• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Tencere Dibin Kara Seninki Benden Kara

25 January 2014
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Nûjiyan ERHAN

Bugünlerde tüm dünya basını Suriyeli bir askerin yayınlandığı işkence fotoğraflarını konuşuyor. Bu fotoğraflar, Suriye rejiminin insanlar üzerinde uygulamış olduğu işkence ve vahşeti belgeliyor. Bu fotoğrafların yaklaşık 55 bin olduğu söyleniyor. Yayınlananlar bu rejimin imzasını attığı vahşetlerin içinde sadece devede kulak gibi kalıyor. Rejim kurulduğu ilk günden bu yana hiçbir şekilde muhalefete, farklı bir renge tahammül edememiş ve bu tahammülsüzlüğü bomba, mermi, işkence olarak halka geri dönmüştür.

 

Ancak tuhaf olan şey sanki bu yandaş medya güruhu Amerika’yı yeni keşfediyor. Sanki şimdiye kadar bilmiyorlardı ve haberleri yoktu.  Sanki şimdiye kadar Suriye zindanlarında insanların katledildikleri ve işkenceyle ortadan kaybedilmeleri gibi bir durum yoktu ve insanlar böyle bir durumdan kaynaklı ülkelerini terk etmek zorunda kalmadı!

Haseki’deki Ğeveran cezaevinde insanlar diri diri yakılmadı!

Amudê sineması ateşe verilmedi ve 182 çocuk bu alevlerin kucağına salınmadı!

Kamışlo katliamı yaşanmadı!

Özellikle cezaevlerinde Kürtlere sistematik işkence yapılmadı ve Bavê Cudi işkencede vahşide öldürülmedi!

Sanki Erdoğan Esat’la flört ettiği zamanlarda insanlar Suriye’de mutlu mesut, demokrasi içinde yaşıyorlardı da bu savaş sürecinde nedense bu sevgili dost bir anda bir canavara dönüştü!

Belki de kim bilir Erdoğan’sızlık Esat’ın gözünü kör etti ve bu terk ediliş onu vahşileştirdi. Hani olur ya bu Türk filmlerinde terk edilen sevgili bir anda kendini kaybeder ve sağa sola saldırır. Ve bu hıncını da masum halktan alır. Böyle diyelim ve onlara yeni keşiflerinde başarılar dileyelim de.

Yani şimdiye kadar görememelerini ve görmemek zorunda olmadıklarını anlayabiliyoruz. Nasıl olsa arkadaşların işi hükümete yaranmak! Haliyle hükümetin sınırları ve izni dışına çıkmalarını bekleyemezdik. “Görme” deyince görmeyecekler, “gör” deyince de başlayacaklar yaygarayı koparmaya. Asıl insanın sinir tellerini tahrip eden durum farklı.

Bildiğiniz gibi biz çok demokratik, çok hümanist ve çok çok farklılıklara açık bir ülke de yaşıyoruz. Bizde öyle işkence ve vahşetin adı bile bilinmez. Tabiri caizse yüce devletimiz, -Allah başımızdan eksik etmesin- vatandaşına bir fiske bile atmamıştır.

Bundandır böyle insanlık dışı durumlar basınımızı şok ediyor.

Bundandır günlerce aylarca dilimizden düşemeyebiliyor.

Bundandır bol bol bu ülkelere insanlık dersleri vermek, vicdan ve ahlak nutukları atmak zorunda kalıyoruz.

“İnsanlık dramları”, “Suriye’de Vahşet” yazılı başlıkların atıldığı gazetelerin basıldığı bu ülkede Roboski katliamı hiç yaşanmadı!

Bundan bu gazeteler de bu katliamı yazmadı ve görmedi. Aynı ülkede hala JİTEM ve MİT merkezlerinin bahçelerinde faili meçhule giden insanların kemikleri çıkmıyor! Bu ülkenin hiçbir zaman Amed zindanı olmadı!

İnsanlar kanalizasyon çukurlarına atılmadı!

Mesela bu ülkenin Pozantı cezaevinde küçücük çocuklar işkenceye maruz kalıp tacize uğramıyorlar! Gözaltlarında insanların kolları ve bacakları kırılıp ağzı, burnu dağıtılmıyor. Hele hele halklara karşı o kadar saygılılar ki, tüm kesimler kendini ifade edebiliyor ve Hrant Dink gibi değerli insanlar sokak ortasında kurşunlanmıyor!

Haliyle bu cinayetlerin arkasındaki sır perdesinin de aralanmasına gerek kalmıyor. Köyler boşaltılmıyor, yakılıp yıkılmıyor ve insanlar göç etmek zorunda kalmıyor. Devlete uşaklık eden insanların ellerine silah verilip koruculaştırılmıyor ve halkına ihanet etmeye zorlanmıyor! Bu ülkede analar ağlamıyor, her gün 5 kadın katledilmiyor ve bu katliamlar namus cinayeti denilip meşrulaştırılmıyor!

Gördüğünüz gibi çok cicili bicili, çiçekli böcekli bir ülkede yaşıyoruz. Bundandır basının tozpembe gözlükleri var ve Suriye’de yaşanan vahşet onları şoke ediyor.

Ne diyelim ki tencere dibin kara seninki benden kara. Dahası laf kalabalığı olacak. Türkiye kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktada seyrediyor.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk