GERİLLADAN
“Bu bir emir!
Bu bir sembol!
Bu bir tarzdır!
Bir yemindir.
Ve bu bir ilk ve son eylemdir!”
Evrende küçük bir zerre olan insan, varoluşuna verdiği anlamla insan olur. Bu anlama göre yaşadığında yaşamış sayılır. Her varlığın evrende bir rolü, bir değeri, bir yeri vardır.
Taş, taş olduğunu bilir. Su, su olduğunun farkındadır akarken. Yaprak ne zaman yeşereceğini bilir ve yeşerdikçe çevresindeki varlıklara yayar bu yeşeriş ruhunu. Sararıp dökülürken yine öyledir. İnsanın da insan olduğunun farkındalığı, yaşamda insan olmanın tabiatına uygun bir yer edinmesi insanın doğal ahenge katılımıyla mümkündür. Ve ancak bu yaşayış tarzı insanın evrendeki başarısını gösterir. Bunu yapabilen insan, salt bir zerre olmanın sınırlarını aşıp geçer.
Evrende küçük bir zerre olan insan, bir metabolizmadaki hücreye benzer. Kendi sınırlarını aşıp tüm metabolizmaya ruh veren hücre gibi, zerrenin evrene doğru yayılımında bir dönüm noktası, bir eşik vardır. Zeynep Kınacı, kendi zerre olmanın sınırlarını aşmaya en güzel, en insanî örnektir. Ve O’nun bu gerçekleşmedeki eşiği, dönüm noktası, kendini eylem yapmaya tüm hücreleriyle hazır hissettiği ve her hücresini eylem kararlılığıyla, yaşam iddiasıyla donattığı an’dır.
Yaşamın ve ölümün mevcut dünyadaki, verili toplumsal sistemlerdeki konumuna bir müdahale olan Zilan arkadaş, insan gücünün sınırlarının gerçeğine işaret eden bir gelecek ve geçmiş aydınlatıcısıdır. Zilan arkadaşın eyleminde ses veren yüksek düzeyde inanç ve yaşam iddiası düşündürücüdür. Mektuplarındaki coşku, eylem kararlılığı ve yaşam iddiası, mektubu okuyana, O’nun Gılgameş’in düşürdüğü ölümsüzlük otunu bulduğu hissi verir. Çünkü sayısız ömürler boyunca üzerine çok şey söylenip yazılan yaşam kavramında yeni bir şifreyi çözmüştür Zilan arkadaş.
Yaşam iddiası ve eylem kararlılığı bir paradoks gibi görünür ama Zilan arkadaş, yaşamı bir bedene hapsetmeyecek düzeye ulaşmıştır eylem kararıyla. Bu düzey ruhsal, idealist bir yaklaşım olmanın çok uzağındadır. Bugün bilimin bulmaya ve anlamlandırmaya çalıştığı atomaltı parçacıklarında, tek tek, sonsuz sayılarca oluşturulan yaşamı, ulusal, sınıfsal ve cinssel bilinç düzeyini, sevinci, yaşam iddiasını, anlamlı bir yaşamın sahibi olma istemini bütün bir coğrafyaya yayma eylemidir. Ki bunu fark eden, bunun bilincini ruhsal ve bedensel olarak kendinde bütünleyen insanın mevcut yaşamı sürdürmesi bir yaşam yanılsaması olacaktır. Bu ise özünde bir yokluk dayatmasıdır. Yaşama getirilen yeni tanım, yeni kavrama düzeyi ve bununla yaşamaya karar vermiş bir bireyin herhangi bir insan gibi hayatı idame ettirmesini beklemek yanılgılı bir yaklaşım olacaktır. Su, damla damla dolduğu kaptan taşacaktır. Bir kadının yüreğine, beynine, ruhuna damla damla dolan bilinç, yaşam iddiası, anlamlı yaşama kararlılığı, bunun düşünsel ve duygu derinliğini yaratması taşacaktır ve bu taşma sonunda kendine akacak bir mecra, bir su yatağı bulacaktır. Bunu başarabilen Zilan arkadaşta kendini tanıma, kendi kişiliğine tüm yönleriyle bakabilme ve kabullendiği bu gerçekliği değiştirme kararlılığı vardır. Arayışlar güçlüdür. İnsanı tanıma arayışlarının köklülüğünü, üniversitede tercih yapıp okuduğu Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü doğrulamaktadır. Onun temel uğraşı insan, toplum ve insan yaşamıdır. Çirkinleştirilen yaşamın güzelleştirilmesi kutsal eylemidir onun uğraşı. Resmi eğitim sistemi yanında bu arayışları onu toplumsal mücadelelere yakınlaştırır. Çevre koşullarının etkilerini inkâr etmeden O’nun sosyalizme duyduğu ilginin, sosyalist ideolojiye inancının temeli Zilan’ın insan yaklaşımıdır. Kendini sosyalist ideolojiyle anlamlandırma çabası, sosyalizmin insan olmadaki ısrarıyla bağlantılıdır. Kürdistan’da sosyalist ideolojiyi yaşamsallaştırma mücadelesi veren özgürlük hareketi PKK ile tanıştıktan ve belli bir katılımı gösterdikten sonra damla damla kendini tamamlamaya devam eder. Burada ne geç kalma ne de acele etme vardır. Bu anlamda Zilan arkadaşın yaşamında zamanın ruhunu yakalamaya birçok örnek bulabiliriz. O, zamanın değerini bilir ve yaşadıklarını yücelterek, öğrenerek, cismiyle ve ruhuyla katılarak, zamana hak ettiği değeri verir.
Zilan arkadaş sosyalist ideolojiyi benimsedikten sonra dünya devrim örneklerini inceler. Dünyanın farklı bölgelerinde, farklı ulusal ve kültürel gerçeklikle yoğrulan özgürlük mücadelelerini araştırır. Bu tarih bilgisine Kürdistan tarihi ve coğrafyasıyla ilgili araştırmalarını da ekleyerek yurtseverliğini, toprağına bağlılığını evrensel bir bilinçle, sosyalist anlayışla yoğurur. Zilan arkadaşın ulaşmış olduğu entelektüel düzey O’nun mevcut olanla yetinmeme yaklaşımından kaynağını alır. Ona göre yaşam, doğru ve dolu yaşandıkça anlam kazanır. Doğru ve dolu yaşam, zamanı, insan bilgisi, emeği ve çabasıyla işlemekle yaşanılır. Zilan arkadaşta kendini tanıma yüksek düzeydedir. Merak, yetinmeme ve bilgiyle kendini işleyen insanın tüm bilme çabası, kendini bilmede yeni bir kapı aralamıyorsa anlamlı değildir. Zilan arkadaşta her bilgi kendini bilmenin yeni bir kapısını araladığından anlamlı yaşama yürüme belirgindir. O, bir sarraf inceliğinde kendini işleyen bir kadındır. Ve en değerli ürün olarak ortaya çıkardığı altın değerinde bir yaşam anlayışı, iddiası ve kararlılığıdır.
Arayışlarına bir cevap olarak bulduğu Kürdistan özgürlük mücadelesi PKK’ye katılma kararı vermesinden katılımına kadarki süreç kimi toplumsal-ekonomik sebeplerle bir yıl gibi bir zaman alır. Bu dönemde de faaliyetlerde aktif yer alan Zilan arkadaş sistemi çözmüştür ve sistem karşısındaki konumunu belirlemiştir. Ki sistemle bağlantılı olarak katılımını geciktiren bu süreci sisteme karşı bir silaha dönüştürür. Bu süreçte netleşme ve olgunlaşmayı yaşayarak kendini tanıma, kendini bilme aşamalarından sonra kendini gerçekleştirmenin ilk adımlarını atar.
1995 yılında gerilla saflarına katılan Zilan arkadaş kısa bir süre içinde bu adımlarını arttırır ve yürüyüşünü bir maratona dönüştürür. Önderliğe hitaben yazdığı mektupta bu konuya ilişkin şunları belirtir. “Ordu safları içerisinde olduğum süre içerisinde geçmişe oranla kişiliğimi tüm yönleriyle tanıyarak, belli bir gelişmeyi sağladım. İddia, kararlılık, moral, netleşme gibi konularda güçlendiğimi belirtebilirim.”
Zilan arkadaşın olaylara, insanlara, dünyaya, maddeye, havaya, düşmana bakışı, görünenin ardındakini görebilme amacıyladır. Egemen sistemin Kürt ve Kürdistan’da yarattığı tahribatları gördüğü kadar bunlar karşısındaki direnişi görür ve Önderlikle yaratılan dirilişi, yeni yaşama yönelişi anlamlandırır. Önderliği tanıma, anlama düzeyi güçlüdür. Önderlik gerçeğinin şehitlere, ülkeye, kadına, özgürlüğe, yaşama yaklaşımını anlamıştır ve anladığı kadarını uygulama kararlılığındadır. Önderliğin bir halkı, bir yaşam umudunu, aydınlık bir geleceği ve geleceğin insanını temsil ettiğinin bilincindedir.
Önderliğin yarattığı yeni yaşamı çok net görebildiği için Önderliğe yönelim olduğunda bu bilinçle tavrını göstermiştir. 6 Mayıs’ta Önderliğe yönelen suikast girişimi başarısız olmuştur. Yine de Zilan arkadaş bu girişime güçlü bir meşru savunma refleksiyle cevap vermeyi, düşmanı bu girişimine pişman ettirmeyi, bu adımın intikamını almayı kendine hedef bilir.
“Süreç intihar eylemlerini gerekli kılıyor. Bu hem bir taktiksel çıkış olacak, hem de bizim açımızdan büyük moral etkileri olan bir eylemlilik olacaktır. Düşmanın Önderliğimize suikast girişiminde bulunarak, sonuç almaya çalıştığı bu süreçte düşmana verilecek en iyi bir cevap olacaktır.” belirlemesiyle tavrını koyar. Bu döneme kadar duygu, düşünce, ruh birliği yarattığı kişiliğini belli fiziksel zorlanmalarına rağmen Dersim’de kısa bir pratikle, güçlendirir. Bu dönem gerillada yaşanan taktik tıkanmayı görür ve savaş üzerine yoğunlaşarak bu tıkanma karşısında bir açılım yaparak bir özgürlük soluğu alma kararlılığını geliştirir.
“Bireysel olarak aldığım ‘intihar gerillası’ olma kararı, sadece kendi şahsım adına değil, başta Başkan APO ve partimiz PKK’nin çabalarına layık olmak, genelde sömürülen bütün insanlığa, özelde Kürdistan Halkının özgürlüğü ve Kürt kadınının özgürlük istemlerine cevap olmak ve onların temsili olmak amacıyla aldığım bu karar, bana büyük bir moral ve cesaret veriyor. Tarifi imkânsız güzel duyguların sahibi olmama neden oluyor.” belirlemeleriyle bu konudaki yoğunlaşma düzeyini ve kararlılığını ortaya koyar. Zilan arkadaştaki yaşam tanımı görünenin en derinini görme, duyumsananın en derinini duyumsama tarzındadır. İnancını, bilincini, öfkesini ve kinini, bir bedende toplanmış yaşamını, eylemiyle Dersim’e yaymayı amaçlar. Eyleminin onu yaşatacağı inancının gücü yaşam bakışının derinliğindendir. Hücre hücre evrene karışarak bilinciyle, coşkusuyla, Önderlik ve ülke sevgisiyle her bedende ve ruhta bir yaşam hücresi olarak yer edinecektir. Bu şekilde yaşam iddiasına bir yaşam alanı bulmak onun eyleminin tarihsel oluşunun, ilk ve son oluşunun gerçek temelidir. Ve bu eylem tarihe, bireyin müdahalesine bir örnektir.
Kadın olmanın, Kürdistan’da kadın olmanın bilincindedir Zilan arkadaş. Ezilen bir ulus, ezilen bir sınıf ve ezilen cins olmanın çözümlenmesinin Önderlik yaklaşımıyla birlikte bir özgürlük bilincine dönüştürüldüğü gerçeğinin ayırdımındadır. Sosyalist teorinin insan ve kadın yaklaşımının önemine rağmen reel sosyalist deneyimin mevcut durumunu çözümler ve mektubunun Kürdistan Kadın Özgürlük Savaşçılarına bölümünde şöyle der.
“İnsanlığı her alanda özgürleştiren sınıflar arasındaki çelişkileri ortadan kaldırmak eşit, özgür yaşam olanaklarının oluşturulması anlamında olan bilimsel sosyalist teori, kadının insanca yaşam olanaklarına kavuşturulması gerektiğini savunmaktadır. Ancak gerçekleşen sosyalizm, her ne kadar kadını bu yönlü biçimlendirmeye çalışmışsa da, sosyalizmin bilimsel esaslarından sapma, kadın özgürlüğünün özgür bir temelde ele alınmayıp, bütün insanlık sorunlarıyla birlikte ele alınması gibi nedenlerle kadını özgürleştirme çabaları sınırlı kalmıştır.”
Direnişçi Kürt kadınlarının, Kürt kadın özgürlükçülerinin eylemleri O’nu heyecanlandıran bir konudur ve bunun PKK’de Önderlik gerçeğiyle zirveleştiğinin bilinci O’nda anı anına bir yaşam tarzıdır. Zilan arkadaşta Önderliğin kadına, kadın özgürlüğüne verdiği emek, değer ve çabaları anlama düzeyi yapmaya yönelen, yapmadan yaşamın olmayacağı inancını besleyen boyuttadır. Ve Önderliğimize yönelim olduğu zaman eylem kararlılığını yaratan da bu anlama düzeyi ve vefanın sonucudur.
Zilan arkadaşın özgürleşme düzeyi O’nu bu zirveye taşıyan yaşam adımları olmuştur. O’ndaki yaşama ısrarıdır 30 Haziran’da O’nu Dersim’e götüren. Zirveleşen özgürlük bilinci, özgür yaşam istemidir. Salt eylem anı değil, bilincinde ve ruhunda, bedeninin her hücresinde özgürlüğü yarattığı, yaşam iddiası ve kararlılığını oluşturduğu andır O’nu zirveye taşıyan.
“Kadın özgürlük şehitlerimiz ve büyük direnişçilerimizin izinde yürümek, onların mirasına doğru bir şekilde sahip çıkmak çok şerefli bir duygudur. Bu şerefli görevin sahibi olacağım için kendimi şanslı görüyorum. Bin bir türlü sıkıntıya ve zorluğa katlanarak fedakârlık gösteren, emek ve çabanın sahibi olan, Kürdistan dağlarında özgürlük mücadelesi veren bütün kadın savaşçılarımızı, partimiz PKK’ye ve başta Başkan APO’nun çabalarına bu temelde daha fazla örgütleyerek, güçlenerek söz ve iradenin sahibi olarak, bunun zeminini yaratmak için de anlamlaşarak cevap vereceğine ve özgür yarınları kendi elleriyle yaratacaklarına olan inancımla selamlıyorum.
Başkanım!
Kendimi intihar eylemini gerçekleştirmek için aday görüyorum. Bizler, sizin bitmez, tükenmez emek ve çabalarınıza karşılık, canımızı bile versek yeterli değildir. Keşke canımızdan başka verecek şeylerimiz olsaydı. Siz yaşamınızla bir halkı yeniden yarattınız. Bizler sizin eseriniziz. Tüm Kürdistan halkının ve dünya insanlığının geleceğinin teminatısınız. Yaşamınız bize onur veriyor, sevgi, cesaret, inanç veriyor. Tüm Kürdistan halkı ve milyonlarca insan size ölümüne bağlıdır. Sizin bu çekiciliğiniz bizi de oldukça etkilemektedir. En zorlandığımız anlarda sizin bizlere olan sevginizi düşünüyor ve manevi güç alıyoruz. Şehide en çok bağlı olan sizsiniz. Bu temelde gözümüz kesinlikle arkada kalmayacaktır. Bu eylemi gerçekleştirmem gereken bir görev olarak görüyor ve kendimi sorumlu hissediyorum. Mevcut geriliklerimi aşmanın, özgürleşmenin ve kendimi gerçekleştirmenin yolunun savaştan geçtiğini ve bu savaşında gereğinin yerine getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Mazlum, Kemal, Hayri, Ferhat, Besê, Bêritan, Berivan ve Ronahi yoldaşların direnişlerine sahip çıkmak ve onların takipçisi olmak istiyorum. Halkımın özgürlük isteminin ifadesi olmak istiyorum. Emperyalizmin kadını köleleştiren politikalarına karşı, bombayı kendimde patlatarak hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek ve Kürt kadınının dirilişinin sembolü olmak istiyorum.
Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Başkan APO Önderliğinde yürütülen Ulusal Kurtuluş Mücadelemiz, çok yakında zafere ulaşacak ve mazlum halkım dünya insanlık ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacaktır.”
Önderliğimizin şehitlere yaklaşımına yoğunlaşan Zilan arkadaş “Gözümüz kesinlikle arkada kalmayacaktır” belirlemesini yaparak Zeynep Kınacı şahsında Kürt kadınının özgürlük eylemini gerçekleştirir. Önderliğin Zilan arkadaşın eylemine ilişkin bazı değerlendirmeleri şöyledir.
“Zilan kişiliği; savaşın, örgütlülüğün, özgürlüğün, büyük yaşam tutkularının ve aşkın kişiliğidir. Bu çok nettir, bundan vazgeçilmez. Ne anlamamaya ne de gereklerini yapmamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Şunu her zaman söyledik; Zilan tarzı, yaşam anlayışıyla, sevgi anlayışıyla, savaş kişiliğiyle, cesaretiyle bizim için bir komutadır. O bizim için gerçek bir önderdir. Bu, kadında gerçekleştiğine göre değerlidir.
Bin yıllardan beri düşürülen kadının, İştar’danZilan’a kadar gelen sürecin tersine çevrilmesi, yani yücelmeye doğru dönüşmesi demektir. Bu da Ortadoğu halklarının gerçek bir özgürlük baharı demektir.
Zafer çizgisi de Zilanlar’da temsilini bulmuş ve büyük özgür kadın patlamasına, onun kahraman militanlarına yol açmıştır. Zilan bizim için bir semboldür, anısı bir emirdir, gereklerini her zaman ve her yerde yerine getireceğiz. Bu ciddi bir yaklaşımdır. Bu çizginin ideolojik, politik, örgütsel boyutları çarpıcıdır. Zilan, aslında eylemiyle sadece karşısındaki düşmanı, emperyalizmi ve her tür geriliği mahkûm etmedi, daha çok kadına dayatılan, onun iğne ucu kadar basit yaşam endişelerine bağlanan, onun büyük özgür yaşam tutkusunu yok eden ve büyük eylemli olmasının önündeki her şeye büyük bir başkaldırıydı, bunu bizzat vasiyetiyle dile getirmiştir. Büyük özgürlüklü yaşamın, büyük eylemlilik tarzının en son cümlelerinde olduğunu bilmektesiniz ve bunlar bizim için emirdir. En değerli yaşam bu çerçevedeki yaşamdır. Buna sonuna kadar sahiplenilmesi gerekmektedir. En yüce değerlerine sahip çıkamayanlar, onu yaşamsallaştıramayanlar asla iflah olmazlar.
Zilan yoldaşımız, ‘Ben bu eyleme yürürken inanılmaz bir coşku halindeyim ve inanılmaz ölçüde kendimi şanslı görüyorum’ diyor. Bu doğruydu. Çünkü böylesine her tarafı bombalarla bağlanmış bir insanın, bu kadar tutkulu bir yaşam yürüyüşünü düzenlemesi gerçekten eşine ender rastlanır bir olaydır. Anlam derinliği şurada yatıyor. Bir yandan kendisini tutsak eden her şeyi -ki bu emperyalizmdir, sömürgeciliktir, erkek gericiliğidir, kadın tutsaklığıdır, çirkinliğidir- bir eylemle yakıp, yıkacağını bildiği gibi, çok özlem duyduğu -kendisi ‘Anlamlı bir yaşamın, eylemli kişiliği olmak istiyorum’ diyor- anlamlı yaşamın ifadesi olacağını da dürüstçe bildiği için, bırakalım daralmayı, tıkanmayı, bu tip yaşam, bu tip savaşım ona inanılmaz coşku veriyor. Yaşamın, sevincin kaynağı oluyor. En amansız eylemde bile bu böyledir. Eğer bu doğru özümsenirse hiç kimsenin daralma, tıkanma, yaşamda umutsuzluk gibi bir durumu ortaya çıkmaz. Tam tersine, olağanüstü heyecanlı, umutlu ve başarılı bir yaşam pratiği ortaya çıkar. Zaten binlerce başka örnekleri de var.
Zilan bir kişi değil, bir çizgidir, bir yaşam tarzıdır, bir savaş tarzıdır, bir zafer tarzıdır.
Ulusal, sınıfsal ve cins eşitsizliğine, köleliğine karşı, Önderlik çizgisinin sembol ifadesi olarak da görebileceğiniz Zilan devrimci direniş gerçekliği temelinde bir netleşmeye de ulaştı. Dolayısıyla biz, Zilan kimliğini bir çizgi olarak değerlendiriyoruz. Zilan bir kişi değil, ideolojik, politik, örgütsel ve eylemsel bir çizgidir. Nitekim vasiyeti olarak görmemiz gereken mektupları vardır. Bunlar hepimizin doğru bulduğu görüşlerdir ve bunları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Kadın hareketimizin bağlı olacağı amaçlar ve örnek kişiliklerdir. Bu en üst düzeyde ifade ediliyor.
Zorluklar sizi yıldırmasın, tam tersine sizi çelikleştirsin. Yine kolaylıklarla değil, zorluklarla yaşamı kazanın ki, değeri büyük olsun. Kolay kazanılan yaşam, yaşanmaya değmez. Kaldı ki bizim için kolay yaşam da mümkün değildir. Zorlu süreçlerin yaşamı tutku yaşamıdır, aşk yaşamıdır. Büyük zorluklardan geçen kişilikler büyük yaşayabilirler. Tıpkı Zilan’ın dediği gibi, büyük yaşamak büyük eylemlilikle mümkündür. Bizde tek yaşam felsefesi, doğru olanı da budur.”