Roza Amed
Sesizce yürüyorum
Sonbaharda esen rüzgârlarla bir bir düşen yapraklar eşlik ediyor
Hafifçe bir türkü mırıldanıyor dudaklarım
Rüzgârsa ritim oluyor bana
Göçe başlayan kırlangıçlar türküme kulak vermekte çam ağacının üstünde
Biliyorum bu türkü onlara da garip gelmiyor
Onlar da ayrılığı özlemi taşıyorlar yüreklerinde
Kanatlanıveriyorlar birden
Bense yürümeye devam ediyorum
Yönüm batmaya yüz tutmuş olan güneşe dönük
Kızıl kızıl olmuş bir senfoniyi hatırlatıyor bana
Her dilden her renkten.
Yürümeyi bırakıp seyre koyuluyorum
Kendisiyle beni de götürmek istercesine yüreğime işliyor
Sarı kırmızı portakal rengiyle.
Gözlerimin alabildiği kadar
Iraklara ve ıraklara dalıyor
Öylece kala kalıyorum
Ta ki gecede parlayan yıldızlarla yolculuğum bitene kadar
Ve tekrar yürüyorum
Yaprakların hışırtısı, kuşların sesi
Daha bir uzak gelmekte şimdi
Yürüyorum rüzgârın kucağına bırakarak kendimi
Ve gidiyorum
Yeni yollara yeni diyarlara…