PAJK KOORDİNASYONU
8 Ağustos 2014
2 yıldır Rojava’da halklarımıza karşı geliştirilen ve hala devam eden saldırılardan sonra şimdi de Güney’ de Şengal’e ve Mahmur’a yapılan saldırıların planlı bir konsept olduğu açıktır. Arkasında uluslararası güçlerin ve yerel ulus-devlet güçlerinin bulunduğu bu saldırılarla Kürt Özgürlük hareketi tasfiye edilmek, Kürtler soykırımdan geçirilmek istenmektedir.
Şengal’de 5 gündür geliştirilen saldırılar, özünde tüm Kürtlere dönüktür. Kürtlerin tarihsel kültürünün mirası olan Ezidi halkına, İŞİD çeteleri soykırım gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Binlerce Ezidi kadının kaçırıldığı ve tecavüz edildiğine yönelik gelen bilgiler bu soykırımın en vahşi yüzüne işaret etmektedir. Yine binlerce Kürt erkeğinin kafasının kesildiği, daha binlercesinin de aynı akıbetle karşı karşıya olduğu tehlikesi vardır. Katliamdan kaçan kadın, çocuk ve yaşlıların Şengal dağında yaşadığı açlık ve susuzluk ölümlerin artmasını getirmektedir. Şexan ve Laleş alanlarından kaçan Ezidilerin Habur kapısında pasaport gibi gerekçelerle alınmaması da yaşanan katliamlara katkı sağlamaktan başka bir anlam taşımaz.
Şengal’le birlikte dün akşamdan itibaren Kuzey halkımızın mülteci olarak yaşadığı Mahmur kampına ve Mahmur kasabasına da İŞİD saldırıları başlamıştır. Saldırıdan önce HPG-YJA STAR güçlerinin alana ulaşması ve halkı kamptan tahliye etmesi bir diğer katliamın yaşanmasını engellemiştir. Mevcut durumda İŞİD Güney Kürdistan’ın diğer bölgelerine ilerlemeyi hedeflemektedir.
Yaşanan bu saldırıların bölge devletleri tarafından görmezden gelinmesi, uluslararası güçlerin yaşananlara seyirci kalması İŞİD’in bu ülkeler tarafından bilinçli olarak güçlendirildiğini göstermektedir. Ortadoğu kaosunda tek başına hiç bir ordunun istikrar kazanamamasından dolayı İŞİD gibi çağdışı ve vahşi yöntemler uygulayan örgütleri besleyerek amaçlarına ulaşmaya çalıştıkları ortadadır.
Mevcut durumda Şengal’de çocuk ve yaşlılar açlık ve susuzluktan ölmeye devam ederken bölgeye YPG-YPJ ve HPG-YJA STAR güçleri dışında hiç kimse ve hiç bir destek ulaşmamıştır. Alana çeşitli kurumların gıda yardımını ulaştırdığına ilişkin haberler doğru değildir. Halka henüz bu yönlü bir yardım ulaşmış değildir.
Yaşanan bu felakete öncelikle bütün Kürtlerin duyarlı olması, Kürt kadınlarının ve erkeklerinin halkını savunmak amacıyla savunma birliklerine katılması tarihi sorumlulukları gereğidir. Bu sorumluluk herkese aittir. Özellikle Kürt halkının binlerce yıldır varlığını koruma formunu ifade eden aşiretlerin de Ezidi halkını ve güney Kürdistan halkını savunmak amacıyla ulusal seferberlik ruhuyla direnişe katılması gerekmektedir. Kürtler için gün ulusal birlik ve ulusal direniş günüdür. Ya bir daha dirilmemek üzere ezilecek ya da bir daha ezilmemek üzere özgürleşecektir. Kuzey halkımızın da kendilerine sığınan Ezidi halkımızı güçlü sahiplenmesi, özellikle de Silopi halkının sınır kapısında biriken halkımızın içeri alınması için devlete baskı yapması önemli olmaktadır. Kürdistan’daki Kürtler kadar yurt dışındaki Kürtlerin de bu süreci güçlü sahiplenmesi ulusal birlik ve direniş hamlesine en üst düzeyde fedakarlıkla katılması gerekmektedir. Bir yandan radikal eylemlerle konuyu dünya kamuoyunun gündemine koyması diğer yandan maddi manevi desteklerini hızla örgütleyerek ihtiyaç alanlarına ulaştırması önemlidir.
İŞİD saldırıları Kürtleri hedeflediği kadar etnik, dini, kültürel tüm farklılıkları hedeflemekte ve yok etmeye çalışmaktadır. Nitekim Mevcut durumda Şengal dağlarına hem Kürt Ezidiler, hem Şii Türkmenler hem de Araplar sığınmıştır. Telafer gibi Türkmen merkezleri, Celevle gibi Feili Kürtlerinin merkezleri ve Karakuş gibi Asuri merkezleri de İŞİD denetimine geçmiş ve binlerce kişi katliamdan geçirilmiştir. İŞİD çetelerine karşı Kürtlerin birliği kadar bölge halklarının da birlik oluşturması önemlidir. Bu temelde bölgenin Türkmen, Arap, Asuri, Şii, Hristiyan tüm halklarını farklılıklara düşman bu uluslararası çete güçlerine karşı birlik olmaya çağırıyoruz. Bilinmelidir ki birlik halinde örgütlenen Ortadoğu halkları bu çete saldırılarını bertaraf edecek güce de ulaşacak, böylece demokratik ulus temelinde özgür yaşam olanaklarına kavuşacaktır.
Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi olarak halkların, farklılıkların ama en çokta kadınların düşmanı olan İŞİD çetelerine karşı herkesten önce kadınları ayağa kalkarak direnişin ön saflarında yer almaya, her alanda örgütlenerek eyleme geçmeye çağırıyoruz. Şu ana kadar direniş saflarında şehit düşen ve İŞİD çetelerinin eline geçerek katledilen başta kadınlar ve halkımızı saygıyla anıyor, anılarına bağlı kalıp bu direniş sürecini yükselterek halklarımızın kurtuluşuna dönüştüreceğimizi belirtiyoruz.