• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Onun Eylemi Sevdanın, Onurun Eylemidir

25 October 2012
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

ÖNDER APO
Yaptığımız, şehitler gerçeğinin değerlendirilmesidir.

Şehitlik gerçeği, yaşam gerçeğimizdir. Şehitlik gerçeğini mutlaka yaşam gerçekliğine dönüştürmeliyiz.

Şehitteki emri görüp yürüyebilmeliyiz.

Şehit komutasını anlayabilmeli ve gerekeni yerine getirmeliyiz. Özellikle şehidin yaşam anlayışını kesin temsil edebilmeliyiz.

Anıya gerektiği biçimde karşılık vermeme gibi büyük bir yüzkaralığını ve aşağılık bir durumu kesinlikle kabul etmemeliyiz. Şehidin gücünü, şehidin tutkusunu, direnişini, şehidin acısını kendi şahsımızda mutlaka yaşatmalıyız. Mutlaka şehitle yaşam arasındaki köprü olabilmeliyiz. Şehidin yaşamıyla yaşayanların ölümü arasındaki farkı görmeliyiz. Namussuzca yaşam sahiplerinin çok olduğu veya basit yaşam kırıntılarına yapışıp kalanların neredeyse egemen olduğu bir halk gerçekliği içerisinde, bu büyük yaşam meşalelerini söndürtmemeliyiz.

Ben kendi payıma bu meşaleyi söndürtmemek için çok yetkin olmaya çalıştım. Onların yaşamla kurdukları bağı doğru değerlendirmeye özen gösterdim. Yaşayanların yaşamını şahadete yakın kılarak, böylece şehitleri yaşama ve yaşayanları da şehitlere yaklaştırarak köprü, olma rolünü iyi oynamaya çalıştım. Çünkü başka türlü karşılık vermek mümkün değildir. Şehidin yaşamındaki büyük anlamı bilmekle birlikte, onu bir yaşam gücü haline çevirmenin büyük ustalAık istediğini, büyük sabır ve dayanma gücü istediğini bilerek, bunun sorumluluğunu duyarak bir köprü olma rolüne adamakıllı sarıldım. Gafilce yaşayanların gafletini durdurmaya, yaşama sahtekarlığına fazla geçit vermemeye çalıştık. Diğer yandan, adeta şehidi teorileştirdik, savaş teorisine dönüştürdük. Böylece etkili ve egemen olmasına güç yetirdik. Sahte yaşamın önünü kestiğimiz kadar, şahadetin teorisi ile yaşamı bir kez daha canlandırmaya, kaynaştırmaya ve çare olmaya çalıştık. Gelişmeler oldu, şehit yaşama geçirildi, yaşam biraz şehide göre oldu.

Hala sizlerin ne kadar saygılı kaldığınız tartışmalıdır. Saygıyı sürekli kılmaya çalışıyoruz. Belki istendiği ka-dar olmadı, ama büyük saygısızlık yapılmasına da fırsat verilmedi. Şu anda şahadet yolunda yürümeye hazır olanlar, bunun kanıtıdır. Biz bu halkı da bu temelde tuttuk. “Gafilce ve haince yaşayamazsınız” de-mekle, şehide biraz bağlı kalındığını gösterdik.

PKK tarihinde şehitlik üzerine birçok değerlendirme yapıldı. Ben özellikle başlangıç şehitleri için en doğru değerlendirmeleri sunmaya çalıştım. Bunu her şehit için de yapmaktan üşenmezdim, ama fazla gerekli olduğuna da inanmadım. İnandığımda yaptım. Zaten kendini şehitlik çerçevesine oturtacak bir kişilik, bu kadar şehidi anlamıyla bilecek bir kişilik, büyük olur.

Bazılarınızın şehit yakını olduğunu söyleme durumu var, şehitlerin kendi şehitleriniz olduğunu söyleme durumunuz var. Eğer bunda sahte değilseniz, samimiyseniz, biraz da bizim gerçekleştirme tarzımıza benzer bir tarzı tutturmanız gerekir. Şehidi kendinde yaşatmak, şehitle çelişen yaşamın önünde durmak, şehidi doğru yaşatmak, “ya doğru yaşarsın, ya yaşayamazsın” hükmüne bağlı kalmak büyük önem taşır. Öyle olursanız şehidin sahibi veya onun sürdürücüsüsünüz denir. Bu böyledir; başka hiçbir biçimde kendimizi onurlandırmayalım.

Ben çocukken bile böyle ölümleri kötü bulurdum. Böyle anlamlı bulmazdım. Sonra da şunu gördüm; ölümler aslında yaşayanların zavallılığını gösterme aracı oluyor. İnsanlar ölüler için döktükleri gözyaşları-nı aslında kendileri için döküyorlar. Ölende kendilerini görüyorlar. Kendi ölmüşlüklerini, hayattayken ölmüşlüklerini görüyorlar. Yoksa böylesine bir ölüm ağlayışı pek anlaşılır değildir. Kendini bu kadar zayıf bırakma, kendini bu kadar ölüye benzetme söz konusudur ki, bir ölüde kıyamet koparıyorlar. Çok doğal bir yaşam sürecini böyle gözyaşına boğmak bana pek anlamlı gelmemişti. Nitekim şimdi şahadetlerde fazla ağlama yoktu. Şehitleri cesaret ve yaşam gücü haline getirme vardır. Bu da kötü ölüme bir cevap oluyor.

Bizim cevabımız oluyor.

Ölüm korkusunun böyle cesarete dönüştürülmesi küçümsenemez. Bu başlı başına büyük bir ka-zanımdır. Kürdistan halkındaki büyük ölüm korkusunu, bu büyük acılı ve gözyaşlı durumu şimdi daha fazla cesaretle savaşmaya dönüştürmek, çok büyük bir gelişmedir.

Bunu da biz yaptık. Bunu özenle hazırladık ve şimdi herkes, biraz da böyle ölümsüz kılınmıştır. Ölüme karşı anlayışı doğru geliştirmemiz, yine ölümle yaşam arasındaki bağı doğruya yakın değerlendirmemiz korkuyu yendi. Daha fazla cesaret, daha fazla hayattayken ölmemek, fiziki olarak ölündüğünde de bunu ölüm saymamak biçimindeki durumu biz ortaya çıkardık. Tabii bu da küçümsenemez bir gelişmedir. Bu, Kürdistan için büyük bir ihtiyacın giderilmesidir. Ölüm korkusunun giderilmesi sağlanmış, yaşamda ölümsüzlük duygusunu yaratma ihtiyacı giderilmiştir.

İşte bu büyük şehitler, biraz bunun öncüleri oldular. Bu gerçeğin anlaşılması ve etkili kılınmasında en önemli rolü yerine getirdiler. Ben buna ölüm korkusunu yıkma, yaşamı ölümcül etkilerden arındırma, fiziki ölümlerden de korkmama veya şahadetlerden korkmama, kutsal değerler uğruna ölümde yaşamın mevcudiyetini gösterme ve böylece daha katlanılabilir bir ölümle yaşamın bağını kurabilme diyorum. Bu önemli bir gelişmedir.

PKK tarihinde de büyük zihniyet ve ilkesel bağlılık abideleri vardır. Haki, Mazlum, Kemal, Mehmet Hayri, Ferhat, Mahsum, Taylan Özgür, Berzan Öztürk, Zilan, Beritan, Bermal ve adlarını yazamayacağımız kadar uzun listeler halinde büyük partili olmayı başarmış yoldaşlık örnekleri vardır. Bunların hepsi okunması gereken bir kitap kadar anlam ifade ederler. Buna karşılık hain, dönek, yoz, gevşek, sefil, ufuksuz, günübirlikçi birçok öğeye de rastlamak mümkündür. Yine hamalvari çalışıp büyük zihniyet ve programsal değerden yoksun olanlar da çok sayıda bulunmaktadır.

Kızlarımızı uyaracağım. Kadınlarımız bu konuda çok uyanık olmak zorunda. Beş bin yıllık bir fırsat yaka-lanmış. Her birine, hepinize birer saray bile verseler yüzlerine tükürün. Kızlar kıyameti koparsın, tekrar sizleri cendereye sokmak istiyorlar. Büyük bir oyun var kadınların üzerinde. Herkes dağdan inse bile, onlar kendilerinin onurlu barışı sağlanıncaya kadar mücadele edecekler, inmeyecekler. Beritan direnişini biliyorsunuz. Dersimliydi, biliyorsunuz. Uçurumun kenarındayken, peşmergeler “Gel öldürmeyeceğiz” diye çağırıyorlar. Ama o teslim olmamak için kendini uçurumdan bırakıyor. Beritan çizgisini takip edecekler. Ben bu çizginin bir neferiyim. Onurlu barış gelene kadar bu çizgiyi sürdürecekler.

Şehit Beritan çizgisi benim için çok önemli. Beritan’ın anısı ve çizgisi diyorum. Şehit Beritan’ın yaşamını çizgileştirmeliyiz. Bana bir mektubu vardı, yanılmıyorsam tek mektubudur. Derin, entelektüel gücü olan bir arkadaştı. Teslim olmuyor, ilkel milliyetçilere teslim olmadı. Ferhat onlar teslim oluyor. Bu bir çizgidir. Kendini kayadan atıyor. Bu bir intihar değil, bir özgürlük çizgisidir. Sosyal reform çizgisi falan değil. Sosyal reformcular bunu anlamazlar. Bu kadının büyük onuru, büyük direnişidir. Bu, önemlidir. Ortadoğu’nun kördüğümünün çözülmesini, kadın özgürlüğü sağlayacaktır. Benim beş bin yıllık bir formülüm vardı. Neolitikten günümüze, tanrıça kültürünü gündemleştiriyoruz. Buna cinsiyet devrimi diyorum. Kadının büyük özgürlük hareketini yaşamsallaştırsınlar. Kadınlar sağlam dursunlar. Hiçbir endişeleri olmasın. Sonuna kadar kendilerine güvensinler. Ortadoğu’yu bu çözecek.

Ortadoğu üzerinde büyük oyunlar var. Aslında devlet gün geçtikçe ABD tarafından siyasi İslam batağına çekilmek istendiğinin farkındadır. Ben soruşturmada bu uyarıyı yaptım. Sorguda, bana ne yaparsanız yapın, ister öldürün ister yaşatın, ama siz Kuzey Irak’ta batağa saplanıyorsunuz dedim. Ortadoğu’ya, Irak’a asıl müdahale benimle başladı. Neden birinci hedef seçildiğim çok iyi bilinmek durumunda. Peki, bu oyuna karşı ben nasıl hamleler yaptım? Bizim cephede ne oldu? Bunları kimse yazmadı.

Kemalist statükocular var. Kızıl Elmacılar olarak adlandırılanlar gibi. Deniz Baykal’dan Ağar’a, Bahçeli’den Ecevit’e kadar bunun içine hepsi girer. Bunlar statükoculardır, kabul ediyorum. Ama AKP özgürlükçü değil. ABD’nin dayattığı cepheye özgürlükçü diyemem. Talabani’nin, Osman Öcalan’ın öncülük ettiği cephe özgürlükçü değildir. Osman, Kürtlerin emeği üzerine saldırtılan pespaye, rezil bir kişiliktir. Öcalan soyadını kullanmak için ortaya çıkarılan bir icat, süfli, adi bir kişiliktir. Aslında bu adam 92’de bitmişti. Beritan örneğini defalarca verdim. Bu olayı iyi biliyorum. Talabani’nin adamları etrafını kuşatıyorlar, “gel teslim ol, kendini atma” diyorlar, hatta çeşitli vaatlerde bulunuyorlar; ama o kız teslim olmuyor, kendini uçurumdan atıyor.

Bana çizgiye bağlı dürüst bir tek Kürt kızı veya Kürt erkeği de kalsa yeter. Hiç önemli değil gitmek isteyen gidebilir. Benim için

Özgürlük Mücadelesi önemli. Benim mücadelem özgürlükçü ve kendi özgücüne dayanmadır, kimsenin askeri olmamadır. Öyle bir para, dolar ve karı ile satılacak bir mücadele değildir. Şehit Beritan. YNK’liler bir kayalıkta uçurumun kenarında Beritan’ın etrafını çeviriyorlar, çembere alıyorlar. Teslim ol diyorlar, öyle teslim ol derken de seni Türkiye’ye teslim edeceğiz diye değil, gel kardeşiz sana işkence etmeyeceğiz, gel sadece aramızda kal diyorlar. Ama Beritan bunun gerçekten böyle olmadığını biliyor, özgürlüğüne düşkün, bu durumu kendi onuruna yedirmiyor ve kendini kayalıklardan aşağı fırlatıyor. Beritan sonsuz özgürlük ve Önderlik çizgisine sahipti. Benim için önemli olan Beritan çizgisinin savaşımıdır. Ben kimsenin askeri olamam, benim mücadelem özgürlük mücadelesidir. Bunların amacı PKK’yi Amerikan çizgisine getirmektir. Bunlar kan siyaseti güdüyorlar. Bu çok vahşi bir durumdur. PKK’yi açlıkla sınayacaklar. PKK’de iki tür açlık olduğunu düşünüyorlar; birisi fiziki karın açlığı, diğeri cinsel açlık. Dağda aç kalmış gerillalara biraz ekmek, biraz para ve karı verecekler ve böylece onları kendi yanlarına çekecekler. Bu tarz yaklaşımlarla Kürtleri kendilerinin paralı askeri yapacaklar. Bunları zaten şu anda Bağdat’ta paralı asker olarak savaştırıyorlar. Bu tür politikalar tarihin görülmemiş, en büyük ihanetidir.

Beni takip eden kadınlar var. Bu zihniyetin karısı, kızları olmaktan daha rezil bir şey olamaz. Yüzlercesinin anısına akıllı ve edepli bu kızlarımızın siyasette kendilerini güçlendirmeleri, karılaşmaya düşmemeleri, kişiliklerini korumaları gerekir. Karılaşan kadın karılaşan halktır, karılaşan kadın karılaşan ülkedir. Karıla-şan kadın başkalarının kirli hanesi olur, bir değeri de yoktur. Tek başına yaşamayı göze almaları gerekir, ölümü göze almaları gerekir. Vasiyetim ve öğüdüm budur. Beritan bize vasiyettir. Ben onu mu, Osman’ı mı esas alacağım? İnsan düşerse çok kötü düşer, hayvandan da beter olur. O kızı unutabilir miyiz? O mesajdır. O bize çağrıdır. O bizim için bir Jeanne D’Arc’tır. Onun gibi yüzlercesi var. Onu esas alacağız, onurumuzdur. Onun eylemi sevdanın, onurun eylemidir. Biz onun olduğu yerdeyiz. Son ferde kadar savaşacağız. Şeref ve özgürlük için, onur için savaşacağız.

Hala kadın özgürlüğünü anlamamışlar. Beritan çizgisini boşuna söylemedim. Beritan direnişi bizde bir tarzdır. Bu arkadaş teslim olmadı, kendini uçurumdan attı. Dokuz tane kız vardı, bir govend bağlayıp bombayı kendilerinde patlatarak şehit oldular. Sırf ele geçmemek için bunları yaptılar. Bunların hepsi bizim için kahramanlardır. Bizim çok soylu direnişçi kadınlarımız var. Kendini yakanları da burada ayrıca anıyorum. Çağdaş olmak isteyenler gitsin çağdaş olsunlar. Avrupa’ya, bilmem nereye gidiyorlarsa gitsin-ler. Bu tanrıça şeyini bir kültür olarak söylüyorum. Magazin diliyle söylemiyorum. Bu kültür canlandırıla-cak. Erkek anlamak bile istemiyor. Başka türlü özgür yaşam olmaz.

Ben özgürlükçüyüm, benimle uzlaşamazlar. Ben burada Beritan çizgisini boşuna söylemedim. İlkel milli-yetçiliğe, gericiliğe karşı kahramanca direndi. Benim için belirleyicidir, ilkedir. Onun için Beritan’ın özgür-lük çizgisini esas aldım. Çok inanan bir halk adına çok acı çekenler adına konuştum. Öyle kolay kolay na-muslu olunmaz. Ben her şeyi Kürtler için yaptım.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk