Zozan SİMA
PKK’nin kuruluşunun 37. Yılı haftalar öncesinden serhıldanlarla, etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Medya savunma alanlarında yapılan bir etkinliğe PKK’nin ilk kuşak kadrolarından iki kişi katılmıştı. Torunları yaşındaki yeni nesil kadın gerilla yoldaşları ile yapılan moral etkinliğini izliyorlardı, belki bir yandan da PKK’nin nereden nereye geldiğini düşünüyorlardı. “İyiki de kurmuşunuz PKK’yi, yoksa biz ne yapardık” dedi bir kadın gerilla, PKK kuruluş kongresinde de bulunmuş olan yoldaşına. PKK’nin kadınlara, kadınların PKK’ye kazandırdıklarının öz bir ifadesiydi aslında bu cümle.
PKK’yi dünyadaki diğer ulusal kurtuluş hareketlerinden, sosyalist partilerden ayıran en önemli özelliği kadın özgürlüğü konusundaki ideolojik, politik yaklaşımı ve bunun pratikleşme biçimi. PKK’nin kadınlara kazandırdıklarını en iyi kadın gerillaların yaşam hikayelerinde izleyebilirsiniz. Düşünsel olarak ne kadar yoğunlaştıklarını, duygularında ne kadar derinleştiklerini, kendini ifade etme ve hitabette adım adım ne kadar güçlendiklerini dinlersiniz bu hikayelerde. Kadının mutlak köleliği, erkeğin egemenliğine dayalı sosyal ilişkileri alt üst eden yeni bir sosyalitenin kazanıldığına tanık olursunuz. Artık cinsel bir obje, zayıf, elde edilmesi gereken bir av olarak bakamaz erkekler kadına. Bir kadınla konuşurken her davranışını, sözünü özenle seçmesi gerektiğini bilir PKK’li erkekler. Hele baskı ve egemenlik kurmaya dönük bir davranış, cinsiyetçi bir sözcük kullansın karşısında kocaman bir örgüt göreceğini bilir. Yeni bir kadın erkek ilişkisi kurulur, yoldaşlığa, saygıya, güvene, düşüncede-duyguda derinleşme ve özgürleşmeyi hedefleyen.
Başını öne eğerek, kekeleyerek konuşan kadınların yüzlerce kişinin karşısında konuşma yapmasına, eğitim vermesine giden değişimi anlatırlar bu yaşam hikayelerinde. Evinin dört duvarları ya da köyünün dışına çıkmamış bir genç kızın okuma yazma öğrenmekten başlayıp, kendi hayatının romanını yazmaya, siyasetten felsefeye, askeri stratejiye kadar her alanda tartışacak bir düzey kazanmasının nasıl gerçekleştiğine tanık olursunuz. Herkesin öğretmeni, herkesin öğrencisi olduğu bir sistemin nasıl kurulduğunu görürsünüz. Kapitalizmin telaşlı, insanları karıncalaştıran ya da robotlaştıran hızı ya da sonsuz bir kısır döngüde durağanlaşan zaman anlayışı da değişir dağlarda. Planlı olmayı, zamanı verimli kullanmayı öğrenir kadın gerillalar. Sabah erkenden uyanıp, spor yapmayı en zorlu koşullarda dahi temiz ve bakımlı olmayı da öğrenir.
Büyük oranda tüm yaşamsal ihtiyaçlarını kendi başına karşılayan kadın birliklerinde ellerinin ne kadar hüner kazandığını anlatır kadın gerillalar. Her şeyin hazır sunulduğu metropollerden gelenler ise odun kırmaktan, kazma kürek kullanmaya, fırıncılıktan, aşçılığa, terziliğe, jenaratör-baraj tamiratı yapmaktan, doktorluğa kadar kendi kendine yeterli olabilmeyi sağlayacak onlarca mesleği bir arada nasıl icra ettiğini anlatırlar. Çoğu kez “daha önce hiç yapmadım ama deneyebilirim” diye başlanan işin uzmanı olup çıkarsınız farkında olmadan. Binlerce yıl öncesinin komünal topluluklarının kendi kendine yeterli yaşam biçiminin güncellenmesidir bu. Sosyalist yaşamın ütopik bir hayal olmadığının ispatıdır.
Korkularını nasıl aştıklarını dinlersiniz bu öykülerde. Tek başına kaldığı bir ormanlık alanda karanlıktan, hayvanlardan korkmadan güvenlikli bir yer bulabilme cesaretinin nasıl kazanıldığını. Yiyecek hiçbir şey olmadığında yenilebilen otlarla günlerce yaşayabilecek pratik bilginin nasıl edinildiği ya da zehirli olmayan mantarları bulabilmeyi de. Ya da şifalı bitkilerle ilacın olmadığı yerlerde yoldaşlarınıza ve kendinize nasıl şifa vereceğinizi. Daha sayılamayacak yüzlerce şey öğrenir kadın gerillalar.
Bir gülün dikenleri ile kendini savunduğu gibi kadın kimliğine yönelen her saldırı karşısında kendini savunabilmek de bunlardan en önemli olanıdır. Tüm kadınlar için hayati olan, ancak birçok kadının sahip olamadığı en önemli kazanımdır bu. Elbette tüm bu gelişmeleri yaratan ise PKK’nin çizgisini belirleyen Abdullah Öcalan’ın önderliğidir. Onun kendisi açısından da yeni bir doğuş olarak adlandırdığı PKK’nin kuruluşu Ortadoğu’da yeni bir kadın kimliğinin doğmasını sağlamıştır. Kısacası, kadın gerilla boşuna söylememiş bu sözü ve yıllar geçtikçe de daha fazla insan bu gerçeği kavrayacak. İyiki de kurulmuş PKK.