• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

BERBIROJ AŞIĞI ŞENGAL’E

24 August 2014
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

GERİLLA KALEMİNDEN

Şengal, Güneşin ve Ateşin kıblegahı. Mezopotamya’nın en eski halkı, Ezidilerin hiç sönmeyen yaşam ocağı. Ateşle uyuyup, güneşe uyanan bir halkın direniş kalesi…

Her akşam ufukta kaybolan, her sabah doğuda yükselen güneşin Berbıroj aşığı Şengal!

Ateş, Güneş, Ezidiler, Şengal, Laleş…  Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgide yükselen bir halkın tarihsel direnişi! 

Ocakta sönmeyen ateş, gökte batmayan güneş aşkına, 72 Fermana direnerek kendini var eden, inancından, onurundan, kimlik ve kültüründen en ufak bir ödün vermeden açlık ve susuzluktan ölmeyi, her türlü imkansızlığı yenmeyi göze alarak dağlara çıkan bir halkın direniş destanı tarihe not bırakıyor bugünlerde. Bu direnişin adı 73. Fermana Ezidi halkının başkaldırısıdır, onuru, mücadelesidir.

 

Ve Maxmur! Maxmur’da şimdilerde Şengal gibi HPG, YPG, YPJ’li militan evlatlarının direnişine emanet!..

Maxmur halkımızın geçmişi de Ezidi halkının yaşadıklarından pek farklı değil. Köyü yakılmış, ailesi katledilmiş, faili meçhule gitmiş, taciz-tecavüze uğramış, tutuklanmış…  Tüm yaşanmışlıklarla göç yollarında onlarca çocuğunu açlık, susuzluk ve soğuktan kaybetmiş, doğanın en acımasız koşullarını dağlarda ağır ambargolar altında göğüslemiş, asla teslim olmayı, birbirinden ayrılmayı kabul etmemiş, gittiği her yerde, yaşadığı her dağda direnmeyi esas almış. Geleceğin teminatı olarak gördüğü Öz Savunma gücümüz olan Gerillaya yakın durarak kendini var etmeyi başarmış ve son olarak sürüldüğü, yaşanamayacak kadar ıssız ve susuz bir çölü yaşam ovası haline getirerek, direniş kalesine dönüştürmeyi başarmıştır.

Şengal, Maxmur, Mezopotamya veya Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan tüm halkların ve toplumların maruz kaldığı saldırılar görünürde konjonktürel (El Kaide, DAİŞ vb.) güçlerin eliyle yapılıyor gibi yansıtılsa da özünde diğer devletlerin parmağı da var. Egemen güçlerin pervasız zulmü, onursuzlaştırma, kimliksiz ve kültürsüzleştirme politikaları tarih boyunca halkların onurlu mücadelesine yenilmiştir hep. Bu ilk değil, son da olmayacaktır. Yüz binlerce Ezidi halkının Şengal’deki direnişi bunun en çarpıcı ifadesidir.

Tarihten günümüze uluslararası, hegemonik güçlerin Ortadoğu halklarına yaşattıklarının en iyi tanığı, yaşayanı, maruz kalanı, en ağır bedel ödeyeni Mezopotamya’nın en kadim halklarıdır, Kürtler, Ezidiler, Ermeniler, Süryaniler ve Asurilerdir. Acı olanı ise tarih boyunca halkların, kültürel zenginliklerin etnik ve ulusal kimliklerin aynı hegemonik güçler tarafından çatıştırılması birbirini yok etme aracına dönüştürülerek toplum kırımlarının başarılmaya çabalanmasıdır. Ancak 21. Yüzyılın tanıklık ettiği dünyada, Ortadoğu ve özellikle Mezopotamya halklarının yükselttiği destansı direnişler bu politikayı iflasın eşiğine getirmiştir.

Başkan APO öncülüğünde gelişen 40 yıllık özgürlük mücadelesi ve direniş geleneği Ortadoğu ve Mezopotamya halklarının mücadelesine esin kaynağı olduğu kadar, tarihte din ve hilafet adına iktidara yakın olan kimi Kürtlerin eliyle diğer halklara ve kültürel zenginliklere yaşatılanların özeleştirisi, halkların ortak mücadelesi yükseltilerek verilmiştir. Önderliğimizin sınırsız emekleri sonucu Rojava’da gelişen devrimle birlikte bölge Kantonlarının kurulması, her halkın, topluluğun, etnik ve kültürel kimliğin Öz Savunma gücünü ve iradesini açığa çıkardığı kadar, Kürtler arası ulusal birliği güçlendirmiş, en önemlisi de halkları ortak direniş cephesinde buluşturmuştur.

Hegemonik güçler PKK öncülüğünde geliştirilen halkların direniş cephesini Büyük Ortadoğu Projesine karşı ciddi bir tehlike olarak görmesiyle birlikte DAİŞ üzerinden Irak’a saldırması özünde PKK’nin 40 yıllık mücadele sonucu elde ettiği kazanımları, Rojava devrimi ve Önderliğin 3. Dünya Savaşına karşı üçüncü çizgi olarak geliştirdiği halkların direniş cephesini hedeflediği bilinmektedir. Dolayısıyla DAİŞ eliyle Ezidi halkına yönelik geliştirilen soykırım ve tarihte çok az benzeri olan insanlık dışı katliamları bu kapsamda ele almak ve değerlendirmek yerinde olacaktır.

Tarihte ilk defa Ortadoğu ve Mezopotamya halklarının ortak değerlerini, onursal, ilkesel çıkarlarını, kültürel, tarihsel ve toplumsal miraslarını, dini ve etnik kimliklerini açığa çıkaran, geliştiren, koruma altına alarak yaşatma teminatı olan PKK ve APO’cu harekettir. Saydığımız tüm bu tarihsel ve toplumsal değerler APO’cu felsefenin özü, özgürlükçü çizgisi ve mücadele gerekçesidir. Bu hakikatten yola çıkarsak, DAİŞ çetesinin Rojava’da direniş cephesinde yer alan halkları Şengal ve Maxmur’daki halkı ilk olarak hedefine koyarak insanlık dışı yöntemlerle teslim almaya çalışmasını anlamak zor olmayacaktır.

Evet APO’cu hareket bir daha kendisini gösterdi ki hakikat bir bütündür, parçalanamaz. Hakikat direniş çizgisinde yeşeren halkların onurlu ve özgürce yaşamasıdır. Rojava devrimiyle gelişen direniş hattının Maxmur’a, Şengal’e uzanması bu hakikatin parçalanamaz özüdür. Yüz binlerce Ezidi halkı, Şengal dağında direnişe geçilmişse, teslim olmak yerine aç, susuz kalarak sadece çıplak iradesi, onuru ve inancıyla ayakta durarak dünyaya meydan okumuşsa, bunun tek bir anlamı vardır; ocakta hiç sönmeyen ateş yakıcılığı kadar bir halkın özgürlük aşkıyla onurlu yaşamak için direnmesidir. Başka türlü hangi hakikat şuanda Şengal de yaşanan vahşete, soykırıma, tecavüze, yüzlerce Ezidi kadınının kaçırılmasına, açlıktan ve susuzluktan ölen çocukların dramına binlerce insanın ölümüne dayanabilir, direnebilir? 72 Fermana direnen Ezidi halkı ilk defa bu soykırımı ve katliamı yaşamıyor ama tarihte ilk kez var olma mücadelesinde ve direnişinde yalnız kalmadı. HPG, YPG, YPJ üzerinden Rojava’dan Şengal’e kurulan direniş köprüsünde buluşarak HBŞ (Hezen Berxwedana Şengale) gibi Öz Savunma gücünün kurulması ve Ezidi halkının tarihsel direnişi bu birliklere emanet etmesi tarihte bir ilktir. Aynı zamanda direnen Ezidi kadınlarının önümüzdeki günlerde kendi Öz Savunma birliklerinin kurulmasına da vesile olacaktır. Bu ilklerin anlam ve önemi tarihseldir. Çünkü tarih boyunca halklara karşı yürütülen topyekun savaşlarda en çok kadınlar şahsında toplumlar ve halklar teslim alınmak ve yenilgiye uğratılmak istenmiş. Dolayısıyla Şengal’de dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen kadın kırımı Ezidi halkını teslim almaya, onursuzlaştırmaya dönüktür. Ezidi kadınları tarihten günümüze direniş göstermiş, teslimiyeti hep ret etmiştir. Şengal’de kadın Öz Savunma birlikleri olmayışından doğan dezavantaj ile Rojava, Maxmur’daki kadın öz savunma birliklerini yarattığı avantajın sonuçlarını kadın bu süreçte daha çarpıcı görmüş olduk. Bu anlamda Şengal’de kurulacak kadın Öz Savunma birliklerinin tarihsel rolü ve misyonu, Ezidi kadının direnişini, özgürlükte mücadele ısrarını ileri seviyeye taşıyarak tarihe mal etmesi açısından önemlidir. Bu aynı zamanda Şengal’de katledilen binlerce kadının, kaçırılan yüzlerce kadının anısına ve yine Maxmur direnişine öncülük eden Deniz yoldaşımızın şehadetine verilebilecek en iyi yanıttır.

Sonuç olarak Hegemonik güçlerin ittifakı sonucu, PKK Hareketi ve Kürt halkı şahsında Ortadoğu ve Mezopotamya halklarına karşı başlattığı 3. Dünya Savaşına karşı Önderliğimizin geliştirdiği 3. Direniş Çizgisi olan halkların ortak direniş cephesi gün geçtikçe gelişip güçlenmekte ve Öz Savunma birliklerine kavuşmaktadır. Bu direniş cephesinde gerçekleşen şahadetlerin pek çok halkın kimliğini taşıyor olması APO’cu felsefenin Ortadoğu ve Mezopotamya halklarının tek umudu ve özgürlük teminatı haline geldiğini ortaya koymaktadır. Bu sürecin en çarpıcı hakikati ise APO’cu felsefe ışığında Rojava’dan Şengal’e uzanan özgürlük köprüsünde ve direniş hattında yaşam bulan Derwêş ile Edulê’nin özgür yaşam arayışıdır. Toplumsal, kültürel zenginlikleriyle direniş hattında buluşan Derwêş ve Adulê’nin aşk arayışını hakikatine kavuşturmasıdır. 

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk