Dicle ARYA
“40 yılı bulan özgürlük mücadelemizin başarıya ulaşması ve özgürlükle taçlanması için her türlü bedeli ödemeye hazırız”
Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyon üyesi Kavenda Herekol, Newroz bayramının Kürt halkı ve Ortadoğu halkları açısından taşıdığı anlamı, Newroz geleneğinin sürdürücüleri olan Newroz şehitlerini ve 2014 Newroz’unun nasıl bir anlam taşıdığını değerlendirdi. Kavenda Herekol “Kürt halkı, bugün Newroz’u en doğru anlamıyla, tarihsel değerleriyle karşılama iddiası içerisinde. Newroz da tarihin birçok değerleri gibi erkek egemen sistem tarafından çarpıtılmaya, tersyüz edilmeye ve gerçek anlamından boşaltılmaya çalışıldı. Fakat Newroz geleneğinin asıl temsilcileri olan halklar tarafından hep bir bayram havasında kutlandı, kutlanıyor” diyerek, Newroz’un Kürt halkı tarafından nasıl karşılandığına dikkat çekti. Herekol 2014 Newroz’un tarihi bir anlam taşıdığını ifade ederek, Önder Apo’nun Amed Newroz’una sunacağı mesajın Kürt halkı tarafından güçlü sahiplenilmesi gerektiğini ifade etti.
Newroz birçok halk tarafından farklı etkinlik ve şölenlerle kutlanmakta. Kürt halkı için ise daha bir farklı, coşkulu geçmekte. Bu neyden kaynaklı? Kürt Halkı için Newroz’un nasıl bir önemi var?
Bir Direniş Bayramıdır
Aslında Newroz, hem Kürt kadınları ve halkı için hem Ortadoğu hakları için çok tarihi kökene sahip bir bayramdır. Coşkusunun büyüklüğü, görkeminin büyüklüğü aslında biraz kökleri ile ilgilidir. Tarihsel bir kökene dayandığı ile ilgilidir. Newroz, her şeyden önce bir anlamda kıştan bahara geçiştir. Yani doğanın canlanmasıdır. Doğa bütün renkleriyle, canlılığıyla, sesleriyle her yıl yeniden bir doğuş gibi Newroz’la baharı karşılıyor. Tabii bunun halklar, kadınlar ve Kürt halkı açısından ne ifade ettiği önemlidir. Kürt halkı, bugün Newroz’u en doğru anlamıyla, tarihsel değerleriyle karşılama iddiası içerisinde. Newroz da tarihin birçok değerleri gibi erkek egemen sistem tarafından çarpıtılmaya, tersyüz edilmeye ve gerçek anlamından boşaltılmaya çalışıldı. Fakat Newroz geleneğinin asıl temsilcileri olan halklar tarafından hep bir bayram havasında kutlandı, kutlanıyor da. Fakat burada ciddi bir zihinsel çarpıtmayla karşı karşıyayız. Newroz’un anlamı daraltılmaya ve marjinalleştirilmeye çalışılıyor. Newroz birçok ülkede halklar tarafından kutlanır ama devlet zihniyetinin yüklediği anlamlar farklıdır. Bir bahar etkinliğinden ibaret kılınır. İşte yumurta tokuşturulur, küçük küçük ateşler yakılır üzerinden atlanılır, resmi devlet kutlamalarına dönüşür. Bunun özü bu değildir. Newroz’un sürekli yaşamsal kıldığı bir ruh var. Bu ruha biz direniş ruhu diyoruz. Kürt tarihinde bu direnişin bir de efsanesi var. Zalim Dehaq’a karşı Kawa’ın isyanı olarak bilinir. Tabii herkes de bu değerleri kendisine mal etmeye çalışır. Kendisi ile ilgili ele almaya çalışır. Efsanenin esas özü, karakteri, zulme karşı halkların, kadınların başkaldırısıdır. Devletçi, iktidarcı, hiyerarşik dayatmalar altında inleyen insanlığın Demirci Kawa tarafından özgürlük için ayağa kaldırılmasıdır. Bu anlamda Newroz’un gerçek anlamı isyandır, başkaldırıdır, özgürlüktür, demokrasidir, toplulukların bir arada yaşamasına yol açan özgürlük ateşidir.
Newroz ateşinin de sembolize ettiği gerçek bir hikayesi var. Kürt halkı bu tarihsel bilinci canlı tutabildi. Günümüze kadar taşıdı. Bunu Önderlik gerçeğimiz, PKK hareketiyle toplumsallaşan bir özgürlük mücadelesine dönüştürdü. Yani öncelikle, o egemen sistemin zihinsel karakterini parçaladı. Onun oluşturmak istediği kölelik gerçeğini, kadın köleliğini parçaladı. Özgürlük ateşini bunun üzerinden yükseltti. Kürt halkı, hareketimiz öncülüğünde bugünü diriliş ve kurtuluş bayramı olarak ele aldı. Kısacası gerçek anlamıyla hep kutladı ve karşıladı. Bu konuda ciddi bir direniş içerisindedir. Aynı zamanda destansı kahramanlıklarla görkemli bir tarih yazılıyor. Bütün bunlar, özgür bir tarih, yaşam, kimlik, kadın ve toplum yaratabilme uğrunadır. Kürt halkı bunu sadece kendisi için istemiyor. Coğrafyasında yaşayan bütün halklar ve tüm dünya kadıları için istiyor. Bunu paylaşmak ve bunu demokratik bir sistem ile daimi kılmak istiyor. Kürt halkı Newroz’u böyle kutluyor. İşte bu yüzden her türlü ses, renk ve yaşam farklılığı bir zenginlik olup akıyor Newroz meydanlarına.
Newroz ateşini kendi bedenlerinde gürleştiren nice Kürt kadın ve erkeği oldu. Newroz şehitlerinden bahseder misiniz?
Newroz Şehitleri, Mücadelemizin Mihenk Taşlarıdır
PKK hareketi, kadın özgürlük mücadelesi ve onun öncülüğünde gelişip büyüyen halk hareketimiz bugün ulaşmış olduğu düzeyi kahraman şehitlerimize borçludur. Bilindiği üzere hareketimiz kuruluşunun ilk yılında büyük saldırı ve komplolarla karşı karşıya kaldı. Yine 1980 12 Eylül askeri cuntasının yoğun baskı, şiddet ortamında büyük bir direniş örneği sergiledi. PKK militanları Amed zindanında darbecilere karşı görkemli bir direniş ortaya koydu. Dolayısıyla PKK, Kürt halkını içine çeken ve bin yıllarca kendisine mahkum eden bu karanlığı yırttı. PKK’nin direniş gerçeği, bu öncü kadro duruşta somutlaştı. Hiçbir karanlığın, hiçbir zulmün, insanlığın, özgürlüğün onursal değerlerini alt edemeyeceğini gösterdi. Mazlum Doğan yoldaş ‘üç kibrit çöpü’ ile Newroz ateşini yaktı. Bu ateş, Amed surlarında Zekiye Alkan’ın bedeninde bir alev topuna dönüştü. Bu ateş, Türkiye metropollerinde İzmir Kadife Kale’de Rahşan Demirel’e daha da gürleşti. Oradan Ronahi ve Berivan yoldaşların Newrozlaşan gerçeğiyle kapitalist modernitenin merkezi olan Avrupa’ya kadar yayıldı.
Bu yoldaşlarımızın özgürlük tutkusunun önüne hiçbir güç geçemedi. Bir insanın bedenini ateşe vermesi, halkı ve özgürlüğü için cayır cayır yakması öyle kolay değil. Büyük inanç, kararlılık taşıyan ve özgürlük aşkı olan insanlar ancak bunu yapabilir. Önderliğimiz “PKK şehitler partisidir” diyor. Dolayısıyla PKK’nin devrimci ve direnişçi özü, bu şehitlerimizin yaşam ve mücadele gerçeğidir. Bu anlamda Newroz şehitlerinin yol açtığı gerçeklik, özgür yaşam olarak karşımıza çıkıyor.
21 Mart 2013 Newroz’u diğer yıllardaki kutlamalara oranla daha coşkulu, daha farklı bir anlam taşıyordu. Önder APO orada bir mesaj yayınladı. Bu yılki Newroz’a da bir mesaj göndermesi bekleniyor. Siz bu yılki Newroz’u nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tarihi Bir Newroz Olacak
Evet, Önderliğimiz 2013 Newroz’unda, halkların barış ve kardeşlik temelinde birlikte yaşaması, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünün sağlanabilmesi için tarihi bir çağrı yaptı. Önderliğimiz bu çağrıyla sadece Türkiye’deki iktidar güçlerine değil, tüm kapitalist modernite güçlerine, halkları bin yıllardır baskı ve sömürü altında tutan emperyalist güçlerin tümüne artık halkların özgürlük baharının önünde duramayacaklarını, mutlaka demokratik dönüşüm sağlamaları gerektiğini ortaya koydu. Tekçi zihniyet ve iktidar uygulamalarıyla artık çok uzun ömürlü olamayacaklarını ifade etti. Halklara da özgürlükleri etrafında kenetlenmeleri gerektiğini belirtti. Kürt halkı ve demokratik, sosyalist, devrimci cephenin hepsi bu çağrıyı sahiplendi ve demokratik direnişi yükseltti. Bu çağrıyla demokratik mücadelenin onurlu bir barışa evrilmesini diledi. 2014 Newrozu da tarihi bir Newroz olacaktır. Kürt halkı Önderliğimizin Newroz mesajıyla, kesinleşecek olan özgürlüğünü ilan edecektir. Kürt halkının özgürlüğüne doğru attığı her adım, Ortadoğu halklarına ve dünya halklarının tümüne özgürlük taşıyacaktır. 2014 Newroz’unda hem Kürt halkı hem de Ortadoğu halklarının hepsi yeni bir özgür güne uyanacaktır. Dikkat ederseniz 2013 Newroz’unda Amed’de iki milyondan fazla insan bu çağrıyı dinledi. Bütün Kürdistan ayakta dinledi, tüm dünya bu çağrıya kilitlendi. Çünkü tarihi bir mesaj, tarihi bir açıklamaydı. Onun üzerinden başlayan bir süreç oldu elbette. Bu süreç bir yılını doldurdu. Hareketimiz bu sürecin yüklemiş olduğu görev ve sorumluluklarını yerine getirdi ve çağrıyı sahiplendi. Bu süreç, üç aşamalı bir süreçti; çatışmasızlık ortamının sağlanması, anayasal süreç ve normalleşme olarak ifade edilen üç aşamalı bir süreçti. Hareketimiz ateşkes ilan etti, ardından da gerillanın özgürlük yürüyüşü başladı. Bunların hepsi başarıyla gerçekleştirildi. Fakat bu süreçte tarafların karşılıklı adım atması gerekiyordu. Bu sürecin ikinci aşamaya evrilmesi ve müzakereye dönüşebilmesi için demokratik yasal sürecin oluşması lazımdı. Yalnız karşı taraf yapması gerekenleri yapmadı. AKP ve devlet bunu ciddiye almadı. Tam tersine zamana yayan, oyalamacı, basit çıkarlara feda eden bir tutuma girdi. Önderliğimiz, hareketimiz ve halkımız sürecin ilerleyebilmesi için hala üzerine düşenleri yapmaya devam ediyor. Hareket ve halk olarak hiçbir zaman çözümü devletten bekleyen bir yaklaşım içerisinde olmadık. Direnerek, mücadele ederek bu aşamaya kadar geldik. Mücadelemiz elbette bundan sonra daha da yükselerek devam edecektir. Önümüzde bir seçim süreci var. Bu seçim sürecini hareketimiz final olarak ele alıyor. Halkımız da bu sorumlulukla yaklaşıyor ve canla, başla katılıyor. Önderliğimiz seçimden sonra da değerlendirmelerde bulunacaktır. 2014 Newroz’u için de yeni bir mesaj hazırladı. Önderliğimizin sunacağı bu mesajda hareket olarak üzerimize ne düşecekse, onu yapmaya hazırız. 40 yılı bulan özgürlük mücadelemizin başarıya ulaşması ve özgürlükle taçlanması için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Kürt halkına mesajınız nedir?
Önderliğimizin Newroz Mesajı, Güçlü Sahiplenilmeli
40 yıl boyunca hep halkımızla omuz omuza bu mücadeleyi yükselttik. Bir halk hareketi olarak doğduk ve halkımızla çoktandır hak ettiğimiz özgürlüğe ulaşacağız. Halkımız bu 40 yıllık mücadele boyunca her türlü bedeli ödedi. Büyük fedakarlıklar sergileyerek, en güzel evlatlarını bu mücadeleye adadı. Yerel seçim çalışmalarının yürütüldüğü bir süreç yaşanıyor. Halkımız bu seçim çalışmalarına büyük bir özgürlük aşkıyla katılıyor. Kendi öz yönetimini oluşturma çabası içerisinde. Demokratik yerel yönetimin Kuzey Kürdistan’da gelişmesi ve bunun tüm Türkiye’ye yayılması için büyük bir emek sarf ediyor. Bu seçime özgür kimliğini kazanacağı ve demokratik özerkliğini sağlayacağı bir referandum olarak bakıyor. Önderliğimizin demokratik yaşam ve onurlu barış projesine seçimdeki başarıyla daha çok sahip çıkacak, bunu pratikleştirecek. BDP ve HDP’ye verilen her oy Önderliğimizin ve halkımızın özgürlüğü için hayati değerdedir. Her oy, Türkiye’de gerçek demokrasinin hayat bulması içindir. O açıdan herkesin oyuna sahip çıkması lazım. Oyunlar da olabilir. Fakat hem oy’unu doğru kullanmak hem de her türlü oyuna karşı tedbirli olmak önemlidir. Demokratik özerkliğin daha geniş bir anlamda yaşam bulması için, Türkiye ve Kürdistan’da demokratik birliğin ve kardeşliğin sağlanması için tarihi bir anlama sahiptir. Bu temelde başta tüm kadınları olmak üzere tüm Kürt halkını ve demokratik cephenin hepsini Newroz mesajını sahiplenmeye, demokratik bir Türkiye’nin inşası için, özgür Önderlik ve demokratik özerk Kürdistan için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyorum.