• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Önderimizin Fiziki Özgürlüğü Bizim De Özgürlüğümüzdür

7 November 2013
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Nuda Wan

YJA 4. Konferansı kritik bir süreçte gerçekleşti. Ortadoğu’da baş gösteren yeni işgal girişimleri, onun paralelinde Kürdistan somutunda bir alternatif güç doğdu. YJA 4. Konferansında bu alternatif güç değerlendirildi. Çünkü bu açığa çıkan güç özünde kadın eksenli gelişen bir güçtür. Dolayısıyla bu konferansta Ortadoğu üzerinde şekillendirilmek istenen yenidünya düzeni ve yol açtığı toplumsal sonuçlar özelde de kadın üzerinde yarattığı olumsuz etkileri, kapsamlı olarak değerlendirildi.

Somut olarak en çok tartıştığımız ve üzerinde durduğumuz gündemlerden biri Rojava devrimi ve Suriye‘deki durum oldu. Çünkü günümüzde Suriye’nin kendisi Ortadoğu‘nun problemini oluştururken Rojava’da onun çözümünü oluşturuyor. Bu temelde büyük bir sorumluluk altında olduğumuz bir kez daha teyit edildi. Suriye problem arz ederken Rojava çözümdür. Çünkü Rojava’da iki yıldır Ortadoğu’nun ateş çemberinde kadın özgürlük eksenli bir halk devrimi yaşanıyor. Rojava devriminde kalıcılaşan bir halk devrim gerçekliği var. Konferansımız Rojava’daki yarattığımız kadın eksenli çözümün Ortadoğulaşması gerektiği hususunda hem fikir oldu. Bununla birlikte kadın hareketi olarak sadece Kürt kadınları karşısında tek değil, aynı zamanda Ortadoğu’da yaşayan tüm halkların mozaiği ve bu mozaik içerisinde yaşayan halkların kadınları ve onların özgürlüğü karşısında da sorumlu bir kadın hareketiyiz. Asıl eksenimiz somut devrim yaptığımız yer Kürdistan olsa da, uzun vadede ve vizyon olarak tüm Ortadoğu’yu kapsayan bir devrim gerçekliğini tartıştık.

Rojava devriminin başarıya ulaşması için Kürdistan‘ın diğer parçalarına ve Avrupa’ya düşen roller var. YJA 4. Konferansında şöyle bir tespite ulaştık; YJA 3. Konferansından günümüze kadar önemli oranda kadın eksenli demokratik konfederal sistemi önemli oranda inşa ettik. Şimdi bütün bunların yönünün Rojava’ya çevirip Rojava‘da sağlanacak bir başarının da diğer parçalara hatta dış ülkelere taşırılmasıyla Kürtlerin statüsü açısından önemli tarihi sonuçlara yol açacağı kanısına vardık.

Tek tek alanları değerlendirirken o alanların özgünlükleri ve kadın hareketinin oradaki gelişim seyri de gündeme geldi. PAJK’ın 8. Kongresi, PKK’nin 10. Kongresi ve YJA’nın 3. Konferansında asıl eksen Önderliğimizin özgürlüğüydü. Biz bu özgürlüğü nasıl anladık? Bir yandan serhıldan gücü ile devrimci halk savaşıyla, diğer yandan ideolojik ve sistemsel olarak demokratik konfederal sistemin her tarafa yayılmasının, halkın kendi öz yönetim gücünü açığa çıkarması, bunun da Önderliğin özgürlüğüne hizmet edecek en esaslı mücadele alanı olarak kendi sistemimizi oluşturma eksenli ele aldık.

Demokratik komünal değerlere dayalı olan 21. yy’ın yeni toplumsal ahlaki ve politik anlayışına göre şekillenmiş bir toplumsal düzenin geliştirmesi esas alındı. Toplumumuzda son yıllarda verdiğimiz mücadele temelinde bir aydınlama ve çözüm arayışı var. Mücadelede çözümün araç gereçleri sunuldu. Şimdi bunun daha çok toplumla buluşması gerekiyor. Oluşturulan tüm modellerde daha fazla katılım sağlanması gerekiyor. Özelde de kadının öncülük yapması gerektiği hususunu tartıştık. Burada kısmi sıkıntılarımızın olduğu vurgusu da yapıldı. Bu sıkıntıların en önemli kaynağı da devletçi zihniyetten kopmamaktır.

Tüm dünyada, Ortadoğu’da yaşanan savaşlar kapitalist sistemden kaynağını almaktadır. Dolayısıyla siyasal yöndeki tespitimiz yaşanan savaşlara, kaoslara karşı devletçi sistemin getirmiş olduğu çözümler iflas etmiştir. Ancak sistem kendisini her yönüyle ayakta tutmaya çalışıyor. Toplumlar kapitalist sistemde felaketlerin dışında bir şey görmedi, kadınlar devlet mekanizmasından bir hayır görmedi. Toplumlar bunun farkında ve bizim modelimiz bir alternatif olarak karşılarında durmakta. Hareket olarak bizim ulus devlet anlayışının eleştirisini özellikle de kadın öncülüğünde daha iyi yapmamız gerektiği vurgusu bir kez daha yenilendi.

Modelimiz demokratik ulusu esas alan yani her alanın her grubun kendi özgünlüğü temelinde yine ötekilerin yer aldığı bir sistemdir. Başta tüm ulus sınıf ve sistemlerde en çok ötekileştirilen cins de kadın olmaktadır, dolayısıyla Demokratik modernitenin öncü gücü kadındır. Biz bu konferansta parçaları değerlendirirken gelişim seyrimiz demokratik modernite inşasında hangi düzeyde, yaşanan sorunlar nedir ve nasıl çözeceğiz boyutunda tartışmalar yürüttük.

İki yıllık süreci ve çalışmaları değerlendirdik. Kadın hareketinin yoğun emekleri oldu. Ortadoğu’nun ateş çemberine rağmen kendi özgürlüğünü inşa etmede bir kararlılık ve iddia var, bunu daha fazla derinleştirme, geliştirme ve Kürdistan’ın sınırlarının dışına taşırma gibi bir misyonumuzun olduğu bir kez daha bu konferansımızda açığa çıktı. Özelikle de Önderliğimizin Newroz’da ilanını yapmış olduğu ‘demokratik kurtuluş özgür yaşamı inşa’ hamlesiyle birlikte çalışmaları daha da hızlandırmamız gerektiği kararlaşması da ortaya çıktı. Tartışmalarda, bizi başarıya zafere götürecek şeyin inşa edeceğimiz sistem olduğu, Önderliğimizin özgürlüğünün de ancak böyle sağlanacağı ifade edildi. Dolayısıyla bu konferansın ana doğrultusu sistemi inşa faaliyetidir. Bunun için hem YJA, hem de PAJK boyutunda kadrolarımızın kendisini yeniden inşa etme görevi var. Önemli bir mücadele yürütüldüğü ancak Ortadoğu’daki günlük değişim arz eden dengelere göre hızlı dönüşüm sağlanamadı. Bu noktada dış etkilere çok takılmadan kadın kimliğiyle, kadın kurtuluş ideolojisi bilinciyle sistem inşasını daha da hızlandırmamız gerektiği gibi, önemli bir sonuçlar açığa çıktı. Bu konuda büyük bir umut olduğunu belirtebilirim.

Avrupa açısından da önemli sonuçlar çıktı. Çeşitli alanlardan gelen birçok kadın arkadaş bu konferansta hazırdı. Avrupa’nın durumunu ele alırken önemli oranda hem kadın cephesinden hem de bir bütünen yurt dışında yaşayan tüm halkaları kapsayacak bir çalışmanın yürütülmesi gerektiği vurgusu yapıldı.

Hem Avrupa hem de diğer alanlar için tartıştığımız bir husus vardı. Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı kadınlar bir yandan kapitalist modernitenin pençesinde, diğer yandan ise Kürt kimliğini iktidar İslamiyetliyle bitirmek, imha etmek isteyen bir tarikat, cemaat örgütlenmesi var. Rojava’da gerçekleşen devrimden bu yana devrimin gerçekleşmesini engellemek amacıyla örgütlenen El Kaide gibi fanatik kesimlerin de devrede olduğu ve bu iktidar İslamcı kesimlerin bir amacı da Kürt kadınlarını hedeflediğine dikkat çekildi.

Bir yandan Rojava’daki katliamlarla -kafa kesme gibi- olaylarla kadınlar ürkütülürken, diğer yandan da Avrupa’da kadınlar camilere çekilerek kadınların dine olan inancını istismar etmek üzerinden bir politika yürütülüyor. Bu çalışmalar kadını kendine yabancılaştırma çabalarıdır ve özgürlük mücadelemizin açığa çıkardığı değerleri bertaraf etme yaklaşımlarıdır. Özellikle Gülen Cemaati üzerinden yürütülen bu faaliyetler deşifre edildi. Konferansımızda buna karşı çözümümüzü de koyduk: Ortadoğu’da kadınların İslamiyet konusunda bir bakış açısı ve bilinci olması gerekir. Toplumu birebir etkileyen ve toplumun ruh dünyasına hitap eden inançlar üzerinde yoğunlaşmamız gerekir. Bu konuda yetersiz kaldık. Zaman zaman din olgusuna siyah beyaz yaklaşım gösterildiği ve bunun çözüm olmadığı, toplum dışı kalındığı bunun da toplumu cemaate teslim etme olduğu belirlemesi yapıldı. Bu esasta konferansımız bu konularda bir hâkimiyete, bilgi birikimine ihtiyaç olduğuna vurgu yaparak Kürt kadınlarının İslamiyet, Alevilik, Yezidilik ve diğer inanç alanlarında kendi örgütlülüklerini sağlamaları ve böylelikle de dini istismar eden siyasetin pençesinden kurtarma kararı açığa çıktı.

Ayrıca Avrupa maddi-manevi imkânların fazla olduğu bir alandır. Diplomatik çalışmalarla hem kadın hakları hem Kürdistan’a uygulanan soykırım siyaseti hem de Rojava’daki vahşete karşı güçlü siyasal hamleler yapılabilmesinin zeminleri vardır. Rojava’dan gelen arkadaşlarımızın da tespitiydi bu. Rojava’nın ekmekten çok özgürlüğe ihtiyacı var. Bizim siyasal ve diplomatik desteğe ihtiyacımız var. Bu temelde Avrupa’daki kadın hareketimizin bunu kendisi için öncelikli bir görev olarak önüne koyması gerek.  Rojava’nın uluslararası statüsü için Avrupa’ya büyük görevler düşüyor.

Diğer bir boyut ise Rojava’dan Güney Kürdistan’a göçertilen, göç etmek zorunda kalan yaklaşık 200 bin insanımız var. Kamplara yerleştirilmiş durumdalar. Kamp yaşamına yabancılık çeken en başta kadınlar olmaktadır. Özellikle de Güney hükümetinin bu mülteci konumunu istismar eden bir siyaset yürüttüğü, kölelik ücreti ile çalıştırdığı ve kadınların yoksulluk durumunu kullanarak fuhuşa teşvik etme, konferansımızda ciddi ele alınıp tartışılan bir gündemdi. Hatta bazı kamplarda Rojava’dan kaçan kadınların satışa çıkarıldığı, yani fuhuş sektörüne tabi kılındığı belirtildi. Bu esasta Avrupa alanı ve diğer parçaların buna karşı mücadele yürütmesi bir zorunluluktur. Bu kadınlar özgürlük mücadelesi verilen bir parçadan güneye gelen insanlarımız, bizim insanlarımız, bizim kadınlarımız ve onlara yapılan bu hakareti ve rezilliğin önlenmesi gerekiyor değerlendirilmeleri yapıldı.

Konferansımızın ana sonucu; sistemi inşa ettikçe Önderliğimizin de özgürlüğünü yakınlaştıracağız. Bu tüm parçalar için geçerli. Konferansımızda bir kez daha Önderliğimizin özgürlüğüyle biz özgür olacağız tespitine vardık. Çünkü bizi var eden güç Önderliğimizdir. Bu görev herkesten önce de kadınların görevidir. Önderliğimiz ruhsal ve düşünsel açıdan zaten özgürdür ancak bu bizim için yeterli değildir. Biz Önderliğimizi aramızda görmek istiyoruz. Mücadele gerekçemiz onun özgürlüğü olduğu için kararlaşmalarımız iddia düzeyimiz de bu temelde gerçekleşecektir.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk