• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

NEWAZÎN-AYTEN BEÇET

3 June 2025
in ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
A A
NEWAZÎN-AYTEN BEÇET
Share on FacebookShare on Twitter

Heval Ayten Beçet, kendi seçtiği ve gerçekten de kendisine çok yakışan adıyla, heval Newazîn olarak Antep’te direnişe katılmıştı. Ailesi Botan’ın yurtsever köylerinden Erkendî’dendi. Bu köy; nice savaşçının çıktığı, nice şehit verilmiş, acı ve onurla yoğrulmuş bir topraktı. 1990’lı yılların savaşında devlet eliyle yakılıp yıkılmış, köylüler zorunlu göçe tabi tutulmuştu. Yoldaş Newazîn’in ailesi de bu göçte Antep’e yerleşmişti. Ancak yüreklerinde taşıdıkları yurtseverlik, onlarla birlikte sürgün olmuştu. Topraktan uzak olsalar da vatana bağlılıklarını bir iç yanık, bir özlem olarak büyütmüşlerdi.

Newazîn, böyle bir kültürün içinde büyüdü. Daha çocuk yaşta gençlik çalışmalarında yer almaya başladı. Çocukluğundan beri epilepsi hastasıydı ama ailesi onu asla geri tutmadı. Tam tersine, büyük bir hassasiyetle onu anlamaya, desteklemeye çalıştılar. Bu da Newazîn’in daha özgürce hareket etmesini, kendisini rahatça ifade etmesini sağladı. Çalışmalarda önemli bir tecrübe kazandı.

O, Hakî Karer yoldaşa büyük hayranlık besliyordu. Antep’e dair her anlatımı, her değerlendirmesi mutlaka Hakî Karer’le bir yerden kesişirdi. Onunla ilgili fotoğrafları birer sembol gibi yanında taşır, şehirde onun yürüdüğü sokaklarda yürür, şehit düştüğü yerleri ziyaret ederdi. O adımların izini kendi yaşamında sürdürüyordu.

Gençlik içinde eğitimlere katıldı, ideallerine söz verdi ve örgütlü yaşamda yer aldı. Çalışmalar sırasında gözaltına alındı ve ardından ceza verildi. Fakat aldığı ceza, onun direniş iradesini kırmadı. Kaldığı cezaevinde yaşamın sorumluluğunu en aktif şekilde omuzladı. Her ne kadar dağa çıkamamış ve fiziken direniş saflarında yer alamamış olsa da gönlü hep oradaydı. Bu onun içinde bir ukdeydi. Tahliyesine üç yıl kala arkadaşlarına, “Dağa çıktığımda ismim ne olsun? Adımda Zîn geçsin istiyorum. Sanat da olsun içinde,” demişti. Gelen önerilerden biri Newazîn olmuştu. Daha sonra şehadetinden sonra bırakmış olduğu mektuplardan anlaşıldı ki, o ismi çoktan seçmişti.

Cezaevinde pek çok alanda öncü oldu. Son olarak Gebze Cezaevi’nde yönetimde yer aldı, yaşamı örgütleme sorumluluğunu omuzladı. Sağlık durumu, onun için her zaman bir engel değil; üzerine eğilmesi gereken bir meseleydi. Epilepsi hastalığını kontrol altına almak için yoğun çaba sarf etti. İlaçlarını bıraktı, bilinç kayıpları yaşadı. Nöbetlerini hissettiği anlarda önlem alıyor, çevresine zarar vermemeye dikkat ediyordu. Bu çaba, onun öz disiplinini ve sorumluluğunu gösteriyordu.

2018’in sonunda başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri, devletin baskıcı tutumu nedeniyle uzadıkça uzadı. Ardından grup halinde katılımlar gerçekleşti. Sonunda tüm yoldaşlar bu direnişe dahil oldu. Ardından “Yaşam Nöbeti” grupları da direnişe katıldı.

Heval Newazîn bu zorlu süreçte yönetim sorumluluğunu üstlenmişti. Fedai eyleme katılmak istiyordu. Bu talebini bir raporla ifade etti. Ancak sağlık durumu nedeniyle arkadaşları bu talebi kabul etmedi. Bu reddediş onu çok yaraladı. Onu ikna etmek için defalarca görüşmeler yapıldı. Nihayetinde, kısmen yönetim ve refakat görevlerini üstlenmeye razı oldu. Elinden gelen tüm güçle arkadaşlarına ve direnişe hizmet etti.

17 Mart 2019’da Tekirdağ Cezaevi’nde Yoldaş Zülküf Gezen fedai eylem gerçekleştirdi. Bu, yüreği özgürlük için çarpanlar açısından bir dönüm noktasıydı. Komplo sürecinde büyüyen karanlığa karşı, bir ışık gibi doğdu bu eylem. Herkes biliyordu ki; artık eskisi gibi yaşamak mümkün değildi. Hazırlıklar hızla yapıldı. Sağlık durumu uygun olmayanlar nöbet tuttu. Herkes bu direnişi sahiplenmişti. Ama biliyorlardı; birileri vardı ki sabahın ateşini yüreğinde taşıyordu.

23 Mart 2019’da Gebze Cezaevi’nde yoldaşlar “Şehîd Namirin” sloganıyla eyleme geçti. O an, Heval Newazîn de kendi nöbet saatinde fedai eylemini gerçekleştirdi.

Şehadete ulaştığında cezasının bitmesine yalnızca iki yıl kalmıştı. Gerilla olma hayallerini ve özgürlük düşlerini yoldaşlarına devretmişti. “Ben bir yolda ilerliyordum. Yoldaş Zülküf bana yön gösterdi,” demişti. Mektuplarının sonunda “Newazîn Erkendî” imzasını kullanmıştı. O ismi, kalbiyle, canıyla hak etmişti.

Onun eyleminin ardından başka fedai eylemler de geldi. Ancak bunlar parti çağrısı ve Önderlikle yapılan görüşmeyle durduruldu. 2018-2019 direniş sürecinin mihenk taşlarından biri olmuşlardı. Bizler heval Newazîn ve heval Zülküf Gezen şahsında tüm fedai direnişçileri ve Newroz Şehitlerini anıyor, onların mirasına sahip çıkıyoruz. 2025 Newrozu’nda Önderlik, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla süreci aydınlattı. Bu sonuç, şehitlerin yarattığı büyük direnişin ürünüdür ve Newroz Şehitlerine adanmıştır.

Baran Avdırehman

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk