Mazlumlardan Egidlere, Rahşanlara, Zekiyelere, Ronahi, Berivan ve Semalarla doruğa ulaşan kahramanlık çizgisinde Newrozu bedenlerinde kutlayan tüm kahraman şehitlerimiz şahsında, Kürdistan devrimini bugünlere taşıyan ve direnişin timsali olan tüm devrim şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
Kahramanlık nedir veya kahramanlığı nasıl ele almamız gerekiyor sorusuyla başladığımızda elbette kahramanlar sadece birey değildir. Bir toplumun maddi ve mannevi değerlerini kendinde toplayan, örgütleyen, irade haline getiren manifesto düzeyine getiren kişilerdir. Direniş kararını veren bir halk veya zulme, köleliğe ve inkara karşı başkaldırıyı seçen bir halkın baş vuracağı temel felsefe kahramanlıktır. Kahramanlar aynı zamanda bir toplumun maddi ve manevi değerlerini oluşturan, bir halkın kılcal damarlarına akan pınarlardır, yol göstericileridir, politik zihniyetdir.
Tarihten günümüze ele aldığımızda kuşkuşuz kahramanlar direnişçi halkların özgürlük adresleri olmuşlardır. Bir halkı okumak istiyorsan, başta yapılan kahramanlıklarına bakmak zorundasın. Bir kahramanı kahraman yapan halkın duygularına arayışlarına ve amaçlarına ses olmayı bilmektir. Bu yüzden kahramanlar sadece bireyler değil, toplumsal kimliklerdir, toplumsal hafızadır ve o toplumun değerler toplamıdır. Bundan dolayıdır ki halklar kahramanları farklı okur, emperyalistler ise bireysel ele alır. Toplumlar kahramanları kendilerine öncü olarak seçerler ve o kahraman şahsında kendi kurtuluşlarını görerek o kahramanları kendi yüreklerinde büyütür, kendilerine bir yaşam felsefesi ve arayışı haline getirirler. Bunu Kürdistan özgününde ele alıp değerlendirdiğimizde Önderliğimizin kahramanlık değerlendirmesi vardır. Önderlik bütün tarih boyunca yaşanan kahramanlıkları kendinde toplayıp, örgütleyip, irade haline getirirerek bunu bir direniş felsefesine dönüştürdü. Ve Önderlik her zaman ‘benim arkadaşlarım, veya yol yoldaşlarım tarihte kahramanca yaşayan kişşilerdir’ dedi. Kürt halkı gibi beş bin yıldır ezilmekte olan, yok olmakla yüz yüze gelen bir gerçeklik içerisinde, Önderlik yeşermeye başladı. Önderliğin başlatmış olduğu özgürlük mücadelesi tıpkı bir gül bahçesi haline gelerek sadece Kürdistan’da değil Mezopotamya’da ve Ortadoğu’da bir umut ışığı haline geldi. Önderliği okuyan anlayan ve Önderliği kendinde oluşturan binlerce kahramanın Kürdistan’da boy verdiğini biliyoruz. Mazlumlarla başlayan, Amed’in sınır tanımayan-kapitalist ve emperyalist saldırılarına karşı boyun eğmeyen, diz çökmeyen ve bedeniyle faşizme meydan okuyan kahramanlık direnişi ‘berxwedan jiyan’ sloganıyla adeta yeryüzündeki lanetli tanrılara meydan okuyan özgürlük gür sesi oldu. Mazlumla partileştik, Agitle ordulaştık, Zilanla özgürlüğe yürüyoruz belirlemesi bu yolda yürümeyi bilenlerin meşalesi oldu.
Kürdistan gibi bir yerde partisiz bir yaprağın bile kıpırtamaya cesaretinin olmadığı bir toprakta, Mazlumun gür sesi Kürdistan dağlarında Agid’in yüreğiyle birleşti. Agidin silahından çıkan ilk mermi klasik Kürde, boyun eğen Kürde sıkıldığı gibi; imha ve inkarı dayatan emperyalizme bir cevap olabilmiştir. Mazlum’la başlayan, Agid’le ordulaşan Apu’nun fedai ordusu adlarını sayamayacağımız kadar kahraman yarattı. Agitle ve Mazlumla örgütlenen ve irade haline gelen, sınır tanımayan, filizlenen direniş ve var olmanın gür sesi Zilanın bedeninde düşmanda patlayan bir bomba haline geldi. Botan’da, Amed’de, Serhed’de ve özgürlük nefesini çeken her yerde efsane yaratan kahramanlarımızın izleriyle doludur her yer.
Kuşkusuz Önderliğimizin başlattığı kahramanlık yürüyüşü Kürtlerde bir direniş gerçekliği haline geldiği gibi, Ortadoğu halkları için de bir ilham kaynağı haline geldi. Hakinin şahsında, Kürtler ve Türkerin ortak özgür yaşam arayışlarının köprüsü haline geldi. Aziz Ereb arkadaşın sahsında Kürtler ve Arap halkları arasında tarihi ve günümüzü birleştiren bir kahramanlık köprüsünün köşe taşları örüldü. Helin Çerkez arkadaş şahsında Kürtler ve Çerkez halkı arasında direniş gülleri yeşermeye başladı. Ronahi Alman arkadaş şahsında Ortadoğu ile Batı halkları arasında evrensel kahramanların köprüleri oluştu. Saymakla bitmez bu topraklarda büyüyen ve filizlenen kahramanlar…
Kahramanlar şahsında Ortadoğu’da halkların baharı haline gelen özgürlük direnişi, bütün çorak yüreklerin filizlenmesine, tomurcuklanmasına ve rengarenk güllerin yeşermesine neden oldu. Evet, kahramanları izlemek, onların izinde yürümek ve bu kutsal yolun yolcusu olmak her bir kahramanın hayat öyküsünü okuyup kendinde oluşturmaktan geçer. Kalender gibi bir arkadaşın yürüttüğü mücadele ve kahramanlığı Botanın yüreğinden, Arap yüreğine, Türkmen yüreğine, Alman yüreğine işlenen sevgi pınarıdır. Ve bu sevgi pınarından içmeyi bilenler şanslı kişilerdir.
Herkesi bu sevgi pınarından içmeye davet ediyoruz. Bu özgürlük sofrasından yemeye davet ediyoruz. Bu bir devrimdir. Dervim ne geçmiş ne de gelecektir. Şifresi yaşadığımız anda saklıdır. Çünkü kahramanlar tarihte yaşayıp unutulanlar değil tarihi günümüze taşıyan, güncelleştirenlerdir ve onlar özgürce yürümenin perspektifidir.
Evet, kahramanlık budur. Ne dilimiz anlatmaya yeter ne de sözcüklerimiz yazmaya yetebilir. Çünkü kahramanları anlatmak tanımı zor bir heyecandır. İsim koyamadığımız bir duygudur ve her koşul altında aşkla yaşama yürüten bir duygudur. Sahte aşklara sahte yaşamlara sahte arayışlara bir eleştiridir ve bir reddir. Özgür yaşamda tercih kılmanın adıdır. Yani kahramanlar halkların var olmanın adıdır. Hiçbir sömürgeci gücün, hiçbir ordunun ve hiçbir devletin kahramanlar izinde yürüyen bir halk gerçekliği karşısında başarma şansı yoktur ve yenilmeye mahkumdur. Herkesi bu zaferde yürümeye davet ediyoruz.
Kurdistan Heftanin