• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Toplumsal-Doga-Ve-Uygarlık-18 Devletçi Uygarlığın Yayılımı Ve Bazı Özgürlük Arayışları

9 November 2021
in Araştırma-İnceleme
A A
Toplumsal-Doga-Ve-Uygarlık-18  Devletçi Uygarlığın Yayılımı Ve Bazı Özgürlük Arayışları
Share on FacebookShare on Twitter

Uygarlık sistemin egemenler arasında el değiştirdikten sonra nasıl bir biçim aldığını görmek açısından hem Ur Hanedanlıklarından doğan devlet sistemlerini (Önderlik Akad, Babil ve Asur’u bu temelde ele almaktadır) hem de diğer gelişen devletleri, imparatorlukları, oluşumları ve bazı direnişleri kısaca ele almakta fayda vardır. Önderlik zaten bunları savunmalarında geniş bir tarzda ele almaktadır. Bunları ve ardından gelişen süreci biz de kısaca dile getirelim.

a) Akad İmparatorluğu: Önderlik, aslında Akad Ur Hanedanlığı olarak tanımlamaktadır. Akad İmparatorluğu, bugünkü Bağdat yakınlarında, Fırat ve Dicle nehirlerinin birbirine en çok yakınlaştığı alanda kurulmuştur. Akadlar tarihteki ilk imparatorluğu kuranlardır ve Akad İmparatorluğu da tarihteki ilk sistematik emperyalist çıkış ve oluşumdur. Emperyalist yayılmacılığın başlangıcını teşkil etmektedir. Sümerler yayılmacı bir politika izlememiştir; Sümerlerde daha çok çevresini koruma ve ticaret için ilerleme esastır. Fakat Akadlar direkt yayılmacı bir politika izler ve sistem geliştirirler. İkinci temel özelliği ise, fetih hareketleri ilk olarak Akadlar sürecinde başlar. Akad İmparatoru Sargon tarihte ortaya çıkan ilk imparatordur ve yine tarihin ilk başkent sistemini kuranlar da Akadlar olmaktadır, başkentleri de ünlü Agade kentidir. Zora dayalı köleleştirmeler bu dönemde çok daha fazla açığa çıkar, hatta zora dayalı ilk köleleştirme biçimlerinin yaşandığı, planlı insan öldürmelerin geliştiği süreçtir. Tarihte ilk kez Akadlar döneminde koloniler ortaya çıkar. Akad İmparatorluğu M.Ö. 2154 yılında Hurriler (Gutiler) tarafından yıkılır. Yıkılan Akad İmparatorluğu sonucunda Akadlar ikiye bölünür, bunlardan ise Babil ve Asur İmparatorlukları doğar.

b) Babil İmparatorluğu: Oluşumu M.Ö. 2000’lerdir ve M.Ö. 500’lere kadar devam eder. Babil’in merkezi bugün Bağdat yakınlarındaki El-Hille kasabasıdır. Kuzey’e doğru ise günümüzde aynı isimle anılan İdil’deki (Hezex) Babil köyü temel bir merkezdir. Babil İmparatorluğu, Sümer sisteminin kurumlaşması ve emperyalist aşamanın zirveleşmesidir. Daha büyük bir imparatorluk aşamasıdır. Babil’de 72 dilin konuşulduğu belirtilir, bu da 72 etnik kimliğin yaşadığını gösterir. Babil’in bu yönüne baktığımızda, daha sonra gelişen imparatorluk sistemlerini daha iyi anlamak mümkündür. Mesela imparatorluk sistemleri kendi içindeki farklı etnik kimlikleri inkâr etmemişlerdir. Ama kendi hâkimiyetlerine almışlardır, imparatorluk sistemini ustalıkla geliştirmiş ve yönetmişlerdir. Babil döneminde bilim ve teknikte oldukça büyük gelişmeler sağlanır. Ticaret çok gelişkindir ve ticarette büyük adımlar atılır. Sümer döneminde ortaya çıkan hanedanlıklarda gelişen ilk yazılı hukuk metinleri Babil hukukuna güçlü bir zemin hazırlar. Babil’in ünlü kralı Hammurabi tarafından çıkarılan kanunlar günümüze kadar gelen, tek tanrılı din kurallarına, daha sonraki hukuk yasalarına etki eden ve en fazla bilinen yazılı kanunlar olma özelliğine sahiptir. Özellikle Babil’de neden böylesi hukuk kurallarının ortaya çıktığı önem taşır. Elbette ki 72 etniğin yaşadığı bir yerde nüfus çoğunluğu var demektir. Konulan hukuk kurallarından sorunların çeşitli ve yoğunluklu yaşandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda hâkimiyet kurmakta zorlanan Kral Hammurabi, selefleri Urukigana’dan, Ur-Nammu’dan, Anu İttuşu’dan ve Lipit-İştar’ın da kanun kitaplarından esinlenerek çok sert hukuk kanunları koyar. Hammurabi kanunları (M.Ö. 1760’lar) kısasa kısastır, yani kişinin işlediği suça denk şekilde cezalandırılmasıdır. Fakat bu kısasa kısasın uygulanmasında da aynı sınıftan olmaları dikkate alınır. Hammurabi Kanunlarının bazı maddeleri örneğin şöyledir: “Bir kişi kendisiyle aynı sınıftaki bir kişinin dişine zarar verirse onun da dişi çekilir. Bir kişi kendinden daha alt sınıftaki kişinin dişine zarar verirse 166 gr. gümüş öder.” Yine mesela “Bir kişi hırsızlık yapsa eli kesilir, tecavüz etse ölüm cezası ya da erkeklikten men edilir. Bir tapınakta veya hükümdar hazinesinde hırsızlık yapan ölümle cezalandırılır.” Kadına yönelik yasalar daha da dikkat çekicidir: “Adam kendisine bir çocuk veren eşinden ya da kendisine bir çocuk veren kadından ayrılmak isterse, o zaman eşine çeyizini geri verir ve çocuklarına baksın diye tarlanın, bahçenin ve malların bir kısmının kullanım hakkını verir. Çocuklarını büyüttüğü zaman çocuklara verilenlerden bir parça, oğlanınkine eşit olan bir parça da ona verilir. Ondan sonra istediği erkekle evlenebilir.” Yine “Bir adam bir kadın alır da bu kadın ona bir kadın hizmetçi verirse ve çocuklarına bakarsa; ancak, buna rağmen adam başka bir kadın almak isterse ona izin verilmez, bu adam ikinci bir kadın alamaz.” Hemen her konuda çıkartılan kanunlar vardır, bu da toplumsal sorunların çok ağırlaştığını ve devletin bir tedbir olarak bu yola başvurduğunu göstermektedir.

Babil’in oldukça geliştirdiği ve büyük katkı sunduğu bir alan ise astronomidir, astronomi bilimiyle kehanetler geliştirmişlerdir. Matematikte altmışlık birimi ilk kullananlar yine Babillilerdir. O dönemlerde Thales gibi birçok Yunanlı filozof Babil’de eğitim görmüş, ardından ülkelerine dönüp düşünsel gelişime öncülük etmişlerdir. Babilliler, büyük su kanalları yapmışlardır. Yine Babil asma bahçeleriyle meşhurdur. Ayrıca tarihte ilk kez Yahudi halkını yargılayıp İsrail’den sürgün edenler de Babil İmparatorluğu’dur.

Babil sürecine ilişkin ele alınması gereken temel husus, birinci cinsel kırılmanın yaşandığı süreç olmasıdır. Birinci cinsel kırılma Enuma-Eliş denilen Babil Yaratılış Mitosu’ndaki Marduk-Tiamat savaşında somutlaşmaktadır. Bu mitolojiye göre Marduk Tiamat’ın oğludur, Tiamat tanrıçadır, ikisi arasında çekişme ve çatışma vardır. Marduk hâkimiyeti ele geçirmek ve annesini devirmek ister. Ana ve oğul arasında süren bu uzun süreli çatışmada Marduk annesini alt edemez, annesi daha güçlüdür. Bu durumu takip eden ve artık sonlanmasını isteyen tüm tanrılar (erkekler) güçlerini Marduk’ta birleştirir, ona yeni güçler kazandırır ve veriler. Marduk annesini bu ortaklaşan güç sonucunda alt ederek öldürür. Bedenini parçalara böler, parçalardan birini gökyüzüne diğerini yeryüzüne atar, geriye kalan parçaları da savurur ve bu parçalardan oluşum gerçekleşir, Babil ortaya çıkar. Bu mitolojiden esas olarak anlaşılması gereken ise, doğal toplum sistemi, ana-kadın sistemi ilk kez temel darbeyi alır. Parçalarından birinin gökyüzünü birinin yeryüzüne savrulması, diğer parçalarının her birinin de bir yerlere savrulması kadın sisteminin parçalanmasını, dağıtılmasını sembolize eder. Artık yer ve gök hiçbir zaman bir araya gelemeyecektir, daha sonra dinlerde de dile geldiği gibi yer ve gök birleştiği zaman dünyanın dengesi bozulacak, kıyamet kopacaktır. Bu dengenin bozulması, kadın sisteminin yeniden oluşması, birleşmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle bir daha birleşmemeleri, bütünleşmemeleri için gök ve yere savrulması, birbirinden en uzak mesafelerde kopuk kalması gerekmektedir. Sümer süreci denge sürecidir, tanrı ve tanrıçalar arasında bir denge vardır. Kadın sistemine karşı ilk hamleyi Sümerler başlatır, fakat kadın sistemiyle aynı zamanda bir dengede yürümüştür, denge yıkılamamıştır. Ama ilk kez Babil sürecinde tanrı ve tanrıçalar arasındaki denge kırılmıştır. Artık bu süreçten sonra kadının baş aşağı düşüşü gerçekleşir ve kadın ne kadar çabalayıp dirense de tekrardan bir kalkışı yaşayamaz. Kadın açısından bundan sonrası tam bir kriz ve baş aşağı düşüş sürecidir. Babil aslında erkek egemen sistemin temel kurumlaşma dönemidir.

Bir diğer önemli husus da Hz. İbrahim’in çıkışı da Babil dönemindedir. Bu konuyu daha sonraki tek tanrılı dinlerin anlatımında ele alacağız. Ayrıca Babil sürecinde ilk kez Nemrutlar çıkar, Nemrut sistemi oluşturulur, Nemrutlar o dönem açısından bölge, eyalet valileri statüsündedirler.

Berfin Zinê

Devam edecek

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk