• KURDÎ
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri
    • Resim Galerisi
    • Video
No Result
View All Result
Pajk - Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi
No Result
View All Result

15 Ağustos Yaşamın Yeniden Can Buluşudur

11 August 2013
in Genel
A A
Share on FacebookShare on Twitter

Hazırlayan: Gulan Botan

Kürt halkı için yeniden diriliş anlamına gelen 15 Ağustos’a ilişkin Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyon Üyesi Newroz Ceren bizimle görüşlerini paylaştı.

1 – Uzun yıllardır PKK mücadelesinde yer alan bir PAJK ve PKK militanı olarak 15 Ağustos’u nasıl ele alıyorsunuz?

Newroz Ceren: 15 Ağustos Kürt dirilişinin ayak sesidir. Bu gerçek 80 ve 90 kuşağının canlı tanıklığının da ispatıdır. Aslında 20. yy başından 80’li yılların başına kadar kaybedilmiş bir kuşak var. Biz Kürt inkarının yaşandığı coğrafya 1920’lerden 80’lere kadar 60 yıllık bir zaman dilimine baktığımızda karşımıza ürkütücü bir tablo çıkar. İnsanlara kendi toplumsal kimlikleri unutturulmaya çalışıldı. Kürt olana kendi adını unutuyor, daha doğrusu unutturuluyor ve yeni bir ad veriliyordu. Adsızlaştırmak kendi özüne ait olmayan yeni bir isim almak insan olmaktan çıkarmaktı. Çünkü insanlığın toplumsallaşmak, üretmek gibi, toplumu toplum yapan eylemlerinden biri de ad almak ve yaşadıklarına ad vermektir. İnsanın hissini, fikrini adlandırıp, yazılı, sözlü eyleme dökmek toplumsal varoluşla ilgilidir.

Bu 60 yıllık zaman diliminde insanlara adları unutturularak kendilerini inkar politikasına alıştırılmak istendi. Kürt, Kürdistan, welat isimlerinin unutturulması, adla sembolleştirilmiş, kendi hakikatini unutturmaktı. Bu da yok olmak demekti ki kaybolmuş kuşaklar, o kuşakların yazabileceği şiirler, söyleyebileceği staranları, hepsi bizim açımızdan o kuşaklarla beraber kayboldu demek istemem, ama büyük oranda yitirildi.

15 Ağustos’un Kürt toplumu için diriliş olması burada başlıyor. Unutmaya, unutulmaya başladığın yerde yeniden canlı tarihin yazılmaya başlanması, ezbere tarihin bozulmasıydı. Bizim kuşağımız Kürt, Kürdistan ve Kürdistan’i olan her şeyin, nasıl yok olmaya ramak kalmışken, yenide canlandığını gördü.  Belki de içimizde hep bir umut taşıdığımızdandı ki belleği silinerek geçmişi yok edilmek istenen toplumumuzun özüne sarıldık. 15 Ağustos sonrası canlanmaya başlayan toplumumuza, canlı şahitlik bizi bir akım gibi, PKK saflarına getirdi. Bunun için 15 Ağustos hamlesinin bölgede ve Kürdistan’da yarattığı siyasi anlam kadar, bizim kuşağımız için şiirlerimizin, stranlarımızın, yaşadığımız şu anımızın kuruluşu olarak gördüğümü söyleyebilirim.  Hamle Kürt halkının ve Kürt kadının yaşamı kendini yeniden buluşu ve can alışıdır.

2- Kadın ordulaşması ve gelişiminde 15 Ağustos eylemi nasıl bir rol oynadı?

– 15 Ağustos hamlesi toplumsal olarak mücadeleye yoğun bir akışı getirdi. Bu akış içinde kadınların yeri Kürt sosyolojisinde radikal, dönüşümlere yol açtı. Kendi başına kapının önüne çıkamayan bir ailenin malı olan doğmalarla kafeslenmiş bir genç kızın, bir kadının eline silah alıp dağa çıkması bir devrimdi. Çünkü kadın etrafında örülmüş kafes çok eski bir tarihe sahipti, üstelik siyasal, sosyal, felsefik, hukuki, ekonomi olarak da çok boyutlu, sık örülmüş bir kafes içine kapatılmıştı. Hamleyle birlikte ayaklanmış özgürlük ideolojisiyle bilinçlenmiş kadınlar bu kafeste çatlak yaratırlar. Düşüncede, ruhta ve ideolojide ayaklanmış toplum demek o kafesin dışına çıkmak için, sistemin merkezinde çatlak yaratmaktı. Kürt kadını açısından dışarı çıkmak özgürleşmesi için yeterli değildi. Bir şeyin dışına çıktıktan sonra, oluşmuş, zihniyet kalıplarıyla bir benzerini kurma tehlikesi vardı. Dünya da yaşanan kadın mücadelelerinde böyle örneklere sıkça rastlarız. Ulusal kurtuluş mücadelesine destek verip, katılıp sonra tekrar mutfağa, aileye dönme tehlikesi vardır.

15 Ağustos’un ulusal mücadele kadar, sosyal anlam taşıması bu noktada kendini ortaya koyar. Kürt kadını mücadele destekçisi olarak değil, mücadelenin temeli ve özgürlük amacı olarak tanımlanması en büyük hakikatin dile gelişi oldu.

Kadın ordulaşma deneyimimiz hala, tartışılacak bir deneyimdir. Kadın bunun içinde kendi ulusal, kültürel kimliğine dayatılan saldırıyla kendi sosyal, yapısının kadına dayattığı kırım aynı savaş sahasında, yenmeye çalışması hem Kürt kadınları, hem de Kürt toplumsallığını değiştirdi. Bugün siyasette sosyal mücadelede ve birçok alanda Kürt kadının farklılığı ve xwebuyîn (kendin olma) savaşında adım atmış olması hala bu sürecin devam etmesi 15 Ağustos hamlesinin içeriğiyle ilgilidir. Bu nedenle sadece kadın ordulaşması üzerinde değil, bir bütün Kürt ve Ortadoğu halkının sosyal var oluşumunu etkiledi.

3. Günümüz itibariyle 15 Ağustos’u nasıl ele alıyorsunuz?

– Bu gün Kürt halkı yok edilmez bir noktaya geldi. Yok oluş, kendi adını unutuşun eşiğinden bu noktaya gelmek üstelik dörde bölünmüş yüz binlercesi mülteci olmuş bir halk için, yola çıkıp bunu başarmak tarihin akışına yön vermekti. Bu yön veriş, bu günümüzü anımızı etkiliyor. Özellikle kadınlar üzerindeki etkisi halka halka yayılmaya devam ediyor. Bu yayılma halkasının en görünür olduğu son nokta, Rojava Kürdistan’ındaki YPJ deneyimidir. YPJ deneyimi 15 Ağustos’un sonucu ortaya çıkan YJA-Star geleneğinin devamcısıdır. YPJ Ortadoğu’da yaşamı şiddet aklı çözümsüzlük siyasetinin içinde Kürt kadının kendini çözüm olarak ortaya koymasıdır. Arap baharı denen süreç boyunca meydanlarda kadınlar çok az yer aldı. En yoğun ülke olan Mısır’da bile sınırlı kadın varlığı islam maskeli gericilik ve kapitalist modernitenin iktidarcılığı arasında sadece vitrin olarak kullanıldı. Kadın olarak, kadın talepleri olarak öz güç ortaya konmadı. Bu nedenle, Ortadoğu’daki kırımın aktörleri, erkek akıyla savaştı. Erkek aklıyla uzlaştı, erkek aklıyla hükümetler kurup, hükümetler devirdi. Kadınların nesne durumundan çıkmadığı bu 3 yıllık süreç çözümsüzlük siyasetinin doğmasıyla anılıyor şu an. YPJ mücadelesi istisna bir gerçeklik olarak var. Bu gerçeklik tesadüfler ile oluşmadı. 1993 kadın ordulaşması, 1998 kadın kurtuluş ideolojisi, 1999 kadın partileşmesinin Kürdistan’ın tüm statü üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.

 

Kısa bir söyleyişi de, 15 Ağustos ve Kürt sosyolojisi ve kadın özgürlük mücadelesi üzerindeki etkisini analiz etmek zor olabilir. Fakat Kürt toplumunun inkar edilişinin diriliş, dost düşmanın kabul ettiği bir durumdadır. Bir PAJK militanı olarak 15 Ağustos atılımının mücadelemizde yarattığı dönüşüme tanıklık etmiş biri olarak 15 Ağustos atılımının devamı olan süreçlerde, şehit verdiğimiz arkadaşların anılarına, bağlılığı var. Onların anılarına bağlılığı var olma nedenim olarak görmekteyim. Ayrıca bu sürelerin tümünde önderliğimizin ortaya koyduğu, düşünce ve eylem anlamını vurgulamadan 15 Ağustos’tan anlamından söz etmenin mümkün olmadığını söyleyebilirim. 

ShareTweetPin
  • Anasayfa
  • Önder APO
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
  • Araştırma-İnceleme
  • Galeri

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Önder APO
    • Önderlik Perspektifleri
  • ÖZGÜRLÜK ŞEHİTLERİ
  • AÇIKLAMALAR
  • DEĞERLENDİRME
  • GERİLLA
    • Gerilla Anıları
    • Gerillanın Kaleminden
    • Amargi
    • zeynep kinaci
  • Araştırma
  • Galeri
    • Video
  • Kurdi

©2020 PAJK Hemû mafên wê parastîne - Ji aliyê Pajk