• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Devrimci Eylemimizin Bir Sevgi Eylemi Olduğu Anlatılmalı

26 February 2024
in Önder APO, Önderlik Perspektifleri
A A
Devrimci Eylemimizin Bir Sevgi Eylemi Olduğu Anlatılmalı
Share on FacebookShare on Twitter

Açıklık getirmediğimiz tek bir konu kalmasın. Düşmüş olduğunuz çok tehlikeli statüler var, bunu aşmışız. Bu da kendi başına ekmek-sudan daha değerlidir, onurlu yaşam düzeyidir. Bence bir kadın için öncelikle kazanılması gereken budur. Ondan sonra diğerlerinin anlamı olabilir. Biz bunu size kazandırmaya çalışıyoruz veya bu temelde bir yoldaşlığı geliştirmeye çalışıyoruz. Öz budur ve buna dayalı sizleri alabildiğine yoldaşlığa çeken, tartışmaya çeken her şeye açık olmalıyız. Sizler de açık olmalısınız, acele etmemelisiniz, tartışacak çok husus var, ama her zaman da söylüyorum, örgütsel görevlere kesinlikle dikkat edelim, siyasal çizgi olayını asla göz ardı etmeyelim ve PKK söz konusu olduğunda savaşan bir örgüttür, bütün yaşamı şu anda gerillaya bağlanmış bir çalışma tarzına sahiptir. Bunu da göz ardı etmeyelim, çünkü bütün bunlar güzel bir yaşam içindir. Bize dayatılan onursuz, oldukça düşürülmüş, insanlıktan uzaklaştırılmış, hiçbir biçimde kabul edilmez yaşama karşı veya yaşamın bitirilişine karşı özgür yaşamı kazanmak içindir. Vatanı kazanıyoruz, özgürlüğü kazanıyoruz, kadını kazanıyoruz, siz kendinizi kazanıyorsunuz, yeniden yaşamın sahibi oluyorsunuz. Anlaşılıyor mu, çok mu yetersizim, açık değil miyim Benden daha fazla iddialı olmanız lazım.

Tarihte başıma ne geldi, tarihte durumum nedir, güncel durumum nedir, görevim nedir? Çok ilkel durumlardan çıkış imkanı vardır. Bu sorular etrafında tartışmayı sağlarsınız. Bu tanışmayı sağlamadan, hangi aşk ilişkisini geliştireceksin? Aşkı da, iki insanın her düzeyde birleşmesi anlamında ele almayın. Aşk olayı, daha değişik bir kavramdır. İnsanın  özgürleşmesine duyulan tutku, insanın güzelliğine, insanın hal-hareketlerinin bütünselliğine, gücüne gösterilen saygıdır. Bireysel aşktan bahsetmiyoruz. Bu konuda bir hiçtir. “Canım şunu istiyor, bunu istiyor” demekle olmaz. Senin önünde bir tahribat var, bir katliam var, onu gidermeden, onu aşmadan sen bir şey yapamazsın.

Örgütü unutmayacaksın, savaş zaten mevzide yaşadığın bir olaydır. Ülke tutkusu her şeyin temelidir, zeminidir. Karşındakine biraz da bu ölçülerle git! güzel bir erkek mi, kız mı yakalamak istiyorsun veya bir anlamlı güzelliğe yer vermek mi istiyorsun; bu temel kavramı önce esas alacaksın. Güzelliğin ancak bu temelde bir anlamı olabilir. Cinsler arası ilişkinin büyüklüğü, yüceliği veya işe yararlılığı ancak bu temelde ortaya çıkarabilir. Aksi halde aleyhte sonuçlanır.

Öncelikle gerçekliği tanımak gerekiyor, tanıdıktan sonra yanlışları doğrularıyla dönüştürmek gerekiyor. Yanlış-doğru veya güzel-çirkin belirlendikten sonra dönüşümü devreye sokup, yanlışı, çirkini aştırıp doğruları, güzelleri egemen kılma görevi gerçekleştirilir; bunu da devrim yapar. Konu objektiftir ve devrimin de es geçemeyeceği bir görev alanıdır. Bizde yaşanan, en çok tıkatan bir etkendir.

Çerçeve böyleyse, kavrayışınız gelişmeli, doğru yanlış ayrımını cesaretlice yapmalıyız. Her ilişkide olduğu gibi, burada da devrime hizmet edenle karşı-devrime hizmet eden vardır; doğru olanla yanlış, iyi olanla kötü, çirkin olanla güzel vardır; ayrımları yapacağız. Evet denilecek, hayır denilecek vardır. Özgürlük alanıdır, kısaca açığa çıkaracağımız kadar koruyup kollarız, zaferini sağlarız. Bunun da düşmanları vardır. Parti içinde en yoğunluklu savaş bu alanda verilir.

Parti içindeki tartışmaları bu düzeyde götürüyoruz, hemen akla gelecek her soruna, bu tartışmanın ışığında yaklaşıyorsunuz. Adam cinsel sorun mu diyor, al sana bunun yaklaşımı; aşk sorunu mu diyor, al sana aşkın kanunu; adam sevgi, bir insanla beraberlik, birliktenlik mi istiyor, al sana bunun kanunu; estetik, güzellik peşinde mi, bunun da al sana kuralları. Burada keyfiyet değil, dikkat edilirse objektif yaklaşımlarla, gerçekçi yaklaşım söz konusu. Hisleriniz başka söyler, tutkularınız başkaydı. İnsan kendi hakkının ne olup olmadığını iyi anlamalıdır, hakkı olmayana el uzatmamalıdır. Yine neyin yaşanmaya değer olup olmadığını iyi bilmelidir. Yaşanmaması gerekene tenezzül etmemelidir.

Ne kadar amacın üzerindeysen, ne kadar üzerinde yürüdüysen vereceğimiz kıymet de o kadardır. İyiliğin, saygın, sevgin, duygusallığın, her şeyin ne kadar amaç doğrultusundaysa, o kadardır. Kendinizi böyle tanıyın, şeref ve nefsinizin sahibi olun, yürüyün. Doğru olan yol budur. Başka türlü kimse bir şey beklemesin, biri gelip beni iteklesin demesin, önüme zaferi getirsin demesin. PKK’de bunlar mümkün değildir. Herkes işine göre bir şeyler alır, şeref alır, başarı alır. Başarı kadar yaşamı yakalar.

Şunu alçaklık olarak görürüz; “şu adamın karısı, şunun kızı, şunun bilmem nesi”; bunlar ayıp kelimelerdir. Önce “şu saygıdeğer kadın” denilebilmeli. İlla bir sevgiliden bahsedilecekse, “şu değerlerin temsilcisi kız, varlık” denilebilmeli. Bu değerlendirmeler daha yücedir. Birisini diğerine tabi tutarak hitap etmekten nefret ediyorum. Arap feodalizminde bu çok daha etkilidir. Örneğin, “Ebu”, “İbni” diye tabir edilerek, insanların adı konulur. Şunun “Ebu”su, şunun “İbni”si; feodalizmin bir yaklaşımdır. Bunun yerine “şöyle kişiliği olan, bağımsız gücü olan” tanımlamaları gerekiyor; tercih biraz böyle oluyor. Tabi bunda sadakat var, bunda derin bir ilgi var, değer verme var, sevgi var ve daha boyutludur, daha toplumsaldır, siyasaldır ve ahlakidir de. Sonuç; çok değerli yaklaşımdır, gerçek sevgi, gerçek saygı, gerçek gücünüz varsa, aşk yolunda ilerlemektir. İşin bilimsel özü budur.

Düşmanın sizi alıştırdığı ahlak ile, aramızda büyük fark vardır. Ben böyle değilim. Davamın, amacımın üzerindeyim, doğru tarzda yürütüyorum. Yürüttüğüm tarzdan herkes hoşlanıyor, herkes içinde güçleniyor, arkadaşlarımı incitmiyorum, yüklerini ağırlaştırmıyorum. Her şeyi yerinde yapıyorum. Niye bu halk bizi kabul ediyor, bunun üzerinedir. Siz de bağlı olun, nefsinizi terbiye edin. biraz kendinizi yorun, bu yaşama katın, bu önderlik yaşamıdır, kendinizi bunda eritin. Öyle yaparsanız, gidişiniz iyidir. Bu gidişten bazı sonuçlar çıkar. Önderliğin birlikte olduğu, kabul ettiği ve içinde başarıyla olunacak gidiş budur. Gördüğünüz bütün dersler de bu temeldedir. Öyle yürürseniz iş yapabilirsiniz, gidişiniz hayırlıdır, iyi bir gidiştir.

Bir daha görevlerin üzerine yürüdüğünüzde, bu görevler her türlü görev olabilir. Bu ilişkiler ve bu yaşam her sahadaki ilişki ve yaşam olabilir, doyurucusunuz, yeterlisiniz, başarıyorsunuz. Partinin de, Önderliğin de bu olduğunu bilmeli, bunun dışında bir yaşama geçit vermeyenlerin en başında sizler olmalısınız. Bir yaşam boyu size hükmeden, sizi yürütecek olan ilkenin bu olduğunu, örnek düzeyde temsil etmelisiniz. Çünkü hemen herkesten daha çok siz hem buna muhtaçsınız, hem de bunun en gönüllü savaşçıları olarak yürütmeyle karşı karşıyasınız.

Önderlik gerçeği kadına bu temelde güvenir ve hem objektif bir gerçeklik olarak, hem de idealize edilen bir yaklaşımla birlikte ele alır. Hem doğrunun, güzelin bu olduğuna emindir. Sizlerin de ilgi düzeyinizin bunu esas aldığı kesindir. O halde, gerisi çabadır, sık sık kendini gözden geçirmedir ve başarıya çok inatçı bir biçimde yaklaşma gücünü kendinde yaratmadır. Bu size kaybedilen kimliği, özgürlüğü ve yaşamı bu temelde kazandırmayı sağlayacaktır.

Biraz doğruluklarımız olmasa, gözlerinin önünde olmasa; yalanları doğru yapacaklar, ölümü yaşam yapacaklar, boğaza kadar kiri pir û pak gösterecekler. İnsanımız bir açıdan da böyledir. Ona, bu kadar kirlisin, alnın biraz kara desen kızar. Öyle olsa bile, “söylememen gerekir” der, hep iyi denilmesini ister. Bazen ben de size soruyorum; nasılsınız, iyi misiniz diyorum; siz de hep “iyiyiz, güzeliz” diyorsunuz; ama bu da yerinde değil, yüzeyseldir. İyilik, güzellik bir savaş gününde, bir kaç adım atılmışsa odur, bunun dışında iyiyim deyip kendimi iyi hissetmem mümkün değil.

Roman, nasıl olması gerektiğine dair kendi hayallerini, taslağını devreye sokar. İdealizmini, azmini, tutkularını dile getirir. Peki bütünüyle bu mudur? Hayır, bir gerçeğin uç vermesi vardır, bu uç vermeyi görmedikçe gerçekçi bir roman yazılması mümkün değildir. Fazla toplumda yenilik şansı olmayan, tükenmiş olanı ifade edemez. Roman tam bir kurgu, tam bir tasarı değildir. Gerçeğin uç verme halinin, büyük bir çabayla tasarım gücüyle hayal gücüyle, dile getirilmesi oluyor. Aslında değişik bir eylem türüyle bir yerde yaşananın tamamlanması anlamına geliyor. Çünkü fiilen yaşanılan bile biraz budur. Yani bilime göre, hikayeye göre bir şeyler yaşanmış ama tasarılar hayaller var. Onların başarılmamış olanı, çarpıtılmış olanı, oldukça sağlam gelişmiş olanı var. İşte bunarı roman dile getirecek. Ve buna bir estetik sanatıdır diyoruz, sanatın bütünüyle işlevi budur. Yaşamı estetize etme daha da güzelleştirme sanatın görevidir. Roman da demek ki böyle bir işlev sahip olacaktır. Tabii bunu da kabul edenle-edilmeyen, ret edilenle, edilmeyeni var, kapsamı oldukça geniş, yurtseverlikle bağlantısını kurmaktan tutalım, iyi bir örgüt savaşçısının özelliklerini yakalamaya kadar. Evet tekrar söylüyorum, bunun bilimsel izahı mümkün ve yapılıyor da. Hikayeleri, anıları bolca yapılıyor, resimleri çekiliyor, fotoğrafları yapılıyor, yayınlanıyor. Ama daha büyük ilişki düzenleri ilişki özlemleri tasarımlar hayaller nerede kaldı? Devrim aynı zamanda büyük bir hayali de ifade eder. Hayali ufku ne kadar genişse, devrim o kadar gelişir. Ama bu tam bir hayal midir? Değil, onun bir toplumsal gerçekliği var. Kaldı ki bizim hazırladığımız taslakta da hem hayal hem uç verme noktaları oluşmuştur. Dolayısıyla biraz gerçekçi bir değerlendirme olur. Demin dediğim gibi, çeşitli alanlardan konuşturmak (statükocuyu, militanı, kahramanı konuşturmak) önemlidir. Kadın-erkek ilişkileri bağlamında tarafları konuşturmak, kesim olarak kadınları konuşturmak yine sosyal sınırları konuşturmak önemlidir. Nasıl konuştuklarından da öteye nasıl konuşmaları gerektiğine ağırlık vermek gereklidir, roman için anlamlıdır. Birçok dillendirmeler var yaşamlar var, nasıl oluşumu var, nasıl olması gerekeni var. Bu konuda bol malzeme söz konusu, şimdi bu malzemeleri topluyoruz. Ayıklayacağız daha sonra iyi bir anlatım tekniğiyle roman kitabına dönüştüreceğiz. Yapmak istediğimiz bir çalışmanın bu genellemeler doğrultusunda olduğunu söyledik. Tartışıyoruz, birçok çerçevede hatta yaşıyoruz, sadece tartışmada da değil. Aynı zamanda ortak yaşamlar da var. Etkilemeleri ortaya çıktı. Devrimci görevlere bağlılık yanında yine örgütsel görevler, hatta eylemsel militan görevler göz ardı edilmeden onlarla iç içe (bağlantılı olmadan, devrimci bir romana ulaşılamaz) ne yaşamına, ne tartışmasına ve iddialı olanın iyi bir tekniğe sahip olması da beklenemez. Bunlar hepsi iç içedir. Devrimci bir romanı, bir statükocu asla yazamaz, hafızasına alamaz. Yine bütün parti düzeyini göremeyen, yaşayamayan birisi de fazla iddialı olamaz. Dıştan bir gözlemci, şüphesiz romanı bize yazabilir. Ama en iyi romanın gerçeği biraz sıcağı sıcağına yazan ama onu aşan militanlardan gelebileceğini de söyleyebiliriz. Devrimci edebiyatçıyı devrimci militanın çabaları içinden çıkarmak mümkündür. Gerçekçi romanı bazıları daha çok bu kategoride yazabilir. Bu konuda sanatkar dediğimiz bazı tipler, şüphesiz dıştan da gözlemleyerek yazabilir.

Roman taslağında biraz bunlar çözümlemelerde de belirtildi ele alınmaya çalışıldı. Şu ortaya çıktı; yani Kürdistan’da sevgide katledilmiştir. Ki birçok sömürgeci ağızda “vahşi Kürt, sevgi ortamı yoktur, sevilme sevme diye bir şey yoktur, bilmezler bunun için sevme sanatı da yoktur” ve bu gerçekten böyledir. Sömürgecilik bu konuda da aynı zamanda katliam rolünü oynamıştır. Dolayısıyla devrimci eylemimizin bir sevgi eylemi olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Sevgi yolu sevgi tarzı devrimle birlikte ele alınıyor, objektif temel konuluyor. Ve sevgi saygının nasıl gelişebileceği nelere bağlı olarak ilerleyebileceği konuluyor. Özgür temeller burada büyük anlam ifade ediyor. Bu konuda yine estetik devreye giriyor. Fiziki, ruhi ve bilinçli olmanın estetikle bağlantısı kuruluyor ve bunların insanı güzelleştirebileceği konuluyor. Bir anlamda bizim savaş gerçeğimizin yeniden yaparken sevginin yolunu açacağı güçlü savaştıranın, güçlü savaşmanın güçlü bir sevme ilişkisine derin, kapsamlı, sevgi sonucuna yol açabileceği vurgulanmıştır. Başlangıçtaki ucuz duyguların, sevgilerin savaşa güç vermediği veya bundan alıkonulması halinde gericileşeceği hatta her türlü böyle tasfiyeciliğe kadar götürebileceği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ve bu yaklaşımların oldukça büyük değeri olduğu Kürdistan’da da çok önemli sonuçlara yol açtığı kadının büyük çıkışına ailenin eski tarzdaki yapısının çözülüşüne erkeğin eski zihniyetinin yıkılışına kadının yine eski köleci yaklaşımının yıkılışına yol açmıştır. Ve bu önemli bir devrimsel gelişme oluyor, yaşadığımız devrimsel gelişme oluyor, yaşadığımız devrimle. Bir de bu yönüyle bu da tam bir sanat yönü aslında. Romanın en çok işleyecek yönü budur. Roman aslında fiilen yaşanmıştır. Önemli oranda ipuçlarıyla yaşanmıştır. Onun tamamlanması tasarım gücü daha da hayallerle daha da tutkularla daha da irade azimle, estetikle beslenecek yönü de diyoruz ki geliştirilmeye değerdir.

Önder Apo
Çözümlemelerden Derleme

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk