Önder Apo’nun yoldaşlık çizgisinde buluşmuştu Şehit Asya ve Şehit Rojger
Yıl 1936 yılını gösterdiğinde Zarife Alişêr ile birlikte Koçgiri’de TC’nin zulmüne karşı mücadele başlatmıştı. Zarife Koçgiri’de kadınları örgütlüyor, kendine özgü kofileriyle, şalvarlarıyla kadınlar tacize, tecavüze karşı kendilerini örgütlemek için silahlanıyordu. TC Koçgiri’yi haritadan silerek, göç ettirip kültürlerini, yaşamlarını, kimliklerini alarak bir coğrafyayı talan etmek için ordularını Kocgiri’ye yığmıştı. Fakat Koçgiri’de muazzam bir direniş ile karşılaşacaklarını bilmiyorlardı. Aylarca süren direnişte Zarife ve Alişêr öncülüğünde mücadele Koçgiri’nin dağlarında devam ediyordu. Koçgiri’nin sarp, dik kutsal kayaları direnişçilere barınak olmuştu ve Koçgiri heybetli koyaklarıyla aynı zamanda kadınları saklıyordu. Bir yandan direniş, bir yandan da ihanet kol gezdiğinde Zarife ve Alişêr yönünü Dêrsim’e çevirmiş, Besê ve Seyit Rıza onları karşılamış, aylarca saklamıştı fakat ihanet devam ediyordu. Seyit Rıza onları güvenli bir yere götürmesi için yeğeni Rayberê Kop’a teslim etmiş fakat yol yarılanmadan Rayberê Kop Zarife ve Alişêr’i katletmişti.
Bugün Şehit Asya Ali ve Şehit Rojger Hêlin Koçgiri’nin direnişini alarak yola koyulmuş, Şehit Asya Zarifeleşmiş, Şehit Rojger Alişêrleşmiş Ankara’nın göbeğinde eylem yaparken tıpkı Zarife’nin gözlerindeki, Alişêr’in gözlerindeki en devrimci gülümsemeyle ölümsüzleşiyordu. Şehit Asya Ali ve Şehit Rojger Hêlîn Ankara’nın göbeğinde ihanete karşı kurşun sıkıyordu. Kurşun sıktıkça öfkeler kameraya yansıyordu. Ölümsüzleşirken ‘kahrolsun ihanet’ diyorlardı.
1937 yılında Dêrsim’de TC ihanetini devam ediyordu. Dêrsim’de Kutudere’de toplanan 8 kişilik grupta yer alan Demenanlı Sey Yusuf’un köye karakol kurulmasına izin vermesi üzerine TC askeri kadınlara tacizde bulunmuş, Seyit Rıza yol arkadaşlarıyla Dêrsim halkıyla birlikte direnmeye fırsat olmadan Mustafa Kemal’in emriyle manevi kızı Sabiha Gökçen’in kullandığı uçaklarla Dêrsim bombalanmış, binlerce insan katledilmiş, Kutudere’de kadınlar tecavüze uğramamak için sulara atlayarak yaşamlarına son vermişti.
Geriye kalan fotoğraflarda kadınlar yanlarına aldıkları çocuklarla çaresizliği anlatıyordu. Besê bombardımandan kaçarken yaşamını yitirmişti. Ağlayan Kayalar katledilenlerin kanlarıyla kızıla boyanmıştı. Geriye kalanlar ise komployla tutuklanmıştı ve tutuklananlara idam cezası verilmişti. Seyit Rıza yaşı küçültülerek idama yürürken ‘Varsın her yer bize Kerbela olsun, ben sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun’ diyerek haykırıyordu. Ve devam ediyordu: ‘Başını dik tut, cigeram; varsın her yer bize buğday meydanı olsun.’
Şehit Asya Ali ve Şehit Rojger Hêlîn de başını dik tutarak Ankara’nın göbeğinde sesleniyordu. ‘Kürtler önünüzde diz çökmedi, ihanete boyun eğmedi, size dert olsun’ diyerek Seyit Rızalaşıyor, Beseleşiyor; ‘her yer direniş alanıdır’ diyerek Kürtlere ‘yeniden uyanın’ diyordu.
Yoldaş olmak aydınlığa beraber ışık olmaktı
Şehit Asya ve Şehit Rojger Ağrı direnişiyle güzelleşiyor, Şêx Sait’in ayak izleriyle yürüyor, Zilanlaşıyor, Viyanlaşıyordu. Sur’da, Cizre’de, Hezex’te kefensiz yatanlarla buluşup Bêrîtan’ın direniş müziğinde yeni notalar yazıyorlardı. Çiyager’in gülümsemesinde halaya durup Sur’da bedenlerini ateşe verenlerle buluşuyorlardı. Amed zindanında Agit yoldaşın direnişini alıp Dörtlerin Ateşinde semaha duruyorlardı .
Eylemlerini yaparken geride bıraktıkları yoldaşlarının fotoğraflarını hafızalarında taşıyorlardı. Eyleme giderken Önder Apo’nun yoldaşlık söylemlerini yanlarında götürmüşlerdi. Onlar eyleme giderken yalnız değillerdi; yol arkadaşları Önderliği ve Kürt halkını yanlarına almışlardı Önder Apo’nun yoldaşlık çizgisinde buluşmuştu Şehit Asya ve Şehit Rojger. Biliyorlardı yoldaş olmak sorumluluktu. Yoldaş olmak özgürlüktü. Yoldaş olmak eşitlikti. Yoldaşlık bir fotoğraf gözüyle kameranın deklanşörüne basıp hafızaya her anı kaydetmekti. Anda ölümsüzleşmek yoldaşlarının her bir kareyi tarihe not etmesiydi. Tarih canlıydı çünkü tarihi Apocular yazıyordu yeniden. Tarih anda saklıydı. Bu nedenle yoldaşlığın yükü ağırdı. Yoldaş olmak aydınlığa beraber ışık olmaktı. Yoldaş almak ser verip sır vermemekti. Bu yüzden önce yürekleri buluştu, sonra elleri beraber karanlığa bir mum yaktılar ve ağız dolusu gülerek rüzgarın kanatlarında yoldaşlarına, Kürt halkına, dostlarına selam yolladılar.
Ezgi Dersim