Dört gün içerisinde Önderliğe ilişkin yapılan eylem ve açıklamaları siz okuyucularımıza paylaşmak için derleme yaptık. Şimdiden iyi okurlar…
- Avukatlardan Önder Apo ile görüşme başvurusu
İmralı’da ağır tecrit altındaki Önder Apo ve diğer tutsakların avukatları görüşme talebiyle yeni başvurularda bulundu.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağır tecrit altında olan Önder Apo’nun avukatları, görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.
Başvuruyu yapan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Raziye Öztürk, Cengiz Yürekli ve Mazlum Dinç, benzer şekilde İmralı’daki diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş arkadaşlar için de görüşme talep edildi.
- Cenevre eylemi 4 yılını doldurdu: Özgür oluncaya kadar sürdüreceğiz
Cenevre’de her Çarşamba gerçekleştirilen eylemin 4’üncü yılı dolayısıyla yürüyüş yapıldı. Önder Apo özgür oluncaya dek bu eylemin sürdürüleceği mesajı verildi.
Önder Apo’nun özgürlüğü için İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde 25 Ocak 2021’den bu yana her Çarşamba gerçekleştirilen oturma eylemi 4. yılını geride bıraktı.
Eylemin yıl dönümü dolayısıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) binasının bulunduğu Palais Wilson meydanında bir araya gelen Kürtler ve dostları, BM binasının bulunduğu Nations meydanına kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
- Uzun Yürüyüş Melun’da kararlılıkla sürüyor
9’uncu günde Melun’da devam eden Uzun Yürüyüş’e Kürdistanlılar ve dostları da eşlik etti. “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi” çerçevesinde 21 Ocak’ta Fransa’nın Lorient kentinde startı verilen Uzun Yürüyüş, 9. gününde Melun’da devam ediyor. Uzun Yürüyüş eylemcileri Melun garında Kürdistanlılar ve dostları ile buluştu. Burada Fransa’da yaşayan halklara “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi”ni ve bu çerçevede gerçekleştirdikleri 26 günlük Uzun Yürüyüş eyleminin amacını ve taleplerini anlatan bildiriler dağıtıldı.
İstasyondan yürüyüşlerine devam eden eylemcilere, Kürdistanlılar ve dostları da eşlik etti.
Yürüyüş boyunca “Önder Apo’ya Özgürlük”, “Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana QSD” ve “Bijî Berxwedana Tişrînê” sloganları atan eylemciler, yol güzergahında da bildiri dağıttı. Yoğun yağış altında süren yürüyüş büyük bir coşku ile devam etti.
Eylemcilerin ortak mesajı, “Önder Apo özgür olmadan hiçbirimiz özgür olmayacağız, Özgürlüğümüz için eylemlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz, alanlarda olacağız. Tüm halkımızı eylemimizi sahiplenmeye ve büyütmeye, 15 Şubat’ta gerçekleşecek görkemli Strasbourg eylemine bekliyoruz” oldu.
- PKK’li tutsaklar: Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmalı
PKK’li tutsaklar, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalara ilişkin “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz” mesajı gönderdi. Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ndeki PKK’li tutsaklar, “yeni süreç” tartışmalarına dair mesaj gönderdi. Mesajda, “Kapitalist Modernite’nin hegamonik güçleri Ortadoğu’da böl parçala ve birbirine kırdır yönet yöntemiyle bütün bir Ortadoğu’yu yangın yerine çevirmiş, bir kıyametin tam ortasındayız. Filistin ve Kürdistan’dan başlayıp Irak, Afganistan, Libya, Lübnan, Suriye ve İran’a dönük devam etmekte olan müdahale, bu ülkeleri tam bir enkaza çevrilmiş bulunmaktadır” denildi.
Mesajın devamında şu ifadelere yer verildi: “İçinde bulunduğumuz böylesi tarihsel dönemeçte her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulan Mezopotamya ve Anadolu ittifakını mümkün kılacak en güçlü aktörlerden biri olan Önder Apo’nun hâlâ İmralı adasında mutlak tecrit altında tutuluyor olmasını manidar buluyoruz. Bu tecridin devam etmesi halinde bunun halkımıza yapılacak büyük bir kötülük olacağı açıktır. Bizler Tekirdağ Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsaklar olarak Önder Apo’nun kritik ve şu tarihi dönemde emperyalist saldırılarına karşı halkların direniş hattını oluşturulabilmesi amacıyla özgür ve güvenli koşularda çalışabilmesini acil ve zorunlu bir ihtiyaç olduğunun altını önemle çiziyoruz. Devletin ve hükümetin bu konuda vakit kaybetmeksizin cesur davranarak hızla üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip tecridi tümden kaldırılmasını bu temelde Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz. Bu açıklama ile başlatmış olduğumuz ‘Özgürlüğe ses ver’ eylemsel süreçte, tüm yurtsever halkımız ve duyarlı demokratik kamuoyu etik olarak barış özgürlük ve halkların kardeşlik eksenli mücadeleye katılmaya davet ediyoruz.”
- Önder Apo’nun özgürlüğü için Avrupa Konseyi’ne mektup
İngiltere’deki Peace in Kurdistan Kampanyası’nın üyeleri, AKBK Başkanı Xavier Bettel’e Önder Apo özgürlüğü için mektup yazdı. İngiltere’deki Peace in Kürdistan Kampanyası üye ve hamileri, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK) Başkanı Xavier Bettel’e mektup yazdı. İngiltere ve dünyanın farklı ülkelerinden akademisyen, parlamenter, hukukçu, yazar, insan hakları aktivisti, iş insanı, savaş karşıtı, sendikacı ve Lordlar Kamarası üyelerinden oluşan 66 isim, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için kaleme aldıkları mektupta Bakanlar Komitesi’nin 17-19 Eylül’deki toplantısını hatırlattı.
Önder Apo’nun 15 Şubat 1999’dan beri tecrit altında tutulduğunun hatırlatıldığı mektupta, “15 Şubat 2025, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kaçırılışının 26. yıl dönümü olacak. O zamandan beri Türkiye’nin İmralı Adası’ndaki hapishanede tutuluyor. Ailesi ve avukatları tarafından yapılan ziyaretler tamamen Türk hükümetlerinin keyfi politikasına bağlı gerçekleşti” denildi.
Mektupta Önder Apo lehindeki 2014 tarihli AİHM Kararı ve Bakanlar Komitesinin 17-19 Eylül 2024 tarihli toplantısı kararı Başkan Mittel’e hatırlatılarak, şöyle denildi:
“2014 yılında AİHM, Sayın Öcalan’ın şartlı tahliye olasılığını ortadan kaldıran ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine karar verdi. Mahkeme, Türkiye’nin yasalarını, mahkumların Umut Hakkı olarak bilinen nihai tahliye potansiyelinden haberdar olmalarını sağlayacak şekilde değiştirmesini tavsiye etti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 17-19 Eylül tarihleri arasında yaptığı toplantıda Türkiye’ye bir kez daha AİHS 2014 kuralına uyum için acil adımlar atması yönünde baskı yaptı. Komite, 20 Eylül’e kadar ilerleme kaydedilmemesi halinde bir ara karar taslağı hazırlamayı değerlendireceği uyarısında bulundu.”
‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük – Kürt Sorununa Siyasi Çözüm Hamlesi’ne dikkat çekilen mektupta, Türk devletinin sadece Bakur’da değil, Başur ve Rojava’ya saldırmasının, buraları istila ve işgal etmesinin Kürt sorununu uluslararası hale getirdiği kaydedildi.
Mektupta şunlar ifade edildi:
“10 Ekim 2023’ten bu yana Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan Sayın Öcalan’ın durumuna dikkat çekmek ve dünyanın dikkatini barışa giden yola çekmek için ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük – Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ kampanyasına katıldı. Sayın Öcalan’ın Türk-Kürt çatışması açısından taşıdığı siyasi önem göz ardı edilemez ve Türk ordusunun Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’taki bölgelere saldırması, buraları istila ve işgal etmesi nedeniyle artık Türkiye’nin sınırlarının ötesine taşan Türk-Kürt çatışmasının çözümü Ortadoğu’ya da barış getirebilir.
69 Nobel ödüllünün yanı sıra, dünya çapında 1.500 avukat, sendikalar, sosyal hareketler, siyasi partiler, seçilmiş yetkililer, sanatçılar, aydınlar, aktivistler ve milyonlarca Kürt ve destekçileri gibi farklı kesimlerden insanlar da Sayın Öcalan’ın tecridine son verilmesi ve serbest bırakılması için Avrupa Konseyi’ne ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulundu. Ayrıca, serbest bırakılması için çalışmak üzere çok sayıda uluslararası ağ kuruldu ve bu çabalar bugün de devam ediyor.”
‘Bakanlar Komitesi Proaktif Tutum Sergilemeli’
AK Bakanlar Komitesi Başkanı Xavier Bettel’e yazılan mektubun devamında şunlar belirtildi: “Avrupa Konseyi ve küresel siyasi ve sivil toplum örgütlerinin baskısı nedeniyle DEM partisinin (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) siyasi heyetlerinin, Sayın Öcalan’ı hapishanede ziyaret etmelerine artık seçici olarak izin verilmesi olumlu bir gelişme olabilir. Ancak Sayın Öcalan halen çeşitli yasalar ve insan hakları sözleşmeleri ihlal edilerek tutulan siyasi bir mahkumdur. Süregelen durum, Türk liderliğinin ve hükümetinin barışa ne kadar az inandığını göstermektedir; Nelson Mandela’nın “sadece özgür bir insan müzakere edebilir” sözü de bu bağlamda geçerlidir. Artık bakanlar komitesinin, son gelişmeler ışığında, bu meselenin nihai çözümüne yönelik proaktif bir tutum sergilemesinin zamanı geldi. Sayın Öcalan, eşit olmayan koşullara rağmen barışçıl bir çözüm için istekli olduğunu ifade etmiştir. Kürt lider Abdullah Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüşmesine izin verilmeli ve nihayetinde, Türkiye’nin onlarca yıllık Kürt sorununa adil ve demokratik bir siyasi çözüm bulunmasında rol oynamasına imkan tanıyacak koşullar altında serbest bırakılmalıdır.
Kürt sorununun barışçıl siyasi çözümü için Sayın Öcalan’ın serbest bırakılmasına yönelik somut hukuki, diplomatik ve siyasi adımların atılması artık Bakanlar Komitesi’nin görevidir.”
İmzacıların Listesi
Mektubu imzalayan Peace in Kurdistan Kampanyası üyeleri ve hamileri şöyle:
“John Austin, eski milletvekili;
Mike Arnott, İskoç Ticaret Birliği Komitesi (STUC) Başkanı;
Starch Green’den Christine Blower, Lordlar Kamarası, eski GS NUT;
Prof Bill Bowring, Birkbeck College, Londra Üniversitesi, Haldane Sosyalist Hukukçular Derneği;
Jonathan Bloch, yazar ve işinsanı;
Mickey Brady, Sinn Fein milletvekili;
Noam Chomsky;
Maggie Cook, UNISON kadın aktivisti;
Dr. Mary Davis, Royal Holloway, Londra Üniversitesi’nde Misafir Profesör ve yazar;
Lord Dholakia OBE DL, İngiltere Lordlar Kamarası;
Liz Davies KC, avukat, yazar, aktivist;
Penelope Dimond, aktör ve yazar;
Simon Dubbins, UNITE Uluslararası Direktörü;
Dr. Radha D’Souza, yazar, Uluslararası Hukuk, Kalkınma ve Çatışma Çalışmaları Profesörü, Westminster Üniversitesi;
Desmond Fernandes, yazar;
Russell Fraser, avukat, Garden Court Chambers, Londra;
Lindsey German, Savaşı Durdurun Koalisyonu (STWC) Kurucusu;
Dr. Michael Gunter, Genel Sekreter, AB Türkiye Sivil Komisyonu (EUTCC);
Dr. Arsalan Ghani, Araştırmacı, Uluslararası Üretim, Mühendislik Bölümü (IFM) Cambridge Üniversitesi;
Rahila Gupta, yazar, gazeteci;
Chris Hazzard, Sinn Fein milletvekili;
Nick Hildyard, politika danışmanı, yazar;
Dafydd Iwan, Plaid Cymru Eski Başkanı;
George Katsiaficas, Yunan-Amerikan tarihçi ve yazar;
Ögmundur Jónasson, İzlandalı sendikacı ve siyasetçi;
James Kelman, roman yazarı, Booker Ödülü Sahibi, İskoçya;
Barones Helena Kennedy KC, Lordlar Kamarası;
Jean Lambert, eski AP milletvekili;
Dr. Jennifer Langer, Direktör, Sürgün Yazarlar A.Ş;
Alexandra Lort Phillips, Yapımcı, Yard Heads Ltd;
Nasrin Parvaz, İranlı şair, yazar;
Dr. Les Levidow, Open University UK ve siyasi aktivist;
Gawain Little, GFTU Genel Sekreteri;
Elfyn Llwyd, Galli avukat ve politikacı;
John McDonnell, Milletvekili; ;
Chris Law, SNP İskoçya Dundee West Milletvekili;
Alastair Lyon, avukat BernbergPierceSolicitors;
Mike Mansfield KC, avukat;
David Morgan, gazeteci ve yazar ve Sosyalist Tarih Derneği;
Conor Murphy, Sinn Fein Milletvekili;
Dr. Thomas Jeffrey Miley Cambridge Üniversitesi’nde sosyoloji alanında öğretim görevlisi;
Dr. Jessica Ayesha, Northey Coventry Üniversitesi Araştırma Profesörü;
Richard Norton-Taylor, Savunma ve güvenlik analisti;
Kate Osamor Milletvekili;
Margaret Owen OBE, Demokrasi Yoluyla Barış için Dullar’ın kurucusu ve yöneticisi;
Ali Gül Özbek, Eski Meclis Üyesi ve Haringey Belediye Başkanı, Londra;
Gareth Peirce, avukat, BirnbergPierceSolicitors;
Dr. Felix Padel, antropolog, yazar;
Maxine Peake, aktör, yazar, aktivist;
Dr. Thomas Phillips, Liverpool John Moores Üniversitesi;
Mahmoud Patel, Güney Afrika’daki Kürt İnsan Hakları Eylem Grubu (KHRAG) Başkanı, hukukçu ve akademisyen;
Louise Regan, Ulusal Eğitim Sendikası (NEU) Ulusal Yürütme Sorumlusu;
Dr. Thomas Schmidt, ELDH Avrupa ;
Bert Schouwenburg, Uluslararası Sendika Danışmanı;
Roza Salih, İskoç politikacı;
Tony Simpson, Bertrand Russell Barış Vakfı;
Stephen Smellie, UNISON, İskoç Sendikalar Birliği yetkilisi;
Kürdistan’da Barış Sendikası İrtibat Görevlisi;
Jonathan Steele, gazeteci;
Chris Stephens, SNP İskoçya Milletvekili;
Gianni Tognoni, Daimi Halk Mahkemesi Genel Sekreteri, İtalya;
Dr Federico Venturini, Yardımcı Araştırmacı, Udine Üniversitesi, İtalya;
Dr. Tom Wakeford, Kamu Bilimi Okutmanı, Agroekoloji, Su ve Esneklik Merkezi, Coventry Üniversitesi;
Dr. Derek Wall, Goldsmith Smith College, Londra Üniversitesi ve yazar;
Julie Ward, eski AP milletvekili
Frances Webber, yazar ve Irk İlişkileri Enstitüsü eski Başkan Yardımcısı ve avukat;
Hywel Williams, milletvekili Galli politikacı.”
- Rêber Apo’nun Misak-I Millî’ye İlişkin Görüşleri
Kürdistan’ın Irak temelinde parçalanmasının, Misak-ı Milli’nin ihlali olduğu açıktır. Bu gelişme halklar tarafından öfkeyle karşılanıyor. 5 Haziran 1926’da İngiltere ile imzalanan Musul-Kerkük Anlaşması Kürtler açısından soykırımın başlangıcı oluyor. Rêber Apo bu konuyla ilgili şunları söylemektedir: “Sanıldığının aksine, bu sınırın çizilmesiyle sadece Musul-Kerkük petrolleri değil, aynı zamanda Kürtler kaybedilmiştir, Kürt-Türk tarihsel kardeşliği kaybedilmiştir, Ortadoğu’nun tüm halklarının kültürel bütünlüğü kaybedilmiştir.” Önderlik, 1925’teki Şêx Saîd öncülüğündeki isyanın aslında bu tarihsel ihaneti örtbas etmek için hem provoke edildiğini, hem de anlamsız yere çok acımasız ve kanlı bir şekilde bastırıldığını belirterek şu hususlara dikkat çekiyor: “1925 yılı sadece isyanın değil, asıl olarak komplonun, ihanetin ve soykırımın başlangıç tarihi olmuştur. Bu süreç Mustafa Kemal’e karşı da yürütülmüştür. Kürt isyanları fırsat bilinerek Cumhuriyet’in devrimci özü yok edildi.”
Bu temelde, Rêber Apo’nun tarihsel analizleri büyük önem taşıyor. Önderlik, 1920’lerin Ulusal Anlaşmasının bugün bir Demokrasi Paktı olarak yeniden ele alınması gerektiğini vurguluyor. Çünkü Önder Apo, halkların birlikte yaşama formülünü güçlü bir şekilde öne sürüyor, bunun tarihsel ve toplumsal temellerini analiz ediyor. Önderlik, Anadolu ve Mezopotamya halklarının, özellikle Türkler ve Kürtler arasındaki yüz yıllara dayanan ortak yaşamın sınırlarla anlamını yitirdiğini açıkça dile getiriyor.
Bu bağlamda halklar arasındaki entegrasyonun, toplumun özüne uygun bir şekilde geliştirilmesini öneren Rêber Apo, “O günkü coşkuyu ve birlikteliği bugün de demokrasi çerçevesinde sağlayabiliriz. O çok korkulan Misak-ı Milli sınırları misak-ı demokrasi ile korunur. O zamanki Kürt-Türk birlikteliğini şimdi yine demokrasi ile sağlamamız gerekir” diyor. Önderlik sınırların tekrar oluşturulmasından ziyade bu konuda Ortadoğu Konfederasyonu’nu önermektedir. Bu konfederasyon tıpkı AB örneğinde görüldüğü gibi sınırların anlamsızlaştığı bir öneridir. Burada halkların entegrasyonu ve ortak ilişkileri esastır. Nitekim kırk yıldır sürdürülen mücadelenin bir sonucu olarak Kürt coğrafyası üzerinden çizilen bu sınırların anlamını yitirdiği bir gerçektir.
- Özgürlük Nöbeti 658. haftasında
Özgürlük Nöbeti’ni 658’inci haftasında devralan Rennes grubu, “Önderliğimiz özgürleşene kadar nöbetimizi sürdüreceğiz” mesajını verdi.
- Uzun Yürüyüş 8. gününde Grigny’de
Eylemin 8’inci gününde Grigny Valiliği önünden Grigny Belediyesi’ne kadar yürüyen eylemciler, “Yarınlara özgür bir yaşam bırakmak istiyorsak Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamamız gerekiyor. Mücadelemizle bunu belirleyecek olan bizleriz” dedi. Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi” çerçevesinde 21 Ocak’ta Fransa’nın Lorient kentinde başlayan 26 günlük Uzun Yürüyüş eylemi 8. gününde başkent Paris’in Grigny banliyösünde devam ediyor.
Grigny Valiliği önüne gelen eylemcileri, Kürdistanlılar ve dostları karşıladı. Valilik önünden belediyeye kadar yürüyüşlerine devam eden eylemciler, “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Nabe”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana QSD”, “Bijî Berxwedana Tişrînê” sloganlarıyla yürüdü.
Yürüyüş esnasında “Önder APO’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi” ve bu kapsamda gerçekleştirdikleri 26 Günlük Uzun Yürüyüş eyleminin amacını anlatan Fransızca bildiriler dağıtıldı.
Grigny Belediyesi önünde bir açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Bugün 26 günlük Uzun Yürüyüş Eylemimizin 8. gününde Grigny’deyiz. Yürüyüşümüz boyunca halkımızın ve dostlarımızın destek ve ilgisiyle karşılaşıyoruz. Grigny’de de yine aynı destek ve ilgi ile karşılaştık. Hepinize teşekkür ediyoruz. 26 günlük Uzun Yürüyüş eylemimiz çok önemli bir eylemdir. Eylemimiz 26 gün sürecek. 21 Ocak’ta başladık, 15 Şubat’da Strasbourg’da eylemimizi sonlandıracağız. 15 Şubat’ta Strasbourg’da büyük bir yürüyüş ve miting olacak, Avrupa’nın dört bir yanından halkımız ve dostlarımız Strasbourg’a akın edecek. 15 Şubat’ta Strasbourg’da da Önder Apo’nun özgürlüğünü haykıracağız. Kürt halkı olarak Önder Apo’nun fiziki özgürlük koşulları sağlanana kadar hamlemiz ve eylemlerimiz devam edecek. Önder Apo’nun özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür. Yarınlara, geleceğimize, çocuklarımıza özgür bir yaşam bırakmak istiyorsak Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamamız gerekiyor. Mücadelemizle bunu belirleyecek olan bizleriz. Belirttiğimiz gibi 15 Şubat Strasbourg eylemi çok önemli. Her yerden otobüsler kalkacak, ailelerinizi, arkadaşlarınızı, etrafınızdaki tüm insanları bilgilendirin ve Strasbourg eylemine en yüksek şekilde katılım için katkı sunun.”
- Heilbronn’dan Strasbourg’a ‘Önder Apo’ya özgürlük’ yürüyüşü
Avrupa’nın farklı ülkelerinden Kürt ve enternasyonalist gençler, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için 9-15 Şubat tarihleri arasında yapılacak “Uzun Yürüyüş” için Almanya’nın Heilbronn kentinde bir araya gelecek. 9 Şubat’ta Heilbronn’da başlayacak yürüyüş; Ludwigsburg, Stuttgart, Offenburg ve Freiburg im Breisgau üzerinden devam ederek Almanya’nın beş farklı şehrini kapsayacak. Etkinlik, 15 Şubat’ta Strasbourg’daki kitlesel yürüyüşle son bulacak.
Organizatörler, yürüyüşün sıradan bir protesto değil, halkların özgürlük mücadelesinin önemli bir simgesi olacağını belirtti. Katılımcılar, “Bijî Serok APO” sloganlarıyla Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne yönelik taleplerini dile getirirken, 1999’daki Uluslararası Komployu ve İmralı’daki izolasyon sistemini protesto edecekler.
Fransa, Almanya, İsviçre ve Avusturya’dan yüzlerce gencin katılması beklenen eylem, halkların ortak mücadelesi için önemli bir dayanışma mesajı taşıyor. Yürüyüş boyunca gençler, “Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” çağrısıyla seslerini yükseltecek.
Eylem Takvimi:
– 09 Şubat: Heilbronn’da toplanma
– 10 Şubat: Heilbronn
– 11 Şubat: Ludwigsburg – Stuttgart
– 12 Şubat: Stuttgart – Böblingen
– 13 Şubat: Offenburg – Lahr
– 14 Şubat: Freiburg im Breisgau
– 15 Şubat: Strasbourg
- Tülay Hatimoğulları, İmralı görüşmesinin detaylarını anlattı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Önder Apo’nun “Oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülük olur” dediğini açıkladı.
İmralı Görüşmesi
Değerli Türkiye halkları hepimizin merakla beklediği ikinci İmralı görüşmesi gerçekleşti. İmralı görüşmesinde neler konuşuldu? İmralı görüşmesinden çıkan yol haritası elbette ki bu ülkede yaşayan Türklerin, Kürtlerin ve bütün halkların merakla beklediği bir konudur. Bunu biliyoruz. Ben öncelikle bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiye geçmeden önce Sayın Öcalan’ın dışarıdaki bütün yurttaşlara gönderdiği selamı buradan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın Öcalan görüşmede şunları ifade etmiş; ‘Çalışmalarıma devam ediyorum’ demiş. Kamuoyunda meraklı beklediği görüşmeye ilişkin Türkiye toplumunu ilgilendiren bazı önemli hususları da şu şekilde sizlerle paylaşmak isterim. Sayın Öcalan, küresel, bölgesel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçtiğimizi değerlendirmiştir. ‘Bu üst üste binmiş kriz döneminde Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülük olur’ demiş.
Yaşanan krizlere karşı Türkiye toplumunu ve bölge halklarını korumanın yolu bellidir. Sayın Öcalan’ın çağrısı nettir. Türkiye’yi demokrasi zeminine çekmek, krizlerden kurtarmanın tek çaresidir. Bu kapsamda Sayın Öcalan meseleyi şiddet ve çatışma zemininden demokratik hukuk ve demokratik siyaset zemine çekmeyi hedeflediğini bir kez daha bu görüşmede de ısrarla vurgulamıştır. Sayın Öcalan’ın son görüşmede vurguladığı gibi tarihin kritik dönemeçlerinde sağlanan ortaklaşmalar, sorunların çözümüne önemli katkılar sağlar.
22 Ocak tarihindeki görüşmede Sayın Öcalan, mevcut sorunların ancak demokratik hukuk yoluyla kökten çözümünün mümkün olduğunu önemle vurgulamış. Sayın Öcalan’ın şu hususları önemli altını çizdiğini ifade etmeliyim; Sürekli beka kaygısı üreterek, işçi ve emekçinin alın terini güvenlik politikalarına harcandığı, yoksulluğun derinleştirildiği, hukuksuzlukların sıradanlaştığı, sömürünün yaygınlaştığı, kadın ve çocuk düşmanlığının arttığı bu kısır döngüden çıkmanın yol haritasını sunmaya hazır olduğunu ifade etmiş.
Türkiye’nin bütün bu prangalardan kurtulmasının zeminini oluşturmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde dile getirmiştir. Evet, biz de diyoruz ki tarihin bu önemli kırılma dönemlerinde Türkiye bütün prangalarından kurtulmalı ve kısır döngüden kurtulmadır. Evet biz de diyoruz ki tarihin bu önemli kırılma dönemlerinde Türkiye tüm prangalarını atmalı, yüzyıllık ezberden ve kısır döngüden kurtulmalıdır.
Ayrıca Sayın Öcalan, son görüşmede heyetimize Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını belirtmiştir. Özellikle tarihe not düşerek altını çiziyoruz. İktidar da artık güven artırıcı somut adımlar atmalıdır diyoruz. Güçlü bir çözümün iradesi ortaya konulmalıdır.
- DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Önder Apo’nun çözüm için tarihi bir fırsat sunduğunu belirterek, “Sayın Öcalan’ın çalışma koşullarının hızla düzeltilmesi, tecridin kalkması, özgürlüğü için hızla adımlar atılmalıdır” dedi.
- ‘Önder Abdullah Öcalan Özgür Olmalı’
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye ve Ortadoğu’da sorunların çözümü ve kalıcı bir barışın sağlanması için Önder Apo’nun rolünün hayati önemde olduğunu belirterek, Önder Apo’nun özgürlüğünün bu sürece önemli katkılar sunacağını ifade etti.MHP Lideri Devleti Bahçeli’nin söylemleriyle başlayan tartışmaların yeni bir sürece evrilmesinin önemine işaret eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin hem Türkiye hem de Ortadoğu’da yaşanacak gelişmeler açısından önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi.
Kürt halkı ve Ortadoğu halklarının, barış ve demokrasi inşasında Abdullah Öcalan’ın rolünü kabul ettiğini kaydeden Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün bu sürece önemli katkılar sunacağını ve bunun sağlanması için mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit koşullarının, eşit bir zeminde tartışmayı engellediğini aktaran Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sayın Öcalan’ın sorunu özgür bir şekilde ele alması ve çözüm mekanizmalarına sahip olması gerektiğini vurguladı. Bunun herkes için önemli olduğunun altını çizdi.
- Avukatlar Önder Apo ile görüşmek için yeniden başvurdu
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Önder Apo ile görüşmek için başsavcılık ve cezaevi müdürlüğüne başvurdu. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Raziye Öztürk, Cengiz Yürekli ve Mazlum Dinç, Önder Apo ile görüşmek için başvuruda bulundu.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne başvuruda bulunan avukatlar, İmralı’daki diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de görüşme başvurusu yaptı.
- Maxmur’daki nöbet eylemi 110’uncu grupla devam ediyor
Maxmur’da bulunan Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı’nda Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlatılan nöbet eylemi 110’uncu grupla devam ediyor.
Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı’nda 20 Temmuz 2023 tarihinde Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlatılan nöbet eylemi, 110’uncu grupla 558’inci gününde devam ediyor.
Maxmur Gençlik Hareketi binasında Kürdistan özgürlük şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan törende, 109’uncu grup adına Fadile Tok söz aldı.
Fadile Tok, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanıncaya dek mücadele etmeyi kararlılıkla sürdüreceklerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Önder Apo üzerindeki tecrit sona erdirilmedikçe, Önder Apo’nun özgürlüğüne yönelik şartlar ve süreçler başlamadıkça, bizim de eylemlerimiz kesintisiz devam edecektir. Şunu söyleyebiliriz ki, Önder Apo’nun 26 yıldır süren bu komplolara, Kürt halkı ve ezilen halklar üzerindeki baskılara karşı mücadelesi bize yol göstermektedir. Kürt halkının Kürdistan’ın dört bir yanında direnişi sürüyor. Bu yüzden düşman ne kadar barış sürecinden bahsetse de ne kadar silahların susmasını dile getirse de Önder Apo kendi duruşu, anlayışı ve bilinciyle mücadeleyi bırakmamak gerektiğini göstermiştir.”
- Uzun Yürüyüş 7. gününde: Süreci direniş belirleyecek
Uzun Yürüyüş’ün 7. gününde Mantes-la-Jolie kentinde çalışmalar sürüyor. Eyleme katılan Siyasetçi Faysal Sarıyıldız, “Süreci direniş belirleyecek” dedi. Önder Apo’ya Özgürlük-Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi çerçevesinde 21 Ocak’ta Fransa’nın Lorient kentinde başlayan Uzun Yürüyüş’ün 7. gününde Mantes-la-Jolie kentinde çalışmalar sürüyor. Yürüyüşler, 15 Şubat’ta Strasbourg’da gerçekleşecek Büyük Yürüyüş ve miting için esnaf ziyareti ve bildiri dağıtımı yaptı. Yürüyüşçüler, esnaf ve halka yürüyüşleri hakkında bilgi verdi. Özellikle Kürdistanlı esnafların yoğun ilgisi ile karşılaşan eylemciler, genel siyasal süreç ve Önder Apo’nun özgürlüğü için mesajlar verdi.
Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi kapsamında 21 Ocak’ta Fransa’nın Lorient kentinde başlayan 26 günlük Uzun Yürüyüş eylemi, 7. gününde Mantes la Jolie’de diplomatik temaslarla devam ediyor. 26 yıldır İmralı zindanında ağır tecrit koşullarında tutulan Önder Apo’nun, başta Kürt sorunu olmak üzere sistemin yarattığı kaos ve kriz ortamından çıkış yolu aradığı ve bu çerçevede zindan koşullarında dahi çözüm için olağanüstü çaba gösterdiğine işaret edildi.
Rojava’da gerçekleşen devrimin Önder Apo’nun fikirleri etrafında şekillendiği ve ortak komünal yaşamı tüm dünya halklarına gösterildiği ifade edilen görüşmede, onun çözüm önerilerinin ne kadar hayati öneme sahip olduğunun kanıtlandığı belirtildi. Bu yüzden Kürt halkının Önder Apo’nun etrafında birleşerek mücadele ettiği dile getirildi.
Diplomasi heyetini dikkatle dinleyen Mantes la Jolie Komünist Partisi Sekreteri Marc Jamet; birçok noktada Kürt Özgürlük Hareketi ile aynı fikirde olduklarını belirterek ortak mücadeleyi büyütmek istediklerini ve Kürtlere ellerinden gelen tüm desteği vermek istediklerini belirtti.
Diplomatik çalışmalar kapsamında Rolleboise Belediye Başkanı Béatrice Vesco ile görüşen diplomasi heyeti, Önder Apo’nun mücadelesini, halklar için ortaya koymuş olduğu çözüm perspektiflerini ve Rojava’da yaşanan son gelişmeleri aktardı ve bu çerçevedeki bir dosyayı Başkan Béatrice Vesco’ya sundu.
Béatrice Vesco ise, Kürt halkının mücadelesini yakından takip ettiklerini ve Kürtlerin dostları olduklarını ifade ederek, desteklerini sunacaklarını söyledi.
Diplomatik görüşmelerini Limay Belediye Başkanı Djamel Negdar ve Mantes la Jolie Belediye Başkanı Raphael Cogner ile noktalayan heyet, Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi’ni ve Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’de işlediği savaş suçlarını içeren dosyayı belediye başkanlarına sundu.
Önder Apo’nun özgürlüğünün Kürdistan ve Ortadoğu’da çözümün yolunu açacağını belirten heyet, Kürt halkının verdiği Özgürlük Mücadelesinin tüm insanlığa umut olacağının altını çizdi.
Mantes la Jolie Belediye Başkanı Cogner, Kürt halkının özgürlük mücadelesine bu kadar sıkı sıkıya bağlı olmasının, mücadeledeki ısrarının ve kadınların mücadelede en ön saflarda olmasının sadece Ortadoğulu halklara değil tüm dünya ülkelerine örnek olduğunu ve gelişmeleri büyük bir ilgi ile takip ettiğini belirtti.