• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

Dönemin Fedai Ruhu, ‘Demokratik Kurtuluş Ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi’ne Zilanca Katılmakla Yaratılır

18 June 2013
in DEĞERLENDİRME
A A
Share on FacebookShare on Twitter

PAJK Koordinasyonu

Özgür yaşamak isteyen kadınlar olarak Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi’ni karşılamanın heyecanını yaşamaktayız. Bu heyecanın kaynağında, yüzyılımızı kurtaracak tek şeyin, bu yüzyılı kadın özgürlük yüzyılı yapabilme farkındalığında olma vardır. Milyonlarca insanın karanlığına ışık olan, yüz binlerce insana devlet egemenliği karşısında durma ve direnme gücü veren, bu gücü pratik bir çalışmaya dönüştürerek her bir insana ayrı ayrı ilham veren ve her insanın özgünlüğünde bir zaman tanıklığını anlam hanesine işleyen Önderliğimiz, daha geçen yüzyılda, 21.yüzyılın kadın özgürlük yüzyılı olacağını söylemiştir. Önderliğimizin bu sözü onun evrensel akışın ruhunu kendi zamanının ruhundan koparmadan okumasını bildiğini ortaya koyan gerçeğin ifadesi olmuştur. Bizler için de zaferin şifresi, Önderliğimizin özgürlüğünde kendi özgürlüğümüzü görmekle çözüm şansına kavuşmaktır.

Çözüm süreci olarak adlandırılan yeni süreç yaklaşık olarak üç aydır başlamıştır. Bu sürecin başarıya ulaşması için de son olarak gerilla grupları tüm dünyanın gözü olan basın mensuplarının şahitliğinde Kuzey Kürdistan topraklarından çekilerek Güney Kürdistan topraklarına geçiş yapmıştır. Tüm gerilla güçlerinin bu çekilmeye verdikleri anlam, Önderlik doğrularına olan güven ve bu temelde demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa kararlılığıdır. Önderliğimizin dünya konjonktürünü, bölge gerçeğini ve Kürdistan hakikatini göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiği demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa hamlesi karşısında kadın hareketi de yaklaşımını belirlemiş, Önderlik militanlığı yapmanın bu hamleyi güçlü sahiplenmek ve güçlü katılarak hamlenin aktörü haline gelmek olduğunu ortaya koymuştur. Bu hamle Önderliğimizin hamlesi, yeni bir mücadele stratejisi başlatmasının adıdır. Ve daha şimdiden bu hamlenin sonuçları görünür olmaya başlamıştır.

Amed Newrozu’nda milyonların şahitliğinde, özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazanmış Kürtler, Önderliğimizin demokratik kurtuluş ve özgür yaşam kararıyla tarihle sözleşti. Önderliğimizin mesajı okunduğunda Kürt, Türk ve diğer halklardan olan birçok insanın ağlaması, tarihsel acıların yerine tarihsel mutlulukları koyabilme zamanının geldiğini görmekle ilgilidir. Herkes yüreğini eritip gözyaşı yaparak bu hamleye katılma sözü verdi. 2013 Newrozu’nun böyle bir anlamı vardır. Ve bundan sonrası verilen sözlerin tutulması anlamında birbirimizi, tüm siyasi güçleri, demokratik kesimleri, halk ve inanç kesimlerini bu hamlenin gerçekleşmesi zeminine çekme ve bu temelde ortak bir mücadele vererek kurtuluşu ve özgür yaşamı inşa etmektir.

Sürecin karakteri gereği, belirlenen aşamaların gerçekleşmesi, karşılıklı atılacak adımlarla mümkün olacaktır. Bununla birlikte devrimci demokratik güçler kendi adımlarını kesinlikle devletin adımlarıyla ölçmemeli, bağlı oldukları toplum, halk ya da inançları gereği, verdikleri mücadelenin gerektirdiği adımları atmalıdırlar. Bir anlamda mücadele adımlarını daha güçlü atmak, bu hamlede devrimci demokrat kesimlere düşen temel görevdir. Süreci AKP’nin güvenilirlik sınırlarında gören, bunu bir ölçü olarak alan ya da almaya çalışan, bu anlamda devletçi anlayışın karşısında mücadele yürüten bir devrimci sosyalist güç olduğumuzu unutan yaklaşımlar tabi ki sığdır, ufuksuzdur ve kesinlikle aşılmalıdır. Türkiye ve Kürdistan’da oluşan yeni siyasal iklim zihniyet yenilenmesine kapı aralamaktadır ama henüz bunun gerçekleştiğini söylemek imkânsızdır. Zaten hâkim zihniyet kalıplarının yenilmesi ya da kendi yenilgilerini görmeleri de yaklaşımlarındaki faşizan üslubu vazgeçilmezlik olarak ele almalarından da anlaşılmaktadır.

Sürecin karakteri bir anlamda demokratik ulus olurken, bir yandan da ulusal birlik çalışmaları önem kazanmaktadır. KDP, bu süreci resmi basın açıklamalarıyla desteklediğini söyleyen bir güçtür. KDP’nin resmi açıklamaları bu temelde olsa dahi, çözüm karşısında tedirgin, ürkek hatta korkak, bundan dolayı bir kenarda duran, izleyen bir pozisyonu vardır. Özünde, çözümün gelişmesinde Kürdistan halkının çıkarlarını görmekten korkmadır. Bölgesel, parça çıkarları kadar devletçi anlayışın bir sonucu olan bu korkular, bir anlamda KDP’nin rengini ortaya koymaktadır. Bir yandan da Irak hükümetiyle olan çelişkilerin gündemleşmesi devlet odaklı bir yaklaşımın giderek yükseltildiğini, bunun önündeki engellerin ise karşısında olunduğunu göstermektedir. Bu anlamıyla bu güçler karşısında temel yaklaşımımız ulusal ortaklıklar yaratmak ilkesini esas almak olmasına rağmen, ne yazık ki bu seviyeye ulaşılmış değildir. Özellikle KDP’nin Rojava devrimi üzerinden gelişen hesapları, bu partiyi, ulusal çıkarların neredeyse karşıtı bir konuma getirmiştir.

Rojava devriminde, ulaşılan düzey itibariyle de kritik bir aşamaya gelinmiştir. Demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa hamlesi Kuzey Kürdistan merkezli başlatılmış olsa da, özünde tüm Kürdistan ve bölgede esas aldığımız yaşam felsefesi ve üçüncü çizgi dediğimiz demokratik siyaset konumumuzun da bir ifadesi olmaktadır. Bu anlamıyla Rojava’da ortaya çıkan tablo, aynı hamle ruhuyla kendini sistem haline getirme, özerklik statüsünü kendi kurumlaşmalarıyla sağlama ve öz örgütlülüğünü geliştirmenin kaçınılmazlığını yansıtmaktadır. Buna mukabil hamle ruhu ve Önderlik paradigmasında kurumlaşmalarımızın sağlandığını ve özerklik statüsü oluşturmaya denk bir yapılanmanın, örgütlenmenin oluşturulduğunu söylemek zordur. Genel görevler yanında burada temel görevin kadına, kadın örgütlenmelerine ve kadın eksenli yaşamı tüm toplum kesimlerine anlatacak, bilinçli, eğitimli ve kendinde Önderlik hakikatini somutlaştırma iddiasında olan, aşkla çalışacak ve hizmet ruhuyla kendi zamanını örgütleyecek kişilere ihtiyaç vardır. Devrim süreçleri zaten böyle kişilikler istemektedir. Yoksa diğer süreçlerden farkı kalmaz. Gerçekleşen Obama-Erdoğan görüşmesinin açık bir şekilde Suriye üzerine olması ve bunun da kısmi olarak açıklanması aslında Rojava’nın da bizler için önemine dikkat çekmektedir. Tabi ki, Özgürlük Hareketi olarak ülkemizin bir parçasındaki halkımızın özgürlüğünü enerji hesaplarına kurban etmeyeceğiz. Bu görüşmelerde Suriye’ye yapılacak müdahale kadar enerji paylaşımı konularının da tartışıldığı bilinmektedir. Bu anlamıyla Rojava’da Önderlik çizgisinde gerçekleştireceğimiz her devrimsel adım halkımızın özgürlüğünü ilgilendirecek, sömürgeci emperyalist güçlere bir engel oluşturacaktır.

Bu süreçte en fazla Önderlik hamlesine karşı kullanılmak istenen durum da inanç ve etnisite grupları ile ilişkiler konusudur. Bu konunun bizler için önemi, hamleden bağımsız olarak Önderlik paradigmasının Demokratik Ulus Projesi ekseninde olmasındandır. Bununla birlikte Ortadoğu ülkelerindeki tüm çatışmalarda üçüncü bir çizgi olarak yer almamız bu anlamda bizlere avantajlar da sağlamaktadır. Ne hâkim statüleri ne de hâkim statüler karşısındaki benzeşmeye açık ve yeni bir hegemonya oluşturmaya çalışan muhalefet güçlerini kabul ediyoruz. Önderlik çizgisinin, bu güçler karşısında özgür irade gücü oluşturacağına olan inancımızla üçüncü çizgi olmayı sürdürmede ısrarlıyız.

Hamlenin karakteri her kesimin kendini ifade edebileceği, bir adım atarak katılabileceği bir tarzdadır. Bir Önderlik projesi olarak ortaya çıkan hamleye katılmama cesaretini kimsenin gösterememesi, hakikatin gizlenemezliğindendir. Hamleye katılma konusunda en fazla çaba göstermesi gerekenler biz kadınlar olmalıyız. Çünkü Önder APO zindan koşullarının tüm sınırlılığına ve daraltılmışlığına rağmen, kadınla yoldaşlığını sürdürmeyi bir özgür yaşam şartı bilerek yaşamıştır. Önderliğimizin son görüşmelerinden birinde, kadına dair sözleri yanında kendi el yazısıyla yazıp imzaladığı belirlemeler de bu konuda üstlenmemiz gereken görevlere bir kez daha çağrı yapar niteliktedir. “Kadındaki evrenselliğin gerçeği daha çok temsil ettiğini kavramamdan ötürü özgürleşme çabalarınız hem gerçek güzelliği hem de bağlantılı olarak insan için ideal yaşam seçeneğini ortaya çıkarmaktadır. Bu temelde hep sizinle ve sizinim.”

Biz kadınlar, kendi entitemizde varolan evrenselliğin gerçeği ne kadar temsil ettiğini kavrama mücadelemizi yükseltmeli, özgürlük çabalarımızı varoluşsal düzeye getirmeli ve özgür yaşamı inşayı vazgeçilmez bir varlık gerekçesi haline getirmeliyiz. Yoksa Önderliğimizle olamayız. Önderliğimizle olmak için bu yaşamsal bir şarttır. Önderlikle buluşmanın yaşamsal şartı, gelişen çözüm sürecinde mücadelemizin odağına Önderliğimizin özgürlüğünü almak olmaktadır. Önderliğimizin özgürlüğü tüm özgürlükleri sağlayacak bir hakikattir. Siyasal ya da sosyal olarak ulaşılan düzey ne olursa olsun, Önderliğimizin özgürlüğü gerçekleşmedikçe bizler özgürlüklerin yaşandığından söz edemeyiz.

Tabi ki ülkeler, örgütler ya da ideolojiler gibi kişiler için de geçerli olan ve Önderliğimizin özellikle vurguladığı bir doğru vardır:“Zamanın ruhunu anlamayanlar tarihin çöp sepetine gideceklerdir.” Yeni bir sistem, yeni bir yaşam şekillenmektedir. Bu kaçınılmazdır ve bizler, Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi olarak kendimizi yeni şekillenecek olan sistemde özgür yaşamanın temel gücü haline getirmekle yükümlüyüz. Yeni şekillenmeye uyum sağlamak değil, yeni şekillenmeyi bizler oluşturmak zorundayız. Yoksa zamanın ruhundan kopuk cesetler haline geliriz ki, bu da zaten tarihsel olarak yok olmakla özdeştir.

Bu anlamıyla kadın özgürlük mücadelemizin otuz yıla yakın mirasının verdiği güç ve güvenle süreci ele almak ve bu temelde yaklaşmak durumundayız. Mirasların gereği de sadece varlıklarının bilinmesi değil, bu varlığın gerektirdiği örgütlenmeleri gerçekleştirmek ve her zaman yeniden başlamak değil, başlangıç ruhuyla varolan mirasın üzerine yeni anlamlar eklemektir. Önderliğimiz bu dönemin temel çalışmalarını ideoloji, fikir ve demokratik siyaset olarak belirlemiştir. Bu belirlemeler bizim için birer talimattır. Bu anlamıyla kadınlar olarak evrenselliğin gücünü temsil edecek iddiada, ideolojik çalışmalar yürütmek, bunun kurumlaşmasını sağlayarak özgürlük ırmağının rastgele akıp gitmesini engellemek, kadın rengini kesinlikle bu süreçteki her çalışmaya yansıtmak zorundayız.

Bu anlamıyla demokratik siyaset nezdinde, sürecin başlangıç aşamalarında “Bizim de söyleyecek sözümüz var!” sloganıyla geliştirilen kampanyanın daha aktif bir şekilde sürmesi gerekmektedir. Yine Türkiyeli kitlelerin çözüm yaklaşımının demokratik ulus ekseninde dönüştürülmesi görevi de ilk başta kadınların görevidir. Akil insanlar grubunun erkek ağırlıklı olması karşısında kadın girişimlerinin artması kadar duygu gücünü aktifleştirerek sosyal çalışmaların yapılması da sürecin gerekliliklerindendir. Özellikle bu süreç eğer demokratik kurtuluş süreci olacaksa, kırk yıldan fazla bir zamandır süren savaşın yaralarının sarılması, toplumsal kırılmaların giderilmesi gerekmektedir.

Bu görevi yerine getirmek de kadın özgürlük militanları olarak bizlerin fedai ruhla karşılayacağı özgürlük görevimizdir.

Bir yerde ne kadar inkar, imha ve baskı varsa orada tüm bunlara direnen, kabul etmeyen bunun mücadelesini veren birileri de vardır. Kürdistan gerçekliğinde yaşanan da tüm bu dayatmalara karşı sesini dünyaya duyurma ve özgür yaşam çığlığıdır. Özgürlük mücadelesi yürüten tüm halklarda direnişler gerçekleşse de, hiç biri Kürdistan’daki kadar zor olmamıştır. Yaratılan her değerin büyük bedelleri olmuştur. Aslında verilen tüm bedeller, özgür ve anlamlı yaşamın kendini adayarak gelişeceğinin farkına varmadır, kendinden sonrakilerinin özgür yaşaması içindir. Bu bedeller; bir nevi kendini aşma, kutsallığa ulaşarak tanrıçalaşmadır. Tüm çabalar, özgürlük yolunda Zilanlaşma ve Semalaşmadır. Kendi yaşamını toplumsallaştırma, anlamlı yaşama ve yaşamın her anına anlam katmadır. Zilan yoldaş eylemini gerçekleştirmeden önce ‘Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum’ diyor. Yaşam iddiası büyük olmayanlar böylesi bir kararlılıkla yola çıkamaz. Böyle bir gerçekliği, Özgür İnsana aşk düzeyinde bağlanamayanlar yakalayamazlar. Aslında Zilan’ı Zilan yapan da bu gerçekliği yaşaması ve yaşatmasıdır.

Bugün özgürlük mücadelesini milyonlarca kadın sahipleniyorsa, Zilan’ın yaşama bağlılığının sonucudur. Zilan kendi döneminin görevini zamanında anlayıp, uygulayandı. En zor koşullar da Önderliğe yoldaş olandı. Özgür insanı anlayıp ona yoldaş olmak, Zilan kişiliğinde kendini yeniden yaratmakla olur. Yeni bir mücadele dönemine bu kararlılıkla girmek, bunun emek ve çabasını göstermek Zilan kişiliğine layık olmak, Özgür İnsanla özgür koşullarda yaşamaktır. Bu, özgür yaşam tutkusu olan her kadının en öncelikli görevidir. Zilan bunu Dersim’de düşmanın beynine vurarak, Sema zindanda ateş topu olarak gerçekleştirdi, özgür ve anlamlı yaşamın yaratıcısı, öncüsü oldu. 1998 Newrozu’nda zindanda tutuşan bu ateş, 2013 Newrozu’nda Amed’de halkların özgürlük sesi oldu. Önderlik milyonların onayıyla yeni bir mücadele dönemi başlatıyorsa bu şahadetlere bağlılığın yanında, özgür kadını yaratma çabasının da sonucudur.

Özgürlük mücadelesinin geldiği bu düzeye sahiplenerek mücadelenin zafere ulaşmasına öncülük edecek olanlar biz kadınlar olacağız. Çünkü özgür toplumu yeniden inşa etme gibi bir görev başta biz kadınların önünde durmaktadır. Bunun bilincinde olarak, yaşama anlam kazandırmak, zamanın her anını kadın irade ve örgütlü gücüyle donatmak Zilan, Sema ve Gulan arkadaşlar şahsında tüm şehitlerimize bağlılığın sözü olacaktır.

Dönemin fedai ruhunu temsil etmek, demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa mücadelesine Zilanca katılarak Önderlikle özgür ortamlarda, özgürce yaşamaktır.  

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk