SozdarAVESTA
9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te komplocu güçlerce katledilen üç özgecan’ın şahadeti üzerinden bir yıl geçti. Ancak bu olayın yüreğimizde bıraktığı acı henüz çok taze. Bu hunharca katliamı gerçekleştirenleri nefretle kınıyor, şehit yoldaşlarımız Sakine Cansız,Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Her şeyden önce bu üç kadın yoldaş mücadele tarihleri boyunca bu harekete büyük emek ve güç katarak, kendi yarattıklarıyla ölümsüzleşmişlerdir.Sara yoldaş, hareketimizin başlangıcından bu yanaPartimizin kurucu üyeleri içerisinde yer alan tek kadındır.Kırk yıllık mücadele çizgisinde hep ön saflarda yer alarak, Kürdistan halkının ve dostlarının yüreğinde büyük biriz bırakmıştır.Önder APO bu olayı ilk duyduğunda kendisine yapılan komplonun bir devamı olduğunu belirterek, bu olayın ne kadar büyük ve acımasız olduğunu, hedef olarak seçilenlerin bilinçlice seçildiğine işaret ederek, bu yönlü oynanan tehlikeli oyuna dikkat çekmiştir.PKK hareketi olarak mücadele tarihimiz boyunca böylesi katliam ve komplolarla birçok kez karşılaştık. Böylesi komplo ve katliam girişimlerinin amaç ve hedefleri vardı. Her şeyden önce hareketimizin başlatmış olduğu önemli hamlesel süreçleri boşa çıkarmak istemişlerdir. Komplocu güçler PKK’nin doğuş aşamasında Haki Karer yoldaşı katlederek, hareketi daha doğmadan boğmak istemişlerdir. Hareketimize karşı geliştirilen tüm bu komplocu girişimlere karşı Önderliğimiz büyük bir öngörü, sağduyu göstererek, bu komplocu girişimleri kapsamlı bir biçimde tahlil etmiş ve buna cevaben Kürdistan’da devrimci mücadelenin süreklileşmesini esas alıp partilileşme kararına gitmiştir. Önderliğimiz bu tarihi kararlaşmasıyla hem komplocu güçlerinoyunları boşa çıkarmış, hem de hareketi büyüterek mücadeleye ivme kazandırmıştır.
Tüm devrimci hareketlerin maruz kaldığı komplolar olmuştur. Bu komplolar sonucu bu devrimci hareketlerin birçoğu kendilerini toparlayamamış ve dağılmışlardır. PKK hareketinin de diğer devrimci hareketlerin akıbetine uğrayacağını düşünen komplocu güçler, bu doğrultuda birçok plan devreye koymuşlardır. Ancak hiçbir planları mücadelemizin devrimci seyri karşısında başarı şansını yakalayamamış ve böylecekomplocu güçler hedeflediklerine ulaşamamışlardır. Haki Kareryoldaşın şahadetiyle hareketimiz büyük bir kararlaşmaya ulaşmış, Kürdistan’da bir parti olarak örgütleneceğini ilan ederek, 40 yıllık mücadele tarihimiz boyuncaonun anısına bağlılık temelinde sürekli büyüyen ve genişleyen bir hareket gerçeğine ulaşmıştır. Ancak komplocu güçlerde amaçlarından vazgeçmemiş, her dönem yüzlerindeki maskeyi farklı kılıflarabüründürerek, mücadeleyi darbelemek,takatten düşürmek ve tasfiye etmek istemiştir.Önderliğimize yönelik 1996 yılının 6 Mayıs’ında gerçekleştirilen suikast girişimi de bu komplocu ve tasfiyeci planların bir parçasıydı. Bizzat Önder APO’nun bulunduğu alana yönelik büyük bir patlama gerçekleştirerek,amaçlarına ulaşacaklarını sanmışlardı.Uluslararası güçler, bunda da başarılı olamayınca baştafaşist Türk sömürgeciliği olmak üzereNATO ve Gladio güçleribölgesel dayanaklarını da harekete geçirerek, Önder APO’nun Ortadoğu’dan zorunlu çıkış yapmasının zeminini yaratmış ve son hamle olan 15 Şubat esaretiyle komplo sürecini sonuçlandırmak istemişlerdir. Bununla da yetinmeyen bu güçler,hareketimizin çalışma yürüttüğü tüm alanlarda Parti militanlarını,kadrolarını, yurtsever halkı ve sempatizanları hedef listelerine koyarak,kimisini tutuklayıp kimisini de Paris’te olduğu gibi katletmiştir.15 Şubat komplosunda rol oynayan birçok devletin çıkarlarının çakıştığı ve Özgürlük Hareketinide bu çıkarları önünde engel gördükleri açıktır.Önder APO’nun İmralı’daki tarihi duruşu,direnişçi tutumu ve iradesi bu oyun ve komplo girişimlerinin tümünü boşa çıkarmayı ve deşifre etmeyi başarmıştır. İşte bundandır ki PKK’nin yeminli düşmanları her alanda kendi emellerini gerçekleştirmek için sürekli bir çaba içerisinde olmuştur. 9 Ocak Paris katliamı da bu anlamda 15 Şubat komplosunun bir devamıdır.Özellikle 2013 yılının başında mücadelenin yeni bir aşamaya evirilmesi, Kürt sorunun giderek bir çözüm aşamasına gelmesi,bu doğrultuda demokratik diyalogsürecinin başlaması veÖnder APO’nun doğrudan muhatap alınması,Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü açısından yeni bir adım olarak nitelendirilmiştir. Ancak Önderliğimizin ve hareketimizin bu sürece samimi yaklaşımı karşısında Türk devletinin hareketi zayıflatma,güçten düşürme ve entegre etme siyasetini gütmesi, süreci saldırı, komplo ve provokasyon girişimlerine açık hale getirmiştir. Paris katliamı bu anlamda planlı ve örgütlü bir saldırıdır. Sara yoldaşımızın seçilmesi elbette tesadüf değildir.
Önderliğimizle görüşmelerin yeniden başladığı bir süreçte Sara yoldaşa yönelik katliam gerçekleştirilmiştir. Bu anlamda Sara yoldaşa yönelik katliamla Kürt halkının özgürlük kaderi hedeflenmek istenmiştir. Sara yoldaş partimiz içerisinde öncü ve en seçkin kadrolardan birisiydi. Önemli bir katılım ve duruş sahibiydi. Başta zindan olmak üzere mücadelenin birçok sahasına aktif bir biçimde katılmış ve direnişçi tutumuyla ön plana çıkmıştır. Düşmana karşı dik durmayı ve kararlı davranmayı bilen,asla boyun eğmeyen,ilke ve prensiplerinden taviz vermeyen tarzı kendisinde bir yaşam felsefesi halini almıştır.Tüm yaşamı düşmana karşı verdiği mücadelelerle doludur.Faşist Türk sömürgeciliğinin Amed zindanlarında uyguladığı tüm vahşi uygulamalara karşı direnerek, tavrını net bir biçimde ortaya koymuş ve direniş geleneğinin öncüsü olmuştur.Kürdistan halkınınen meşruhakkıolan özgürlük,eşitlik, ulusal varlığınınkabullenilmesi isteğine kendisini adayarak işkencecilerin suratına bin yılların öfkesiyle tükürmüş, meydan muharebesinde başı dik, kararlı ve onurluca durmayı bilmiştir.Kürdistan halkı PKK’yi,PKK mücadelesini bir Önder APO’dan bir de Amed zindanlarından öğrenmiştir.Amed zindanlarında uygulanan vahşet ve bu vahşete karşı verilen cevap günümüze kadar datüm canlılığıyla beleklerdeki yerini korumaktadır. Özgürlük mücadelemiz ölü Kürdü diriltmiş, köle yaşamı yerle bir etmiştir. Amed zindanındaki direniş gerçekliği, soykırımcı,asimilasyoncu politikalara dur demiş, tarihe gömülmeye mahkumedilen Kürt gerçekliğinden yeni Kürdü yaratmış ve bilinçlendirmiştir. Kürdistan’da sömürgeciliğe karşı ilk örgütlü eylem Amed zindanında Kemal, Hayri, Mazlum, Ferhat ve Sakine yoldaşların şahsında kazanıldı.
Sara arkadaş hem bir Kürt kadını hem bir Alevi hem de bir devrimci olarak en çok da insanlık ahlakına sığmayan,insanlık onuruyla bağdaşmayan her türlü işkence ve zorbalığa karşı özgür Kürdün,özgür kadının,devrimci militanın tavrını sergileyerek bu sınavdan başarıyla çıkan yoldaşlarımızdan biri olmuştur.Kürdistan kadınları,PKK’yiSara yoldaşın mücadelesiyle ve direniş geleneğiyle tanımıştır. Yüzlerce genç kız PKK saflarına katılırken ilk aldıkları isim Sakine olmuştur.Birçoğumuzun en büyükhayalibir gün kendisiyle tanışmakve yaşamaktı.İşte Sakine arkadaşın bu gerçekliği Kürdistan Özgür Kadın Hareketi’nin mayası olmuştur.Özgürlük arayışınınbaşlangıç noktası olmuştur.İhanet ve teslimiyete karşı geliştirilen direniş tüm dengeleriyerle bir etmiştir.
Sara arkadaş,başta Kürdistan özgürlük dağları olmak üzere Botan’dan başlayarakBehdinan,Lübnan, Avrupa,Rusya,GüneyKürdistan ve tüm alanlarda hem gerillacılık yapmış hem de toplumsal alanda çalışmalar yürütmüştür.O gerillaya ve Kürdistan dağlarınasonsuz bir tutkuyla bağlıydı.Kendisindeki gerilla ve özgürlüktutkusu tüm yaşamına yön veriyordu,etrafına moral ve inanç vererek sürekli pozitif enerji yayıyordu.
Sara arkadaşın hedef olarak seçilmesi elbette ki tesadüfi değildir.Heval Sara şahsında hedeflenen, 40 yıllık PKK mücadelesinin birikimidir.Kadın Özgürlük Hareketi’nin ideolojik,örgütsel,siyasal, felsefik ve özgürlükteki iddialı,mücadeleci,yaratıcı ve geliştirici çizgisidir.Yine Sara arkadaş şahsında hedeflenen Kürdistan halkının geleceği, yaratmak istediği yeni toplum, sistem ve yaşam felsefesidir.Sara arkadaşın şahsındaPKK hareketinin nasıl militan kişiliklere sahip olduğuda bir kez daha ortaya çıkmıştır.Önder APO’nun “Yoldaşım” diye tanımladığı Sara arkadaş için,”Ha beni vurdular ha Sara’yı”demesi elbette büyük bir anlama sahiptir.Önder APO’nun Haki Kareryoldaşın şahadetini anlatırken de “Benim yarımdı” dediği bilinmektedir. Haki yoldaşın Önder APO’yla olan yoldaşlığı PKK yoldaşlık ilişkilerinin ölçüsü olmuştur. Sara arkadaşın Önder APO’yla olan yoldaşlığı daÖnder APO’nun kadınla olan dostluğuve yoldaşlığının bir ifadesidir.Sara arkadaş şahsında Önder APO kadını mücadeleye çekerek,erkek egemenlikli sistemden intikam almıştır. İşte bu kadar vahşice saldırmalarının nedeni,sistemin metalaştırdığı kadın gerçeğini özgürlükle buluşturmasıdır. Kadındakisamimiyeti,ciddiyeti,ağırlığı,bağlılığı sınamış, bunun ne kadar değerli olduğunu görmüş ve bundan yola çıkarak Özgür Kadın Hareketi’ni yaratmıştır.Sara arkadaşın varlığı,Özgür Kadın Hareketi’nin varlığını ortayaçıkarmıştır. Bundandır ki Önder APO kendisini Sara arkadaşla özdeşleştirmiştir.
Sara arkadaş hareketimiz içerisinde kendine has duruşu,özelliklerive mücadele tarzı olanbir kadın yoldaştı.Hiç bir zaman hiçbir yerde ne olursa olsun haksızlığatahammül etmemiş, eşitsizliği görmezden gelmemiş,Parti dışılıklara göz yummamıştır. Hareketin değerlerine bir leke sürülmesini asla kabul etmemiş, bulunduğu her yerde sürekli çizgiyi oturtmaya çalışmıştır. Özgürlükmücadelesini büyük bir aşkla,coşkuyla, moralle,sevgiyle yürütmüştür.Sara arkadaş demek yoldaş canlısı demektir.Sara arkadaş demek güven ve inanç demektir.İmanla çalışan, inançla katılan,büyük bir güven veren, girdiği her ortamda büyük bir etki yaratıp,etrafına umut aşılayarak geleceğe emin yürümenin güç kaynağı olmuştur.Bunun içindir ki komplocu güçler hedeflerini büyük seçmişler, ancak yanılmışlardır.
Sara arkadaşın hunharca katledilmesi elbetteki tüm yoldaşları, halkımızı sarsmış ve derinden etkilemiştir.Ancak 40 yıllık mücadelesiyle yarattığı kutsal değerler,oluşan devrimci ahlak ve kültür yeni toplumun ahlaki politik geleceğini de belirlemiştir.Yoldaşları onun çizgisinde mücadele ederek 2013 yılı boyunca bütün çalışmalarının merkezine Sara yoldaşın mücadele çizgisini oturtmuş, tüm gelişmeler bu gerçekliğe adanarak yürütülmüştür.Bu hakikatle bütünleşen Kadın Hareketi, Sara yoldaşın anısına bağlılık andıyla mücadeleyi yükselterek bu katliamı gerçekleştirenlereen büyük cevabı vermiştir.Acının büyüklüğü mücadeleye büyük yüklenmeyi getirmiştir.PKK hareketi acılara yenik düşen,acılara teslim olan, acılar sonucu kaybeden bir hareket değildir.En büyük acıyı en büyük güce dönüştürmesini bilen, mücadeleyi sürekli bu güçle büyüten ve bugünlere kadar getiren bir harekettir.Her bir yoldaşınarkasından binlerce yoldaş kendisini katarak bu mücadeleye layık olmaya çalışmıştır.
Paris katliamından çıkarılması gereken önemli dersler vardır.Düşman her alanda sonuç almak istiyor ve bu planını uygularken de öncü kadın kadrolarımızı hedeflemekte.Kadın Özgürlük Hareketi geliştikçe saldırılarda çok farklı boyutlarda gelişmektedir. Tedbirleralınmak durumdadır.Katliamın üzerinden bir yıl geçti, olayınhala aydınlatılmamış olması elbette bilinçlidir.Fransa devleti kimlerin işin içinde olduğunu çok iyi biliyor ama çıkarları gereğifailleri gizli tutuyor ve zamana yayıyor.Yaşananları unutturmak ve sıradanlaştırmak istiyor.Failleri ve delilleri açıklamak istemiyor. Biz de hareket olarak bu olayın peşini bırakmayacağız.Olayların üstü ne kadar örtülmek istense de bizim açımızdan durum çok nettir.Bize dayatılanlarla özgürlük davamızdan vazgeçmemiz isteniyor.Hareketimiz terörize,kriminalize edilmek isteniyor.Yıllardır Partimizi terör örgütleri listesine koyupbir yandan da tutuklamalara devam ederek, hareketimize tasfiyeyi dayatmaktadırlar.Avrupa ülkeleri hiçbir zaman Kürt sorununun çözümünü istemedi.Özellikle çözüm süreçlerinde engelleyici tavırlar sergilediler. Bugüne kadar onlarca Kürdistanlı üzerine baskılar uygulayıpkadro ve sempatizanları tutukladılar,cezaevlerinde hukuksuz bir biçimde tuttular.Bunlarda yetmemiş gibi Paris katliamı gibi hunharca girişimlerde bulundular.
Biz bu zihniyeti iyi tanıyoruz. Önder APO “Önce kadınları kurtarın” derkenerkek egemen sistemin“Önce kadınları vurun”şiarı sadece öylesine sarf edilmiş bir söylem değildir. Aslında çatışan bu iki çizgidir.Kadını özgürleştirmek,yaşamın her alanında eşit düzeyde yer vermek,onu yüceleştirmek APOCU Hareketin yaşam felsefesidir.Bugün dünyada ve bölgede en örgütlü, en sistemli ve eyleme geçmiş kadın örgütü Kürdistan Özgür Kadın Hareketi’dir.Kadının gelişimi tüm toplumüzerinde harekete geçirici rol oynamaktadır.Kadınlarımız kendi hakkı olanı almaya çalışıyor; kendi öz gücüne dayanarak öz örgütlemeleriyle tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarının güvencesidir.İşte tahammül edilmeyen husus budur.İktidarcı zihniyetinhazmedemediği nokta burasıdır.Kadınlar bugün Önder APO’dan aldıkları bilinçle dört parça Kürdistan’da devrime öncülük ediyor.Rojava’daki devrimin kadın eksenli gelişimi buna en büyük örnektir, Sara arkadaşın mücadele azmi, inancı, ruhu ve yaşam duruşu Rojava’da halkımızın ve kadınlarımızın özgürlüğüneöncülük ediyor.Demokratik özerk Kürdistan’ın inşasında kadınlar en stratejik rolüoynayarak, tüm toplumu etkilemektedirler.Yarattıklarından aldığı güçle kadının inisiyatifi de gelişiyor.Örgütlemede,ekonomide,siyasette,savunmada ve demokratik özerkliğin inşasında kadın kendi rengiyle katılıyor.Kadınlarımız muazzam bir özgürlüksel düzey yakalamıştır.İşte tüm bu gelişmeler Saraların mücadele çizgisiyle kazanılmıştır.
Rojbin yoldaşda yıllarca inkar ve imha edilmek istenen bir halkın diplomasi çalışmalarını yürüttü.Halkının gözü,kulağı ve dili oldu.İşte onun halkı adına yaptığı bu çalışmalar,O’nu da bilinçli bir hedef haline getirdi.Ronahi arkadaş da gençliğin öncüsüydü.Onu hedef seçerek de gençliği susturmayı amaçladılar.En stratejik çalışmalarda yer alıyorlardı bu yoldaşlarımız.Komplocu güçlerde stratejik bir darbe vurmak istediler. Üç yoldaşımızı katlettiler kalleşçe,yüreğimizi dağladılar,hepimizi yasa boğdular ama bizler asla onların düşündüğü tarzda olaya yaklaşmadık. İlk andan itibaren yas tutmadık, mücadeleyi yükseltme ve komplocugüçlerden hesap sormayı hedefledik.
Özgür KadınHareketi bu olayı doğru analiz ederek, yıl boyuncayürüttüğü tüm örgütsel kongre ve konferanslarda Paris katliamına vereceği en anlamlı cevabınSara,Rojbin,Ronahi yoldaşlar çizgisinde mücadelesini daha da yükseltme temelindeki kararlaşma düzeyiydi.Ortadoğu kadın konferansıyla,bu yoldaşların mücadelesinin kesintisiz sürdürülmesikararlaştırıldı. Yaşanan bu katliam kamuoyu ve uluslararası alanda büyük bir tepkinin oluşmasına neden olmuştu.Ortaya çıkan bu tepki seli ortak dayanışma,ortak irade ve ortak mücadeleye dönüştürülerek, 9Ocak günü katliam ve kadın kırımına karşı mücadele etme ve dayanışma günü olarak kabul edildi.
Paris katliamının birinci yıldönümü vesilesiyle tüm kadın örgütlerini, sivil inisiyatifleri,kadın kurumlarını, şahsiyetlerinikendi özgürlüklerine sahip çıkmaya çağırıyorum. Paris katliamının faillerinin açıklanması ve hak etikleri cezayla yargılanmasını sağlamak, tüm kadınlarının boyun borcudur.
Bu vesileyle bir kez daha bu olayı gerçekleştirenleri kınıyor, Sara,Rojbin,Ronahi yoldaşlar başta olmak üzere tüm devrim şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
Tüm Kürdistan kadınlarını, özgürlükten yana olan, eşitlik mücadelesi veren, sömürgeci faşist sisteme karşı olanları birlik olmaya, 9Ocak’ta bulunduğu her alanda bu vahşi katliamı protesto etmeye,Saralaşarakmücadeleyiyükseltmeye, Önder APO’nun esaretine son vermeye vebirlikte başarmaya çağırıyorum.