• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

2014 Yılını Özgürlük Yılı Yapmak Kadınların Görevi ve Hedefidir

16 January 2014
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Özgür kadın hareketi PAJK Koordinasyonu Emine Erciyes 2013 yılının özgür kadın hareketi açısından ne anlam ifade ettiğini ve 2014 yılında hedeflenenler üzerine bizimle görüşlerini paylaştı.

Hazırlayan: Gulan Botan

Özgür kadın hareketi olarak (PAJK) 2013 yılında ne gibi eylemsellikler içinde oldunuz ve hangi planlarınızı gerçekleştirebildiniz? Bu eylemler ve gelişmeler Kürt halkı için neler ifade ediyor?

E.E: Geride bıraktığımız 2013 yılı Kürt halkı ve kadınlar açısından özgürlüğün somutlaştığı bir yıl olma anlamını taşımaktadır. Önderliğimizin başlatmış olduğu, demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa hamlesi sadece Kürt halkı için değil, Kürtlerin birlikte yaşadığı tüm halklar, uluslar, kültürler için olduğu kadar sisteme muhalif tüm güçler, kendi rengi kültürü ile yaşamak isteyen, özgürlük, barış ve demokrasi özlemiyle yaşayan tüm insanlar için de bir umut olmuştur. Bu süreçten en çok güç ve moral alan, bir o kadar mücadele azmi büyüten, mücadelenin her alanına kendi rengi iradesi ve özgürlük coşkusuyla katılanlar da kadınlar olmuşlardır. Önderliğimizin başlattığı hamle kadınlar içinde özgürlüğün somutlaşması anlamını ifade etmiştir. Süreçten alınan güç ve özgürlüğe olan özlemle kadınlar tüm çabalarını özgürlük mücadelesine akıtmaya çalışmışlardır.

2013 yılı özgürlük yürüyüşünde önemli sonuçlar yarattığı gibi zorlu bir mücadele yılı olmuştur. Özgürlüğe hasret olanların tüm güçlerini özgürlüğe akıtmalarına karşın, halkların, kadınların, kültürlerin özgürlüğünde kendi sonunu gören egemen ve sömürgeci güçler, özgürlüğün somutlaşmasının önünü almak için ellerinden gelen her türlü kirli oyun politika ve yöntemlere başvurmuşlardır. Henüz yılın başında yıl karakterinin ne kadar keskin bir mücadele yılı olacağını gösteren olay Paris katliamıdır. Paris’te üç kadın yoldaşımızın katledilmesi Önderliğimizin başlatma hazırlığında olduğu demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa hamlesini başlamadan boğma girişimiydi. Bu katliamdan hem bir bütün özgürlük mücadelemiz ve hem de kadın hareketi olarak çıkardığımız çok önemli sonuçlar oldu.

Özellikle Sara yoldaş şahsında hem Önderliğimiz, hem PKK, hem de kadın özgürlük hareketi darbelenmek istenmiştir.  Bu, Sara yoldaşımızın kendi mücadele çizgisinde somutlaştırdığı direniş ve birikiminin, Onu bir sembol olacak kadar güçlü kılmasından kaynaklanmaktadır. Sara yoldaş, Önderliğimizin en eski kadın yoldaşı olduğu kadar Önderlik çizgisinin keskin direnişçisi ve savunucusu olmuştur. Bu yönüyle Sara yoldaşın şahadetiyle hedeflenen ilk önce Önderliğimiz ve öngördüğü özgür yaşamdır. Önderliğimizin başlattığı hamle aynı zamanda demokratik modernitenin yaşamsallaşmasının pratik güncel adımıdır, bu anlamda Önderliğimizin insanlığın kurtuluşu olarak öngördüğü demokratik modernite çizgisi bu katliamla baltalanmak istenmiştir. Yine Sara yoldaşımız PKK’nin kurucu üyesi arkadaşlarımızdandır. Bu katliamla demokratik modernitenin inşa gücü PKK darbelenmek istenmiştir. Elbette katliamcıların üç kadın yoldaşı hedef alması, özgür kadına karşı duydukları kaygının göstergesidir. Özgürleşen kadın, Önderliğin en güçlü takipçisi ve uygulayıcısı, PKK’nin temel özgürlük inşacı dinamiği ve demokratik modernitenin öncüsüdür.

Hareketimizi böyle her yönden hedef almak halklara da verilen bir mesaj oluyor. Direnen katliamla karşılanır denerek özgürlükçü insanlığa gözdağı verilmek istenmektedir. Önderliğimiz bu nedenle Sara yoldaşın katledilmesini ikinci Dersim katliamı olarak nitelendirdi. Fakat özgürlük düşmanı güçlerin planları tutmadı, hatta ters tepti. Gözdağı verilmek istenen halklar ve özgürlükçü insanlık bu arkadaşların etrafında toplandılar. Bu yoldaşlara onların mücadelesini sürdürme sözü verdiler.  İçinde biraz olsun özgürlük ışığı olan herkes katliamcıları lanetledi ve özgürlük için şehit düşenlerin yollarında yürüyeceklerini belirttiler. Sadece Kürtler değildi Paris katliamının katillerine lanet okuyanlar ve özgürlük mücadelesini sürdürme sözü verenler. Dünyanın birçok değişik yerinden demokratik ve özgürlükçü kesimler bu yoldaşlar etrafında toplandılar. Bu üç yoldaşımız etrafında oluşan duyarlılık, özgürlük hareketimizin ve kadın hareketimizin halklara ve özgürlükçü insanlığa ne kadar umut, güç ve moral olduğunun göstergesi olmaktadır. Demokratik modernitenin insanlığın kurtuluşu paradigması olması itibarıyla insanlığın demokratik modernitede etrafında birleşmesinin somut ifadesi olmaktadır.

Paris katliamı ve buradan çıkan sonuçlar göstermiştir ki, bir taraftan katliamcı güçler özgürlüğü vurmaya yönelik kapsamlı konsept içindedirler, diğer taraftan özgürlükçü insanlık özgürlük çizgisi etrafında kararlı birlik sağlamışlardır. Bu iki yan yıl mücadelesinin hem karakterini belirlemiş, hem de yıla nasıl yaklaşmamız gerektiğini ifade etmiştir. Yıl boyu bu katliamın peşi bırakılmamıştır.  Özellikle kadınlar ve tüm özgürlük arayışçıları bu katliamı kınamış ve katillerin açığa çıkarılması için eylemselliklerle yılı doldurmuşlardır.

Önderliğimizin başlattığı demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa hamlesi gerillanın 2012 yılında geliştirdiği devrimci halk savaşının direniş ruhunun yarattığı zemin üzerinden gelişmiştir. Özellikle kadın gerilla gücü hamleye aktif katılmış, komutanlık düzeyinde öncülükten fedai eylemselliğe kadar hamlenin başarısına damga vurmuşlardır. Rojin Gevda yoldaş devrimci halk savaşının öncü komutanı olarak meşru savunma çizgisinde kadının direniş, insiyatif ve eylem tarzının ifadesi olmuştur. Zin, Ezda,, Beritan ve Newal yoldaşlar ise Önderlik çizgisine fedai bağlılık noktasında eylemselleşen kadın çizgisinin ifadesi olmuşlardır. 2013 yılında ise Önderliğimizin çağrısı temelinde YJA Star kadın gerilla gücü dönem karakterinin gerektiği temelde hareket etmiştir. Önderliğimizin başlattığı hamlenin ilk adımı olan gerillanın Kuzey Kürdistan’daki mevzilenmesinden çekilmesi temelindeki yaklaşıma göre kadın gerilla gücü de güneye geri çekilmeye katılmıştır. Buna karşı devletin yaklaşımı gerillanın boşalttığı alanlarda koruculuğu güçlendirme, karakol ve kalekollarla tahakküme alma şeklinde olunca yine siyasal olarak başlaması gereken ikinci adım devlet tarafından atılmayınca gerillanın geri çekilmesi durdurulmuştur. Kadın gerillası güneyde ve kuzeyde, başta Kürdistan kadını olmak üzere tüm kadınların meşru savunma gücü ve özgürlük ilham kaynağı olma rolünü oynamaya devam etmekte ve edecektir. Kadın gerilla gücü kadın özgürlüğünün garantisidir ve kadınlar her yönlü özgürleşene kadar özgürlüğün nöbetini tutmaya devam edeceklerdir.

2013 yılında Önderliğimizin başlatmış olduğu hamleyi kadın hareketimiz de demokratik kurtuluşu sağlama ve özgür yaşamı tüm toplumsal alanlarda inşayı gerçekleştirme temelinde planlamalarla karşılamıştır. Bu konuda Kürt kadınlarının ulusal birliği, yine dört parçada birlikte yaşanılan değişik ulus, kültür ve etnik kökenli kadınlarla özgürlük paydasında buluşma ve tüm dünya kadınlarıyla özgürlük ruhunu paylaşma kadın hareketimizin temel mücadele yaklaşımı olmuştur.

Özellikle Ortadoğu coğrafyasında sürmekte olan kaos, kriz ve savaşların en ağır faturası kadınlara çıkmaktadır. Savaşlar nedeniyle ailesini, binbir emekle büyüttüğü çocuğunu, yaşam huzurunu kaybedenler kadınlar olduğu gibi, savaşın ganimeti, alıp satılanı da kadınlar olmaktadır. Özellikle dini özünden çarpıtarak, iktidar adına savaş veren çeteler kadını da en ucuz bir savaş ganimeti gibi kullanmaktan geri durmamışlardır. Buna karşın ancak özgürlük ekseninde örgütlenerek karşı durulabilir. Kapitalist çağın zirveleştirdiği, erkek egemenliğinin doymak bilmez iktidarcı zihniyeti, gittikçe coğrafyamızı kan deryasına çevirmektedir. Ortadoğu coğrafyası toplumsallığı ve insanlık kültürünü yaratan ana tanrıçanın memleketidir. Bu komünal, eşitlikçi, paylaşımcı ve özgür insanlık demektir. Kapitalizmin coğrafyamıza dayattığı savaş ve kaosu, Ortadoğu kadının ortak direniş ve isyanıyla aşabiliriz.

Kadının ortak direnişinde Rojavadaki halkı ve Kadını nasıl ele alıyorsunuz?

E.E: Rojava devrimine kadının katılımı bunun açık bir göstergesi olmaktadır. Suriye’de rejimin sarsılması çetelerin saldırıları krizi gittikçe derinleştirirken Kürt halkı özgür iradesiyle kendi sistemini kurmayı esas almıştır. Rojava’da açığa çıkan özgür Kürt iradesi tüm hegemon güçler özellikle Türkiye ve Kürt halkının değerlerini hegemon devletlere peşkeş çekerek palazlanan KDP açısından bir korkulu rüya olmuştur. Rojavada Kürtlerin özgürleşmesi, tüm Kürtlerin buradan ilham alması ve özgürlük ekseninde buluşması demektir. Bu, Kürdistan’ı sömürgeleştirerek zenginleşen, Kürdistan’ı kendi aralarında paylaşan devletlerin ve Kürt işbirlikçi kesiminin işine gelmez. İradeleşen Kürt kendi değerlerine sahip çıkan Kürt demektir, yani işbirlikçiyi sömürgeciyi kabul etmeyen Kürt demektir. Rojava’da YPG’ye karşı saldırıya geçen çeteler tüm hegemon güçlerin desteği ile saldırmaktadır. Buna karşı Kürt halkı yediden yetmişe örgütlenmiş ve direnişe geçmiştir. Özellikle YPJ bünyesinde örgütlenen kadınlar büyük bir görkemle direnmişlerdir. Genç kızlardan çocuklu analara kadar kadınların özgürlük saflarında mevzilenmesi, kadınların savaşın acı bedellerine karşı direnişin kutsallığını kendi duruşlarında somutlaştırmalardır. Kürt kadınının Rojava’daki direnişi, tüm düşmanlarının yüreğine korku saldığı gibi tüm Suriyeli kadınlara da güç ve moral vermiştir. Rojava devriminde kadınlar hem direniş sembolü, hem özgür toplumsal sistemin inşasının öncüsü oldukları gibi, tüm Suriye halkıyla buluşma anlamında Suriye demokratik ulusunun da öncülüğünü yapmaktadırlar.

2013 yılı boyu kadına karşı şiddet tırmanmış, kadın katliamları artık günlük haberlerin bir parçası haline gelmiştir. Özellikle Türkiye’de kadın katliamları bu şekilde sürekli gündemde tutulurken, aslında bu duruma bir itiraz veya tedbir geliştirmeden ziyade meşrulaştırma yaşanmıştır. Her gün kadınların öldürülmesi fakat buna karşı hiçbir tedbirin geliştirilmemesi, ya da geliştirilen tedbirin polisten destek isteme gibi, aile içinde ya da bireyler arasında güveni iyice ortadan kaldıran nitelikte olması adeta kadın katliamının önünü daha da açmıştır. Alınacak tedbir toplumun ahlaki politik özüne dönmesi, kadın ve erkeğin eşit olarak toplum yaşamına katılması yine ailenin demokratikleşmesi olmalıdır. Kadın özgürlüğünün gelişmesiyle kadının toplumun tüm alanlarına kendi özgür kimliği, iradesi ve rengiyle katılabilmesidir. Kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik ve erkeğin kendini kadının ve her şeyin hakimi gören egemenlikli anlayışı yıkılmadıkça, hiçbir tedbir kadına karşı şiddetin önünü alamayacak, kadın cinayetlerini engelleyemeyecektir. Özgürleşmeyen kadın erkeğe muhtaç olmaktan kurtulamaz. Erkek ise kendine muhtaç kadına her türlü uygulamayı kendine reva görür.

Kadın özgürlük bilincini yükseltmek ve kadının kendi özgürlüğü için her türlü mücadele yöntemini geliştirmek, 2013 yılında olduğu gibi, kadın özgürleşerek toplumun tüm alanlarına özgür iradesiyle katılacağı güne kadar, temel mücadele perspektifimizdir. Perspektifimiz kadının özgürleşerek tüm topluma özgürlükte öncülük etmesidir. Bu anlamda kadın özgürlüğü toplum özgürlüğünün kilididir. Yıl boyu kadınlar bu konuda önemli direnişlere damga vurdular. Özellikle 25 Kasım kadına karşı şiddeti protesto amaçlı kadınların gerçekleştirdiği eylemler, kadınların özgürlük özlemlerinin sokaklara dökülen ifadesi olmuştur. Erkek egemenliği, yükselen savaş ve toplumsal krizlerin artmasıyla hıncını daha fazla kadına karşı şiddette yoğunlaştırırken, kadınlarda bu krizli durumdan kurtulmanın yolunun özgürlükten geçtiği bilinciyle özgürlükçü eylemlerle yıla damga vurmuşlardır.

2013 yılında kadınların ve Kürt halkının katıldığı eylemleri nasıl yorumlayabiliriz?

E.E: Türkiye’de gerçekleşen Gezi direnişi Türkiye halkları açısından sisteme karşı biriken öfkenin dile gelişi olmuştur. Bu direnişin ilhamında Kürt halkının yıllardır yürüttüğü mücadele ve direnişten alınan güç ve moral etkili olmuştur. Halklar her zaman birbirlerinden güç alır, moral, ilham ve destek alırlar. Türkiye halkının bu direnişi sistem açısından oldukça zorlayıcı oldu. Türkiye devleti hiçbir halk kesiminin kendisine dayatılan sömürüyü sineye çekip katlanmayacağını gördü. Bu direnişte dile gelen devletin tüm toplumsal ihlallerine karşı bir isyandı. Ve bu direnişe en fazla kadınların katılması da oldukça anlamlıydı. Türkiye ve Kürtdistan kadınları olarak mücadeleyi ortaklaştırmak ve örgütlülükle gücümüze güç katmak önümüzdeki sürecin temel görevi olmaktadır.

Kadınların ulusal kimliği ne olursa olsun tüm uluslarda kadına dayatılan baskı, şiddet, saldırı aynı karakterdedir. Bu nedenle kadınlar hangi ulus ve toplumdan olursa olsun, onları ortak paydada buluşturan yanları daha belirgindir. Kadınlar daha çabuk ortaklaşabilirler, birbirlerini anlayabilirler. Tüm kadınlar, benzer erkek egemen ve iktidarcı yaklaşımların dayatmalarına maruz kaldıkları için ortak özelliklere sahiptirler diyebiliriz. Kadınları ortaklaştıran sadece geri ve egemen dayatmalar değildir. Kadının tarihin başından beri toplumsallığa özgürlüğe ve komünal kültüre öncü olması, kadının toplumsal hafızasında kök hücresinin bunlar olması ve tarih boyunca bu temelde bir anti uygarlık direniş gücü olmalarıdır. Önder Apo’nun son savunmalarında tanımladığı demokratik ulus anlayışı, aynı kültür ve zihniyeti paylaşan insanlar aynı ulusu ifade eder şeklindedir. Bu tanımlama dünyanın tüm kadınlarının ortaklığını da ifade etmektedir. Ortak tarihsel hafıza, karşılaşılan egemen yaklaşımlara karşı ortak mücadele anlayış ve yöntemlerini getirecektir. Dünya kadınlarının ortak paydası erkek egemenliğinin hiçbir yerde değişmeyen karakterine karşı özgür kadın iradesini yaratmak olmaktadır.

Aynı zamanda tüm Ortadoğulu kadınlar olarak buluşmak ve bölgemize dayatılan kaostan çıkışın mücadelesini ortak vermek önümüzdeki yılın temel görevlerindendir. Kapitalist çağın zihni hastalığı olan milliyetçilik toplum düşmanı, kadın düşmanıdır. Toplumları, kültürleri, kadınları ve bireyi lime lime parçalamış ve sömürüye açmıştır. Milliyetçiliğin panzehiri ise demokratik ulus bünyesinde kültürlerin yeniden yaşam bulması, bireyin toplumla doğru ilişkilenerek iradeleşmesi, kadınların sorunların çözümlenmesi ve toplumun komünal demokratik ölçülerde birlikteliğinin sağlanmasıdır. Bunun öncüsü kadınlar olmak zorundadır. Kadının tarihsel ve toplumsal konumu bunun zemini ve gerekçesidir.

2013 yılında gerçekleşen Ortadoğu Kadın Konferansı tüm Ortadoğulu kadınların ortak sorunlarını tartışma ve bunlara karşı ortak mücadeleyi geliştirme kararlılığı açısından önemli bir sonuç yaratmıştır. Önceki yıl gerçekleşmiş olan Ulusal Kadın Konferansı ise ulusal birliğin oluşmasında bir temel oluşturmuştu. Önümüzdeki süreçte ulusal birlik temelinde Kürt kadınları olarak birlik sağlamak ve bununla tüm Kürt halkının birliği yönünde öncülük etmek temel bir görev olmaktadır. Şu açıktır ki ulusal birlik olmadan özgürlük olmaz. Parçalılık oldukça, sömürgecilerle işbirliği yapan bazı kesimlere halkın değerlerini satma zemini açık kalır ve egemen güçler asimilasyon, sömürge ve parçalanmayı derinleştirerek kendilerini halkların sırtından beslemeyi sürdürürler. Bu anlamda ulusal birlik öncelikle kadınların birincil görevidir. Yurtseverlik görevi, kadın özgürlük görevi, özgür irade, özgür Kürt olma görevidir.

Tarihi ve toplumsal olarak önümüze gelen bu görev ve sorumlulukları yerine getirmek ancak özgür zihniyet ve bilinçle verilecek bir mücadeleyle gelişir. Sistemden öğrendiğimiz yol ve yöntemler bizi yine sistemin versiyonu olmaya çıkaracaktır. Sistemin kişiliklerimize içermiş olduğu kendi kod ve şifrelerini çözüp aşmaktan işe başlamak zorundayız. Yoksa ne kadar sistem karşıtı olduğumuzu savunsak da zihnimizde ve ruhumuzda gizlenmiş sistem alışkanlıklarını aşmadan sistemin tuzaklarına düşmekten ve ona hizmet etmekten kurtulamayız. Bu nedenle öncelikle demokratik uygarlık paradigması temelinde zihniyet devrimini kendi şahsımızda somutlaştırmalıyız. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü demokratik modernite paradigması temelinde kendimizi derinleştirmeli ve örgütlemeliyiz. Ahlaki politik toplum kültürünü kendi şahsımızda somutlaştırmalıyız. Bu temelde kadınlar olarak kendimizden başlayarak tüm kadınları ve toplumu özgürlük değerleri temelinde yeniden inşaya öncülük etmeliyiz. Bunun tüm verileri Önder Apo’nun beş ciltlik “Demokratik Uygarlık Manifestosu”nda dile gelmektedir. Özellikle son cilt olan “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü” adlı savunma özgür topluma demokratik ulusa giden yolun somut yol göstericisidir. Bu savunmada dile gelen toplumsal inşa perspektifi önümüzdeki mücadele sürecinin çizgisi olmaktadır.

Mücadelemizin öncüsü, bizlere özgürlük bilincini kazandıran Önder Apo hala İmralı koşullarında tutulmaktadır. Bu özgürlüğe, tarihe ve insanlığa en büyük haksızlıktır. Çünkü O tarihe işlenen uygarlığın sahte şifreleri çözmüş, insanlığa özgür toplum ışığını sunmuştur. Biz kadınlar içinde Önderliğimizin esaret koşullarını sonlandırmak tüm görevlerin başındadır, tüm mücadele alanlarının temel hedefidir. Önderliğimizin özgürlüğü için tüm mücadele gücümüzle direnişi yükseltmek ve eylemselleşmek tarihe, topluma ve özgürlüğe karşı birincil görevimizdir. Özgürlüğün tüm renkleri Önder Apo’da somutlaşmıştır. Tüm özgürlükler O’nun özgürlüğüne bağlıdır. Önder Apo özgürlük koşullarına kavuşmadan hiçbir özgürlük gerçekçi değil, ancak kandırma ve aldatma olur. Özgürlüğü Önder Apo’dan öğrendik ve özgürlük ancak Onun özgürlüğüyle hakikatleşir.

2014 yılında özgür kadın hareketi olarak başta Kürt kadınları olmak üzere özgürleşmek ve örgütlenmek isteyen kadınlar ve halklar nasıl bir eylemsellik içinde olmalıdır?

E.E: Kadınlar olarak özgür topluma öncülük etmek öncelikle iktidar ekseninden kurtulmuş bilimsel yöntemi geliştirmeyi gerektirir. Kadının en çok dışlandığı alanların başında gelen bilim bilinç alanıdır. Oysa toplumsallaşmanın başlangıcında kadının öncülük ettiği bilgi ve bilim toplumun kadının etrafında toplanmasının temel nedenlerinden biridir. Bugün ise bilim insanlıktan ve kadından koparılmış sadece iktidar sahiplerinin çıkarına hizmet etmektedir, insanlığın başına her türlü kötülük bilim yoluyla örülmektedir. Bilimin insana hizmet özüne dönmesi kadının bilime öncülük etmesiyle gelişecektir. İnsana hizmet eden bilim kadın eksenli ve sosyal bilim eksenli olmak zorundadır. Bu da önümüzdeki süreçte JINEOLOJİ’yi geliştirmeyi en acil görev olarak dayatmaktadır. Jineoloji yaşamın tüm alanlarında, tüm toplumsal sorunlara karşı, kadın ahlakı, adaleti ve rengiyle bilimsel yaklaşım ve çözümler geliştirme demektir.

Bununla bağlantılı özgür kadın akademilerini geliştirmek önümüzdeki süreçte öncelikli görevlerdendir. Tüm yeni toplumsal inşa kurumlaşmaları öncelikle özgür zihniyetle olur. Özgür zihniyet inşa kurumları ise özgür kadın akademileridir. Kadının bilimsel anlayışını, kadınlar olarak tüm alanlara dair kendi yol ve yöntemlerimizi tartışacağımız, netleştireceğimiz ve kendimizi özgürlük ekseninde örgütleyeceğimiz mekanlar kadın akademilerimizdir. Önümüzdeki süreçte en acil görevimiz kadın akademilerini güçlendirmek, çoğaltmak ve öncelikli ihtiyacımız olan konularda araştırma ve incelemeleri geliştirerek toplum ihtiyacına cevap oluşturmak, demokratik modernitenin inşa zihniyetini akademilerimizden topluma yansıtmaktır.

Yine demokratik siyasetin gelişmesi temelinde kadın meclislerinin geliştirilmesi acil dönemsel görevlerdendir. Kadın meclisleri siyaseti kendi tekeline alan devlet ve iktidar aygıtlarından siyaseti asıl sahibi olan toplum ve kadınlar adına geri almaktır. Kadınların kendi sorunlarını bunların çözümlerini yol ve yöntemlerini belirleyecekleri toplumsal siyaset merkezleridir kadın meclisleri.

Yine ekonomi toplumsallaşmanın başında kadının öncülüğünde gelişmiştir. Bugün ise ekonomi kadının ancak emeği sömürülen olarak girebildiği bir alandır. Sömürgeci ekonomi kadını erkek egemenliğine en çok bağımlı kılan alandır. Bu nedenle kadınlar olarak kendi ekonomi kurumlaşmamızı örgütlememiz gerekmektedir. Kendi kendimize yeteceğimiz, kendi cins irademiz ve üretkenliğimizle komünal ekonomi ekseninde kendi ekonomimizi örgütlememiz gerekmektedir.

Kadına karşı gelişen saldırılara karşı kendi öz savunmamızı geliştirmemiz yine en temel görevlerimizdendir. Öz savunma anlayışımız kadına dayatılan şiddet ve saldırılara karşı olduğu gibi her türlü kültür kırım,  siyasal kırım, asimilasyon, emek sömürüsüne karşı örgütlü duruş ve irade olma mücadele yürütme temelinde olmalıdır.

Kadın hareketi olarak geçen iki yılı değerlendiren KJB kurultayımız iki yıllık mücadelede kat ettiğimiz yol ve önümüzdeki dönem görevlerini değerlendirmiştir. Tarihi bir dönüm noktasından geçerken kadınlar olarak tarihi sorumluluklarla karşı karşıyayız. Tarihi görevimiz özgürlüğü yaşamsallaştırma görevidir. Kutsal olduğu kadar heyecan vericidir. Tüm kadınların ve insanlığın umudu durumundayız. Bundan daha büyük bir onur olmaz, görev olmaz, aşk olmaz. Tüm kadınlar el ele vererek kadınları, halklarımızı, kültürlerimizi, ülkemizi, coğrafyamızı dünyamızı özgür geleceğe taşımalıyız.

2014 yılı büyük bir özgürlük mücadelesi yılı olacak, özgülükte büyük kazanımlar yaratacaktır. Bunu sağlayacak olan başta kadınların inançlı, kararlı ve cesur mücadeleleridir. Her yeni yıl yeni gelişmelere gebedir, yeni yılı özgürlük hanesine kaydetmek biz kadınların elinde. Özgürlük özlemiyle yaşayan, umut besleyen ve mücadele azmi büyüten tüm kadınların yeni yılını kutluyor, özgürlük mücadelesinin bütünleştirmesi kadar, özgürlüğün güzelliğini paylaşacağımız birliktelikler temelinde tüm özgürlük sevdalısı kadınları selamlıyoruz.

Bize zaman ayırıp görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler.

E.E: Bende size teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. 

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk