Sizlere çok uzaklardan duyurmaya çalışıyoruz sesimizi. Bağırsak, sesimiz ulaşmaz sizlere. Önümüzde uzanan karlı dağlar izin vermez buna… Size,biz bu dağlara sevdalanmadan çok önce, buraları mesken tutan binlerce kadından en önce yola koyulan, zindanın karanlığını Kürdistan’ın yıldızlı göğünü düşleyerek yırtan kızınızın anayurdundan, Kürdistandağlarından yazıyoruz.
Sevgili Sara yoldaşımızın ayak basmadık tek bir kuytusunu bırakmadığı, geçtiği her yerde anılarını bıraktığı, nereye gitse yüreğini emanet ettiği, zulümden, acıdan, anlamsızlıktan, yalnızlıktan sonra kucağında huzur bulduğu dağlarımızdan… Bir ömrü daha olsa yine yiğitçe adayacağı, tereddütsüzce atılacağı bu kavgayı bize öğreten Sara yoldaşımızın acısının üstünü örtemiyor dağlarımızın üzerini örten kar. Biz burada sizlerden kilometrelerce uzakta iken, gözlerimizle anlatamıyorken acımızı, kelimelerin çaresizliğine sığınıyoruz… Kolu kanadı kırık kelimelerimizle paylaşmak istiyoruz acınızı, acımızı…
Paylaşmaktan öte bir gayemiz yok. Gurur desen, Dersim’in İsyan Kızı bu duyguyu sizlere yıllar önce yaşattı zaten;zulüm zehirli bir sarmaşık gibi sarmışken Amed zindanını insanlık onuru generallerin postalları altında ezilirken Sara yoldaşımızdı başını hiç eğmeyen, Amed’de Esat Oktay’ın yüzüne tüküren. Mazlum’un, Kemal’in, Hayri’nin yoldaşı olmayı bilen…Onur desen bu kavgayı başlatan, anadan, yardan, memleketinden ırak, nice dağlar, kıtalar, ülkeler, şehirler aşan da O’ydu. Ömrünü verdiği bu kavganın her anına aynı duyarlılıkla yaklaşan, gittiği her yerde saygınlığını koruyan da O idi. ‘Yiğitlik sadece savaş meydanlarında olmaz, siyaset sahnesinde de olur’ diyerek eleştirilerini gözünü kırpmadan yapan yine, O idi.Yoldaşlarına sevgisi, düşmanına öfkesi sınırsız olan, sınırları yıkıp geçen de Sara yoldaşımızdı. O’nu görmeyenler için yaşayan bir efsane, onunla yaşama şansına kavuşanlar içinse mütevazı bir yoldaştı her şeyden önce.
Biliyoruz; göz göze gelseydik, kucaklayabilseydik sizi, Sara yoldaşımızı büyüten, kıvırcık saçlarını tarayan annemizin ellerine sarılıp öpebilseydik, O’nu omuzlayan milyonlara karışsaydı soluğumuz, biraz dindirebilirdik acımızı… Bu kelimelerle doldurmaya çalışıyoruz o tarifsiz boşluğu. Bu ilk adım, sonrası bir parça Dersim’in isyan kızı olabilmek…
Sara yoldaşımız bu kavgada payına ne düşmüşse omuzlamayı bildi. Zulüm düştü ilk önce payına, yiğitlik nedir öğretti dosta da düşmana da. Gerektiğinde bir gerilla komutanı, gerektiğinde siyasetçi oldu. Dersim’in isyan kızı hep insan kaldı. Ağız dolusu gülmeyi de bildi, gözyaşı dökmeyi de… Biz de gözyaşı döktük Sara yoldaşımız için. Paris, Amed ve Dersim’de olduğu gibi. Gözyaşlarımız sevindiremez düşmanımızı çünküyemin ettik. Sara yoldaşımızın dağlara taşıdığı, yiğitliğin kadınlara yaraşır bir şey olduğunu öğrendiğimiz ve bu halk özgürleşmedikçe, evine ancak Sara yoldaşımız gibi binlerin omuzlarında bayrağa sarılı tabutla dönen kadın yoldaşlarımız için yemin ettik.
Bizde acıya ortak olmanın karşılığı budur. Kürdistan’daSakine Cansız’ınbinlerce yoldaşı var. Yola onunla çıkan, o yola çıktığında henüz bebek olan hatta doğmamış olan binlerce kadın var. Hepsi de özgürlüğe sevdalı… Cesareti yiğitliği O’ndan öğrendi… Hepsi O’nun birer öğrencisi, yoldaşı… Hepsi O’nun gibi ‘bir ömrü daha olsa gözünü kırpmadan’ verir.
Bir kadın olarak; her tarafından savaş, zulüm, baskı ve kan akan erkek dünyasında boyun eğmez, iradeli, asi ve özgürlük aşığı olabilmek her ananın evladına nasip olmasa gerek… Ve bunu başaran sizin kızınız, bizim canımız-ciğerimiz, bir tanemiz, öncümüz Sara yoldaşımız…
O’nun yola çıktığı ilk günden bu yana yoldaşlığını yaptığı Önder Apo’nun da dediği gibi bu katliam “İkinci Dersim Katliamı”dır! Çünkü Sara yoldaş; Dersim’i en yiğit temsil edendi… 20. Yüzyıl’daki Dersim Direnişinin Bese’sini, Zarife’sini 21. Yüzyıla taşıyan, onun asaletini ruhunda, duygusunda, düşüncesinde hep yaşayan ve yaşatandı… Ve dünyanın vicdanı Kürtlerin Büyük Direniş Hareketi PKK’nin lider kadrosuydu…
Ama bu hain cinayeti planlayanların hesaba katmadığı bir şey var; Sara yoldaşımızın kalp atışlarını, damarlarındaki asi kanın akışkanlığını durduramazlar. Onun kalbi işte burada binlerce kadın gerillanın yüreğinde atıyor… Düşmana inat beyni, yüreği, düşüncesi ve ruhuyla O’nu an be an yaşatarak intikamımızı alacağız.
***
Sevgili Cansız ailesi
Şimdi Sara yoldaşımızın Mamekî’ye hasreti ve özlemi bitti. Büyük buluşma gerçekleşti… Bir Dersimli kadın devrimcinin dönüşü tam da böyle olmalıydı, ya ellerinde zafer çiçekleriyle ya da halkının omuzlarında.
Ama yılların içinde bıraktığı istekleri vardır belki… Belki Anafatma’dan yıllar sonra çiçek toplamak isterdi, Filamingo yolunda uzun uzun yürüyüşler yapmak, Halbori gözelerinden su içmek, Gole Çeto’da bir mum yakıp iki suyun birleştiği yeri izlemek,Dündül Tepe’den bir akşam vakti o güzelim Dersim’i seyre dalmak isterdi… Belki daha fazlası…
Onun yattığı toprağa imkanımız olsa yüzümüzü sürmek, öpmek isterdik veda niyetine… En sevdiği çiçekleri başının ucuna koymak isterdik… Bunu yapacağımız günün çok yakın olduğunu biliyoruz. Ama biz O’na kavuşana kadar bizim adımıza O’na, ciğerimize, bir tanemize Anafatma’dan baharın ilk çiçeklerinden bir demet götürebilir misiniz?
SEVGİLERİMİZLE
TÜM PAJK MİLİTANLARI ADINA
Zeynep Kınacı Özgür Kadın Akademisi Öğrencileri
ŞUBAT 2013