• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü sizin için neyi ifade ediyor.

10 March 2014
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

DİCLE ARYA/

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü sizin için neyi ifade ediyor. 
EKİN ERZİNCAN: Başta Önder APO’nun ve bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyorum. Bilindiği gibi, 8 Mart New York’ta insani hakları için mücadele veren ve yaşamını kaybeden kadınların anısına kutlanmaktadır.  Başlattıkları bir grevle kendi taleplerini öne süren bu kadınlar, erkek egemen zihniyetin 1857’de, 129 kadını canlı canlı yakması sonucu kadın direniş günü olarak ilan edildi. Bir taraftan bu olay belli bir hüzün yaratsa da günümüzde binlerce kadın sokağa dökülerek, aynı duygularla, düşüncelerle, kendi aralarında hiçbir fark gözetmeksizin, tek bir ruhla bu egemen sistemi lanetlemekte, bu mirası sahiplenerek mücadeleye devam etmektedirler. Kadınlar kendi tarihlerinden bunu öğrenmişlerdir, hiçbir kazanım bir örgütlülük yaratmadan, bir bilinç kazanmadan, mücadele ve bedel vermeden elde edilemez.  Bu temelde, 8 Mart bizim için bir semboldür.Egemen sisteme karşı mücadele, birliğin yani örgütlülüğün, kendi haklarını savunmanın, direnişin sembolüdür.Aslında, bugün bir sembol olmaktan da çıkarılmıştır çünkü dünyanın her bir yerinde kadınlar, bu mirası sahiplenerek mücadeleye devam etmektedirler. Bu nedenle, 8 Mart sadece bir gün içerisine sığdırılmamalı her günümüz, egemen sisteme karşı mücadelenin, varoluşumuzu korumanın,  haklarımızı elde etmenin ve sesimizi yükseltmenin günü olmalıdır.

 2013 yılını, Kürt kadın hareketi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
EKİN ERZİNCAN: Kürt kadın hareketi olarak çok yoğun bir yıl geçirdiğimizi belirtebiliriz. 2013 yılında çok kapsamlı çalışmalar yürütülmüştür. Ortadoğu’da yaşanan genel kriz ve yaşanan gelişmelere karşılık yapılan bir konferans olarak tanımlanabilir. Amed’te Ortadoğu Kadın Konferansı yapılmıştır. Bu çalışmanın çok tarihi bir önemi vardı. Kadın hareketlerinin yan yana gelmeleri belli bir değer ifade etmektedir. Bu konferans Ortadoğulu kadınların birlik ve beraberliğini temsil etmektedir. Bu önemlidir, kadınlar nerede yaşarlarsa yaşasınlar, hangi ırka, dine, ulusa sahip olurlarsa olsunlar aynı baskıya, dışlanmaya maruz kaldıkları bir gerçektir. Bundan kaynaklı ortak bir iradenin ortaya çıkması büyük önem taşımaktadır. Günümüzde kadının ve kadın hareketlerinin yaşadığı sorunlar ele alınmış, tartışılmış, buna dönük ortak çözümler ve projeler üretilmeye çalışılmıştır. Önemli bir kararlaşma düzeyininaçığa çıktığını belirtebiliriz. Ayriyeten, Ortadoğulu kadınlar olarak nasıl daha güçlü bir örgütlülük sağlanabileceği üzerinde de durulmuştur. Ortadoğu Kadın Konferansı’na katılan hareketler ve kişilerle ilişkilerimizi devam ettirmekteyiz, daha da güçlendirme çabasındayız.
Bunun dışında, YJA’nın başlattığı kampanya var. “Özgür Kadınla, Demokratik Ulusa Doğru” kampanyası.  Bir toplum içerisindeki kadının düzeyinin, o toplumun düzeyini de belirlediği çokça dile gelmiştir. Bu temelde, kadının egemen sistemin çıkışıyla beraber, kendi özüne, doğasına, değerlerine ve tarihine karşı belli bir yabancılaşma yaşadığı biliniyor. Kadınları eğiterek, bilinç sahibi kılarak, toplumsal alanlara yeniden kazandırarak, kendi gerçekliğiyle, kendi gücüyle yeniden buluşturmak istiyoruz. Günümüzde kadının birçok toplumsal alandan dışlandığı ve ikinci cins, vatandaş, kimi yerlerde ise insan muamelesi görmediği de ortadadır. Bu kampanya ile kadının toplum içerisinde kaybettiği statüyü tekrar kazandırmayı amaçlamaktayız. Eğitimden siyasete ekonomiye kadar kadın kendi hakkında görüş ve karar alma yetisine sahip olabilmelidir. Ancak özgürleşmiş, karar, irade, bilinç sahibi kadınla bir toplumsal dönüşüme gidilebilinir. Bunun bir örneği de, Rojava’da yaşanan devrimdir. Bu devrimin gelişmesinde kadınların çok etkin rolleri olmuştur. Kadınlar çok önemli bir öncülük yapmıştır. Özellikle, yüzlerce hatta binlerce genç kadın YPJ saflarına katılarak, kendi öz savunmalarını gerçekleştirerek, kendi özgürlükleri, ülkeleri, varlıkları, kültürleri ve dilleri için mücadele vermektedirler. Ayriyeten, binlerce kadın serhildanların öncülüğünü yapmıştır. Bütün gereken fedakârlıkları yapmaktan kaçınmamışlardır. Demokratik Özerkliğin geliştirilmesi, Kantonların oluşturulması, kadınların önemli bakanlıklarda yer almasını beraberinde getirmiştir. Kadınlar toplumsal çıkarları gözeterek karar sahibi olmaktadırlar. Çetelerin sistemin saldırılarına maruz kalan kadınlar,  bir araya gelerek oluşturdukları kurumlarla örgütlenmiş, belli bir dayanışma ve beraberlik kazanmıştır. Kadınlar arası gelişen birliktelik genel toplum içerisinde de yansımasını yapmıştır. Sistem dışı, ya da değişik uluslara aidiyet gösteren kesimler bir araya gelerek ortak Öz Yönetimlerini oluşturarak, belli bir güç kazanmışlardır.
Son olarak, şiddete dönük çok yoğun kampanyalar yürütülmüştür. Gündemden düşmeyen kadın dayakları, tecavüzleri, küçük yaşta evlenmeler ve katliamlar acil çözümler beklemektedir. Her ne kadar kadın şiddetine karşı köklü bir çözüm geliştirilmemiş olsa da, ihtiyacı olan kadınlara değişik biçimlerde destekler sağlanmıştır. Ama öncelikli olarak kadınların bilinçlenmesi esas alınmış, yaşadıkları bu saldırılar karşısında sessiz kalmamaları için yoğun çabalar geliştirilmiştir. Bu sorunun asıl çözümü ancak toplumda yaşanacak olan zihniyet değişimiyle birlikte gerçekleşecektir.
Siz kadın hareketi olarak 2014 yılına nasıl girdiniz. Kürdistan’ın dört parçasında gerçekleştirilen eylem, etkinlik ve kampanyalarda kadının rolü nedir.30 Mart’ta Türkiye’de yapılacak seçimi kadın açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
EKİN ERZİNCAN: Önemli bir yılı geride bırakırken, yeni bir atılımla kadın hareketi yeni bir yıla girmiştir. Bilindiği gibi, 30 Mart’ta Belediye seçimleri gerçekleştirilecektir. Bu seçimler bizler açısından önemli bir yere sahiptir, çünkü bu seçimlere Eş Başkanlık sistemiyle katılım gerçekleştirilecek. Büyük sayıda kadın aday söz konusudur. Bu adayların seçilmesiyle toplumun değişiminde belli bir ivme kazanılacaktır. Kadınlar eşit düzeyde karar sahibi olacak, hiçbir bireysel çıkar gütmeden, toplumun çıkarlarını esas alacak kararlarda bulunacaklardır. Kadınların temsiliyet düzeyinin garantisi olacaktır.  Bu da farklı eğilimlerin çıkmasının da önünü alacaktır. Bu temelde, kadının ve toplumun gelişimini beraberinde getirecektir.
Aynı zamanda, Jineoloji’ye dönük Avrupa’da bir konferans yapılmıştır. Bu konferansın temel amacı kadın bilimini başka kesimlere de tanıştırarak, bu çalışma etrafında diğer kadın hareketlerini de mobilize etmektir. Kadın hareketimiz tarafından geliştirilen bu kadın bilimi, cinsiyetçi,iktidarcı (erkek) bilime karşı güçlü bir alternatif oluşturacaktır. Bilimi kadının elinden çalması yetmiyormuş gibi  bu bilimi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış, geliştirdiği cinsiyetçi, iktidarcı  teorilerle kadının hakikatini görünmez kılarak, kadını toplumun dışına atmıştır. Gelişecek olan kadın bilimi, kadının doğasını aydınlatacağı gibi aynı zamanda toplumun doğasını da yeniden aydınlatacaktır. Jineolojinin temel bir amacı kadın sorununu görünür kılmak, diğer bir hedefi de ona çözümler  geliştirmektir. Jineoloji, sadece Kürt kadınları için geliştirilmemektedir, kadın evrenselliğini hedeflemektir.Son olarak, aydınların Önder APO için başlattığı bir imza kampanyası var. Birçok ilde bunun öncülüğü kadınlar yapmaktadır. Birçok ilde bu kampanya yasaklanmış olsa da, kadınların buna boğun eğmeyip bu kampanya’yı devam ettirmeleri çok büyük bir değer ve öneme sahiptir.  Bu kadınların Önder APO’ya olan bağlılığını ifade etmektedir. Çünkü Önder APO’nun özgürlüğü, Kürt sorunun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi anlamına gelecektir.
Bu temelde, bir kez daha kadınların 8 Mart’ını kutluyor, kadın hareketinin etrafında kilitlenmeye ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyorum.

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk