Berîtan MÊRDÎN
Başkanım siz bir cemre gibi düştünüz yüreklerimize ve yüreğimizde kök salan en güzel çiçek oldunuz, umut oldunuz, anlam oldunuz. Susturulmaya, yok edilmeye çalışılan bir tarihin dili ve eylemi olarak yaşadığımız çağın da vicdanı oldunuz. Şu an size uzanmak, sizi yazmak bana çok zor gelse de sizinle olan her anı çok seviyorum. Her bir kelimede özlem yakıp dursa da yüreğimi ama ben size olan bu yakıcı özlemi de seviyorum. Çünkü bu özlemin tüm uzaklıkları yakın ettiğini biliyorum. Kalemi yüreğime teslim etmişim, yüreğim de akan sevgi ve özlem pınarını dile getirsin diye… Kendimi bu pınarın akışına bırakacağım ve ruhumla, düşüncemle size doğru yol alacağım Başkanım. Kendimi dağ rüzgârına kaptıracağım, rüzgar içimdeki özlemi ve sevgiyi size uçursun diye onunla uzun uzun eseceğim. Sizinle olacağımız zamanları düşleyeceğim. Size sarılacağım zamanları… “ Ben çocukluk hayallerime ihanet etmedim” diyerek her zaman kendi hayallerinize bağlı kaldınız. Ben de bu hayalimi gerçekleştirme mücadelesini yürüterek, yükleneceğim zamana. Size başarı borcumuz var biliyorum.
Bu lanetli gün, tarihimizde olduğu kadar yüreklerimizde de derin izler bıraktı. Yaram bugün yine kanamaya başladı. 14 yıl boyunca hep yüreğiniz ve düşünceleriniz tüm engellemelere rağmen bize doğru aktı. Hep esarete alıştırmaya çalıştılar bizi. Tüm bu çabalar, çirkin politikalar boşuna, biz asla esarete alışmadık ve alışmayacağız. Kendimizde ancak zihinsel ve vicdani devrim gerçekleştirebilirsek sizinle yoldaş olabilir, yol olabiliriz. Bizim yaşam ve mücadele manifestomuz olan savunmalarınız, yaşamımızın her anına yön veriyor. Tüm zamanları sizin gerçekliğinizle geçirmek için mücadele ediyoruz kendimizle. Anlamaya çalışıyoruz, okuyoruz, tartışıyoruz ve değişim gücünü, iradesini ortaya koymaya çalışıyoruz. Kendimi yenileme çabam büyüdükçe size daha çok bağlanıyor, sevgim, özlemim daha da derinleşiyor. Şu an duygularım kabardıkça kabarıyor. Özlem bir başka yakıyor genzimi…
Şu an hüzün yüklüyüm, acı yüklüyüm. Dağ patikalarında yolculuklara koyuluyorum. Sizinle bu patikalarda yol almanın düşlerine dalıyorum. Doğa bugün hüzün dolu, hava kapalı ve sisli. Doğa anamız da acımızı paylaşıyor. Başkanım, siz hep doğa ile en güçlü ilişki içinde oldunuz. Sürekli enerji alıp verdiniz. Savunmalarınızda bununla ilgili bölümleri okudukça evrene, doğaya dönük arayışlarım daha fazla çoğalıyor. Halen de doğanın bir parçası olarak kendimizi ele almakta zorlansak da doğa her zamanki gibi yakıcı öğreticiliğine devam ediyor. Hegemon güçler çağdaş teknikleri, doymak bilmeyen iştahları ile doğayı tüketmeye çalışıyorlar. Ama o da isyanını, başkaldırışını kendi yöntemi ile gösteriyor. Doğanın karşı koyuşunu anlamak, bilmek bize çok şey kazandırıyor. Doğanın dilini çözmek demek yaşamın dilini çözmektir.
Başkanım, İmralı sürecinde gösterdiğiniz büyük direniş ile komployu birçok açıdan boşa çıkardınız. Bu toprakların özgürlük ruhuna ve özüne bağlı kalarak tüm bu tarihsel değerleri çağın değerleri ile birleştirdiniz. Bizler sizin ışığınız ve ısınızla aydınlanmaya çalışıyoruz. Bir kere aydınlığı gördük ve ona yol aldık. Hiçbir şey bizi bu yoldan döndüremez. Güneş’in çocukları olarak halkımıza, kadınlara aydınlıklı yarınları yaratma sözümüz var. Aydınlandıkça daha fazla aydınlatacağımız kesindir. Beynimin ve yüreğimin tüm karanlıklarını aydınlığınızla temizliyorum. Yüreğimizin, beynimizin tüm sınırları hakikatiniz karşısından anlamsızlaşıyor. Ve tüm sınırlara meydan okuma gücüne ulaşıyoruz. Sizinle yeni bir dile, kimliğe ve tarihe kavuştuk. Belki duygularımı güçlü bir edebiyatla ifade edemedim, güçlü ideolojik tanımlar yapamadım ancak hayatımızın gerçek anlamı olduğunuzu biliyorum ve buna yürekten inanıyorum.
Paris katliamının birinci yıldönümüydü. Bir kez daha Sara yoldaştan ayrılmanın acısını derinden yaşadık. Sizin en güçlü yol arkadaşlarınızdandı. Size olan bağlılığını katılımı ve mücadele duruşuyla güçlü bir biçimde hep ortaya koydu. Ve bizler ardılları olarak bu mücadelesini başarıya kavuşturacağız. Siz özgürleşmeden, halkımız bir statü kazanmadan bu mücadele bitmeyecek. İşte Başkanım, bu kışı süreç ve görevlere daha güçlü hazırlanma açısından güçlü değerlendirdik. Size başarı sözümüz var. Bunu gerçekleştirmeden gerçek bir bağlılıktan, yoldaş olmaktan bahsedemeyiz.
Şimdi biz de tıpkı doğa anamız gibi bahara güçlü ve güzel açılmak için ışığınızla demleniyoruz. Yenilenmek varolmanın en güçlü eylemidir. Bizler de bu eyleme denk arayış ve çaba içindeyiz. Özgürlük öğretinizle yenilenen düşüncemiz, güçlenen ruhumuzla sürece daha güçlü yükleneceğiz. Bu baharı size, halkımıza özgürlük baharı yapacağız. Gerçek bir baharı hep birlikte yaşayacağız.
Başkanım, size anlatılması gereken o kadar çok şey var ki! Neler biriktirmedik ki! Biz kadınların tanımsız zamanları sanırım o zaman, sizinle buluştuğumuz zamanlarda dile gelecek. İşte o zaman yüreğimin dilsiz yanı dillenecek. O gün gelmeyene kadar yüreğim hep yaralı ve dilsiz kalacak biliyorum. Anlamın ve hissin görkemli gücü ile yol almaya çalışıyorum ve sizi bu çabamla sarıyorum.