• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN UMUDU OLMAK

3 July 2025
in ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
A A
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN UMUDU OLMAK
Share on FacebookShare on Twitter

Kod: Agirîn Herekol                                                  
Adı Soyadı: Leyla Dilek
Doğum Tarihi Ve Yeri: 1979 / Mardin
Şehadet Tarihi Ve Yeri: 29 Kasım 2003’de Dersim’de Şehit

Onlar, yitik bir ülkenin hayalsiz bırakılmış, yok oluşa mahkûm edilmiş çocuklarıydı. Zulüm içinde yaşamı tek gerçeklik olarak tanımaya zorlanan Mezopotamyalı çocuklardı. Öteki çocuklar gibi pembe dünyalarda, oyuncaklarla süslenmiş bir yaşamları hiç olmadı. “Öteki” olmanın ne demek olduğunu bile bilmeden, silah seslerine karışan ağlamalarıyla ana sütünü emerken, çocuk bedenlerinde anlamlandıramadıkları acılara tanıklık ettiler. Gözlerindeki derinlikte taşıdıkları o ifade, yaşadıklarıyla olgunlaşan bakışların yansımasıydı. Hayatları hep kavga içinde geçti, oyunları bile bu kavganın kahramanlarına dönüştü. Ve bu tanıklıklar içinde, sevgileriyle beraber kin, öfke ve nefret de büyüdü içlerinde. Mezopotamyalı çocuklar, apoletsiz ama inançlı komutanlar olarak kendi topraklarında hayallerinde hep savaşıyorlardı.

Agirî yoldaş da işte bu çocuklardandı. Daha çok küçük yaşlarda kavga, savaş ve zulümle tanıştı. Mardinli, yurtsever bir ailenin çocuğuydu. Bu yüzden çocukluğundan itibaren devletin baskılarına, köylerine gece yarısı giren maskeli güçlerin zulmüne tanık oldu. Kürt oldukları için uğradıkları bu uygulamalar, onda büyük öfke ve direnme inadı yarattı. Kimliğine, varlığına yönelen saldırılar karşısında, kişiliğinde onur ve direnişi büyüttü. Çocuk yüreğinin kaldıramayacağı acılara söz bulamadığından, her şeyi gözlerinde sakladı. Agirî yoldaş da gözleriyle konuşanlardandı. Çocukluğunu yaşayamadı; bu eksikliği hep içinde taşıdı.

Köylerinin yakılışına da tanık olmuştu. Emekle yaptıkları evleri, bahçeleri, tahta oyuncakları gözlerinin önünde küle dönmüş, yüreğine kor düşmüştü. Sonunda ailesi, diğer birçok aile gibi göçe zorlandı. Avrupa’ya gittiler; tanımadıkları bir ülkenin yabancısı oldular. Ama yüreklerinde ülkelerinin sıcaklığını taşıyarak direndiler. Agirî yoldaş da bu sürgünde mücadele yolunu seçti. Ortamın rahatlığına kapılmadan kültürüne, geleneklerine sahip çıktı. Makinalaşmış, çok renkli ama kimliksiz bu dünyanın içinde toprağına olan özleminden hiç vazgeçmedi.

Başkasının toprağında yabancı olmayı kabul etmedi. En büyük özlemi, çocukluğunda kalan “gerillacılık” hayaliydi. Ülkesine dönüp özgürlük mücadelesi vermek istiyordu. Ailesinden bu uğurda bedel ödeyenler olmuş, şehitler vermişlerdi. Özellikle ismini aldığı amcasının kızı Şehit Agirî, Botan’da savaşın en yoğun olduğu dönemde kahramanca şehit düşmüş, Agirî yoldaşı derinden etkilemişti. Onun mirasını devralarak, onun yolunda yürümeye karar verdi. Uluslararası komplonun yarattığı öfkeyle 1999 yılında dağlara çıktı. Orada birçok hayalini gerçekleştirdi. Katılımı fedakârca ve moralliydi; kısa sürede çevresindekilerin sevgisini kazandı.

Bir süre sonra Kuzey’e gitme talebinde bulundu. Dayatmalarla karşılaşsa da talebi kabul edildi ve Dersim’e gitme kararı alındı. Bu karar, onun için tarif edilemez anlamlar taşıyordu. Kuzey topraklarına ve halkına duyduğu özlem büyüktü. Daha güçlü bir savaşçı olma inancıyla yola çıktı. Dersim, onun belleğinde asi doğası ve tarihsel direnişlerle örülü bir coğrafyaydı. Yürüyerek yapılan iki aydan uzun bir yolculuk onu yıldırmadı; iradesine ve gücüne güvenerek adım adım ilerledi. Botan alanında, Herekol eteklerinde, Şehit Agirî’nin düştüğü yeri görme şansı buldu. Oradan bir taş alarak koynuna koydu ve yürüyüşüne devam etti.

Agirî yoldaş, Şehit Mahir’in grubuyla birlikte Dersim’e ulaşmak üzereydi. Ancak Batman-Beşiri’de bir çatışmaya girdiler. Bu çatışmada yedi yoldaşını şehit verdiler. Agirî yoldaş, soğukkanlılığını yitirmeden, çocukluğundan beri taşıdığı kin ve kararlılıkla çatışmadan sağ çıktı. Başına gelen küçük bir yarayı gizleyerek, yanındaki arkadaşının elini tutarak yola devam etti. Şehit düşen yoldaşlarının hayallerini, Dersim’e ulaştırma sorumluluğunu taşıdı. Yürümeye devam etti ve sonunda Dersim’e ulaştı. O an yaşadığı coşku gözlerinden okunuyordu. Çok kısa sürede ortama uyum sağladı; görevlerine büyük bir istekle gidiyor, çevresindekilere moral veriyordu. Dersim’in yüzünü sormuş, topraklarına kavuşmuştu. O topraklarda kısa süre de olsa emek vermiş, alnının terini akıtmıştı. Ama bu buluşma kısa sürdü.

Karın ilk yağdığı günlerde, görev dönüşü zorlu hava koşullarına rağmen zorlanmasını aşmak isteyen Agirî yoldaş, ayağının kayması sonucu uçurumdan düştü. Burası, 1938’de Dersimli genç kızların bedenlerini düşmana teslim etmemek için kayalıklardan attıkları direniş mekânıydı. Agirî yoldaş da aynı yerde, Akvanus’taki kayalıklardan düşerek ağır yaralandı. Bir hafta boyunca, bilinci açık şekilde yaşama tutunmaya çalıştı. Direndi. Umudunu korudu. Ama sonunda şahadete ulaştı.

Agirî yoldaşın şahadeti sadece mekânsal değil, zamansal olarak da anlamlıydı. Aynı anda, grubun içinden biri düşmana teslim olmuştu. Agirî yoldaş ise özgürlüğe olan bağlılığıyla yaşama direnirken, öte yanda bir teslimiyetin tanığı olmuştu. Akvanus Vadisi, bir kez daha direnişle teslimiyetin iç içe geçtiği mekânlardan biri oldu. Bizler de bu diyalektiğin tanıklarıyız.

Agirî yoldaş, Şehit Mahir’in grubunda Dersim’e ulaşabilen tek kişiydi. Ve orada, Dersim’in asi topraklarında ölümsüzleşti.

Agirî yoldaş!
Bir sonbahar sabahı, dökülen yaprakların altına bedenini bırakırken, bizlere de anılarında taşıdığın mirası omuzlama görevi düştü. Sana söz veriyoruz: Adını, yolunu, hayalini yaşatacağız. Senin şahsında tüm şehitlere bağlılık yeminimizi yineliyoruz.

Dersim YJA STAR Gücü

 

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk