Hazırlayan: Gulan Botan
12 Eylülden bu yana PKK ve PAJK’lı tutukluların başlatmış oldukları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerine (demokratik ve özgürlükçü birçok kişi ve kurumdan destek eylemleri sürüyor) demokrat olan birçok kesim ve birçok yerden destek eylemleri yapılmaktadır. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü ve anadilde eğitim ve savunma hakkını talep eden PKK’li ve PAJK’lı tutuklular için medya savunma alanlarından gerillalar bizimle görüşlerini paylaştılar.
Zelal Derik: Öncelikle PAJK’lı ve PKK’lı tutsakların, başlatmış olduğu süresiz ve dönüşümsüz açlık grevini saygıyla selamlıyorum. Genel olarak dünyada daha önce yapılmış olan açlık grevi eylemlerine baktığımız zaman hiçbir yerde böyle kitlesel bir açlık grevi başlatılmamıştır. Onbinlere varan bir sayıyla hiçbir yerde açlık grevi yapılmamıştır. Eğer yalnızca Türkiye’de böyle bir grev başlatılıyorsa, bu sistemin yetersizliğinden ve yaşam sorunlarına cevap olmayışından kaynağını alıyor. Türk devleti sadece Kürtlerin değil hiçbir halkın haklarını kabul etmiyor. Kürtler, ezilen tüm halklar adına yok saymaya, inkara en çok da imhaya dur demek için böyle bir greve başlamayı gerekli gördüler. Bu önemli ve halklar adına da oldukça değerli bir irade ve tavırdır. Bu haykırış sadece Türkiye sistemi için değil halkların iradesine saldıran her türlü egemenliğe karşı iradeli bir duruşun haykırışıdır. Somut olarak şimdi Türkiye de süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi 12 Eylülden bu yana sürmektedir. Bu açlık grevi hem Kürtlerin tarihinde bir dönüm noktası olacak hem de ezilen halklar için bir başkaldırı örneği olacaktır. Çünkü onbinlerce insan tüm engellere rağmen böyle bir açlık grevine girdiler. Bazılarının sağlık koşullarının buna el vermemesine rağmen onlara izin verilmemesine rağmen kendi dayatmalarıyla süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerine katılıyorlar. Yurtseverinden kadrosuna, yani özgürlük eğilimi olan ve benliğinde insanlık onuru olan herkes bu greve katılıyor. Çünkü kendi iradelerini ortaya koymak istiyorlar. En önemlisi de Önderliğimizin özgürlüğünü ve anadillerini yani en doğal haklarını talep ediyorlar. Bu ölümü kabul etmek değildir. Bu kendi istedikleri yaşam uğruna bedel vermeyi göze almaktır.
Şimdi bazılarının sağlık durumları kötü ve gittikçe de kötüye gidiyor. Ama onlar kendi istedikleri özgür yaşama doğru gittiklerini bildiklerinden kararlarından dönmüyor, inançlarını büyütüyorlar. bu “Özgürlüğün bedeli ne olursa olsun vermeye hazırız” demenin iradesidir. İnsan olan, vicdanı olan her yaştan insan bu eyleme destek verebilmelidir. Çünkü bu kararlılık ve irade, özgürlük ve irade istemi olan her insanın eylemidir.
PKK ve PAJK davasından yargılanan tutsaklar için şunu belirtmek gerekiyor. Bu tarihi bir açlık grevidir. Tarihimizin tüm sayfalarında yerini alacaktır. Özgürlük yolunda ve özgürlük için yapılan bir grevdir. Eğer bir ölüm varsa da diyorum ki irademizle ve özgürlüğümüzle olsun. Bilsinler ki yalnız değiller. Bunu açlık grevinde bulunan herkes için söylüyorum. Gencinden büyüğüne dört duvar arasında yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Yüreğimiz ve ruhumuzla sizinleyiz. Mücadele bir çok alanda ve şekilde devam ediyor. Yüreği özgürlük uğruna atan her militan ve gerilla haklı davamızın başarıya ulaşması için mücadele ediyor. Açlık grevleri eylemi sonuç alacaktır. Bu kadar zaman ve bedelden sonra sonuçsuz kalmayacaktır bu eylem. Yine bu eylemin destekçileri olarak milyonlarca Kürt halkı ayaktadır. Özgürlük ve demokrasi eğilimi olan kesimler de destek amaçlı eylemlere katılıyorlar. Gerek halk gerekse de gerilla olarak onları yalnız bırakmayacağımızı bilsinler. Hepimizin ortak şiarı “Ya Önderliğimizin Özgürlüğü, Ya Önderliğimizin Özgürlüğü
İnançlarının büyük olduğuna inanıyorum ki inançları büyük olmasaydı eylemleri bu denli büyük olmazdı. Bu Kürt halkının özgürlük düzeyini de yükseltecektir. Hepsini Önderlikli özgür günlerde görüşme umuduyla selamlıyor ve başarılar diliyorum.
Şineba Şanstêr: Öncelikle İmralı’dan yükselen büyük direnişi selamlıyorum. Yine düşmanın tüm yönelimlerine ve saldırılarına rağmen direnişin sınırı olmadığını bir daha gösteren açlık grevindeki herkesi dağların yüceliği ve kavgamızın sıcaklığıyla selamlıyorum. PKK’li ve PAJK’lı tutsaklar başta olmak üzere tüm özgürlük ve demokrasi savaşçılarının süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri bizim için çok anlamlıdır. Tarihimizde seksenli yıllarda da bu tür eylemler yapılmıştır. Bu açlık grevleri düşmanın tüm teknik yönelimlerine ve özgürlük mücadelesini daraltarak bitirme eğilimlerine karşı büyük bir cevaptır. Özellikle 5 Kasımdan sonra onbinleri bulan bir sayıya ulaşması özgürlük talebinin büyüklüğünü bir kez daha ortaya koymuş ve mücadelemizin kırılmak yerine dağlarda başlayan devrimci hamleyle birlikte büyüdüğünü göstermiştir. Özgürlük mücadelesi sadece dağlarda değil her yerde büyük bir dalga gibi büyüyor. Çünkü Kürt halkı her yerde ve özgürlük türküleri sınır tanımadan her yerden yükseliyor. Metin Aydının tek başına bu cesareti göstermesi yine fiziği el vermemesine rağmen kendi öz iradeleriyle süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerine katılımların çoğalması iradenin büyüklüğünü bir daha Türk ordusu ve egemen güçlere göstermiştir.
Ali Çiçek daha ömrünün baharında bir gençti, tarihi kendi bedeniyle yazmaya başladığında. Kemal Pirler bilirdi özgürlük tutkusunun büyüklüğü kadar bedelinin büyüklüğünü. Biz Kürt halkının evlatları olarak tarihimizi unutmadık, dağlardan ve zindanlardan yine serhıldan meydanlarından yükselttik isyan bayraklarımızı. Bu gün dalgaları büyüyor elbet, her ne kadar AKP hükümeti bitti dese de…
Türk devleti tüm teknik ve psikolojik gücünü kullanarak saldırılarını çoğaltarak bizim özgürlük taleplerimizin düzeyini düşürmeye çalışıyor. Çünkü artık bir şeyler yapmak zorunda olduğunu, sisteminin çöküşle yüz yüze olduğunu iyi bilmektedir. Gerillanın başlatmış devrimci hamle yine tutsak yoldaşlarımızın 12 Eylül’de başlatmış olduğu süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi Önderliğimizin özgürlüğünü hedeflemektedir. Açlık grevinde olan yoldaşlarımız davada yalnız olmadıklarını bilsinler…
Bu mücadele Önderliğimiz özgürleşene, anadilimizde halkımız eğitimini görene ve savunmasını yapana dek aralıksız sürecektir… Biz gerillaların başlatmış olduğu hamlenin şiarı “Ya Önderliğimizin Özgürlüğü, Ya Önderliğimizin Özgürlüğü…” Bizim bundan başka bir yolumuz yoktur, olmayacaktır.
Leyla Lorin: Özgür dağlardan sıcak bir yürekle kahraman arkadaşlarımın grevlerini ki bir tarih yazıyor ve yazdırıyorlar, açlık grevi eylemlerini selamlıyorum. Yine sıcak ve yürekten selamlarımı tekrar gönderiyorum. Onlara diyorum ki siz yalnız değilsiniz biz sıcak ruhumuzla sizin yanınızdayız. Değerli yoldaşlarım sizin eyleminiz tarihi bir eylemdir, içinde Kemal Pirlerin izi var. Yine Mazlum Doğanların direniş ruhunu barındırıyor. Onun içinde eyleminiz başarıya ulaşacaktır. Ayrıca Önderliğimiz üzerindeki tecrit de sizin eyleminizle kırılacaktır. Sizin başlatmış olduğunuz süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi Önderliğimizin üzerindeki tecridin son bulmasıyla, onun özgürleşmesiyle amacına ulaşacaktır.
Bu eylem hepimizin iradesi olan Önder APO’nun özgürlüğünü hedeflemektedir. Onun için de eylemlerimiz gittikçe sınır tanımadan büyüyor. Ayrıca tek başına olmasına rağmen süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevine katılmış olan Metin Aydın’ın eyleminin de büyük bir iradenin ifadesi olduğunu tekrar hatırlatmak gerektiğini düşünüyorum. Bu iradeyi yaratan Önder APO’nun savaşçıları da mücadelelerinde sınır tanımayacaklardır.
Onun içinde büyük bir saygıyla tekrar eyleminizi selamlıyorum. Çünkü Önder APO’nun özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür. Bir daha diyorum orada yalnız değilsiniz dağlarda onbinlerce gerilla sizinle birlikte aynı davanın yolcularıdır. Şiarımız “Ya Önderliğimizin Özgürlüğü, Ya Önderliğimizin Özgürlüğü…” Bundan başka yol bizim için yoktur…