Önder APO’nun ‘Genç başladık genç bitireceğiz’ söylemi devrimci mücadelenin, gençlerin büyük iradesi ve kararlaşması ile başladığını ve başarının da yine devrimci yurtsever gençliğin iradesi, mücadelesi ve kararlaşması ile olacağının tarihsel saptamasıdır. Gelinen aşamada bu gerçeklik bugün çok daha büyük anlam kazanıyor. Türk devletinin işgal ve imha saldırılarına karşı Kürdistan dağlarında gerilla gücünün muazzam direnişi devam ediyor. Kürt gerillasının görkemli direnişi ve çelikten iradesi her geçen sömürgeci Türk devletini çöküşün eşiğine, uçurumun kenarına getiriyor. Sarsıcı darbeler faşist Türk devlet sisteminin alaşağı olması için yeterlidir. Bu darbeler ise toplumsal ve birleşik devrim mücadelesi ile mümkündür. Gerilla gücünün bu görkemli ve destansı direnişinin devrim mücadelemiz açısından nihai zafere ulaşması ve sömürgeci Türk devlet sisteminin alaşağı edilmesi, elbette Kürtlerin, devrimcilerin, kadınların, demokratik tüm yapıların ve özelikle de devrimci yurtsever gençliğin mücadeleyi yükseltmesi ve direnişi her alana yayması ile olacaktır. Bu anlamda devrimci yurtsever gençliğe büyük sorumluluk ve önemli görevler düşmektedir.
Önder APO’nun 1995 yılında yapılan PKK 5. Kongresine sunduğu perspektifler de temeli atılan ve Önder APO’nun dünyada eşi benzeri görülmemiş uluslararası İmralı Tecrit Sistemi’ne rağmen geliştirdiği demokratik toplum ve özgür yaşam paradigması, Rojava Demokratik Halklar Devrimi ile yaşam bulmuştur. Önder Apo’nun paradigması Kürdistan ve Ortadoğu’da toplumsal karşılık bulurken aynı zamanda dünya halklarına da umut olmuştur. Önderlik Paradigması ve inşası halklarda kurtuluş adına mayalanmıştır. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarında, Mexmûr ve Şengal’de yaşam bulan demokratik toplum ve özgür yaşam Paradigmasının inşası Kapitalist Modernite ve ulus-devlet sistemini de haliyle ürkütüyor. Kuşkusuz Demokratik Modernite sistemi konumlandıkça ve toplumsal karşılık buldukça, Kapitalist Modernite ve ulus-devlet güçleri de azgınlaşıyor. Sömürgeci Türk devletinin NATO ve küresel güçlerin destekleri ile KDP işbirlikçiyle giriştiği işgal ve imha saldırıları özünde Önderlik Paradigmasını hedef almaktadır. Kavranması gereken şey, sömürü ve talan sistemi olan Kapitalist Moderniteye karşı yaşam bulan ve halklara umut olan Önder APO’nun Demokratik Modernite kuramının hedef alındığıdır. İçinde bulunduğumuz süreç cephe savaşının yanında aynı zamanda ideolojik ve sistemsel bir savaştır. Bu savaş sürecini daha iyi anlamak için konuyu biraz daha açalım.
PKK Hareketi Demokratik Modernite sisteminin prototipidir ve PKK bu temelde Demokratik Modernite sisteminin öncülüğünü ve inşasını yapmaktadır. Normalde 4 parça Kürdistan ve Türkiye’de tüm yapılar, mekanizmalar oluşturulmasına rağmen tüm yük PKK Hareketinin omuzlarına yüklenmiş durumdadır. Aynı PKK 7 yıldır kesintisiz bir işgal-imha saldırısına karşı insanüstü bir iradeyle direniş sergiliyor. Maalesef dışta PKK’nin bu destansı direnişine cevap olacak yeterli toplumsal destek sağlanamıyor. Emek ve mücadele var fakat sürece cevap olacak şekilde gelişmiyor. Buna rağmen PKK Hareketi her alanda olağanüstü bir mücadele yürütüyor, direniş sergiliyor. Yeni Paradigma esas alınarak yeni bir savaş ve mücadele dönemi yaşanıyor. 2005 sonrası gelişen ve Rojava Demokratik Halklar Devrimi ile ete kemiğe bürünen yeni Paradigma ve savaş süreci anlaşılmadığı, doğru kavranmadığı sürece bir boşluk oluşmaktadır. Bu boşluğun oluşmaması içinde ideolojik eğitim ve pratik şarttır. Yeni savaş tarzı otonom, mücadele ise komünalist devrim mücadelesidir. Devrim mücadelelerinde teori ve pratik devrimci mücadelenin temelidir, özüdür. Teorik düzeyde kalan veya teorik anlamda eksik olup pratik çalışma, mücadele içinde olmak nitelik ve sonuç alma noktasında sıkıntılı bir durum yaratır. Teori ve pratik devrimci mücadelenin olmazsa olmazıdır. Esasında teori anlam, pratik ise eylemdir.
‘Büyük hakikat derdi olmayanlar yola girmemeli’
Dolayısıyla devrimci mücadele yürütmek için ilk yapılması gerekenin ideolojik eğitim olduğunu unutmamak gerekir. Bu temelde her devrimci yurtsever kendisini ideolojik bir eğitime tabi tutmalıdır. Keza özden kopuşun sonucu zayıf kalan bir toplum ve çürümüş zihniyet ile karşı karşıyayız. Bunun panzehiri ise ideolojik eğitimdir.
Otonom savaş süreci yeni dönem gerilla mücadelesinde de açıkça görülüyor. Önder Apo ‘Hem ideolojik-politik, hem de gerilla mücadelesi ve hareket tarzı anlamında PKK’nin dönüşmesi gerektiğini, şayet bu şekilde devam ederse sürekli kendisini tekrar edeceğini’ ifade eder. Nitekim PKK Hareketi değişimi ve dönüşümü esas alarak kendisini yenileyerek yeni süreci başlatmış oldu. Buradaki temel sorun, PKK Hareketi muazzam sonuçlar elde ederken devrimci mücadelenin toplumsal ayağının geride kalmasıdır. Kürt Özgürlük Mücadelesi tarihi boyunca tüm alanlarda bütün yapılarıyla, eşgüdüm ve koordineli olarak mücadeleyi yürütmüştür. Bugün PKK Hareketi ile toplumsal zemin ve Avrupa sahası arasındaki makas açılmıştır. PKK’nin 50 adım gerisinden bir takip söz konusu. Bu takip kimi zaman PKK Hareketinin ikazları sonucu ancak gelişebiliyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen PKK Hareketi, Sömürgeci Türk devleti ile işbirlikçi çizgi KDP’nin NATO desteği ile sürdürdüğü son 7 yıllık kesintisiz imha ve işgal saldırılarına karşı yeni tarz ve yöntemle düşmana diz çöktürüyor.
Yazının başında devrimci yurtsever gençliğin Kürt Özgürlük Mücadelesindeki önemi, misyonu ve rolü üzerine değerlendirmeler yaptık. Özellikle toplumsal sorunlar, ideolojik-politik eksiklikler, örgütsüzlüklük, toplumsal reflekslerin sönümlenmesi, derin suskunluk ve büyük oranda yaşanılan duyarsızlığı da konuşmak gerekir. Ve buradan hareketle mücadeleyi yükseltebilecek, direnişi her alana yayabilecek iradenin, cesaretin ve davaya bağlılığın devrimci yurtsever gençlikte canlı, dinamik olduğunu da bilmek gerekir. Özellikle Kuzey Kürdistan ve TC sahasında yaşayan devrimci yurtsever gençlik bir öncülük sorunu yaşamaktadır. Son 7 yıllık kesintisiz imha ve işgal savaş sürecinde bunların yaşanması doğal bir sonuçtur. Yeni dönem mücadele-savaş süreci aslında bu sorunu ortadan kaldırıyor. İdeolojik-politik yeterlilik ve mücadele iradesi olan Apocu devrimci çizgiye bağlılık yani öz yeterlilik ve öz savunma ilkesi esas alındığında, her Apocunun inisiyatifli olduğunu bilmek gerekir.
Özcesi Önderlik Paradigması, PKK ideolojisi, ahlakı, kültürü ile donanmış ve Hareketin genel perspektiflerini esas alan her Apocu inisiyatif almalıdır. Alacağı inisiyatifi mücadeleyi yükseltme ve dünyanın neresinde yaşıyorsa, hangi platformda olursa olsun direnişi daha geniş alanlara yaymayı esas almadılar. Devrimci yurtsever gençliğin Kürt Özgürlük Mücadelesini başlattığı, sırtladığı ve sürdürdüğü gibi, ‘ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız’ şiarı ile mücadele edeceklerine şüphe yoktur. Özgün ve özerk yapısı ile devrimci yurtsever gençlik, Kuzey Kürdistan, TC ve Avrupa’da otonom savaş döneminin ruhuna ve tarzına uygun yeni mücadele ve direniş yöntemleri ile toplumsal refleksleri harekete geçirebilir. Bu şekilde Kürt Özgürlük Mücadelesinin tüm yükünü sırtlayan fedakar ve kahraman Kürt Özgürlük Gerillasına ve direnişe büyük katkı ve moral sağlanmış olacaktır. İdeolojik yeterlilik, devrimci mücadele, tutum ve yaşam, düşman gerçekliğini bilince çıkarma zaferin anahtarıdır.
Düşmanın her alanda dehşet bir kuşatması varken kimsenin bir kurtarıcı beklemesine gerek olmadığını bilmek gerekir. İnisiyatif almak ve bunu doğru temelde kullanmak yeni dönemin görev ve sorumluluğudur. Otonom savaş dönemi tam olarak bunu ifade eder. Gerilla kendi sahasında insan üstü bir çaba ile muazzam bir direniş sergilerken, OPCW’de eylem yapan devrimci yurtsever gençlik inisiyatif alarak, otonom savaş döneminin ruhuna göre ayakta alkışlanacak bir eyleme imza atarak dünya gündemine oturmuştu. Dönemin ruhuna denk düşen devrimci politik eylemsellik zamanıdır. “Yine gerilla her yerdedir ama hiçbir yerdedir” anlayışı yeni dönemin yani otonom savaş döneminin ruhunu açığa çıkarmaktadır.
Medya Savunma Alanlarında hareketli gerilla timlerinin muazzam hareketli eylem tarzları ve küçük birimler şeklinde düşmana darbe vurucu etkili eylemler yapmaları, yeni dönemin ve tarzın bir sonucudur. Ve yeni dönemin tarzı ve yöntemi başarı çıtasını yükseltiyor. 2021 başlarında Heval Cuma’nın ‘dünyanın neresinde bir Apocu yaşıyorsa artık inisiyatif almalıdır’ çağrısı yine yeni döneme dönüktür.
Bunların yanı sıra şunu da unutmamak gerekir, üretemeyen ve sürekli olarak tüketen, apolitik yaklaşım sergileyen, özden kopuşu yaşayan ve çürümüş anlayışlar devrimci mücadelenin kemirgenleridir. Devrimci yaşamı, ahlakı, kültürü ve ideolojiyi yaşamının her alanında uygulamayan, lümpen, oportünist, konformist, liberal ve tasfiyeci anlayışlara karşı keskin Apocu refleksi göstermek şarttır. Her türlü çürümüşlüğü yaşayan ve değerleri, ilişkileri kullanarak kendisine bu anlamda kalkan yapan bu anlayışlara ve kişiliklere karşı yine ideolojik refleks göstermek gerekir. Önder Apo: ‘Büyük hakikat derdi olmayanlar yola girmemeli’ dedi. Son olarak; Özgür demokratik konfederal Kürdistan hedefi bir adım ötemizde durmaktadır ve son bir hamle ile ona ulaşmak bizlerin elindedir.
Eylem Çiyager