• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Penguenler, Balinalar ve Kürtler

29 August 2013
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Evin Şirnex

İnsan belleği depo görevi görür bilgileri saklar ve lazım olduğunda yararlanır. Tıpkı burada yazacaklarım gibi. Rojava’da Kürtler baltayla doğranırken yaklaşık üç yıl önce internet adresime gelen bir Mail aklıma geldi. Açıp baktım, karlar üzerinde duran sevimli penguen resimleriydi. Resimlerin arasında balıkçılar tarafından avlanıp kafaları kesilenlerde vardı, resimlerin altına bir not düşülmüştü. ‘Ölmek istemiyorum beni kurtarın ey insanlar’ deniliyordu. Resim ve notu gönderen kişi insanların dikkatini penguen kırımına çekmek için kısaca kendi görüşlerini yazmış ve yardım istiyordu. Merak etmiş bu doğa ve hayvan sever insanı tanımak istemiştim. Doğayı korumak tüm insanlığın görevi olduğu gibi bu evrenin bir bireyi olarak benimde görevimdi elbet. Doğayı koruduğumuz oranda geleceğimizi garantiye almış oluruz.

Gel gelelim ben normal bir insan değildim. Penguenleri düşünecek durumda da değildim, halk olarak penguenlerle aynı akıbete sahiptik ve öncelikli görevlerim vardı. Yok olmanın kıyısından yaşama dört elle sarılarak büyük bedeller ödüyorduk ve yirmi yıldan bu yana sıcak savaşın çatışmaların içinde yer alan bir bireydim de aynı zamanda. Çoğu zaman Azrail’in nefesini ensem de hissetmiş defalarca ölümle dans etmiştim. Penguenler yerine çatışmalarda ve hava saldırılarında parçalanmış gencecik kadın – erkek bedenleri görmüş bir insandım. Cevaben isterse kendisine parçalanmış insan bedenli resimler gönderebileceğimi yazdım. Ne yazık ki Mail sahibi kendi gerçeğine yabancılaşmış doğasına oldukça uzak, asimilasyon ve soykırım ustalarının emsalsiz eseri haline gelmiş kılıç artığı bir bireydi. Şu gerçeği unutmamak gerekir, kendisini koruyacak gücü olmayanların başka canlıları koruması de mümkün değildi.

Uzun yıllar önce bir Balina buzlar arasında sıkışıp kalmış dünyanın gündemine oturmuştu. Bu tür haber ve çabalar aklımın kasasında yer edinir ve hiç silinmezler. Kürt halkı KIRIMDAN geçiriliyor ve ne yazık ki bir Balina ve Penguen kadar bile insanların gündemine oturmuyor. Bu nasıl bir paradokstur anlaşılmıyor, konu Kürt ve Kürdistan olunca sağcısı solcusu, dincisi laiki birleşip ya Allah naraları atarak Kürtlere ölüm fermanı- fetvası çıkarılıyor.  İktidarların Kürtlere yaklaşımı siyasaldır bu anlaşılır bir durum. Başta Erdoğan ve AKP olmak üzere Türkiye’nin gelmiş geçmiş tüm iktidarlarının Kürtlere tanıdığı yegâne hak fiziki ya da ruhsal ölümdür. Kürdistan’ı paylaşan diğer devlet ve iktidarlar da buna dâhildir. İster istemez insanın aklına şu soru gelmektedir Ortadoğu coğrafyasında insanlık iktidardan ibaret midir?

Van depremi sırasında Müge Anlı gibi zavallı bir kadın şunu diyordu. ‘’Hep biz mi ağlayalım birazda onlar ağlasın ne olmuş’’ diyordu. Onlar dedikleri Kürtlerdi. Bugün Rojava’da yeni bir katliam yaşanıyor, Kürt insanı baltayla doğranıyor.  İnsanlık dramı yaşanırken tiyatro misali dünya seyirci, katiller ise yaptıklarını marifetmiş gibi birde kameraya çekerek internette yayınlıyorlar. Bu vahşet ve insanlık suçu karşısında bu kadar sessizlik ister istemez Müge Anlı’nın sarf ettiği sözler insan yığınlarının toplam ifademsimidir diye düşünmeden edemiyorum. Balina ve Penguenlere karşı gösterilen duyarlılık Kürt halkına gösterilmiyordu.

 Faşizmin Avrupa icadı olduğu biliniyor, Egemen tahakkümcü ideolojilerin ürünü olarak ortaya çıkan faşizmin toplum ve ahlak anlayışıyla alakası yok. Ortadoğu geleneği ve toplumlarında ahlak vicdan, adalet ve özgürlükçü yan ağır basar. Ahlak, vicdan ve hümanizm toplumun birikmiş değerlerinden tecrübesinden gelen ölçülerdir Ortadoğu eksenli hümanizm, vicdan, ahlak ve adalet gibi meziyetlerin merkezinde yaşanan insanlık dramına seyirci kalınması ise toplumsal çöküntünün bir göstergesi olmaktadır. Duyarsızlık, suskunluk, korkaklık ve vicdansızlık toplumların beyninde kalıcı olarak hasara yol açmış ise bunun sosyolojik ve psikolojik boyutunun ele alınarak iyi bir tahlilden geçirilmesi gerekir.

İnsanlığın yarattığı birçok maddi, manevi ve kültürel değerler vardır. Şuna inanıyorum ki toplum varsa ahlak ve vicdan da vardır. Yaşanan vahşet toplumların ahlak anlayışı değildir. Faşist iktidarlar kendi çıkarlarını topluma dikte ettireme anlayışı taşımaktadırlar, halkların bağrında onarılmaz yaralar açarak insanlık suçu işlenmektedir. Bunlara dur demenin yolu toplumlarda köklü bir geçmişi olan vicdan, ahlak, hümanizm ve adaletin toplumlar tarafından yeniden güncellenmesidir.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk