Özgürlüğe daha yakın kadınları ve eşitliğe daha yakın erkekleri estetik yönden geliştirmek; nefret edilecek ilişkilerden uzaklaştırıyor, birbirini çok kötü kullanma durumlarını aşıyor, az-çok saygı telkin edilecek durumlara yaklaşıyor. Bu temelde bir çözüme doğru yavaş yavaş gidiliyor, eğer herkes bu konuda hassasiyetle üzerinde durursa, kendini doğru yorumlarsa ve doğru çözüme katarsa, gelişmeler daha da aydınlanır.
Cinsellik çok doğal yaşam güdüsü olarak gelişmelere temel teşkil eder ve insanları güçlendirir. Özellikle tartışmalarda ortaya çıkarıldı. Tabu gibi görünen cinsellik gerçeğinin çözümlenmesinden, tanımlanmasından tutalım aile tanımlanmasına kadar ve hatta aile, siyaset savaş ilişkisinin tanımlanmasına kadar, bir çok konuya açıklık getirildi. Aslında bunlar bilimseldir, yalnız ahlaki ölçüler olarak düşünülmedi, ele alınmadı. Hatta sanatsal yönü de vurgulandı. Ahlaki temel, sanatsal temel kadar, bilimsel temelle birlikte derinliğine çözümlemelerle açıklık getirilmesi, yüksek değeri olan bir çalışmayı ifade ediyor. Bu anlamda diyoruz ki, önemli bir çalışmadır ve daha da derinleştirilmesi görevi önümüzdedir. Gençsiniz, zincirleriniz az-çok parçalanmış, dolayısıyla yol alışta daha cüretli ve kararlı çaba sahibisiniz. Yani kollarınız bağlanmış, dilleriniz bağlanmış değil, yürekli olduğunuz kadar da düşünce gücümüz var. Değerlendiremezseniz sorumluluk size aittir, temel suç sizdedir. Bunun için şüphesiz her zaman vurgulandığı gibi, gerektiğinde düşünce geliştirme, gerektiğinde pratik geliştirme, gerektiğinde sanatsal yön, gerektiğinde ahlaki yönü geçmişin statükoculuğuna veya geleneğine bakmadan, ama onu bir anarşistçe de inkar ederek, yok sayarak da değil, yıkılması gereken aşılması gereken yaşamın yanında, kurulması gereken yaşamı da ilkeli ve kurallı ele almak ve aşmak doğru bir devrimciliğin gereğidir. Bu çerçevede yol alıyorsunuz.
Bu, özgür yaşam olayında da böyledir. Hatta daha fazla öyledir. Hele bu yaşama layıkıyla karşılık vermeler sınırlıdır. Gerçekleri bozuyorlar, baştan çıkarılmalar kadar inkar etmelerde yaygındır. Köleliğin en sinmiş olduğu bir alan olduğu için, ahlaki, felsefi, sanatsal boyutunu daha fazla devreye sokacağız. Bunun yanında siyasi ve askeri boyutu da ihmal etmiyoruz, tamamen onunla bağlantılı olduğunu ilke düzeyinde belirledik. Buna çaba yoğunluğu, ilgi ve istek güçlülüğünü de ekliyoruz.
Duygularımın temelinde bir amaca hizmet, plana göre o zamanın düşünce gücüne göre belirlenen hususa dayalı bir gelişme oldu mu, ona tutkuyla sarılma söz konusu olabilir. Bu konuda herhangi bir geleneksel, yerleşik kuruma, ahlaki tutuma hiç değer vermediğimi de söyleyebilirim. Aile ortamındaki ana-baba bağlılığından tutalım çeşitli akraba, yakınlık bağlarına hep bu çerçevede yaklaştım. Benim için yol arkadaşlığı duyguların temelidir, benimle kim amaca doğru yürüyorsa onunla samimiyet gelişebilir. Nereye el atarsam, en az o oranda değer veririm, ilgi gösteririm. Aksi halde bir ilişkiyi, kurumu, yaşamı bunun dışına çıkarırım, vazgeçerim.
Hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, ilişkilerinde örgütsel derinliği, siyasi derinliği, çözümleme gücü, eylem gücü ve anlatım gücünü yakalayamayanlar, diğer yollarla ilgili kaynağı, yine bunun bir sonucu olarak duygu kaynağı gücünü fazla elde edemezler. Elde eder gibi görünseler de yapaydır, bireyseldir, ciddi kalıcı bir sonucu olmaz. Çok az dikkat edilen bir husustur, fakat gerçeği böyledir. Her insan, ilgi konusu olabilecek insan, sevilecek ilişki, ciddi bir siyasi temelde boy atan ilişkidir. Örgütsel ifadesi olan ilişkidir, propaganda değeri veya dışa vurum olarak kendini kitlelere kabul ettirecek ilişkidir, davranıştır. Kürdistan’da bu tamamen böyledir, bunun dışında güzellik kaynağı, sevgi kaynağı aramak fazla anlamlı değildir.
Bir kadının mülk olarak sunulması ne kadar iğrençlik duygusunu getirdiyse, genelleşmesi, genel sokak kadınına dönüştürülmesi de o kadar iğrençliği getirir. Kadının mal-mülk edilmesine ne kadar tepki duyduysam, harem-alem yapılmasına da o kadar tepki duydum. Bunlar beni derin derin düşündürdü, ilişkilerime, yaşamıma bir de bu yön verdi. Halen de etki altındayım. Kadına, erkeğe ne kadar mal-mülk düzeninden öteye bakılırsa, ne kadar düzenden ve fahişelikten koparsa, özgür insanın bir eylemi biçiminde dönüşür. Ben güzelliğin her türlü gelişmenin kaynağını biraz burada arıyorum. Böyle özgürleşmiş bir bireyin cinselliğinin de kurtarılabileceği kanısındayım.
Bu konuda da, sevgi devriminin, sevgi yoğunlaşmasının dayanakları vardır. Özgür ilişkinin geliştirilmesi, en başta siyasal-örgütsel faaliyetlerin seviyesiyle ilgilidir. Kolay yenilmeyen bir kişilikle ilgilidir. Bütün sorunlara çözüm bulabilen bir kişilikle ilgilidir. En önemlisi de yoğun çabalar ve güzel davranışlarla, tek bir kelimeyi bile yerinde kullanmama ve güzel davranışlarla ilgilidir. Çok güzel davranışlar, üsluplarla bu temel köklü görevlere bağlı yaşanıldıkça herkes sevilir, herkes sevgi devrimine yol açabilir.
Şunu iyi tanımak gerekir ki, ben yaşadıkça hamle yapacak gücümüzü korurum. Kimse ne değişik anlasın, ne sonuç çıkarsın. Ulusun hakkını gözetirim; iyilik ölçülerine, güzellik ölçülerine bağlı kalırım. Tarih bir gün bu gerçeklerle hesap sorduğunda, kimse şaşırmamalı. Savaşı başkalarının istediği, beklediği gibi değil; kendi istediğim, beklediğim gibi yürütürüm. Tek başıma başladım ve tek başıma da bitirebilirim. Örgüte gelmeyen, kolektivizme gelmeyen, yüce yoldaşlığa gelmeyenin kim olduğunu kanıtlayabilirim.
Önder Apo
Çözümlemelerden Derleme