Eşbaşkanlık sistemi eşitlik ve özgürlük mücadelesinin pratikleşme ayağıdır
Uygarlık tarihi boyunca yaşanan bütün sorunlar kadın etrafında örülen egemenlikçi ilişkiler ağından kaynaklanmaktadır. Kadınla erkek arasındaki ilişkilerde yatan sorunsallık çözümlenmedikçe toplumsal sorunların hiçbiri gerçek anlamda kavranamaz ve çözüme ulaştırılamaz. Önderlik, zorba ve sömürgen erkek eli ve aklıyla kadın yaşamına binlerce yıldan beri yedirilen köleliğin düzeyini, tüm içerik ve biçimleriyle kavramak, gerçekler sosyolojisinin ilk adımı olması gerektiğini belirtmektedir. Çünkü bu alandaki kölelik ve sömürü biçimlenişleri tüm toplumsal kölelik ve sömürü biçimlerinin prototipidir. Bu temelde Önderlik eşbaşkanlık sistemini önerirken “Eşbaşkanlık karı-koca başkanlığı olmayacak. Eşbaşkanlık, hakan-hatun ilişkisi, karı-koca başkanlığı olamaz.” şeklinde belirterek nasıl anlamamız gerektiğinin altını önemle çizer. Bu sistemin yaşam bulmasında özellikle kadın, ideolojik olarak donanımlı ve bilinçli olmazsa, erkeğin kendi egemenlik alanına çevirme ve sürdürme olasılığı yüksek olmaktadır.
Dolayısıyla böylesi bir sistem klasik devletçi mantığın iktidar üreten yönetim biçimi gibi ele alınamayacağı aşikardır. İçerisinde egemenlik ve kölelik kokan kadın ile erkek cinsi arasındaki ilişki biçimi tahakkümü ve iktidarı derinleştirir. Bu açıdan eşbaşkanlık sistemi çok farklı olmak zorundadır. Farklı olması yeni bir yaşamın ve yeni bir toplumun oluşumuna öncülük etmesinden kaynaklanır.
Kürt özgür kadın hareketinin yürüttüğü büyük direnişi sonucu elde ettiği deneyim ve tecrübelerle bir kazanım olarak açığa çıktı eş başkanlık sistemi. Başlangıçta kadının mücadele alanlarında yönetimlerdeki temsiliyeti belirli yüzdelikler (kota sistemi) ile belirlendi. Kotanın pratikleşme aşaması bile kadın hareketinin büyük mücadele ve örgütlenmesi sonucu gelişti. Kadın lehine bir kazanıma dönüştü. Gelişen süreç içerisinde eşit temsiliyete kadar ulaştı. Eşbaşkanlık sistemi özgürlük mücadelesinde önemli bir ayağı temsil etmektedir.
Eşbaşkanlık sistemi, demokratik siyasetin ete kemiğe bürünmüş hali olarak da tanımlanabilir. Eşit ve özgür temsiliyeti esas almaktadır. Kendini anlamlandırarak eşitlik ve özgürlük ilkeleri çerçevesinde daha derinlere kök salarak esas rolünü oynamaya devam etmektedir. Bu sistem daha çok eşitlik ve özgürlük kokmaktadır. Kadını dışlayan erkeği her şeyin merkezi ve sahibi yapan başkanlık sistemine karşı alternatif bir sistemdir.
Eş başkanlık sisteminde ortak akıl oluşturularak kolektif ruhun yakalanmasıdır
Eş başkanlığın tanımını, mantığını, ölçülerini, özelliklerini doğru bir tarzda ele aldığımızda pratikte görev ve sorumluluklarının ne olduğu da açığa çıkar. Özellikle İdeolojik anlamda taşıdığı zihniyet ele alındığında ne kadar fazla özgürlük, eşitlik ve adalet koktuğu görülecektir.
Eş başkanlık sistemi yetki ve iktidar alanının paylaşımı değildir. Klasik başkanlık sisteminin sahip olduğu yetkinin iki kişi tarafından paylaşılması asla değildir. Bu tarzda bir yaklaşım farklı sorunları beraberinde getirir. Cinsiyetçi toplumun kadına ve erkeğe biçtiği rol kapsamında yaklaşılırsa kadın yine ikinci planda kalır. Erkek ise birinci derecede yetkiyi elinde bulundurarak tek merkezli iktidarını sürdürmeyi hedefler.
Diğer önemli bir özellik eş başkanlık sisteminde ortak akıl oluşturularak kolektif ruhun yakalanmasıdır. Özellikle kadın aklı ile erkek aklının optimal dengesinin yakalanması muazzam bir enerji akışını sağlar. Kadın ve erkeğin enerjisinin birlikte aktığı ve birbirini ötelemeden tamamladığı bu sistemde komünal değerler en üst düzeyde yaşamsallaşır. Yaşanan siyasal, ekonomik, sosyal, hukuksal, ekolojik sorunların çözümüne toplumla birlikte çözüm üretir.
Kapitalist modernite de etkili olan egemen erkek zihniyetin başkanlık sisteminde yönetim biçimi tekçi, faşizan ve devletçidir. Tek tipleştirme, evrendeki farklılığa ve çok renkliliğe karşı düşmanca bir yaklaşımdır. Bu hem evrenin ruhuna hem de kadının ruhuna aykırıdır. Ataerkil kültürün ürünü olan tek tipleştirme ve her şeyi egemenliği altına alma yaklaşımı hakikatten sapmadır.
Kapitalist modernite sistemine karşı kıran kırana mücadele veren demokratik modernite sistemi farklılığını ve gelişimini eş başkanlık ve eşit temsiliyete dayandırarak sürdürür. Topluma, insanlığa, kadına ve doğaya yeni bir ruh verir. Nasıl bahar geldiğinde her şey yeniden canlanır ve her yer renklenirse eş başkanlık sistemiyle de yeni bir yaşam gelişmeye başlar.
Egemenlikçi erkek zihniyetinin ürettiği başkanlık sisteminin tekçi, merkeziyetçi, cinsiyetçi, toplumdan uzak olması toplumsallıktan kopmadır. Eş başkanlık sistemi, kadına, topluma ve doğaya karşı tahakkümcü ve sömürgeci yönetim anlayışını kabul etmeyerek her koşul altında mücadele ederek yeni yaşamı geliştirmeye çalışır.
Eş başkanlık sistemi, demokratik modernite paradigması olan demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bakış açısının demokratik özerklikte yaşam bulması için stratejik bir öneme sahiptir. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma ışığında zihniyetini ve kültürünü oluşturduğunda anlam derinliğine ulaşır. Yaşamın her alanından dışlanan, kopartılan özelde kadının genelde toplumda demokratik politik bilincin gelişmesinde eş başkanlık sisteminin önemli bir rolü bulunmaktadır. Kendini ne kadar doğru var ederse demokratik sistemleri iktidarcı sistemlerden ayıran esaslardan biri haline gelir. Alternatif duruşuyla, hiyerarşik devletçi sistemin bütün yapılanmalarını eşitlik, özgürlük ve demokratikleşme yönünden değişim ve dönüşüme uğratır.
Aksi durumda eş başkanlık sistemi doğru oluşturulup komünal yaşam ve kolektif örgütlenmeyi oluşturmazsa iktidar zincirinin bir halkası haline gelmekle yüz yüze kalır. Esas görev ve sorumluluğu olan demokratik bir yaşam ve demokratik bir yönetim sisteminin bir halkası olmaktan uzaklaşır. Bu da mücadele ettiği sisteme benzeşmek anlamına gelir.
Sonuç yerine, unutmamak gerekir ki, bu sistemde hiç kimse kendi başına halk adına karar alan, halk adına uygulayan kısacası kendini halk yerine koyarak yöneticilik yapması kabul görülmez. Eşbaşkanlık sisteminde yönetimin yetkileri, kadınların, toplumun direkt katılım sağladığı doğrudan demokrasinin uygulandığı organlarla sınırlandırılmıştır. Doğrudan demokrasinin etkili olduğu sistemlerde yönetim gerçekliği “iş ve rol koordinasyonu” şeklinde tanımlanmıştır.
Eş başkanlık sisteminin yaşam bulmasında kadın da erkek de aynı derecede sorumludur. Demokrat olmak, ekolojik olmak ve kadın özgürlükçü olmak zihniyet dünyasında ve pratik duruşunda farklı olmayı getirir. Eşbaşkanlık sisteminde her bir yönetici diliyle, üslubuyla, tarzıyla özcesi yaşamıyla iktidarcı kültürün zerresini bile kendinde taşımaz ve bulunduğu ortamda yaşatmaz.
Ronahi Malatya