A-savaş nedir?
Merkezi hegemonik yapılanma olarak ifade ettiğimiz sınıflaşma, kentleşme ve devletleşme olan uygarlık, iktidar ve güç biriktirme yöntemlerini tarihsel gelişim içinde zenginleştirmiştir. Bu iktidarın halklara, kadınlara, kültürlere ve inançlara karşı Sümerlerden bu yana bir saldırı halinde olduğu ve bu topluluklara hükmetme temelinde politikalarını oluşturduğu bilinmektedir. Merkezi hegemonik sistemleri ele alırken süreçleri birbirinden koparmamak, birinin diğerini yok ettiği gibi ele almamak önemlidir ve birbirinin devamı niteliğindeki bu güç odaklarının günümüze kadar öz ve biçim kazandıkları unutulmamalıdır. Dolayısıyla özel savaş uygulamaları hem zihniyet hem de uygulama yöntemleri ve araçları bakımından bir birikim ve devamlılık kazanmıştır. Bu devamlılık ve birikim, günümüz egemenlerin özel savaş uygulamalarında önemli bir tarihsel miras olarak sahiplenilmiştir. Örneğin; otorite ve güç biriktirmek isteyen hegemonik bir güç, mutlak zaferini ilan etmek için hem ideolojik argümanlar oluşturmuş hem de zor yöntemlerini iç içe kullanmayı ihmal etmemiştir.
Savaş, doğası gereği egemen bir güce hizmet eder. Savaşın olduğu yerde hakim bir sınıf ve zümre mutlaka vardır. Bu zümre ister tanrı krallıklar, ister hanedanlık isterse de imparatorluk ve ulus-devlet biçiminde olsun mutlaka bir iktidara hizmet etme temelinde kendini örgütlemiştir. Bu örgütlenmenin yapısallıkları arasında askeri güç ve örgütlülüğü önemli bir araç olmaktadır. Askeri güç örgütlenmesi iktidarın karakterine göre şekillenir. Amaç; egemenliği sürdürmektir. Egemenliğin eşitsizlik, adaletsizlik, kölelik ve sömürüye dayanması onu mutlak haksız ve kötü kıldığından, toplumun bu güce karşı koyuşunu engellemek için hep bir zor aygıtına ihtiyaç duyulmuştur. Zor ve şiddet, temel bir örgütlenme aracı olarak tüm iktidarların vazgeçilmez biricik unsurudur. Askeri gücü olmayan, ordu sistemini kurmayan bir iktidar aygıtı ömrünün çok kısa olacağını bilir ve bunun tedbirini alır. Bu nedenle savaşlar, egemenliğin vazgeçilmez karakteridir. Korku imparatorluğu dehşet saçma ve vahşet üzerine kuruludur. Asurların insan kellelerinden surlar inşa etmesi, firavunların köleler ordusu ile piramitleri yapışı, Cengiz Han’ın gittiği yerleri haritadan silmesi, Osmanlı’nın taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmaması bu korkuların somutlaşmış hali ve egemenliğini sağlama alma, sürdürme politikasının sonuçlarıdır. Doğal toplumlarda da kabileler arasında çatışmalar yaşanmıştır. Ancak bu çatışmalar, kabile ihtiyacını karşılamak temelinde talana dayalıdır. Gittiği yerde kalma, oraya hükmetme, işgal etme ve sömürme tarzında bir politik amaç ve çıkar taşımamaktadır. Ancak savaşların başladığı sınıflı uygarlıklı toplumlar bir amaç temelinde sistematik bir sömürü, baskı ve işgal ile köleleştirmeyi ve güç biriktirmeyi esas aldığından, savaşla birlikte farklı yol ve yöntemleri de her zaman geliştirmiş ve uygulamıştır. Dolayısıyla savaşla başaramadığını, özel savaş uygulamaları ile başarmak istemiştir. Bunu nasıl uygulamıştır? Örneğin; düşman taraflar birbirlerinin güçlerini ve zayıflıklarını her zaman iyi okumuş, buna göre savaş ve savaş dışındaki yöntemleri devreye sokmuşlardır. Düşmanın ne kadar asker sayısına sahip olduğu, elindeki askeri tekniğin ve araçların niteliği, stratejik müttefiklerinin kimler olduğu, yine o toplum içinde birikmiş güç ve çıkar odaklarının birbirlerine karşı besledikleri çelişki ve çatışma durumundan yararlanma, bunun için stratejik ve taktik değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu çerçevede zayıflıkları derinleştirmek için gizli görüşmeler yapma, vaatler sunma temelinde yanına çekme, etkisiz kılma kullanılan bir yöntem olurken; diğer yandan o ülkeyi veya halkı tehdit etme-korkutma, yalan haberler yayma salgın hastalıkların gelişmesi ve açlık ile ayaklanmalara sebebiyet vermek için gıda, ilaç vb. ambargolar uygulama da başka bir yöntem olmaktadır. Bunun için ticaret yollarını ele geçirme, stratejik mekânları hızla işgal etme gibi yöntemler ile savaş ve şiddet uygulamadan teslim almak istemiştir. Bunların hiç biri sonuç vermediğinde ise askeri gücünü sonuna kadar kullanarak yoğunlaşmış bir şiddet ve saldırı dalgasıyla fethetme ve işgal geliştirilmiştir. Bu yöntem şehir devletleri olan Sümerlerde, Babiller’de, Asurlular’da yine merkezi hegemonik imparatorluklarda uygulanmıştır.
B-Özel Savaş Nedir Nasıl Sistemleşmiştir?
Özel savaş, doğal toplumdan kopan kurnaz erkeğe, Sümer rahiplerine uzanan bir tarihsel arka plana sahip olmakla birlikte 19. ve 20. yüzyıllarda sistemleşerek derinleştirilmiş ve birçok devlet tarafından bir rejim olarak uygulanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra kurulan NATO-Kuzey Atlantik Paktı soğuk savaş döneminin özel savaş uygulamaları ile örgütlendirilmiştir. NATO, 28 devletten oluşturulur. Bu oluşumda yer alan ülkelerden ABD ve Kanada hariç diğer ülkelerin hepsi Avrupa ülkeleridir. Özel savaş örgütlülüğü NATO oluşumu ile başlar. Özel savaş, salt askeri değildir. Soğuk savaş süreci ile birlikte sıcak savaş yöntemleri yerine, soğuk savaş uygulamalarının geliştirilmesidir. Askeri bir örgütlenmedir; ancak görünmeyen NATO olarak Gladio’nun her ülkede örgütlendirilmesi ve ihtiyaçlara göre isimlendirilmesi kararlaştırılır. Dışarıda askeri bir güç, içte ve altta ise yer altı örgütlenmesini geliştirir. Uyuyan hücrelerle olası bir ayaklanma ve kalkışa karşı içeriden darbe vurarak savunmasını yürütme üzerine kurulmuştur. Yani gizli milis güç örgütlenmesidir. Bunlar, her türlü askeri eğitimden geçmiş güçlerdir. Bunun adı gizli Gladio örgütlenmesidir. Bu proje, CIA’nın kurucusu olan kişinin projesidir. Bu örgütlenme bazı ülkelerde, özellikle İtalya ve Belçika gibi ülkelerde çok aktiftir. Gladio kelime anlamı olarak, kılıç anlamına gelir. Gladyatör ise kılıç kullanan anlamındadır. Gladio’nun kendisi zaten operasyon gücü anlamına gelir. Gladio’nun iki esas üssü vardır. Biri Amerika’da diğeri de İngiltere’dedir. Amerika tarafından koordine edilmektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası, Marshall Planı ile savaştan yıkımla çıkan tüm ülkelere kredi verilerek, egemen güç olarak ABD’nin hâkimiyeti kabul ettirilir. Bu politika özünde ekonomik alana özel savaşın yapmış olduğu bir operasyondur.
Avrupa Müttefikler Gizli Komitesi (ACC) , Müttefikler Yüksek Avrupa Komutanlığı (SACEUR) gibi örgütlenmelerle özel savaş kurumlaştırılır. (ACC) Avrupa Müttefikler Gizli Komitesi Gladio’nun merkezine bağlıdır. Bu kurumun komutanlığı her zaman Amerikalıdır. Bu komutanlığa bağlı iki karargâh vardır. Bunlar ABD ve İngiltere’de üslenirler. Bu iki karargâh gizli özel savaş operasyonlarını yürütür. Gladio’nun ülke yönetmeliğini bunlar hazırlar. Kime karşı ve nasıl savaşılacağına ilişkin birçok husus bu yönetmelik ile belirlenir.
Özel savaşın gizli örgütlendiği her ülkede yerli malı Gladiolar örgütlendirilir. Bu güçler iç savaşları tertipleyen güçler haline gelir. İtalya’da, Türkiye’de ve Almanya’da topluma karşı vurucu bir güç olarak kullanılmıştır. Devlet içinde derin devletler oluşturulmuştur. Devlet organizasyonları bu gizli örgütler eliyle zorlatılır. Toplumun içinde kılcal damarlara sızarak kendisini gizler. Toplumu gerektiğinde iktidarlara ve devlet politikalarına karşı yönlendirir. Çünkü devlet, hukuk ile sınırlandırılmış bazı hakları da kapsar. Devletin kural, yasa ve hiyerarşisini tanımayan bu örgütün, devletin otoritesine karşı ciddi bir tehdit olduğunu düşünerek Avrupa’da bazı ülkeler bu örgütü yasaklamıştır. En azından resmi olarak kaldırıldıkları ifade edilmiştir. Çünkü bu örgütlenmeler hiçbir şekilde kural, kanun tanımama ve kendini devlet organizasyonu yerine koyma konusunda önemli bir güç, örgütlenme ve olanak yakalamışlardır.
Özel savaş stratejisi: Özel savaş, kapalı ve gizli bir savaş tarzıdır. Savaş içinde çekirdek bir savaştır. Kuralsızdır, düzenli değildir. Devlet aygıtının koymuş olduğu kanunları tanımaz. Çünkü devlet üstü bir örgütlenme ve yapılanmadır. Uygulamalarında kanunsuz ve sınırsız örgütlenen bir güçtür. Bazı hükümetler ve siyasi rejimler bu güç odağından korkar, ona göre adımlarını atar. Yer altı ve yer üstü örgütlenme modelini esas alır. Silahlı bir güç olduğu kadar ideolojik, kültürel, sosyal, toplumsal ve sınıfsal bir savaş yürütür. Özel savaş stratejisi, Özel Hareket (Askeri Hareketlilik), Özel savaş Rejimi ve Stratejiler oluşturma gibi yöntemlerle örgütlenme düzeyini birçok açıdan pratikleştirebilmiştir. Bununla birlikte özel savaş stratejik olarak üç aşamalı uygulamalarla Gayri Nizami Harp, İstikrar Harekâtı ve Psikolojik Savaş olarak politikalarını geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. Buna göre;
1-Gayri Nizami Harp: Düzensiz savaştır. Devlet kanunlarının sınırını belirlediği savaş tanımı ve yürütülme tarzının dışına çıkabilmenin aracıdır. Yani özde devleti korumayı amaçlayan ve toplumun itaatini zorla garantileyen hukukun bile sınırlarını ihlal etmeyi amaçladığından, devletin suç işlemesine alan açmanın aracıdır. Yani maskelenmiş devletin savaş tarzıdır. Özelliği topluma, toplumun direnen öğelerine karşı kullanılıyor olmasıdır. Kontrgerilla örgütlenmesidir. Gerillayı takip eder; gerillanın savaş tarzı, yaşam tarzı ve ideolojik şekillenişini araştırır, bunları materyale dönüştürerek kendi birliklerini eğitimden geçirirler. Bu eğitimleri gizli yaparlar. Ordu içinde bir kesimi ayırırlar. Bunlar eğitilir ve yeniden başta ordu olmak üzere birçok yapı içine konulur. Kimse bilmez, tanımaz. Gizli isimleri vardır. Gizli görevleri vardır. Zamanı geldiğinde ortaya çıkarlar. Yetim çocuklar, asosyal kişilikler ve yaşamında başarılı olmayan kişiler bu kontrgerilla örgütü için seçilir. Devlet bu örgütlenme için insan kaynakları yaratma teşkilatını oluşturur. Bu insanların eğitim biçimi duygusuzluğa dayanır. Afyonlanmış insan gibidir. Toplumun kültürünü, vicdanını, ahlakını bilmez. Gelişiminde aile ortamının dışında kalmışlar tercih edilir. Çünkü aile kurumu özde devletin çekirdek birimi olmakla birlikte, birey-toplum ilişkisinin de oluştuğu ilk örgütlenmedir. Bu anlamda aslında insanın toplumla ilişkisinde halka rolündedir. Kontrgerilla olarak seçilen bireyler toplumsal trajediler nedeniyle bütün bunlara yabancı olarak büyütülmüş olan kesimden devşirilir. Devlet bu tip insanları evlendirir ve aile görüntüsü verir, ama aslında bu bir kamuflajdır. Aile yaşamı, sosyalitesi bu kamuflaj için başvurulan bir yöntemdir. Tipleri korku yaratma amaçlıdır. Rambo tipli, dağ taş yürüyen ve dehşet saçan kişiler olarak kendilerinden önce gölgeleri toplumu korkutacak düzeyde eğitim ile şekillendirilirler. Görünürde komando eğitimi alanlar olarak yansıtılır, ama özünde kontrgerilladır. Tüm gerilla taktikleri üzerinden eğitilir ve bunların hepsini pratikte uygularlar.
2-İstikrar Harekatı (Darbe Hareketleri): Askeri müdahalelerle darbe gerçekleştirmedir. Ulus-devlet çizgisinden sapan ve uzaklaşanlara karşı askeri darbe ile müdahale edilmektedir. Özel savaş teşkilatlandırılması ile istenmeyen bir iktidara karşı halk ayaklanmaları ve gizli milis güçleri ile onları devirme gündeme gelmektedir. Darbelerle ortam destabilize edilir. Yani karmaşa ve karışıklık yaratılır. Kaos ve kriz üzerinden kurtarıcı olarak toplumun karşısına çıkartılır. Sistemi istikrara ve huzura kavuşturan güç olarak yansıtılır.
3-Psikolojik Savaş: Örgütlendirilmiş bir savaştır. Araçları çok çeşitlidir. Basın-yayın organları, medya araçları, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, stratejik araştırma merkezleri, köşe yazarları, sporcular, sanatçılar, artistler vb. gibi geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Kavramları tersinden işleterek uygulamalarını geliştiriyor. Psikolojik savaşın görünen ve görünmeyen yüzü vardır. Görünen yüzü demokrasi, insan hakları ve sivil toplum örgütleri adına yürütülür. Yasal bir kılıfla uygulama alanlarına aktarılır. Örneğin; iletişim bakanlıkları, propaganda bakanlığı gibi. Medya bu konuda etkili kullanılır. Devlet partilerinin çoğunluğu bu stratejiye hizmet eder.
Psikolojik savaşta propaganda önemlidir. Bütün operasyonlarını bu propaganda çeşitlerine oturtmuştur. Bunu beyaz, gri ve kara olarak sürdürmektedir. Beyaz propaganda, abartılı haberlerle toplumu manipüle eder. Gri propaganda, kaynağı belli olmayan yönlendirmeler ve gündemlerle ortam muğlaklaştırma ve kafa karışıklığı geliştirir. Kafalarda soru işareti oluşturmayı hedeflemektedir. Kara propagandanın amacı ise kargaşa çıkarmak ve halkı galeyana getirmektir. Örneğin; mezhepler arası çelişkileri körükler ve çatışma yaratır, etnik kimlikler birbirine düşman gözle bakar, bunun için iç ve dış düşman tehdidi oluşturulur. Bununla halkın desteği sağlanır ve devlet etrafında kenetlenme geliştirilir. Propaganda yöntemleri dışında son yıllarda farklı yöntemler de geliştirilmiştir. Bunlardan birincisi; operasyonel psikolojik savaştır. Bir konuya odaklanarak, onun üzerinden sonuç alana dek aynı şeyi gündemde tutma yöntemidir. Bu nedenle lokaldir. İkincisi; güçlendirici psikolojik harekât ile özel savaş odaklarının kendilerini güçlendirmek adına yaptıkları moral operasyonları kapsar. Milliyetçi argümanlar kullanılır. Üçüncüsü; stratejik psikolojik harekattır. Burada karşıt ve muhalif güçlerin önderlerini odaklarına alarak karalama ve itibarsızlaştırma esas alınır. Dördüncüsü; ise şok doktrinidir. Son yıllarda özel savaşın başvurduğu etkili bir yöntemdir. Bu yöntem ile düşmanını gafil yakalama, boşluklarından yararlanma ve ani vuruşlarla etkisizleştirmeyi hedeflemektedir.
Ş. Zeynep Kınacı Özgür Kadın Akademisi
Ş. Medya Mawa Devresi