Kod adı: Asmen Dersim
Adı soyadı: Suna Kük
Doğum tarihi-yeri: 1975 / Dersim
Anne-baba adı: Melek – Hıdır
Katılım tarihi: 1997 / Ankara
Şahadet tarihi: 24 Temmuz Zap
Bakma böyle çaresiz ve acılı olduğuma.
Kaderim hep böyle bilinir. Bende bir zamanlar böyle sanmıştım. Uzunca bir zaman bu karanlık rüyayla büyüdüm. Dedim ya ben böyle değilim. İnanmazsan tarihe sor. Ama bildiğimiz tarihe değil. Yeni doğan tarihe sor beni. İnanmazsan yeni çıkarılan, kendi ellerimle yaptığım heykellere bak. Hep yeraltındaydı heykellerim.
Tıpkı benim ve tarihim gibi. Hep gizli kaldı. Bundandır ki hep farklı anıldı adım. Kötülükler, çirkinlikler, şeytanlıklar hep bana atfedildi. Aşağılandım hor görüldüm. Ama bir zamanlar, eskilerde bir zaman var ki ben farklıydım. Bana bakıp hep böyle olduğumu zannedersen yanılırsın. Çünkü ben böyle doğmadım. Binlerce yıl özgür yaşadım. İnanmıyorsun değil mi? Hep kölece yaşadığımı söylüyorsun. Ama unutma ki her kölelik öncesi ve sonrası özgürlük vardır. Binlerce yıl dedim binlerce yıl özgürce yaşadım. Eşitsizlik, kölelik, aşağılanma, kötülük, çirkinlik yoktu dünyamda. İnsanı yaratan bendim, toplumu yaratan bendim. Belki içten içe gülüyorsun, sana komik geliyor değil mi? Ama gerçekler yeni yeni su yüzüne çıkıyor. Erkeği vahşi hayvanlar arasından çekip insanlaştıran yine bendim. Çünkü ben doğuran, seven ve sevilendim. Doğurandım, doyurandım. Bundandır ki hep kutsaldım. Adım tanrıçaydı. Saygınlığım sonsuzdu. Yaşamı seven ve sevdirendim.
Dedim ya binlerce yıl özgür yaşadım. Nerede mi diyorsun? Toros Zagros eteklerinde, Fırat Dicle yatağında. Ortadoğu’da insanlığın doğuşuna böyle beşiklik ettim ben. Doğurganlığım kutsanırdı, bereketim, güzelliğim, yaratıcılığın temsiliyken, Tiamat şahsında ölümcül darbeyi Marduk’tan yedim. Aç tarih sayfasını göreceksin ki mitoloji anlatır bunu. Babil döneminin başlangıcıdır. Marduk ki tek tanrılığa hızla koşan erkek egemen kültürü temsil eder. Önceleri tapınaklarda erkek rahipler kadar etkiliyken evde ikinci plana düşen oldum. Giderek kaybettim gücümü, yüceliğimi, kutsallığımı. Kaderimi belirleyemez oldum. Çünkü dünyam erkeğin insafına kaldı. İnanamadım buna. Çok acı çektim hem de çok.
Öfkeliydim ama savaşı kaybetmiştim. Erkeğin eline bu kadar muhtaç kılınmayı asla affedemedim. Daha çok da kendimi affedemedim. Neolitiğin yaratıcı gücü olarak sınıflı toplum tarafından aşağılanmayı bir türlü affedemedim. Erkeğin egemenliğine hep kuşkuyla baktım. Erkek tanrılara ciddiyetle hiç inanmadım. Hakkımın yendiğinin farkındaydım. Buna layık değildim ben. Çaresizliğim beni derin acılarla baş başa bıraktı. Ruhumun derinliklerinde gizliden gizliye tanrıça kültürümü yaşadım. O cenneti hiçbir zaman unutmayarak derin özlemi içinde kıvranıp durdum.
Asmen Dersim