Metina, Zap ve Avaşin’e yönelik gerçekleştirilen operasyon öyle sıradan bir operasyon değildir. Zagroslar bizim için, Kürt halkı ve onun savunma gücü olan gerilla için kendini korumanın ve katliama karşı direnişin kaleleridir.
Şunu belirtmek gerekir ki Kürt halkı olarak yaşamakta olduğumuz bu süreç bir varlık-yokluk savaşının en yoğun ve derinden yaşandığı bir süreçtir. Bu savaşın en ağır yükü bugün gerillanın omuzlarındadır. Yeni dönem gerillacılığı geliştirdiği yeni tarz, teknik ve taktik ile düşmanı bozguna uğratma potansiyelini yoğun bir şekilde kazandı. Bunun en büyük örneği Gare zaferi idi. Garede hezimete uğrayan faşist işgalci Türk ordusu adeta özgürlük gerillalarının direnişi ile yerle bir olarak yaşadığı yenilgiyi bu alanlara yönelik gerçekleştirdiği yoğun saldırılarla kendince bir zafere dönüştürmek istiyor. Gerillanın 40 yılı aşkındır kazanmış olduğu bir savaş deneyimi var. Komutan Egid’in silahından çıkan ilk mermi kırk yılı aşkın bir süredir binlerce Egid ve Zilan ruhuna evrilerek bugün Zap, Avaşin ve Metina’da yaşamsallaşıyor. Tüm bunların yanında özgürlük hareketi ve özgürlük gerillası gücünü haklılığından ve hakikat arayışçısı olmaktan alıyor. Gerilla yenilmezliğini Önder APO’nun demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasından ve O’nun özgür yaşam felsefesi, ideolojisinden kaynağını alıyor. Bu yüzden her ne kadar işgalci Türk devleti, yoğun teknik donanımı, İHAları, SİHAları, uçakları ile bütün varını-yoğunu bu alanlara dönük saldırı konseptinde kullansa da; biliyoruz ki insanlığın onurunu temsil eden gerilla direnişi karşısında yenilgiye uğramaktan kaçışı yoktur.
Bu Tarihi Direniş Faşizm İçin Sonun Başlangıcı Olacaktır
Kürt halkına yönelik çok ciddi ve derin bir imha ve inkar siyaseti tam da Ermeni katliamının yıl dönümünde devreye sokulmuştur. Uluslararası hegemonya Kürdistanın dört bir tarafında Kürt halkını inkar ve imha siyaseti konsepti temelinde, soykırım siyasetini gerçekleştirmek istiyor. Bu temelde açıkça görülmektedir ki, bu yürütülen operasyon sadece Türk ordusunun yürütmekte olduğu bir operasyon değildir. Uluslararası hegemonyanın, yani uluslararası komploya eli bulaşmış tarihi kanlı tüm devletlerin desteği ve onayıyla, aynı zamanda KDP şahsında ihanetçi ve işbirlikçi Kürt ortaklığıyla yürütülen bir operasyondur.
Bu yüzden Rojava’dan Şengal’e, Güney Kürdistan’a dek yayılmacı Neo-Osmanlıcılık, Gare’de nasıl ki büyük bir yenilgiye uğradıysa bu alanlarda da büyük bir darbe yiyecektir. Medya Savunma alanlarına yönelik somutlaşan işgal saldırıları, Önder APO üzerinde uygulanmakta olan ve süreklileşen İmralı işkence sisteminden kesinlikle kopuk değildir. Kuzey Kürdistan’da derinleşen faşist baskılardan kesinlikle kopuk değildir. Tüm bunlar Kürt ve Kürdistani halklara yönelik büyük bir soykırım siyaseti temelinde devreye sokulmuştur. Şu an da dahil olmak üzere gerillanın sergilemekte olduğu görkemli direniş tüm direnen insanlık açısından en büyük umut kaynağıdır. Bu yüzden Metina Zap ve Avaşin’de sergilenen tarihi direniş AKP-MHP faşizmi ve işgalciliği açısından da sonun başlangıcı olacaktır.
Metina, Zap Ve Avaşin’de İnsanlığın Onuru Direnmekte
Mevcut, toplumsal baskılardan, faşizan saldırılardan ve Rojava’dan, Şengal’e, Güney Kürdistan’a dek kapsam kazanan işgal girişimleri, faşist Türk devletinin tehdidine karşı teslim alınamayan Ortadoğu’nun demokratik direniş geleneğinin PKK kahramanlığı şahsında ifade buluyor oluşudur mevcut durum. Dolayısıyla güncel anlamlarından öte tarihsel anlamı vardır. Ermeni soykırımının yıl dönümünde bu soykırım geleneğinin güncel temsilcisi olan ve halkların başına musallat olan AKP-MHP eli kanlı faşist diktatörlüğüne karşı tarihi intikam hareketi olan Apocu’luğun Metina, Zap ve Avaşîn’de görkemli direnişine tanıklık etmekteyiz. Bugün Metina, Zap ve Avaşin’de Kürdistan özgürlük gerillaları, kahramanları şahsında insanlığın onuru, özgür yaşam arayışları direnmektedir.
Bu direnişi, halk ve özgürlük uğruna canlarını ortaya koyarak görkemli bir şekilde yürüten özgürlük gerillalarına bırakmak süreç açısından en büyük yanılgı olur. Önder APO PKK için ‘ben PKK’yi tanırım, yenilmezdir’ dedi. Bugün özgürlük gerillası bu ruh ile direniyor. Fakat böylesi bir süreçte yapılması gereken devrimci halk savaşı ruhuyla Kürdistan’ın dört parçasında ve yurt dışında gerillanın tarihsel direnişini desteklemektir. Her bir Kürdün, kendine demokratım, özgürlükçüyüm diyen herkesin gerillaya yönelik başlatılan saldırılar karşısında, gerillanın başlatmış olduğu Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesine katılması, yaşadığı her alanı bu hamle ruhu ile direniş kaleleri haline getirmesi elzemdir.
Özgürlük umutları yitirilmemiş tüm Ortadoğu ezilenlerinin yegane umut ışığı olan bu direnişi sahiplenmeye; tüm halkları, kadınları, gençleri, Kürdistan, Ortadoğu halkları ve diasporadaki halkımız başta olmak üzere tüm enternasyonalleri de büyük bir sahiplenişle özgürlük gerillalarının yanında olmaya, onlarla beraber direnişi görkemlileştirerek zaferle taçlandırmaya çağırıyorum.
Beritan Roj