Roza Amed
Kapitalist sistemin çarkı her zaman tıkır tıkır ilerler. Ne bir sorun çıkar ne de bir aksaklık. Ve insanlar da buna odaklanmıştır. Sen söyle o uygulasın. Bu kapitalist sistemin çarkının ne kadar da tıkır tıkır işlediğini gördük. O çarklarda onlarca insanın nasılda yok, önemsiz sayıldığını gördük. Görünürde her şeyin büyük balıklara ait olsa da küçük balıkların yaşam mücadelesine tanık olduk. Soma’yı gördük. Yüzlerce işçinin ölümünü gördük. Sadece gördük ve duyduk. Evet, toplumca sadece televizyon başında seyrettik, biraz üzülerek. Reflekssiz bir şekilde kaldık ve kalmaya devam ediyoruz. Yapabildiğimiz bu mu? Onlarca işçinin yaşamını kaybetmiş olduğu onlarca kaza bir gün iki gün gazetende işle ondan sonra da tekrar kendi gündemine rutin yaşamına, sohbetine devam et.
Evet,Soma da öyle olacak. Çünkü Somalar olmasın diye toplum olarak ne tepkiler gösterdik. Buna karşı tavrımız ne olacak. Yer yerinden oynamalıydı. Halk Erdoğan’ı devlet yetkilerini yüzü maskelileri o alana sokmamalıydı. Soma faciasının ana nedeni devletin, hükümetin toplumumuza işçimize göstermiş olduğu yaklaşımlar, yasalar değil mi? Hangi işçi kazası için önlem alındı ki… Önlemlerin ötesinde işçi ölümleri iş kazaları gittikçe artmaktadır. AKP hükümeti döneminde on bini aşkın işçi yaşamını kaybetmiştir ve Soma bu yaşam kayıplarının son örneği olmaktadır. Bu son örnek aynı zamanda son olacak mıdır?
Somada yaşana facia için ilan edilen 3 günlük yas her şeyi çözecek mi? Başbakanlık soruşturma açıldığını kamuoyu ile paylaştı. Kime soruşturma açıyorlar soruşturma açtıkları kişilere ve yerlere kendi izinleri dâhilinde bu işleri yapmıyorlar mı? Soruşturmaya girmesi gereken başbakan ve hükümettir. Oysa başbakan bu sorumluluğun ağırlığında olmaktan çok böylesi çalışmalarda ölümün olağan bir şey olduğunu vurguladı. İşçiysen ve madende çalışıyorsan ölmen normaldir. Hükümet kendi politikaları doğrultusunda meşrulaştırıcı bir tutum içerisine girdi. Bir de herhangi bir tepki gösterilmesin diye de daha yaşamını kaybeden birçok işçi bilinmezken başbakanlık ölenlerin ailesin aylık bin dolar vereceğini açıkladı. Her şey bu kadar basit ve her şey başbakanlık nezdinde parayla hal olunur. Peki ya babasını, çocuğunu, sevgilisini, eşini kaybedenlerin acıları, o kadar çabuk ortadan kalkacak mı her şey hal olacak mı?
Evet, biz toplum olarak bunlara normal yaklaşmıyoruz. Çünkü bizim adaletimiz, insanlığımız, vicdanımız var. Nasıl ki Van depreminde,Roboski’de yaşamlarını kaybedenler için yüreğimiz parçalandı büyük bir üzüntü içerisine girdiysek Soma da bizim için öyledir. Soma’da yüreğimizi parçaladı. Zaman bir olma meydanlarda bunun kabul etmeme zamanı. Öfkemizi acımızı bir yaparak bir daha böylesi bir katliamın tekrarlanmaması için suçluları yargılama zamanı.
Devleet tüm yönüyle nasıl bundan bir zarar görmeyip kendimi kurtarmama gerekiyor arayışının içerisinde. Yine kapitalist sistem için insan değerinin ne kadar yüksek olduğuna bir kez daha tanık olduk. Evet yüzlerce can yaşamını yitirdi. Bilmediğimiz öğrenemediğimiz onlarca can daha var. Çıkanlar yaklaşık 700 işçi olduğun söylese de devlet sadece birkaç yüz diye tüm medyaya yalancı maskeli yüzünü bir kez daha göstermiş oluyor. O maden ocağı artık kullanılmayacak. Doğru kullanılamaz çünkü orası artık maden ocağı değil mezarlık. Devlet bunu çok iyi biliyor ki o maden ocağında daha onlarca insan var. Bunu söylemediğine göre sadece birkaç kişinin maden ocağında kaldığını söylese de aslında orada yüzlerce insan var.