• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Oradaydı ve Herkesi Selamlıyordu Sara

10 November 2013
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Roza Amed

Susması gereken ve susturulması gerekenler olmuşlardı onlar.

Değil siyasetin, edebiyatın, sanatın,  kültürün yaşamın hiçbir yerinde olmaması gerekenlerdi onlar.

Onlar erkeklerinin, devletlerinin emirlerini en iyi uygulaması gerekenlerdi.

Şairlerin şiirlerinde bile sarı inekten sonra sofrada yer edinenlerdi.

Onlar kadınlardı.

Kadınlar saçları uzun akılları kısa olarak öğretilen ve öyle alıştırılan ikinci bir cins.

Ancak benim bahsedeceğim kadınlar bu kalıplaşmış eril zihniyetin gerekliliklerini yerine getirmeyen kadınlar olacak.

Onları anlatacağım.

O kadınlar, tam tersine yüzyıllardır oluşturulmuş bu zihniyete isyan eden kadınlar.

Yine bir aradaydı bugün o kadınlar ve ‘biz varız’ diyorlardı hem de bunu kanıtlarcasına tarihi ve gerçekçi tartışmalar yaparak. O zihniyete meydan okuyorlardı. Her yere renkleri yansıyordu; bu meydan okuyan, isyankâr ve kendi yaşamı-toplumu üzerinde düşünce belirten, tartışan ve sorgulayan kadınların.

O kadınlar, geçmişini Beselerden, Zarifelerden, Zilanlardan yakın zamanda eril zihniyet tarafından katledilen Saralardan almış, güçlenmiş ve tekrar bir aradaydılar. Bu tarihi kadınların ruhlarını taşıyorlardı yüreklerinde.

Bazen Zarife, bazen Besê, bazen de Sara oluyorlardı dimdik durarak kendinden emin ve kararlı…

O kadınlar Kürt özgürlük hareketinde yer alan özgürlük savaşçıları. Kendilerine dayatılan tüm yönelimlere karşı her zaman direneceklerinin göstergesiydi bir araya gelmeleri.

Evet, 5-9 Ekim tarihleri arasında 6. KJB Kurultayını gerçekleştiren kadınlardan bahsediyorum. 100‘ü aşkın kadın siyaset, kültür, toplum ve yaşam tartışmaları bir arada. Nasıl da meydan okuyor günümüz kadınını yok sayan, inkâr eden, sadece bir meta, cinsel obje haline getiren erkek egemenlikli zihniyete?

Eril zihniyet kadınların bir araya gelmesinden hep korkmuş ve birlik olmasını engellemek için de her şeyi yapmıştı. ‘Kadınlar toplandıklarında dedikodu yapar erkekler ise değil ailevi onlar dünya sorunlarını konuşur’ gibi birçok kalıplaşmış tabir ve bunun zihniyetlerde edinen kalıplarını düşünün özgür bir yaşam için ne kadar da korkutucu değil mi?

Kadınlar Bir Arada

KJB ‘li kadınlar bir arada.  Her biri ayrı bir çalışmada ayrı bir mekânda ve çoğunluğu da partinin eski kadrolarından oluşan bir birleşimden söz ediyorum. Bu birlik ortama bambaşka bir hava katıyor. Yıllardır birbirini görememenin özlemleri taşıp gidiyor kucaklaşmalarda.  Etrafı tarayan gözler ‘başka kimleri göreceğim’ mutluluğu yansıtmakta. Bu arayış, merak çok uzun sürmüyor kısa bir süre sonra gelen PAJK, YJA-STAR, YJA ve GENÇ KADIN çalışmalarında yer alan kadınlar aynı salonda buluşuyor. Heyecanlılar ve bir o kadarda buruklar. Bir önceki KJB Kurultayında birlikte oldukları,  partilerinin öncü kadrolarından olan Sara’yla bir arada olamamanın hüznünü taşıyorlar yüreklerinde. Hemen hemen hepsinin içinden ‘Senin intikamını alacağız ve mücadelen bizim mücadelemizdir’ düşüncelerini geçirdiğini kestirmemek, hissetmemek mümkün değil.  Duygusal atmosferden bir an önce çıkmaları gerektiğini biliyormuşçasına hemen konuşacakları tartışacakları konuları belirliyorlar.

Ve başlıyorlar kıskanç, kurnaz erkeğin‘dedikodu’ dediği tartışmalarına.

Başlıyorlar, Kapitalist sistemi ve onun kadında toplumda yaratmış olduğu tahripleri tespit etmeye ve çözümünü alternatifini ortaya koymaya.

Başlıyorlar, kendilerini, sistemlerini tartışmaya.

Ağırdı Özeleştirisini Vermek.

Başlıyorlar, nasıl ki kapitalist sistemin eleştirisini yapıyorlarsa kendi sistemlerini geliştirirken de yaşamış oldukları sorunları ve yetersizlikleri eleştirmeye ve bunun yanında da özeleştirisini vermeye.

Bunlardan en çok da dikkatimi çeken ve en çok da özeleştirisini vermekte zorlandıkları konu ise önderlerinin fiziki özgürlüğünü sağlayamadıkları ve bir kez daha bunu dile getirme konusu idi. Bundan bahsedilince sanki her şey donuyordu, saklanmak istiyordu bu acı gerçek karşısında her şey. Gözler yerde kilitleniveriyor yürekler İmralı’ya uzanıyor ve bunun ağır sorumluluğu altında her şey sessizleşiyordu salonda. ‘Bunun öz eleştirisini nasıl verebiliriz ki ne yapsak da ne söylesek de biz önderimize tam destek olamadık ve onun koşullarını bile değiştiremedik’diye kendi kendine belki de her biri elindeki kalemle defterlerine bir şeyler yazıyordu.

Kurultayda kadınlar kendi özgürlüklerinin önderlerinin fiziki özgürlüğüne bağlı olduğu onun özgürlüğüyle özgür olacaklarını dile getirdiler. Bu öyle bir dile getirişti ki tüm özlemlerin ayrılıkların buluştuğu bir anın havasını yaratıyordu. Kurultay salonunda gözler parlıyor ve 100’ü aşkın kadının yüreği bir oluyor ve önderleriyle buluşuyor ve bunu canlandırıyorlar hafızalarında. Bunun dışarıya yansıyan ruh halini, görüntüsünü fark etmemek mümkün değil ve buna tanıklık etmek ise bambaşka bir duygu.

Derin ve anlamlı tespitler yaptılar. Siyaset dünyasında yaşanan değişimleri ve gelişmeleri tek tek nedenleri ve sonuçlarıyla ortaya koydular. Sadece siyasette değil, kendi ideolojik örgütsel gündemlerini süreç karşısındaki görevlerini sorumluluklarını 5 gün boyunca konuştular, tartıştılar ve önemli kararlaşmalara gittiler.

Tüm kadınların özgürlüğünü esas alan bir kadın hareketi olarak Ortadoğu’da, Kürdistan’da,  Avrupa’da, Afrika’da dünyanın her tarafında yaşayan kadınların bir olması gerektiği çünkü sorunlarının bir olduğu ve bunun için mücadeleyi de birlikte yürütmeleri büyük başarılar sağlayacağı tespiti de yapıldı. Konferansın şiarı ise ‘Saralar Çizgisinde Özgür Önderle Ve Özgür Kimlikle Zafere Yürüyelim’ oldu.

Birlikte tartışmaları, sorunların üzerine birlikte gitmeleri onlarda büyük bir güç, irade ve heyecan ortaya çıkarıyordu. Bunu görmemek mümkün değildi.

Kürdistan yıllardır dört parçaya ayrılmıştı ancak o salonda Kürdistan birdi ve bir aradaydı.

Kurultay salonunda onlara güç veren ve hayalleri yarıda kalan, sözlerini sözleri yaptıkları şehitlerinin ve önderlerinin de fotoğrafları vardı.  Divanın başköşesinde Sara’nın tüm salonu selamlıyormuşçasına gülümseyen ve gülümsemesiyle özgür günlere önderliğiyle buluşmaya olan inancını hazır olan tüm yoldaşlarına dağıtıyordu. Gözleriyle sanki onlarla konuşuyordu ve onlara destek veriyordu. Doğrusu Sara’nın kendisi orada değildi ancak onun hayalleri özlemleri inançları ideası oradaki 100’ü aşkın kadında can buluyor ve yaşam akışını devam ettiriyordu.

Diğer fotoğraflar…

Zilan; eylemiyle kadın hareketi açısından yeni bir dönemi başlatan özgür kadın hareketinin tanrıçası, Beritan; erkek egemenlikli zihniyete karşı sonuna kadar direnen, kadın ordulaşmasında önemli rol oynayan özgür kadın hareketini komutanı, Rojava ekseninde çalışma yürütürken şehit düşürülen Şilan Kobane’nin, önderinin esaretini kabullenemeyen ve fedai eylem yapan Güneyli Viyan’ın, Rojhilat sahasında çalışma yürütürken İran rejimi tarafından yakalanan ve sonradan idam edilen Şirin Elemhuli‘nin ve yine son yıllarda yaşamını yitiren birçok özgürlük savaşçısının fotoğrafları asılıydı.

Bu asılı fotoğraflar Kürdistan ne kadar bölünse de ayrı kılınsa da Kürt halkının bir olduğu ve kadınların özgürlükleri için savaşacağının ve kendisini veda edeceğinin açık göstergesi oluyordu. Kürdistan yıllardır dört parçaya ayrılmıştı ancak o salonda Kürdistan birdi ve bir aradaydı. Halkları ve kadınlarıyla… Ne olursa olsun bir olacaklarının açık ifadesiydi Viyan, Zilan, Şilan, Şirin…

Yürek Beden Ne İçin Çalıştığını Bilince…

Kurultayın tartışmalarından değerlendirilmelerinden, salonundan bahsettik. Dış mekânından bahsetmemek olmaz. Gün kurultay yerine vuran güneş ışınlarıyla başlıyor ve tekrardan güneş ışıklarıyla son buluyordu. Belki de güneş onları kolluyordu kim bilebilir ki…

Bir araya gelen kadınlar kendi ihtiyaçlarını kendileri gideriyordu. Güvenlik onlar için önemliydi ve bunun için de daha çok akşam saatlerinde lojistik ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Gündüz düşünsel yoğunluk gece fiziki koşuşturma. Doğrusu böyle bir tempo normalde çok yorucu olur ama bu özgürlük savaşçıları için böyle bir şey denilemezdi. Sabah, gece görevlere gidilmemiş gibi dinç coşkulu bir şekilde tekrardan kurultay salonuna girip günlük tartışma ve değerlendirmelerini yapıyorlardı. Yürek beden ne için çalıştığını bilince demek ki böyle oluyormuş. Onların yüreği ve bedenleri halklarının, önderlerinin özgürlüğü için atıyordu, çalışıyordu. Bundandı kararlı iddialı duruşları.

Ve tekrardan ayrılma vakti geldi KJB’li kadınların. Ayrılık her zaman zor olmuştur onlar için. Ancak bu sefer daha farklı ayrılıyorlardı büyük ve önemli kararlar önlerine koydular ve bunu gerçekleştirmeye gidiyorlardı. Tüm kadınlarla bir olmaya ve var olmak için mücadele etmeye gidiyorlardı. Yarıda kalan şehit arkadaşlarının sözlerini de kendi sözleri yaparak, onların hayallerini kendi hayalleri yaprak büyük bir inanç ve kararlılıkla alanlarına gidiyorlardı… Başarının sözünü veriyorlardı birbirlerine: “Az kaldı özgürlüğe yakınız…”

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk