Mayıs tüm muhteşemliği ile dimdik ayakta. Yine olanları izliyor ve kendisine yansıyan güzelliği tüm ezilenlere göz kamaştıran bir kurtuluş müjdesiyle ışık saçıyordu. Yine bu topraklar kan olaraktan can bulmuş ve insanlık beşiği diyarına yeni bir armağan sunmak için doğurgan olmuştu…
Evet yoldaşlar! Mağaradan yükselen son çığlık yüreklerimizde yankılanan sonsuz bir çığlıktı. Her zaman için birbirimize teker teker devr ettiğimiz, dilimizde tutturulan özgürlük çığlığıdır. Dediniz ya “şahin ne zaman, nerede vurulacağı belli olmaz” kimimiz kırsala, kimimiz ovada, kimimiz şehrin kuytu bir yerinde bu çığlıkla insanlığa sesleneceğiz.
Yıllar önce Hayri Yoldaşın dediği gibi: “Bu insan çığlıklarına kulak verin” orada konuşan bin yıllık tarih bir asrın direniş sesiydi…
Çığlık olmak ama her sessizliğe
Çığlık olmak insana yaraşır.
Ölüme direnirim tırnağımla dişimle ama alışamam ölüme
Bir başına olmak önemli değil
Bin gül bir gül bırakabilmek arkadan gelenlere
Tek başına bir mum devirir geceyi
Tek bir can neleri neleri devirmez ki…
Mağarada yaşanan bir günlük direnişi Doğan yoldaşta yaşamıştı. Bazı yoldaşlar tim şeklinde intihar vari oradan kurtulmayı başarmıştı. Düşman her yeri tutmuş hiçbir şeye fırsat vermiyordu ve kurşun yağmurlarından bir tanesi de onun delikanlı bedenine saplanmıştı. Mağaradan inerken Doğan’la rastlaşmıştık. Orman gözleri artık gökyüzü ile kaynaşmıyordu. Artık sürekli olarak yoldaşları güldüren esprileri yoktu. Özellikle bin bir çeşide girerek sergilediği tiyatrolar yoktu. Doğan yoldaşı, göremeyecektik, moral günlerinde. Ama Doğan yoldaşı devrimci moralin bir gereği olarak devrime gösterdiği bağlılığında ve görevlerdeki fedakarlığında, yoldaşlara gösterdiği ilgide ve zindan direnişçiliğinden aldığı direngenliğinde anıp örnek alacaktı. Gözlerine kilitlendiği binlerce yıldız her zamankinden daha parlaktı. Çünkü sonsuzluğa doğru yol olmuş ve oranın güzelliği bizlere fısıldıyordu.
Sessizliğin sesi var deniliyor ya
İşte şimdi öylesi bir şey
O karanlıklarda ki çığlığın işlemiş vücuduma
Çığlığınız gönlümde
Ve gönlümü sürgünlere göçerten
İçimi ruhsuzluktan boşaltıp
Varlığıma sahiplik eden o çığlık…
Hakimdi savaşa şimdi de savaş ustası ve direniş komutanı olmuştu.
Birden vicdanı gerildi
Çocuk yaştaki Agir ve Zelal’e yüreği yandı.
Yaralı bir ceylan misali kapaklandı onlara
Halepçe’deki ananın çocuğuna sarıldığı gibiydi, Hamza yoldaş
Bakın bakın Hiroşima’daki kapıları çalan
Çocukların sesi geliyor.
İşte bizim çocuklar farklıdır burada
Bizimkisi sadece zulmü göğüsleyen değil…
Zulmü yenen ateşten bir neferdiler.
Ey yarenin yaresi
Canan aldı canını öyle değil mi Seydo yoldaşım
Şimdi dizlerindeki demeden koşuyorsun
Koş yoldaşım koş
Telli duvaklı Kürdistan seni bekler
O zulmün baskının korkulu rüyasını
Hınçla hançerlemişti Canda’nın gülüşü
Anıt gibi uzanan Çin devriminin kilometre taşıydı.
Rezan ise uzanan bu sonsuzluk yolunu da tanımıştı.
Bununda öncüsü olma görevi vardı şimdi
Hazırdı ve zamanı gelmişti bütün devrimlerin
Bütün kum saatleri dolmuş devrimcinin heyecanı içindeydi.
Ve tanrıçanın mutluluğundaki Sosin’ı
Sihirli okuyla döndürüyordu zamanı
Evet zamanıydı devrimin
Bu yüzden suskunluğa gömülü olan Akif ve Mahsum,
Fırtına öncesi birer tufan kesilmişlerdi.
Asrın ağır yükü ile doğruldu Ömer yoldaş
O evinin ceylanı değil asi dağların yırtıcı şahiniydi.
Ve gözlerindeki kıvılcımla bağırdı düşmana
“biz Apo’nun intikam Şahinleriyiz.” Demişti.
Genç yüreğiyle gürül gürül sevdasıyla akan
Halkın gerillası da son kanlı kavgaya hazırdı.
Adar ile Xwinda girişkenlikleri ile canlı bir abideydiler
Ve ölümün soğuk ürpertisine karşı
Güneşin oğlu Şapal yoldaş şairane hisleriyle
Eritmişti o donmuşluğu
Acaba acaba burada Meryem ananın bakire güzelliğinde
Berçem’in temiz yüzü kimyasalla bozulacak mıydı?
Ve Nergis hiç tereddütsüz cevap verdi buna;
“Yok yoldaş yok bu kimyasalla ne kardelenler yerinden sökülür,
Ne de temiz dünyamız kirlenir.”
Bu yüzden dünya âlem tanık olsun ki
Direniş kalesi Nergis çiçekleriyle deste deste süslenecektir.
Reber çığlığını yükseltti:
Efsane diyarı, sevda çiçekleriyle süslenecektir diye.
Çığlıklar ulaştı alevler içinde yanan Doğan yoldaşa
Dudaklarında bir tebessüm
Orman gözlerinde gökyüzü
Yüreğine tüm yoldaşlarının sevgisini aldı.
Ve katıldı direnişin görkemli halayına
Gökyüzüne dağlara
Tüm dünyaya yayılıyor sesleri
Sessizliğin sesi deniliyor ya
Direniş çığlığı oluyorlar
Efsane diyarının kahraman Çocukları…
Mücadele Arkadaşları