• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Tanrıça Zilan’ın Hakikati Kutsallığın Zirveleşmesidir

10 July 2012
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Şilan Dilara

Tarihte her halkın yaşamında önemli dönüm noktaları olmuştur. Var olma veya yok olmanın eşiğinde, deyim yerindeyse araf diye tanımlanan anları, her zaman kahraman diye nitelenen kişiler aşmayı bilmişlerdir. Her halk özgürlüğün kölelilik tarafından alıkonulduğu demlerde, ışığın gücü ve güzelliğinde kendilerini var etmesini bilen kahramanların eylemleriyle karanlığı delip geçmişlerdir. Karanlığı aşıp geçenler ışık hızında yaşama yol alanlar olmuşlardır.

Hızlı yaşayan, hızlı anlayan, ışık hızında geleceğe ve geçmişe uzanan, anda tarihi sorgulayan, sorguladıklarını insanlığın vicdanı ile yargılamakta tavizsiz olan insanlığın en güzel özüydü onlar. Kahramanları anlatmaktan ziyade yaşamak gerekir. Çünkü onlar kendi eylemleriyle söz olmuşlardır kendi gerçekliklerine. Onların dili yaşamın dili olmuştur. Yani onlar hakikatin adresi olmuşlardır bize.

 

İnsanlık için en büyük kahramanlık eylemi toplumsallık gerçeğinin başarılması olarak tanımlanabilir. Toplumsallığın örüldüğü ilk çağlarda akıllı hayvan olmaya doğru insan soyunun attığı her adım, yarattığı her fikir ve eylem kahramanlık eylemi olarak tanımlanmayı gerektirir. Çünkü insan soyu zor olanı toplumsallığı geliştirerek başarmıştır. İnsanlığın gelişimine kaynaklık eden tüm edimler kutsaldır. Bu kutsallığın engellendiği tüm hallerde de aynı biçimde gelişen eylemsel çıkışlar anlamlıdır. O zaman kahramanlığın iki biçimde tanımlanması mümkündür: Birincisi, insanlığı geliştiren her tür düşünsel ve eylemsel yaratım olayı; ikincisi ise, bu değerlerin riske girdiği anlarda savunma amaçlı yapılan eylemler kahramanlık kavramını ifadelendirir. Kahramanlık, adanmışlıkta sınır tanımamaktır, herkese ve her şeye yanıt olma gücünü kendinde yaratmaktır. En büyük kahraman her çağa mesaj olmayı bilendir. Zamanda yolculuk yapanlar bilirler ki, kahramanların kendilerini var etme biçimleri değişik olsa da özünde hepsinin insanlığa vermek istediği mesaj benzerdir. Bir zincirin halkaları gibi birbirlerine yakın bir öz taşırlar. Her biri kendisinden binlerce yıl önce yaşamış birilerinin mesajını devralmış gibidir. Kendisinden önce yaşanmış kahramanlık mirasından beslenmişlerdir. Özcesi tarihten beslenmişlerdir. İnsanlığın tarihe nakşettiği resmi, sesi yürek ve beyninde hissederek bunun hakikatine erişmekle yaşarlar. Bu özün zenginliği ve güzelliğinde kendisini yaratırlar.

Her halk bağrında gelişen kahramanlarla tanınır. Bir halk için kahramanlık olgusu var olma gerçekliğini ifade eder. Halkların ontolojik gerçeğinin tehlike altına girdiği tüm zamanlarda, kahramanlar fikirleriyle, eylemleriyle gerektiğinde canlarıyla bu tehlikeyi bertaraf etmeyi bilmişlerdir. Tarih boyunca kahramanlığın gerektiği durumlarda tehlikenin büyüklüğü kahramanın çapını belirleyen temel gerçeklik olmuştur.

Yaşadığımız coğrafya kahramanlık kültürünün en fazla geliştiği yerdir. Bunun çok derin toplumsal ve tarihsel nedenleri vardır. Hakikatin inkar edildiği bu topraklarda ‘HAYATI UĞRUNA ÖLECEK KADAR SEVİYORUM’ diyen sesler hiç eksilmedi. Yaşamı yaratma ve koruma adına bedenler binlerce zerreye bölünürken dahi ‘BEN YAŞAMI ÇOK SEVİYORUM, BU EYLEMİM YAŞAM EYLEMİDİR’ diyenlerimiz oldu. Köleliğin, egemenliğin, sömürgeciliğin özgür yaşam gerçeğine saldırısına karşı canlar daima özgür yaşama köprü oldular.

Her çağ kendi kahramanını yaratmayı bildi. Her çağda karartılan yaşamlara, umutsuz kılınmış aşklara, belleksizleştirilmiş beyinlere, hissiz kılınmış yüreklere, kelepçelenmiş iradelere yanıt olmuş kahramanlar çıkmıştır. Bizim de tarihimizde böylesi kahramanlar yer edinmişlerdir.  Egemenlik tarihinin en büyük mağduru konumundaki halkımız, kendi varlığını kahramanlık geleneğinin gücüyle korumayı bilmiştir.  Halkımız varlığı, değerleri, insanlığı ve Kürt olma gerçeği inkâr edilendir. Onuru hiçe sayılandır. Tarihi inkâr edilendir. Kendisi olması engellenendir. Bu gerçeğe başkaldıranlar bu halkın en cesur ve direngen özüydüler. Yok olmaya karşı direnen, ‘Ben özümle, tarihimle, kültürümle, onurumla yaşayarak şahsımda bitirilmek istenen insanlığı koruyacağım’ diyen seslerdi başkaldıranlar.

Hangisini anlatmalı veya nasıl anlatmalı insanlıkta ısrarlı olan bu kahramanları? Hepsi de anlatılmayı hak ediyorlar, ama biz kutsal yaşam eylemini gerçekleştiren Kürt tanrıçası ZİLAN’dan bahsedelim. Adı türkülere konu olan, binlerce Kürt kızına adını veren, adına okullar açılan ZİLAN kimdi?

Adı dağlara, yüreklere, beyinlere nakşedilen ZİLAN bu toprakların tanrıça özünden beslenen, özgürlüğü aşk derecesinde seven, yurduna bağlı, evrensel insanlık değerlerine karşı tutkulu, özgür yaşamı hakikat belleyen bilge bir militan kadındı. Bir arayışçıydı ZİLAN. İçinde hiçbir anlamı barındırmayan ucuz ve güdüsel yaşama tenezzül etmeyen, yaşamı bilgelik sınırlarında yaşayan, özgür yaşam felsefesiyle kendisini var etmesini başaran özgür bir kadın kişiliğiydi. O yaşam yolculuğunda insanlığın tanıdığı tüm erdemli, cesur, tanrı ve tanrıçalarla randevusunu başarıyla gerçekleştirendi. O aşkın, sevdanın ve hakikatin kendisi olmayı başarandı. Çünkü O devletçi, iktidarcı, egemen düzenlerin kurguladıkları yaşam ve kişiliği kendisinde yenilgiye uğratmasını başarandı. Verili yaşam ve kişiliğin özgür yaşam inkârı olduğunu en iyi bilendi. Verili yaşam ve kişiliğin mimarı devletçi uygarlıkçı sistemin günümüzdeki versiyonu kapitalizmin en büyük yaşam düşmanı olduğunu bildiği için eylemini ‘özgür yaşamın büyük eylemliliği’ olarak tanımlamaktan geri durmadı. En büyük saldırı özgür yaşama yapılıyordu. Halklara ve kadınlara dayatılan büyük bir yaşamsızlık haliydi. İnsanlık yanlış yaşam zehriyle zehirletiliyorlardı. Sürüleştirilmek istenen insanlığın savunulmasıydı ZİLAN.

ZİLAN egemenliğin soluksuz kıldığı kadının, nefessiz bırakılmasına karşı büyük öfke ve intikam eylemliliğiydi.

Yaşam olacaksa özgür olmalı, diyen sesin çağrısına yanıttı ZİLAN.

ZİLAN bir halkın onur diye bellediği değerlerin çiğnetilmeyeceğini tüm dünyaya haykıran sesti.

ZİLAN şahsında insanlığın yok edilmek istendiği bir halkın, direnişle var olma gerçeğidir.

ZİLAN kutsallığın zirveleşmesidir.

ZİLAN özgür kadın, özgür Kürt ve özgür insanlık olmadaki tutku ve kararlılıktır.

Bir türkü, bir şiir, bir destan olan ZİLAN’ı kuşkusuz birkaç satıra sığdırmak mümkün değil. ZİLAN’ı anlatırken, sözcüklerin hakikatini anlatmakta güçsüz kaldıklarını biliyorum. ZİLAN’ın ardılı olan bizler açısından onun hakikati her daim kendimizi yaratmada yüz çevireceğimiz dergâhımız olacaktır. Egemenlik sisteminin sisler ardında bıraktığı özümüzü, günyüzüne çıkartan ZİLAN gerçeği biz kadınları onurlandırmıştır. Yaşamı, eylemi ve her sözü kutsallık atfeden mektupları bizler için özgür yaşam manifestosu olmuştur. O yüzden ZİLAN’ı yaşamın her deminde hatırlamak, yaşamak ve yaşatmak gerekir. Zilan gibi özgür yaşama aşkla sarılmak, özgür yaşama engel olan bentleri engel tanımazlıkla aşmak, hakikat dolu aşklı, neşeli, özgür yaşam seçeneğinde kararlıca mücadele etmek böylesi anlam yüklü günlere yanıt oluşturabilir. Zilan gerçeğine ilham veren değerlerle ruhunu, fikrini, yüreğini arındırmak kadar, o değerlerle kendini yaratmayı bilmek, bizi bu kutsallık karşısında erdemli insan mertebesine ulaştırabilir.

Sevginin, aşkın, adaletin, hakikatin tanrıçası ZİLAN yoldaşın sevgisi kadar, öfkesini ve aman tanımayan militan kişiliğini de iyi bilmek gerekir. ZİLAN gerçeği duyguda, düşüncede, ruhta büyük yücelme eylemliliğidir. Pimin çekildiği an bu yücelme olayının son durağıdır. O kendisinde binyılların kör cehaletini, acımasız zulmünü, köleliğin kahreden gerçeğini tar û mar etmiştir. Yapılan kör bir eylem değildir. Eylem kölelik, egemenlik ve faşizm kokan ideolojilerin kadınlar ve halklar adına sonsuza dek yenilgiye mahkûm edilmesidir. ‘Özgürlüğün mutlak olduğu bu uğurda bir değil on canımız da olsa vermeye hazırız’ diyen gerçeğin haykırışıdır. Dile gelen bu gerçeği doğru okuyarak,  yaratılan değerlere sahip çıkmayı bilmek gerekir. ZİLAN’ı ZİLAN yapan gerekçeleri bilerek, onun mirasından bahsetmek gerekir. Onun  fikri ve eylemci ruhuyla yaşama sarılmalıyız. Yaşamda ve kavgada bu felsefe ile yol almasını bilenlerin aşamayacakları engel, ulaşamayacakları hedef olmaz. Bu temelde başarının, özgürlüğün adresi ZİLAN’laşarak yaşamda ve eylemde başarmanızı diliyor, bu kutlu günde insanlığın onur abideleri şehitler gerçeğini selamlıyorum.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk