• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Cesaretli Yürekler

30 June 2013
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Şîneba Şanstêr

Her insanın yaşamında ilkler büyük bir öneme ve anlama sahiptir. İlkler, insanın tarihle umut kavgasına durduğu zamanın kendisidir. İlkler, insanın kişiliğini, rengini, sevinçlerinin büyüklüğünü, umutlarının sınırsızlığını, anlam derinliğinin ilk harflerinin sese dönüşümüdür. İnsanın hayatı sevmesi ya da hayattan nefret etmesiyle başlar. İlkler, insanın tarihi olan hayatı ve hayatı olan tarihinin ana çizgileridir. İlk sevgisi, ilk sözcükleri, ilk gülüşü ya da ağlayışıyla başlar hayat. Belki bunları daha sonra anlamaya başlar. O yüzdendir ki insan tarihinin ilklerini her zaman hatırlar. İlk yürek sızısını kolay kolay unutmaz. Çünkü unutmak ihanettir. İnsanın kendi hayatına karşı ihanetidir, ilklerini unutması. Unutmak hayatının eksilmesidir. Belki de senin yaşamına anlam katan anların yitimidir…

Kürdistan topraklarında gençler erken tanışır yaşamın kavgasıyla. Bu yaşamın gerçek yüzüyle tanışan gençler özgürlüğe tutku düzeyinde bağlanırlar. Düzenin vaatleri onlara çekici değil itici gelir. Çünkü onların kendilerini özlerinden uzaklaştırmak istediklerini tam tanımlayamazlarsa bile hissederler. Bu çelişkileri, bu saldırıları tanımladıkça kendilerini tanıdıkça özgürlüğe susamışlıklarının bilincine varırlar. O zaman yaşamın gerçeğinde, hakikatin savaşına girerler. Bu savaşlarda kendilerini tanıdıkça kişilik, onur sahibi olmayı hedefler. Kendi topraklarında mülteci olmayı kabul etmez. Büyük savaşlarda savunmasız bir şekilde meydanlara sürüldüklerini görür. Yürekleri yaşamın gerçeğinde acılarla bilenir. Kendilerinin kendilerine yabancılığını gördükçe daha bir keskin olur bakışları. Kendi onurlarına ve en önemlisi de özlerine kavuşmak için göze alamayacakları kavga yoktur.

Kürdistanlı gençler yoldaşlıklarında yoldaş, savaşlarında cesaret yüklüdürler. Yoldaşlıklarında yoldaşlarını savunmak, korumak için kendi bedenlerini siper edebilecek kadar cesurdurlar. Bu konuda asla yüreksizliği kabul etmezler. Annemiz, babamız ve nice akrabalarımız kendilerini bizim için kurşunların önünde siper etmezken, bu ülkenin gençleri gözünü bile kırpmadan halayın başını çeker gibi öne koşarlar. Savaş meydanlarında ise kendi ülkelerinde mülteci ve yabancı olarak yaşamaktansa damarlarında son kandamlaları kalıncaya dek, kalplerinin son atışına kadar, son kurşunlarına kadar korkusuzca savaşırlar. Bazıları da sağ olarak ele geçmemek için kendilerini imha etmeyi yeğlerler. Tutsaklığın ölümlerden ölüm beğenmenin diğer adı olduğunu bilirler.

Yaşamın kavgasına atılırken kendilerine sistemin uygun gördüğü isimlerle değil, yeni yaşamın umudunu yükledikleri isimlerle adımlarlar dağları. Biri: yeni verdi-doğdu yani NUDA olur Kürdistan dağlarında isyan bayrağını dalgalandıran. Diğeri; karanlıklardan yükselen irade yani ŞEVİN olur geceleri gündüzlere umutla bağlayan. Daha nice güzel gençler yeni yaşamın umut ve hasretiyle isim alır, dağların doruklarına doğru yürürler.

Kürdistan dağlarında umut kuşanmış genç kadınların savaşları bir başkadır, yürüyüşleri gibi. Sıradan vasat bir yaşamı kabul etmezler. Yoldaşları susamışsa su içmeyip yoldaşlarına verirler. Yoldaşları yorulduğu zaman onları coşkuyla yeniden ayaklanmaya çağıran bir isyan türküsü olurlar yürüyüşleri ve gülüşleriyle.

Şevin dağlarda, özgürlük türküleriyle tutar yoldaşlarının yüreğinden. Nuda bitip tükenmeyen yoldaş sevgisiyle adımlarını hızlandırır, yoldaşlarının yorulmuş bedenlerine direnç taşır. Yoldaşlarına dönüp de gülümseyince daha da önemlisi yüreğinden kopup gelen “Hadi heval, hadi heval, biraz daha umut…” sözleri yoldaşlarını bir mıknatıs gibi zirveye doğru çeker. Şevin gecenin bir yarısı kaldırmaya kıyamadığı yoldaşlarının yerine göreve sessizce gider, umutla ağız dolusu gülüşlerle geri döner. Her ikisi bu farklı özellikleriyle yoldaşlarının yüreğinde bitip tükenmez sevgi ekmişlerdir.

Yaşamın her yerinde olduğu gibi savaş meydanlarında da önde olmayı kendi ısrar ve dayatmalarıyla başardılar. Biri onlara “Heval biraz geri gidin, en azından savaşın bir kademe gerisinde birkaç günün dinlenin” dediyse de Nuda ve Şevin arkadaşın öfkeli bakışları karşısında sözlerini başarılar dileyerek geri çevirmek zorunda kaldılar. Çünkü yoldaş sevgileri, düşmana olan öfkeleri en önemlisi de umut ekme tutkuları, özgürlük sevdalarının büyüklüğü karşısında hiçbir dağ, hiçbir engel onları durduramazdı.

Düşmanın tekniğe yüklenmesini umutsuzluklarıyla eş değerde tutuyorlardı. Biliyorlardı ki yaşamın gerçeğinden korkanlar soğuk duvarlara, ruhsuz tekniğe sığınırlar. Onlar ise dağların sınır tanımayan rüzgarlarına açmışlardı yüreklerini. Gerillanın güzelliğini her fırsata dile getirdiler. Hatta biri bir gün yüzünü yıkamasa, kefiyesi kirli olsa hemen konuşmaya başlarlardı: “Gerilla güzel olmalı heval, güzel insanlar gayretli olmalı, hadi hadi yürek temizliği kadar kendi temizliğimize dikkat edelim.” Bu sözler karşısında yoldaşlarının bakışlarına biraz utangaçlık yüklenir hemen kefiyelerini, yüzlerini yıkamaya koşarlardı. Gerilla yaşamının her anını bir mucize, yeniden uyanış, diriliş gibi görüyorlar ve her dakikaya başka bir anlam yüklüyorlardı. Onlar yüreğin cesaretini kuşanmışlardı. İki genç kadın, gerillanın özgürlük tutkusunun sevdalılarıydı. Gerillanın kefiyesini boyunlarına sardıklarında heyecanları bir başka olurdu. Bakışlarına sevda, umut dolardı. Bir dağın zirvesine çıkınca manzarasını anlata anlata bitiremiyorlardı.

Yoldaşlığın yaşama kattığı anlamlı zamanları; Şevin türküleriyle haykırırdı, Nuda yoldaşlığın yüzüne ektiği umutlu bakışları ve Kürdistan kokan Kürtçe şarkılarıyla yükseltirdi. Yaşamın her saniyesine anlam vermek ve anlam vermek kadar yaşamanın da büyük kavgasını vermekten asla çekinmezlerdi.

Bu yolculukta da özgürlük türküleriyle yürüyüşlerine devam ettiler. Ruhlarında, düşlerinde dirilen yaşamın coşkusunu anlatarak biraz da olsa yansıtmak istiyorlardı. Ama tüm yoldaşları onların yürüyüşlerinden, bakışlarından, özgürlük tutkularını sözlerin anlatım gücünün ötesine geçen hislerle biliyorlardı. Gerillanın pratik tecrübesi kadar hissetme, anlama gücü de dur durak bilmeden büyüyor.

Onlar ne hedeflerinden şaştılar, ne amaçlarından vazgeçtiler ne de heyecanlarını yitirdiler. Kendileri küçüktü ama yürekleri ve yaptıkları ya da yapmak istedikleri büyüktü. Beden ve düşleri umut yüklüydü. Bu yüzden devlet tüm tekniğine karşın korkuyor bu yürek atışlarından.

Kürtlerin cesur yürekli gençleri, dağların asi çiçekleri zirveye giden patikaları adımladılar… Düşman ateşli silahlarla, tanklarla, toplarla, uçaklarla yani bulabildiği her şeyiyle saldırdı…

Güzel ülkemin cesur yürekli gençleri kendilerini asi dağların doruklarında özgürlük rüzgarlarını kucaklarken buldu. Onlar özgürlük savaşçılarının ardıllarıydı. Zilanlar’da, Semalar’dan, Agitler’den kalan patikaları adımladılar. Onlar dağın, dağların yolunu tuttu. Onlar dağların zirvelerinde, patikaların üstünde, dağların asiliğinde, geçit vermeyen boğazlarında düşmanla çarpıştılar. Her biri ayrı bir yerde çarpışarak tarihe, özgürlüğe kanat açmış umutlar bıraktı. Umut ve özgür düşlerini sevdiklerinin yüreklerine yazdılar. Açlık, yorgunluk, uykusuzluk nedir bilmeden hep yollarda oldular.

Günü geldiğinde gözlerini kırpmadan ölümü karşıladılar. Belki onlar şimdi yok ama onların güzel yüreği ve ruhları hala dağlarda dolaşıyor. Bu dağlarda ve dağların patikalarını adımlayan yüreklilerle…

Onların yüreklerindekini, hayallerine kazınmış olanları bu sayfanın üzerine bırakmak isterdim. Ama istesem de bunu yapmaya gücüm yetmez. Ancak onların geçtiği dağlardan, sulardan, patikalardan ve yoldaşlarından topladığım umutlarını sığdırabilirim bu satırlara…

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk