Dicle ARYA/ANF/BEHDİNAN
“KJK, toplum içerisinde yeni bir yaşamı inşa etmektir.”
Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyon Üyesi Zılar Sterk ile Tevgera Çand û Hûner (TEV-ÇAND) Üyesi Ruha Amanos KJB 7. Kurultayı’nda yapmış oldukları değişiklikleri, almış oldukları kararları değerlendirdi. Zılar Sterk, yapmış oldukları bu değişiklikler ile daha fazla örgütlendiklerini ve bu örgütlenmeyi en üst seviyeye çıkartacaklarını belirtti. Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyon Üyesi Zılar Sterk ve Tevgera Çand û Hûner (TEV-ÇAND) Üyesi Ruha Amanos ile yapmış olduğumuz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
KJB kendisini KJK olarak örgütledi. Bazı değişiklikler de oldu. Bu değişimler nelerdir, neden böyle bir değişime ihtiyaç duyuldu, bu değişimin amaçları nelerdir?
Kadınlar kendi örgütlenmelerini sağlama temelinde sistem kuruyorlar
Zılar STERK: Öncelikle 7. Kadın Kurultayı’nı tüm kadınlara kutluyorum. Başta Kürt kadınları olmak üzere dünyadaki tüm kadınlara kutluyorum. Öyle umut ediyorum ki bu kurultay kadınlar için özgürlük yolunda önemli bir adım olacaktır. Tabi Kürt kadınları 40 yıllık bir mirasa sahipler. KJB aşaması ilk aşama olarak ele alınabilir. Kürt kadınları 9 yıldır KJB çatısı altında faaliyet yürütüyorlardı. Kürdistan özgürlük mücadelesi KJB adı altında yürütülüyordu, kendisini örgütlüyordu. 2005’ten bu yana yoğun ve kapsamlı plan ve programları Kürdistan’da gerçekleştirdi.
Birçok karar aldı ve bu kararları pratiğe geçirdi. Kürdistan’da Kadın özgürlük direnişini büyük bir emek sonucunda kazandı. Bu anlamda kadın tarihinde rolünü oynadı ve bir misyona sahip oldu. Görevini başarılı bir şekilde yerine getirdi. Kürdistan’da kadın özgürlük hareketi olarak kendi pratiklerimizi değerlendiriyoruz. Kadın özgürlüğü önündeki sıkıntılar, sorunlar nedir ne değildir aldığımız her genel toplantıda dile getiriyoruz, değerlendiriyoruz. 7. Kurultay’da da bu konular değerlendirildi. KJB sistemi ile nereye geldik, hangi aşamadayız, bu aşamadan sonra önümüze çıkacak sorunlar neler olabilir sorularını değerlendirdik. Önderliğimizin de bu konuda birçok belirlemesi oldu. KJB projesini önümüze koyan Önder APO’ydu. 2005’ten bu yana Önderliğimizin önerisi ve perspektifleri üzerinden KJB sistemi yürüdü. Bu sonda da Önderliğimizin tespitleri vardı. Kürdistan’da kadın özgürlük hareketi adımlar atmış ama bu adımların büyümesi ve daha da ileri aşamalara götürülmesi lazım. Kadın özgürlüğü için önemli bir rol oynasa da, büyük adımlar atmış olsa da bu yetmiyordu. Büyük değişimlere ve oluşumlara gidildi. Ama kendisini fes etmedi. Kendisini değiştirdi. Örgütleme konusunda yeni değişikliklere gitti. Kürdistan özgürlük mücadelesinde toplumsal yönden karar aldı ki Kürt ulusu içinde demokratik ulus şeklinde örgütlensin. Şimdi demokratik ulus içerisinde kadınlar nasıl yaşayacaklar, kendilerine nasıl bir sistem bulup inşa edecekler, hangi tarzla demokratik ulus içerisinde yerlerini alacaklar? Kürdistan’da yaşayan kadınların aldığı kararları hayata geçirmek için KJK sistemi oluşturuldu. Kadınların konfederal sistemde kendi örgütlenmesini sağlama temelinde geliştirilmiş olduğu bir sistem olarak ele alıyoruz.
Kadınlar kendi kaderlerini kendileri tayin ediyorlar
KJB neden bu konularda yetersiz kaldı?
Zılar STERK: KJB içerisinde birçok kadın örgütünü barındırıyordu. Adeta Kürdistan özgürlük mücadelesi içerisinde ortaya çıkan kadın örgütlerinin bir koalisyonu gibiydi. Örgüt içinde örgütlerin olmasıydı aynı zamanda. Şimdi örgüt içinde örgüt faaliyeti yürütmek, onları koordine etmek gibi durumlar içerisine girilmişti. Bunlar artık sürelerini doldurmuşlardı. Bu örgütler kendilerini yeterli buluyorlardı, kendini tamamlama oluşumlarını gerçekleştiriyorlardı. Ama artık toplumsal bir oluşumun olması gerekiyor. Demokrasi ve özgürlüğün kadın yaşamında bir bütünlük kazanması, yaşamı ile bütünleşmesi gerekiyor. Böyle bir sistemin oluşması lazım. Kadın için kendini değişim dönüşüm içerisinde örgütlemeye tabi tutacak ve toplumsallaşacak bir sisteme ihtiyaç var. Bu sistem de konfederal bir sistemdir. KJB de bunları hedefliyordu. Belli bir düzeyde de hedeflerine doğru yol aldı. Şimdi de önüne koyduğu hedefi gerçekleştirmesi lazım. Bu çerçevede kadın örgütlerinin koalisyon ya da koordinasyon dışında, toplum içerisinde, toplumda yaşayan kadınların politik hak sahibi, karar alma mekanizmalarında söz sahibi olmaları gerekiyor. Kendi ekonomik yaşamında hak sahibi olması ve kendi kaderini kendisinin belirlemesi gerekiyor. Örgütün yer ve mekanizmaların olması gerekiyor ki, toplum içerisinde hangi yaşamın ağır, hangi yaşamın hafif olduğuna politik bir şekilde kendisi karar versin. Kendi yaşamında karşılaştığı sorunlara çözüm bulması gerekiyor. Bunlar için de komün, ocak zeminlerinin oluşması ve kadının yaşadığı her yerde, her mahallede, her sokakta komünlerin kurulması lazım. Bu komünler önemli işlevler görüyorlar. Komün bünyesinde yaşayan kadınlar adeta kendi yaşamlarını kendileri kuruyorlar, kendi kaderlerini kendileri tayin ediyorlar, kendi yaşamlarında söz sahibi oluyorlar. KJK sistemi ile yeni bir toplumu yaratmaya çalışıyoruz. Kadın sadece bir eve ya da bir aileye mahkum olmasın diye böyle bir sistem gereklidir. Kadının mesleği olmasa bile, politik alanda kendi yaşamı hakkında söz sahibi olabilmelidir. Komünde yer alan kadınlar, günlük yaşadıkları sorunları dile getirecekler ve bu sorunlara çare bulmak için tartışma yürütecekler. Kendisine yetecek kadar kendi sorunları üzerinde tartışma yürütmeli ve kendi yaşamı hakkında karar alabilmelidir. Hiç kimse onun adına karar almasın, kendi yaşamı konusunda kendisi karar alsın. Bunun için de kendisinin bu mekanizmalara sahip olması lazım.
Bazı alanlar var erkek tekelinin elindedir. Ekonomi, hukuk gibi alanlar. Bunlar KJK sisteminde ifadesini nasıl bulacak?
Zılar STERK: Toplumsal doku, toplum hücresi kadının toplumsallaşmasıdır aslında. KJK sistemi, kadının hücrelerini toplum içerisinde yeniden inşa etmektir, yen bir yaşam kurmaktır. Bu sistemin bir amacı da politik alanda kadına zemin oluşturmaktır. Politik alan denildiğinde siyaset içerisinde, parlamentoda yer almak anlaşılıyor. Fakat bunlarla bağlantılı yüksek siyaset denilen olgudan kadını kurtarmak istiyoruz. Biz istiyoruz ki kadınlar demokratik siyasette yerini alsın, ahlaki ve politik bir mekanizma ile siyaset yürütsün. Demokrasi ile politika birbiri ile bağlantılıdır. Kadınların yaşadıkları her yeri politik alanlara dönüştürmelerini istiyoruz. Politika da kendi hayatı hakkında karar verebilmektir. Kendi yaşamları hakkında karar sahibi olanlar, kendi kaderlerini tayin edenler politik insanlardır. Politika alanı dışında diğer alanlar da var. Ekonomi, eğitim, hukuk vb. birçok alan var. Bu alanlar erkek tekelindedir. Kadınlar bu alanlarda da yer alabilmelidir. Kendilerine ait yerler yapmalıdırlar. Yönetimlerini oluşturmalıdırlar. Kadın kendi kendisini yönetmelidir. Bugüne kadar toplumda, kadın kendi kendisini yönetemez gibi bir inanç söz konusuydu. Birilerinin onu yönetmesi gerekiyor anlayışı hakimdi. Ya baba ya abi ya eş kadını yönetecek, yoksa kadın kendi kendisini yönetemez anlayışı vardı. Bugün Kürdistan’da büyük oranda kadın kendisini yönetiyor. Ama sadece siyaset içerisinde yer alan kadınlar, fabrikalarda çalışan kadınlar belli bir güce kavuşabilir anlayışı var. Bunlar çok sınırlıdır. Kadın hakları çerçevesinde, insan hakları adı altında dünyada yapılan yasalarla hak sahibi oluyor. Devlet yasaları dahilinde bu haklar veriliyor. Bu yasaların toplum içerisinde yer alması gerekiyor. Bu yasaların toplum yaşamına belirlenmiş haklar dışında, toplumsal alan içerisinde de yerini alıyor. Ne kadar yasa çıkartılırsa çıkartılsın bu yasalar yaşam bulmuyorsa, toplumsallaşmıyor ise bir anlam ifade etmez. Kendi bünyesinde bunu kabul etmesi lazım. Dolayısıyla toplumun pratikleşmesi lazım. Gün geçtikçe bu sistem anlaşılacaktır. Bunun için de KJK yeni bir sözleşme çıkarttı. KJB’nin de sözleşmesi vardı. Kendi örgütleme sisteminde ortaya birçok şey çıkarttığı için bu saydığımız alanlarda kadınların kendilerini nasıl örgütleyeceklerinin formülasyonu yapıldı.
Kadının olduğu her yerde örgütlenmenin olması gerekiyor
Şimdi KJK içinde bazı alanlardan bahsettiniz. Bu alanlar içerisinde PAJK da yer alıyor. PAJK, KJK içerisinde nasıl bir rol alacak? PAJK’ın KJK içerisinde misyonu nedir?
Ruha Amanos: KJK’nin kurulması, egemen güçlere karşı kadınların kendilerini örgütlemeleri ve güç kazanmalarıdır. Kadınlar sistem içerisinde Demokratik Ulusta kendisini nasıl örgütleyecek, bunun inşasında kadının rol ve misyonu nedir konularını kapsayan bir değişimdi KJK’nin kurulması. KJK’nin içinde PAJK’ın yer alması ve kendisini örgütlemesi ideolojik bir sistem gücüdür. Bunun için var olan sistemden bahsettiğimizde diyoruz ki; beş bin yıllık zihniyet tarafından yürütülen, toplumları kendi egemenleri altına alan güçlere karşı biz bir gücüz. Bir gücü inşa ediyoruz. Bu gücü de ancak ideoloji ile sağlamlaştırabiliriz. Kadın Kurtuluş İdeolojisi, 98’de Reber APO tarafından kadının da dahil olduğu örgütlenme ile gerçekleşti. Bu esaslar üzerinden Kadın Kurtuluş İdeolojisi, sadece cinsi ve sadece kadının kurtuluşunu değil, tüm toplumların ideolojisini içinde barındırıyor. Tüm toplumların kurtuluşu için mücadele ediyor. KJK sistemi ideoloji, siyasi, savunma, politik güç olarak kendi esas rolünü oynuyor. Üzerine düşeni yerine getiriyor. Bu da kadın tarafından geliştiriliyor, kadın tarafından toplum oluşturuluyor. Kadın tarafından yeni oluşum kendisini var kılıyor. Örgütlenmesini, toplumlaşmasını ancak yeni temeller üzerinden oluşturabilir. Kadının olduğu her yerde örgütlenmenin olması gerekiyor. Örgütsüz kalan kadın, erkek egemen zihniyetin baskısı altında kalacaktır. Onların o zihniyetlerine mahkum olacaktır. Toplumumuzun gerçekliğini de görüyoruz ki, bugün yüzlerce kadın katliamlarla, tecavüzlerle, intiharlarla, devletin soykırım politikaları ile karşı karşıya kalıyor. Bunlara karşı bir duruş geliştirmek lazım. İdeolojik, tarz, duruş, bilgi-birikim olarak kadının kendisini her yönü ile örgütlemesi lazım.
Kadının kendi gücünü tanıması gerektiğine inanıyoruz
Bu süreçte en önemli, esas olan durum savunma görünüyor. Kadının savunmasını nasıl yapacak? Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ruha Amanos: Biz şuna inanıyoruz; kadın ne kadar bilgili olursa o kadar güçlü olur, gücünü, hareketini, mücadelesini iyi tanır. Daha çok eylemsel olur. Kadın bilgisiz olduğunda kendi gücünün farkına varmıyor, ona dayatılanı, kabul ediyor ve buna mahkum oluyor. Bunun için de kadının bilgisini, kadının kendisini nasıl eğittiği bilmesi lazım. Kadının kendi gücünü tanıması gerektiğine önem veriyor ve bunun için de mücadele ediyoruz. Yeni bir şeyleri yaratma dışında Neolitikten kalma önemli değerleri kadında canlı kılmak istiyoruz. Bu değerler üzerinden kadın bir kez daha kendi etrafını toplumsallaştırma yoluna gider. Bunun yanında, kadın üzerinde şiddetli saldırıların gerçekleşmesi her iki taraftan da kadın savunmasını gerçekleştirecektir. Hem fikir, bilgi anlamında kendi varlığını kabul ettirecek hem de askeri yönden savunmasını gerçekleştirecektir.
Kadınlar, ilham kaynağı haline gelmişler
Şimdi siz örgüt olarak yerelden evrensele olanı esas alıyorsunuz. KJK, Ortadoğu kadınları dışında diğer kadın hareketleri ile ilişkileri nasıl olacak?
Zılar STERK: Şimdiye kadar kadın özgürlük mücadelesinde yerini alan kadın örgütlerle belli bir dayanışma, ittifak söz konusuydu. KJK sistemi bundan sonra evrensel olarak genişleyecek. Yaşadığımız ve mücadele ettiğimiz öyle bir zaman diliminde yer alıyoruz ki, kadın özgürlük mücadelesinde her türlü fırsatı ve olanağı yakalamış durumdayız. Kadın özgürlük mücadelesinde, kadının sonuna kadar yolu açıktır. Kadınların bu fırsat ve olanakları iyi değerlendirmeleri lazım. Bu fırsatlar daha önce yoktu. Kürdistan kadın özgürlük mücadelesinde, Ortadoğu’da aktör olarak önemli bir aşamadan geçiyoruz. Ortadoğu’da kadınların omuzlarına önemli bir görevler düşüyor ve öncelik rolünü oynuyor. Baktığımızda her alanda mücadele ediyorlar. Özellikle savunma alanında Kürt kadını ön saflarda. Hem kendilerini hem de toplumu savunma konusunda önemli görevler üstlendi. Yüzyıllardır açığa çıkmayan, kadında gizlenilen potansiyel açığa çıktı. Kadın için yapamaz, edemez, olmaz denilen şeyleri Kürdistan kadın hareketi ortaya çıkarttı. Kadın için yapamaz, edemez lafları tarihi yalanlardır. Kadın hangi işe el atsa, duygu ve düşüncesi ile yetenek, potansiyel ve enerjisi her türlü işi başarılı bir şekilde yerine getireceğini gösteriyor. Eğitim alanından savaş alanına, savunmaya kadar her işi kendisi yapabilir. Bunları açığa çıkartmıştır. Bu alanda Ortadoğu’da, Kürdistan özgür kadın hareketine karşı büyük bir beklenti söz konusu. Özellikle YJA-STAR, YPJ pratikleri ile PAJK öncülüğünde Kürt kadınları ilham kaynağı haline gelmiştir. Ortadoğu’da herkesin ilgisi kadın özgürlük hareketinin üzerindedir. Dünyanın ilgisi, gözü, kulağı hareketin üzerindedir. Türkmen, Süryan, Ermeni, Fars kadınlar bütün inançlarını ve beklentilerini Kürt kadınlarına ve Kürdistan kadın özgürlük hareketine bağlamış durumdalar. Ortadoğu kadınların beklentileri var. Tabii bu kadınların birçoğu da belli hareketler içerisinde yer alan kadınlardır. Onlardan bazıları kendi kendilerini yönetmek istiyorlar, bazıları kendi savunmalarını yapmak istiyorlar. Toplum içerisinde yaşayan kadınlar, özellikle de IŞİD’in politikalarına karşı kendilerini savunmak istiyorlar. Öz savunmalarını yürütmek istiyorlar. Kürt kadınlarından cesaret alıyorlar. Arkalarında bir güç olarak görüyorlar Kürt kadınlarını. Kürt kadınlarından tecrübe almak istiyorlar. Faydalanmak istiyorlar. Tabii bizim bunlara kapımız açık. Bu başvurulara kapımız açık ama sadece tecrübe sahibi olmak için değil, kendi güçlerinin farkına varmak, örgütlenmelerini daha iyi yapmak gibi arayışlarının içerisine girmeleri lazım. Kürdistan özgür kadın hareketi olarak dünyadaki tüm kadınlarla ilişkide olmak istiyoruz, onlarla birlikte yaşamak, dayanışma, ittifak içeresinde olmak istiyoruz. Tecrübelerden ve birikimlerinden yararlanan bir birliktelik kurmak istiyoruz. Kadın sorunu evrensel bir sorundur. Sadece Kürt, Arap, Türkmen, Süryan, Ermeni kadınları ezilmemiş. Amerika, Almanya, İngiliz kadınları da aynı şiddete maruz kalıyorlar. Dünyanın neresinde olursanız olun, eğer ki kadın iseniz şiddete maruz kalacaksınız demektir. Kadınsınız diye şiddete maruz kalıyorsunuz, sokakta, savaşta tecavüz ediliyorsunuz. Kadını cinsel bir obje olarak ele alıyorlar. Ve kadınlar üzerindeki düşünce evrenseldir. Dünyanın her yerinde erkek egemen zihniyet anlayışı aynıdır. Bu zihniyet varlığını hep sürdürüyor. Dünyanın hiçbir yerinde erkek zihniyetinden kurtulmuş, kadının özgür yaşadığı bir yer yoktur. Hele hele yaşadığımız bu zaman diliminde kadının özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Kadınların yaşadıkları sorunlar aynı olduğu için sorunları dünyada aramak gereklidir. Yereli aşmamız lazım. Yerelden kadınların birlik olması lazım ki, Ortadoğu kadınları ile birlikte dünya kadınlarıyla da aynı sorunları tartışalım, değerlendirelim ve bunlara çözüm bulalım. Bunun için KJK böyle bir sistem ki, hem yerelden hem de dünyadan kadınları bir araya getirmektir. Aynı zamanda hukuksal olarak da her kadına açıktır. KJK sistemi her kadına, her kadın üyeliğine açıktır. Kadın özgürlüğü konusunda mücadele eden tüm kadın ve örgütler bu sisteme başvuru yapabilir.
Her hareket kendi rengi ile KJK sistemine dahil olabilir mi?
Zılar STERK: Elbette her kadın KJK sistemine dahil olabilir. Ama kendi sistemine ilişkin sözleşmesinde belirlemiş olduğu belli ölçüler, ilkeler var. Bu ölçüler, ilkeler temelinde herkes bu sisteme dahil olabilir. Bu ilkelerden Kadın özgürlüğü için çalışmak, faşist olmamak, erkek egemen zihniyeti, iktidarlığı reddetmek, sosyalist ve demokrat olmak, kadın özgürlük savunucu olmak gibi ölçüleri yer alıyor. Eğerki bu ölçülerde çelişkiler yoksa hem kadınlar hem de kadın hareketleri başvuruda bulunabilirler. Hem şahsiyet hem örgüt hem de yapı olarak başvuru yapabilirler. Bu biçimde KJK de kendi mekanizmaları içerisinde onları kabul edebilir.
Kadın belli bir duruşun sahibi
Dünyada büyük bir kaos yaşanıyor. Bu kaosun merkezi de Ortadoğu’dur. Kuşkusuz bu kaosun mağduru ise kadınlardır. KJK bu sürece nasıl dahil olacak? Bu kaosun, şiddetin, kadına uygulananların önünde nasıl bir rol ve misyon sahibi olacak?
Ruha Amanos: Biz 21. Yüzyılı kadının yüzyılı olarak değerlendiriyoruz, analiz ediyoruz. Buna böyle yaklaşıyoruz. Bunun için de mücadelesini en üst seviyeye çıkartıyoruz ki, Kadının özgürleşmesi somutlaşsın. Demokratik ulusun inşası aynı zamanda kadının da özgürleşmesi anlamına geliyor. İkisi birlikte yürüyecek. Demokratik Ulus, kadının özgürleşmesi ile somutlaşıyor. Kadın ekseninde yeni bir dünyayı yaratmayı kendimize esas alıyoruz. Bu kanaatteyiz ki, var olan kaosun sebebi beş bin yıllık erkek egemen zihniyettir. Kaosu bu şekilde değerlendirebiliriz. Savaşların bu kadar şiddetlenmesinin ve en üst seviyeye yükselmesinin sebebi devlet sisteminde yıllardır bir tıkanmanın yaşanıyor olması, kanser gibi halkların önünde engel yaratmasıdır. Ne erkek zihniyeti ile toplum yürür ne de devlet zihniyeti ile bu toplumun yönlendirilmesi yeter. Bunun için de en şiddetli çatışmalar özgürlük hareketlerine dönük yapılıyor. Özgürlük hareketine dönük saldırıları IŞİD adında bir çete gerçekleştiriyor. Bu çetenin yaydığı vahşet adım adım uçlaşıyor. IŞİD’in yaymış olduğu vahşet sadece kadınlara yönelik değildir. Toplumdaki bütün etnik ulusları hedef alıyor. Çocukları, kadınları, erkekleri hedef alıyor. Kadın şahsında bütün toplumları hedef alıyor. Toplumda hangi değerler varsa onları hedef alıyor. Pratiklerinde de bunları gösteriyorlar. Toplumların inanç yerleri, değerlerinin olduğu, onlar için kutsal olan yerleri hedef alıyorlar. En son da Ezidi halkımıza yönelik soykırım gerçekleştirmek istediler. Diğer uluslara da saldırdılar, onları da yok etmek istediler. Kadın şahsında toplumu tümden ortadan kaldırmak istediler. Neden peki? Kadın tüm toplumun değerlerini kendi şahsında koruyor. Çeteler ise kadın şahsında toplumu ortadan kaldırmak istiyor. Toplumu düşürmek istiyorlar. Kadını savaş ganimeti olarak görüyorlar. Kendileri için yeni yeni kurallar yaratıyorlar. Her savaşan bir erkek kendisine bir kadın alabilir, kadının gerek bu rengi giymesi, böyle yürümesi, böyle konuşma lazım gibi söylemleri çıkartıyorlar. Bunlardan yola çıkarak kendilerine yeni bir sistem oluşturmak istiyorlar. Bu oluşturulmak istenen sistem karşısında toplum kendi tavrını ortaya koymuş durumda. Toplum duruşunu gösteriyor. Kadın da bu duruşunun sahibi. Özellikle de savunma konusunda duruşunu gösteriyor. Bu esaslar üzerinden kadın kendi meşru savunmasını yapıyor. Bunu YJA-STAR birliklerinde de görebiliyoruz. Kendi savunmalarını oluşturmuş durumdalar. Rojava’da da YPJ şahsında kadın birlikleri savunmalarını yapıyor. Analarda da aynı savunmayı görebiliyoruz. Bu renk ile bütün alanlarda savunmalarını oluşturuyorlar, cephelerde savaşıyorlar, silah kaldırıyorlar. Bu kararlılık ve özgürlük bilinci ile her yerde olacağımızı tekrardan belirtiyoruz. Özgürlüğe olan tutkumuz ile mücadelemiz devam edecektir.