• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

İmralı Sisteminin Duvarları Direnişle Eriyor

31 October 2013
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Tekoşîn OZAN

İnsan sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü toplumsal yaşamın doğal seyrinde ilerlemesinin temelidir. Söz konusu olan Reber APO gibi halkının geleceği ile bağları çok belirleyici olan bir Önder için çok daha hayati bir husustur. Reber APO’nun sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü sadece bir bireyin sorunu değil siyasal, toplumsal bir sorundur. Önderliğin sağlık, güvenlik ve özgürlük sorunu halkımızın ve kadınların da öncelikli sorunu haline gelmiştir. Nitekim önderliğimize yönelik saldırıların geliştiği dönemler aynı zamanda halkımıza karşı en ciddi imha ve baskı planlarının hayata geçirildiği dönemler olmuştur. Önce Reber APO hedeflenmiş ardından halkımıza yönelme olmuştur. Açıktır ki gerek bölgede Kürdistan’da sömürgeci konumda olan devletler gerekse de batılı emperyal güçler, Önderliğimizin duruşunun halkımızın özgürlüğü ile bağının farkındadırlar. Önderliğin özgürlüğe yönelten direniş ruhu, yaşanan sorunlar karşısında ki çözüm gücü, Ortadoğu’nun bu en eski, en zor ve kördüğüm haline gelmiş olan Kürt sorununu çözmeye yönelik yönetme esnekliği ve derinliği sadece Kürt halkına değil bölgenin diğer halklarına da özgürlük ilhamı vermektedir. Bölgesel bir özgürlük çıkışının kaynağıdır Reber APO

Önderliğimizin öncülüğünde gelişen özgürlük mücadelesi halkımızın ve kadınların özgür yaşam hayallerinin, seraptan gerçeğe dönüşmesini sağlamıştır. Bu nedenle halkta da kadınlarda da büyük bir bağlılık vardır. Önderlik ile halk ve kadınlar arasındaki bağ özgürlük bağlarıdır. Kürt halkının hiç tereddütsüz önderliği takip etmesi, savaş kararını da barış adımlarını da büyük bir esneklik, anlam derinliği içerisinde sahiplenmesi, bu bağlılığın en somut ifadesidir. Sadece güncel bir gerçeği değil binlerce yıldır özünü koruyan ahlaki politik toplumun yolunu bulma, aydınlanma gerçeğidir. Halkımız kendini Önderlikte bulmuş, onurlanmış, umutlanmış ve ardından yürüyerek özgür yaşamı adım adım inşa etmiştir. Adeta Kürtlerin binlerce yıllık özgürlük özleminin enerjisi Önderliğe emanet edilmiştir. Tarihimiz boyunca bütün yaşanmışlıklar, unutulmayan yazılı olmayan ama bilinen; acılar, kayıplar, utançlar, özlemler, hayaller açığa çıkmış, bir yumağın çözülmesi gibi çözülmüş, özgür yaşam umudu yeniden filizlenmiştir. Toplumlar böyledir zaten. Çelişki çatışmaları çok fazla yaşayan ve var olma sorunu yaşayan toplumlar bütün gücünü bir bireyinde toplayarak ve kendisine Önderlik etmesini ister. O birey aslında toplumun geçmişi ve geleceğidir. Reber APO da Kürt halkının ve bölgenin tarihsel kültürel değerlerinin bileşkesi ve özgür geleceğinin aynasıdır. Halkımız ve kadınlar Reber APO’yu böyle görmekte, bu inançla ona dört elle sarılmakta, bu anlamda sadece siyasal bir Önderlik olarak değil manevi değerlerin kutsallığında ele almaktadır. Kutsallık dogmatizmden ziyade özgürlükle alakalı, doğal yaşamla alakalı bir olgudur. Toplumun ahlaki ve hayati değerleri özgürlüğüdür ve bu nedenle kutsaldır. Tarihsel kültürel değerlerimizi canlandıran, koruyan ve geliştirilmesine öncülük eden Önderliğimizin kutsanması toplumsal ahlaki bir davranıştır. Toplumun kendisini var etme biçimidir. Tarih boyunca halklar bu rolü oynamış olan öncülerine aynı değeri hep vermiş ve yazılı belgelere bile gerek duymadan hafızasında özenle canlı tutarak asla unutmamıştır.  Önderliğimizin tarihe, tarihsel kültürlere verdiği azami değer, bütün tezlerinin alt yapısını tarihsel değerlere dayandırması bu toplumsal isteğe güçlü cevap vermesi açısından anlamlıdır. Önderlik tarihsel kültürleri esas alarak toplumsallığı canlı tutmakta, toplum da Önderliği kutsayarak geçmişini, anını ve geleceğini bütünleştirmektedir. Her şeyin temelinde yer alan sosyolojik tarih anlayışının an’da yaşatılması Önderliğimiz şahsında halklarımızın ve kadınların kendini küllerinden yeniden yaratmasını ve geleceğini inşa etmesini sağlamıştır.

 

Kürtler tarihte ilk kez ulusal birlik anlayışı ve refleksine kavuşuyorsa bunda Reber APO’nun rolü belirleyicidir. Halkımız öz kimliğine hiç bu kadar ulaşmamış, kendine olan güveni tarihsel, sosyal, siyasal olarak hiç bu kadar gelişmemişti. Üstelik tarihsel olarak çok derinleşmiş ve kurumlaşmış olan işbirlikçi- ihanetçi çizginin varlığına ve hiç olmadığı kadar parçalanmış bir ülke gerçeğine rağmen yaşanıyor bu gerçeklik. Sanki saldırılar arttıkça halkımızın özbenliğinde var olan özgür yaşam hafızasından güç alarak direnme gücü de artmaktadır. Özgür toplumun direniş ruhu kendini önderliğin ideolojik duruşunda somutlaştırıyor. Toplum Önderlikte kendini yaşatırken, Önderlik tarihsel kültürlerin varlığından enerji alarak özgür yaşamın yeniden inşasına öncülük ediyor. Bu kadar yekvücuttur; toplum ile Önderlik gerçeği.

Kültürel tarih aslında her ihtiyaç duyduğunda bağrından çıkardığı önderlere gücünü akıtır ancak her birey bu kaynaktan alabildiği kadarını alır. Reber APO’nun toplumsal özgürlük amacının temeline kadın özgürlüğünü koyması tarihsel kültür değerlerinin özüne ulaşmasının ifadesidir. En dipten gelen özgürlük dalgası mevcut gerçeğin değişimini kaçınılmaz kılmıştır. Binlerce yıllık köklerine dayanan derin bir devrim yaşanıyor Kürdistan’da ve Ortadoğu’da. Tüm taşları yerinden oynatıyor, statik tüm hesapları alt üst ediyor.

Bu durumda Önderliğin sağlığı, güvenliği ve özgür yaşam koşulları halklarımız ve kadınlar için olduğu kadar tersinden amaçlarla egemen devletler ve faklı çıkar grupları için de çok önemli bir husus oluyor. Halklar ve kadınlar için önderliğin özgürlüğü kendi özgürlük sorunlarıyla özdeş olurken, egemen güçler için İmralı sistemi içerisinde şantaj, baskı ve siyasi çıkar malzemesi olarak kullanılmaya çalışılıyor.

Önderliğimizin 14 yıldır İmralı sistemi içerisinde tek başına, bir buçuk metrekarelik daracık bir mekanda bulunuyor olması sağlık sorunlarının kaynağıdır. Rutubet, oksijensizlik, tek renkli beton yığınlarının içerisinde, doğadan kopuk, insanlardan tecrit halde yıllarca yaşamanın büyük bir irade gerektirdiği, beynine, ruhuna, bedenine çok hakim olmayı gerektirdiği kuşkusuz. Bu koşullarda bunca yıl yaşamak, çok büyük düşünmeyi, çok büyük bir iradeye sahip olmayı, olağanüstü bir ruhsal zenginliğe sahip olmayı gerektirir. Önderliğin bu koşullara rağmen, tüm dünya siyasetini etkiyecek adımlar atabilmesi, çok güçlü tarihsel, siyasal çözümlemeler yapması ve en önemlisi de derin-kapsamlı bir paradigmal değişimi ifade eden savunmalarını yazması gerçekten bir mucize gibidir. Önderliğin özgür duruşunun ifadesidir. Hiçbir gücün önderliğin özgür ruhunu etkileyemediğinin, gücünü kısıtlayamadığının göstergesidir. Halkımızın bu özgürlük enerjisini kutsamasından daha anlamlı ne olabilir.

Esaret, siyasal bir durumdur ve sürekli baskı, taviz koparma, teslim alma amacıyla uygulanır. 14 yıl boyunca Önderliğin idam tehdidi altında tutulması, psikolojik ve bir süre fiziki işkencenin yapılması, zehirlenme girişiminde bulunulması, çok uzun süreler dünyayla tamamen bağının koparılması temelinde ağırlaştırılmış tecridin uygulanması, tecrit politikasının devam etmesi Önderliğin halkla kurduğu özgürlük bağlarını kesmek ya da zayıflatmak amacını esas almıştır. Bir yandan halkın Önderliğe olan bağlılığı zayıflatılmak istenmiş, diğer taraftan önderliğin nefes alması bile pazarlık konusu haline getirilerek taviz koparılmak istenmiştir. Önderliğin halkıyla, kadınlarla kurduğu sıkı bağlılık ilişkisi, halka karşı bir dezavantaja çevrilmeye çalışılmıştır- çalışılmaktadır.

Sağlık konusu siyasal çıkarlarının malzemesi olarak ele alınamaz. Bu durum İmralı sistemi sahiplerinin insani ahlaki değerlerin ne kadar karşısında olduğunu gösterdiği gibi, uzun vadeli hesaplarının da işaretidir. Sağlık konusunu pazarlık konusu yapmak uzun vadede imha politikasının ifadesidir. Mevcut durumda demokratikleşmeye dönük adımların atıldığı, çatışmasızlık sürecinin başladığı ve barışçıl bir ortak yaşamın hedeflendiği günümüzde Önderliğe bu politikanın ısrarla uygulanması ne kadar samimi olduklarının deşifrasyon noktasıdır. Önderliğin sağlık sorununa yaklaşım turnusal kağıdıdır.

Aslında Önderliğin sağlık sorunlarının tam olarak ne olduğunu İmralı sistemi sahipleri biliyor sadece. Şimdiye kadar kendi denetimleri dışındaki hiç kimse Önderliğin sağlığını kontrol edebilmiş değil. Bir kere saçlarından gizlice alınan örnekler tahlil edilebilinmiş çok vahim sonuçlar ortaya çıkmıştır. Teknolojinin ve tıp biliminin günümüzde çok geliştiği ve bütün ahlaki değerlerden koptuğu göz önüne getirildiğinde Önderliğin sağlığı konusunda endişelenmemek, kuşkulanmamak söz konusu bile olamaz. Açıktır ki, Önderliğimizin sağlık sorunlarının derinleşmesi demokratik barışçıl yaşamın tehlikeye girmesi anlamına gelir.

40 yıllık savaş boyunca demokratikleşme ve barışçıl adımları geliştiren hep Önderlik olmuştur. Sürecin tıkandığı zamanlarda önünü hep Önderlik açmış ilk adımı kendisi atmıştır. Şimdiye kadar bunun tersi bir durum yaşanmamıştır. 2013 Newroz’un da başlattığı demokratikleşme süreci çok kapsamlı bir özgürlük manifestosu niteliğinde olmuştur. Böyle bir süreçte hala İmralı sisteminde ısrarlı olmak elbette ki halkların bütün Ortadoğu’da günübirlik olaylarda görüldüğü gibi iç çatışma halinden çıkamaması, sorunların kördüğüme dönüşmesi anlamına gelecektir. Bunun kimin işine yaracağı ortadadır. Halkları çatıştırarak zayıflatmak, iradesizleştirip kendine bağlamak batı hegemon güçlerin çıkarınadır. Yerel devletlerin bu politikayı uygulaması onların basit birer işbirlikçiden öte olmadıklarını ortaya çıkarır.

İmralı sistemi; Reber APO’nun halkına karşı kullanılması, yavaş yavaş tüketilmesi ve halkımızın kontrol altına alınması amacıyla kurulmuştur. Bu amaçlarının şimdiye kadar gerçekleşmemiş olması tamamen Önderliğin öngörüsü ve bu politikayı boşa çıkaran adımlarından kaynaklıdır. Ancak hep bu biçimde ilerlemesini de kabul etmek mümkün değildir. Devlet şu önlemleri alsın, bağımsız heyet gitsin gibi taleplerden önce üzerinde durulması gereken temel husus; bu sistemin kaldırılmasına yönelmektir. İmralı sistemi bir imha, halka karşı şantaj ve düşmanlık sistemidir.  İmralı sistemi devam ettikçe Önderliğimizin sağlığı tehdit altında olmaya devam edecektir. Bağımsız bir sağlık ekibinin gitmesi durumun daha iyi anlaşılması açısından faydalı olacak ancak yetmeyecektir. İyi niyet açısından olumlu bir adım olacaktır.

AKP devletinin İmralı sistemini sürdürmek açısından kamuoyundan aldığı destek giderek azalmaktadır. Önderliğin bir kere genel kamuoyuna hitap etmesi Türkiye’deki tüm toplumsal kesimlerin, kültürel, etnik, dinsel sosyal farklılıkların olumlu etkilenmesine yol açmıştır. Türkiye halklarına umut vermiş, aydınlatmıştır. AKP devletinin Reber APO’nun sağlığı ve özgürlüğü konusunda bu kadar ketum davranmasının bir sebebi de Önderliğin toplumu etkileme gücüdür. Önderliğin kamuoyuyla bağlantı kurma imkanları ne kadar artarsa baskı, inkar ve imha politikalarının zemini de o kadar azalacaktır. Hatta AKP devleti giderek daha fazla kalabalığı karşısında bulacak, hareketimize artık terörist diyemeyecek, siyasi askeri operasyonlarını rahatça uygulayamayacaktır. Demokratikleşmek zorunda kalacaktır. Halkımızın ve komşu halkların özyönetimlerini ve özgür kimliklerini kabul etmek zorunda kalacaktır. Toplumsal cinsiyetçiliğe ve kadın kırımına karşı çok daha bilinçli ve örgütlü bir kitleyle karşı karşıya kalacaktır. Doğayı emperyal ekonominin çıkarlarına o kadar rahat peşkeş çekemeyecektir. Yani AKP Önderliğin sağlığı ve özgürlüğü konusunda daha esnek yaklaştığı zaman hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının farkındadır. Bu nedenle iktidarının istikrarı ve mevcut statükonun devamı için Önderlik üzerindeki baskıyı sürdürmektedir.

Şu açıktır ki; AKP devletinin Reber APO üzerindeki baskıyı sürdürmesi giderek zorlaşmaktadır. Kürt halkının ve kadınların Önderlikle bağları gün geçtikçe derinleşmekte, Arap, Türkmen, Asuri, Ermeni, Mahalmi halklarının Önderlikten beklentileri artmakta, sevgisi büyümekte, aydın çevrelerin de kuramlarına katılma oranı artmaktadır. Önderliğimiz İmralı sisteminin ağır esaret koşullarına rağmen demokratik zihniyetin ve onurlu barışçıl politikaların simgesi haline gelmiştir. Egemen devletlerin bütün uygulamalarına karşılık dünya halklarının Önderlikle kurduğu bu özgürlük bağı, İmralı sisteminin duvarlarını yavaş yavaş eritecektir.

Önderliğimizin ifade ettiği özgürlüğü dilenmeme, mücadele ve direnişle özgürleşme ilkesi adım adım pratik bir gerçeklik haline gelmektedir. Halkımızla ve kadınların Reber APO’yla bağları ne kadar derinleşir, refleksleri ne kadar etkili hale gelirse önderliğimizin sağlığı üzerindeki tehditler o kadar azalacak, güvenliği garanti altına alınacak ve özgür yaşam koşullarına ulaşması sağlanacaktır. Bu hepimizin özgürlüğünün garantisidir.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk