Kod adı: Amara Cudi
Gerçek adı ve soyadı: Nebiha Altun
Doğum tarihi ve yeri: 1982 / Mardin
Katılım tarihi ve yeri: 1999 / Botan
Şahadet tarihi ve yeri: 16 Temmuz 2006 / Van, Gercüş
Çobanlar, zifiri karanlık gecelerin bekçileri, gerçeği derinden yaşayan ve hisseden insanlar… Büyük arayışçılar, gerçeğin sırrına ermek isteyenler hakikat aşkıyla dağlarda yalnız dolaşmış, kendilerini özgürlüğün sade bir biçimde yaşandığı dağlarda bulmuşlardır. Peygamberlerin çoğu kendilerini bilmek için çobanlık yapmışlardır. Doğanın parçası olan insan doğayla iç içe yaşadıkça kendini tanır. Kendi özüyle buluşur. Çobanlar genelde erkeklerdir. Ama erkeklerin az olduğu evlerde kız çocuklarına bu görev düşer. Amara arkadaşta evin en büyük çocuğu olduğundan çocuk yaşlarda çobanlık yaparak babasına yardım etmiştir. Çocuk yaşta emekle tanışması onda dağ gibi bir yürek yaratmıştır. Çobanlık yapması Amara arkadaşın dağların kızı olmasına neden olmuş ve Amara arkadaş gerillacılığa çok çabuk uyum sağlamıştır. Arazide ki hâkimiyetini, cesaretini, dağla uyum sağlamada zorlanmamasını, zorluklar karşısında gösterdiği inat ve iradeyi dağlarda büyümesine bağlıdır. Çocukluğunu yaşamamış olan ve sürekli olarak çalışan Amara arkadaş için çocukluğunu yaşamak bir özlem olarak yüreğinde kalmıştır. Bir daha çocuklar hiç ağlamasın, çocukluklarını yaşasın, uçurtmaları tel örgülere takılı kalmasın, okul okumaları gereken yerde koyunlar peşinden koşmasınlar diye gerillaya katılmıştır. 1999 yılında saflara katılan Amara arkadaş Mardinlidir. Neolitiğin yoğun etkilerinin yaşandığı Mardin de kendi özsel gerçekliğine ihanet içinde olmayan kadın kişilikleri son derece otoriter, inisiyatifli ve bu dönemin özünü içlerinde barındırırlar.
2003 yılının sonbaharında yoğun ısrarı üzerine o yıl kuzeye geçen kadın arkadaş gruplarıyla kuzeye geçer. Botan’ın Gabar alanına geçen Amara arkadaş kısa sürede hem araziyi tanır hem de düşmanın savaş tarzını çözer. Amara arkadaş emekçiliği, savaşa yatkınlığı gelişme istemindeki ısrarıyla Gabar’da komutanlaştı. Ancak Onun amacı kendini her yönlü geliştirmekti. Salt askeri olarak kendini geliştirmekten ziyade ideolojik olarak kendini geliştirmeye önem veriyordu. Çoban kızı Amara adını verdiği günlüğüne hemen her gün yazı yazıyor ve göreve gitmediği zamanlarda çözümlemeleri ve savunmaları okuyordu. Onun için önemli olan kendini komple militan gerçekliğe ulaştırmaktı. Bu yüzden salt pratik anlamda yetkinleşme kendisine yetmiyordu. Sürekli sorular soruyor ve tartışıyordu. Bir de aşırı gururlu ve inatçı olduğundan asla hata yapmayı kabul etmiyordu. Kendisi için hata yapma payı bırakmıyordu. Bu yaklaşımları Onun kendi özünü korumasına neden oldu. Amara arkadaş hem dış görünüşüyle hem de kişiliğiyle asi, inatçı genç bir Kürt kadınıydı. Onun duruşu bile bizlere moral ve güç vermeye yeterdi. Onun yüreği sımsıcaktı, özgürlük ve dağ kokuyordu. Onunla yaşamak dağlı olmanın farkını görmeye ve kendi kişiliğinde dağlı bir halkın çocuğu olmayı ne kadar başardığını anlamaya sorgulamaya hatta kimi zaman istemeden de olsa kendi köklerinden uzaklaşmanın yarattığı acıyı derinden hissetmeye neden oluyordu. Kendi toprakları üzerinde yetişen ve kendi köklerini toprağına sıkı sıkıya bağlayan bir çiçeğin, yıllanmış çınarın güzelliği vardı onda.
Önderliksizliğin acısını derinden hisseden Amara arkadaş, sürekli olarak Önderliğin durumunda değişim yaratabilecek, düşmanı derinden sarsacak eylemlilikler üzerine yoğunlaşıyordu. En son Mardin’e kadın arkadaşların gideceğini duyunca sevincinden yerinde duramıyordu. Kendisinin kesin bu grupta yer alacağına inanıyor ve önerilerini ısrarla geliştiriyordu. Gabar’ı çok sevmesine rağmen ancak Mardin’de amacını gerçekleştirebileceğine inanıyordu. Kısa bir süre yaşadığı yoğunlaşmadan sonra önerisi gerçekleşti ve Amara arkadaş çocukluğunu yaşayamadığı, çobanlık yaptığı topraklara gerilla elbiseleriyle, elinde keleşiyle gitti. Burada aktif bir biçimde çalışmalara katıldı. İlk başta kadın arkadaşlar için zorlukları olan bu alanın yaşam tarzına uyum sağlamakta zorlanmalar yaşasa da kendi amacına bağlılığı her türlü zorluğa göğüs germesine neden oluyordu. Bir pratik Mardin alanında kaldıktan sonra kışın yoğunlaşma ve pratiklerini değerlendirmek amaçlı tekrardan Gabar’a geldiler. Amara arkadaş Gabar’a döndüğünde eski arkadaşları bulamaması onların artık olmayacağı kendisini oldukça etkiledi. Düşmana olan kinini ve öfkesini biledi. Amara arkadaş adını aldığı toprakların kızıydı. Cesur, onurlu, başı dik ve asiydi. Arkadaşların intikamını almaya kendi kendine söz vermişti. Yazdığı yazılar, düşleri, yoğunlaşmaları bu şehit arkadaşların intikamını almaya yönelikti. Bir gerillanın kendi yaşamı hakkında karar verme hakkı vardı ve savaş hakkı asla engellenmemeliydi. Arkadaşlar Reşit arkadaşla birlikte Amara arkadaşı Batman’a gönderdiler. Eylemlerini gerçekleştirdikten sonra bulundukları evin etrafı düşman güçleri tarafından kuşatılmıştı. İki arkadaş son mermilerine kadar direnme kararlılığındaydı. PKK’den öğrenmişlerdi direnişi, teslim olmamak için kendinde bombayı patlatan, kendilerini uçurumlardan atan, son mermiyi kendilerine saklayan arkadaşlarının hikâyeleriyle büyümüşlerdi. Ve öylede yaptılar. Düşmanın teslim olun çağrıları karşısında iki arkadaşta son mermilerine kadar direndiler. İlk olarak Reşit arkadaş yaralanmış ve Amara arkadaşa kendini kurtarmasını söylemişti. Ancak Amara arkadaş bunu kabul etmemiş, eylem arkadaşını yalnız bırakmamıştı. Bu yoldaşlığa sığmazdı. Omuz omuza sonuna kadar direndiler ve iki arkadaşta kahramanca şehit düştü.
Dağların Çoban kızı kahramanca direnişiyle onurlu kadın direnişinin yeni dönemdeki temsili oldu. Çoban kızı gerillada komutanlaştı, şahadetiyle tanrıçalaştı. Ve zifiri karanlık gecelerde çoban yıldızımız yol göstericimiz oldu. Önderliğe olan aşk düzeyindeki bağlılığı onu daha da güzelleştirdi var olan güzelliğine anlam kattı. Senin gibi sade, senin gibi özlü senin gibi Kürt kızlarına yakışan bir biçimde asice yaşama, fedaice savaşma ve onurluca ölüme koşarcasına gitme sözünü veriyoruz.
Şerda Mazlum