Tarihsel Kökeni İle İlkesel Bir Tutum Olarak Direniş
Kürtlerin direniş ruhu tarihseldir. Kök coğrafyasında 5000 yıllık iktidar, hiyerarşik düzen, işgal ve fetih sarmalına rağmen direnişi ekmek-su gibi ihtiyaç bilen Kürtler, bugün de direnişi tek kurtuluş yolu olarak bilmektedir. Zagros direnişçiliğinin günümüzdeki temsilcisi elbette Apocu çizgi ve direnişçi ruhudur. Statüsüz bir halk ve devletsiz toplum oluşumuzun da verdiği politik bilinç, devletli toplumlara oranla daha duyarlı ve direngen olduğumuzu da göstermektedir. Önder Apo’nun ideolojik-politik çıkışı Kürtlerde esas alarak, demokratik toplumsal nüvenin devlet değil de demokratik özgürlükçü bilinç ve konfederal sistem olduğunu kanıtlamıştır.
19. ve 20. yüzyıl kolonyalizminin çözülüşüne ve çöküşüne şahit olduğunuz kritik bir sürece girmekle beraber, ulus-devletin ve katı iktidarcı anlayışların da çöküşüne şahitlik etmekteyiz. Reel Sosyalizmin çözülüşü ve çöküşü ile beraber dünyada değişen jeopolitik ve sosyo-ekonomik denklem, 11 Eylül ikiz kuleler eylemiyle beraber Ortadoğu düzleminde farklı bir politik eğilimi de ortaya çıkardı. ABD ve öncülük ettiği koalisyonun Afganistan ve Irak işgalleri ile beraber Ortadoğu’da yeni ve içinden çıkılmaz bir sürece de girilmiş oldu. ABD ve küresel hegemonik güçlerin Ortadoğu’da ki yeni müttefiki Barzani/KDP yapısı olmuştu. Aralık 2014 yılına kadar KDP ve YNK ABD’de ‘üçüncü sınıf terör örgütleri’ listesindeydi. Kuşkusuz yeni dünya düzeni inşası sanıldığı kadar kolay olmadı ve Ortadoğu’nun yeniden dizaynına Büyük Ortadoğu Projesi ile startı verilirken, Ortadoğu’da gelişen yerel politik eğilim hesaba katılmadı. Önderlik İdeolojisi ve PKK faktörü denklem dışına itilmeye çalışıldı. Arap Baharı isyan ve direnişleri örgütlenirken, daha çok İhvan ve Selefi ideolojiler ön plana çıkarıldı. El-Nusra ve DAİŞ yapıları bu projenin sonuçlarıydı.
İşbirlikçi ve biat eden köle Kürt damarı kesilerek
Önderlik Komplosu’da Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıydı. Çünkü reel Sosyalizmin çözülüşü ve çöküşünden sonra Önder Apo’nun ideolojik, politik ve askeri konumlanması Kürtlerin mücadele ve direniş noktasında geldiği durumunda özetidir. İşbirlikçi ve biat eden köle Kürt damarı kesilerek, özgür ve demokratik bir yaşamı inşa etmenin mücadelesini veren ve ahlaki-politik toplumsallaşmayı hedefleyen öz Kürtlük bilinci oluştu. 5000 yıllık uygarlık tarihi boyunca Kürtler; demokratik, komünal ve ekolojik toplum şeklinde konfederal biçimde yaşamışlardı. Bu doğal toplumun spesifik özelliğidir. Sanayi ve teknolojik devrimler sonucu dejenere olmuş toplum gerçekliğinin panzehiri de demokratik, komünal, ekolojik toplumdur. Elbette bu toplum kadın özgürlükçü ve öncülüklüdür. Antik dünyanın Mezopotamya’sında Kürtlerin atası olan Zagros topluluğu Gutilerin, Asur ve Akad’da sistemleşmiş erkek egemenlikçi iktidarı devirip anacıl toplumu inşa etmeleri, Kürtlerin öz örgütlenme ve yaşayış biçimlerinin de ifadesidir. Gutiler dönemin en örgütlü ve savaşçı toplumu olarak bilinirler.
Kürtlerin direnişçi yapıları spesifik özelliği ve tarihsel mirasıdır. Kök coğrafyasında farklı toplumlarda komünal değerler temelinde yaşamışlardır ama kendilerine dönük bir tehdit karşısında da direnişi ve savaşmayı esas almışlardır. Sömürgeci soykırımcı Türk devletinin kayyum politikası ile beraber Kuzey Kürdistan’da direnişe geçen Kürtlerin bu tarzı, hem doğal dialektik gereğidir hem de tarihsel hakikat içerir. Sömürgeciliğin başarısız olduğu Kürdistan’da bunu sağlayan temel olgu direniştir. Egitlerin, Çiyagerlerin, Saraların, Zilanların, Rojhatların, Rukenlerin direnişçi fedai ruhları her nesilde kendisini açığa çıkarmaktadır. Şehir savaşlarının ve fedai eylemlerin öncüsü şehitler bugün ki direnişlerin doğal öncüleridir. Kürdistan Özgürlük Gerillası bugün ki direnişin ruhudur. Dikkat edilirse TUSAŞ fedai eylemi Kuzey Kürdistan gençliğinde ve halkında müthiş etki yarattı. Önder Apo’nun selamı muazzam bir etki yarattı. Mücadelemizin ideolojik merkezi, ruhu ve bilinci Önder Apo’dan haber almak Güneş gibi içimizi ısıttı, ruhumuzu aydınlattı, ışığımız oldu. Ve bu hakikat ölü toprağını üzerimizden kaldırarak, direnişe yeniden can verdi.
Elbette direniş çizgisinin karşısında tarihin her evresinde işbirlikçi ihanet çizgisi de var olmuştur, tıpkı bugün olduğu gibi. Günümüzün işbirlikçi ihanet çizgisinin temsilcisi Barzaniler, Nuşirevan’dan gelen işbirlikçi – ihanet bayrağını devir alıp düşmana hizmet ederken direniş çizgisini asla engelleyememişlerdir ve engelleyemezler de. Bu temelde güncelde Apocu yurtsever Kürtler aslında en büyük direnişi ve savaşı işbirlikçi – ihanet çizgisine karşı vermektedir. Sömürgeci Türk devletinin çaresizliğine ve yenilmişliğine can simidi olan Barzani/KDP ihanet ve işbirlikçi çizgisidir. AKP-MHP çete rejiminin Kürt soykırım politikasına en küçük bir itirazda bulunmayan Kürt ihanet ve işbirlikçi çizgisi Barzani/KDP yapısı özgür Kürt bilincini ve mücadelesini ezmeye yeminlidir. Son 7-8 yıllık süreçte özel savaş politikası sonucu Türk devleti ve işbirlikçi çizginin özelikle de Kuzey Kürdistan’da Kürdistan Özgürlük Devrimi mücadelesinin geriletildiği propagandası çok yaygındı. Gerillanın kesintisiz eylem gerçekliğine rağmen özelikle de Kuzey Kürdistan’da toplumsal düzeyde büyük oranda bir sessizlik hakimdi. Pasif bir durum söz konusuydu. Özel savaş politikası kapsamında envai çeşit yöntem kullanan AKP-MHP çete rejimi ve ortakları işbirlikçi çizginin son yıllardaki en büyük propagandası, Kuzey Kürdistan’da mücadelenin geriletildiği ve eskiye dönüşün olmayacağı yönündeydi. Görüldü ki hakikat öyle değilmiş. Kürt gençlerinin kayyum gaspına karşı ortaya koyduğu devrimci direniş zerre kadar sönümlenmemiş aksine öfke kendisini devrimci pratikte örgütlemiştir. Agir pirozê çizgisinde özelikle Batman’da muazzam bir direnişe şahitlik ettik. Fakat yetmez, direniş Kürdistan’ın her karışında kendisini göstermelidir. 7 Ekim ile başlayan sürecin alt üst ettiği Ortadoğu’da ki denklemler yeniden oluşturulurken, biz Kürtler açısından bu gerçeklik kazanıma dönüşecek potansiyeli de içinde barındırmaktadır. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ideolojik, politik, askeri ve toplumsal mücadelesi ulusal stratejimizdir. Ve direnişin dışında hiçbir hamle Ortadoğu’da ki yeni süreçte Kürtleri aktör yapamaz. Pasifist, liberal, oportünist ve işbirlikçi anlayış ve çizgi Kürtleri tarih sahnesinde hak ettiği yere getiremez. Zira bunu Barzani/KDP işbirlikçi – ihanet çizgisi şahsında defalarca deneyimlemiş olduk. Kürtlerin özgür ve demokratik yaşam talebi ve arzusu Apocu devrimci çizginin ortaya koyduğu iradeden geçer. Özelikle şu süreçte bu çok somut tespit edilebilir. Dolayısıyla Kuzey Kürdistan’da oluşan Serhildan ruhu tüm Kuzey Kürdistan’a yarışmalıdır. Kürt kadınları ve gençleri bu bağlamda öncülük rollerini oynamalıdırlar. Önderlik Direniş Çizgisi’ne denk bir mücadele her yerde devrimci dinamiklerle yürütülmelidir. Kuşkusuz direniş zafere giden yoldur ve bu yol bizi demokratik konfederal Kürdistan’a götürecektir…
İsyan Eylem