın gücüdür, aynı zamanda özgür bir yaşamın yaratımı da buna bağlıdır. Bu yüzden de genç kadın çalışmalarının gelişim düzeyi şüphesiz toplumun gelişim düzeyini yansıtır.

Sistem tarafından özelikle sosyal medya, reklam ve diziler üzerinden türlü türlü araçlarla adeta genç kadınların beyinleri sulandırılmakta genç kadınlar imkansız ve anlamsız sahte hayal alemlerine sürdürülmekte, ölçü tanımazlık özgürlük adı altında genç kadınlara ve gençlere sunulmakta ve kapitalist modernite kendisini özellikle gençler ve kadınlar üzerinden yürüttüğü iğrenç politikalarla iktidarlığını dünya üzerinde sürdürmek istemektedir. 5 bin yıllık kadın ve genç kesime yönelik egemenliğin ve tüm saldırıların en aşağılığını kapitalizm yaşatıyor bu yüzden de bu sisteme karşı şu ana kadar hiç olmamış bir şekilde büyük bir mücadele gereklidir bunun da öncülüğünü kadınlar ve gençler yapmalıdır , burada da en büyük rol genç kadınlara düşüşüyor genç kadınlar burada iki kimliğe sahip ve her iki taraftanda en büyük saldırılara maruz kalan kesimdir bir yönüyle toplumun en büyük güç kaynağı bir yönüyle de sistem tarafından en fazla saldırıya uğrayan genç kadın isyancı özelliğini her zaman korumalıdır ve mücadelesini kat be kat artırmalıdır. Bir diğer konu da erken yaşta evliliğin günümüzde bir hayli artmış olması. . Genç kadınlara gösterilmek istenen ilişki tarzı tamamıyla bedenine ve fikirlerine yönelik bir hakimiyetle kurulmak istenmektedir. Genç kadınlarının erken yaşta evlendirilmesi tamamıyla erkek zihniyetinin bir ürünüdür bu şekilde şunu dile getirmek istiyorlar kadın ancak ve ancak dört duvar arasındaki bir yaşam alanında kendini var edebilir ve sadece bir evi çekip çevirmek ve bir erkeğin soy sürdürümü için çocuk doğurmakla görevlidir. Zaten genç kadınların içerisinde olduğu yaşam ya da toplum genç kadınları bitirmişken yok etmişken kadının özgürlük olarak evliliği seçmesi de kadini adeta sömürmekte ve katletmekte. Bunu yolu seçmeyen kadın ahlaksız namussuz kadındır, ve hiç birşekilde toplum tarafından kabul edilmemesi gereklidir zihniyeti çok yaygındır.

Genç kadınların özellikle güzellik anlayışları ve güzelliği ele alış biçimlerinin üzerinde iyice durmak lazım, çünkü sistem tarafınfan belirlenen beden ölçülerine sığmış, erkeğin cinsel güdülerini tamin edecek bir bedene sahip olan kadın güzeldir anlayışı hakim, bu da genç kaadınların kendi öz benliklerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Kurnaz sinsi sömürgeci ve katliamcı erkek zihniyetine karşı kadının ve hatta genç kadın kesiminin direnişi ve mücadelsi susmayışı önemli bir devrimdir artık ne susmanın ne de yerinde durmanın zamanıdır.

Burada mühim olan şey ulusal kurtuluş ideolojisini gerçekleştirecek genç kadınlar yaratabilmektir. Bu bir yaratılış sürecidir. Savaşmak, hem ruhta hem fizikte hem de fikirde özgürlük ideolojisne uygun özgür genç kadınlar yaratmak çağın en büyük devrimi olacaktır. Kapitlist sistem türlü türlü yöntemlerle genç kadınların hayallerne saldırmkata, görüldüğü gibi bir genç kadının tek hayali kendini sadece sisteme kabul ettirmek oluyor. Bu yüzden de baktığımızda bir genç kadın, toplumun en dinamik ve öncü gücü olması gereken kesim kendini değil başkasını yaşıyor kültürünü yansıtacak kıyafetleri değil başkasının belirlediği ya da beğendiği kıyafetleri giyiyor, içinde yaşadığı bedeni değil erkek zihniyeti tarafından belirlenen ve arzulanan bedende şekillenmeye çalışıyor bu da kendi gerçekliğinden uzak bi genç kadın doğuruyor. Genç kadın sistemin tipik ve sahte hayallerine kanmamalı ve sistemin tüm saldırılarını redetmelidir. Genç kadın özgürlüğünü ele alırken aynı zamanda yaşamın özgür olması gerektiğini de ele alıyor ve bundan dolayı da yaşamda var olan tüm canlıların özgürlüğünü ele alıyoruz. Etrafımızda var olan doğal yaşamın sistemin kirli ellerinden uzak olmasınıı alıyoruz. Genç kadın ruhunun ve fikirlerinin sistemin tüm kirliliklerinden uzak ve temiz bir ruha ve fikre sahip olması lazım. Erkeğin ve onun yarattığı zihniyetin artık kadını bir seks objesi olarak değil bir özgürlük gücü olarak görmesi gerekmektedir. Önderliğin de dediği gibi kadın özgür olmayana kadar ne erkek ne de toplum bu kölelik durumundan kurtulamayacaktır. Bu yüzden biz bugün kadın kurtuluşunu ele alıyorsak bu aynı zamanda bir erkeğin kurtuluşunu ve bir bütün toplumun kurtuuşu demektir, kadının özgürlüğü tüm özgürlüklere açılan bir kapıdır. Genç kadın eğer kendini sistemin tüm iğrenç politialarından arındırısa özgürlüğe büyük bir adım atmış olur. Bu yüzden de kadının öncelikle gerçek gücünün farkına varması gerekmektedir. Genç kadınların en büyük gücü en büyük silahı ideolojik ve fikir olarak Önderlik felsefesine sarılmak ve bu felsefeye bağlı olmaktır, ve en önemli güçlerinden birisi de örgütlü bir güce sahip olmaktır.

Bu sıradan ve sistemin içine hapsedilmiş bir genç kadın ruhu değil örgütlü ne yaptığını bilen bir ruh olmalıdır. Eğer genç kadın zayıf bir örgütlülüğe sahipse her türlü saldırılara maruz kalmaya açıktır, bu yüzden örgütlülük her genç kadın içim en önemli mücadele aracıdır. Burada genç kadınlardan istenen şey tüm yaşam alanını özgürlük meşalesiyle aydınlatmaktır. Bu yüzden de öncelikle Önderlik felesefisini anlamak kavramak ve kavratmak her genç kadın için en temel görevdir. Genç kadınların en önemli ihtiyacı sistemin yarattığı kişilikten kurtulmak ve yeni bir özgür genç kadın kişiliği yaratmaktır. Görüldüğü gibi Kapitalist sistem hiçbir zaman boş durmamakta, sürekli kendini doyurabilmek ve yaşam süresini daha da artırabilmek adına her türlü iğrenç ve saldırgan politikalara başvurabilmektedir. Yaşamın her alanını ve her anını kendi istediği tarzda dizayn etmeye çalışmaktadır. Bu yüzden her genç kadının başlıca sorumluluklarından biri de direniş bayrağını sıkıca tutmak ve Kürdistanın ve dünyanın her alanında dalgalandırmaktır.

Nazelin Amed

Attachment