Kaybettiğimize Dönüp Bakabilmek

0Shares

Neyi kaybettik? Yaşamayı mı, kendimizi mi? Kaybettiğimiz yer neresi ve nerede aramalı? Nihai hedefimiz yaşamın anlamını aramaksa dönüp bakabileceğimiz ilk yer neresi olmalıdır? Bütünlüğümüz hakikatin kendisi ise bizi parçalayan nedir? Hakikat parçalanınca ne olur ne yaşanır? O zaman hakikat nedir?

Rêber Apo: ‘Hakikat aşktır aşk özgür yaşamdır’ dedi. Aşkla özgür yaşamın peşine düşmeden ne gerçek yaşamı ne de anlamını yaşama sansına sahip olacağız. Hakikat aşksa aşkta özgür yaşamsa aşkın ne olduğunu bilmek ile özgür yaşam şansını yaratmış olacağız. O zaman aşkla hakikat arayışında olmak ile özgür yaşam yaşanır. Aşk arayıştır, hareketliliktir, keşfetmektir ve bununla kendini bulmaktır. Aşkla olmak var olmaktır. Aşk hissiyatın yaratacağı derin anlamdır. Aşkın özgür yaşamın ne olduğunun arayışında olmak bizi önemli noktalara vardıracaktır. Çünkü Rêber Apo’nun belirttiği gibi: “Hakikatsiz gerçeklik uyuyan gerçekliktir.” Yani hakikatle yürümeyen, hakikatle yaşamayan insan uykuda olan insandır. Demek oluyor ki aslında yaşamda yaşamı ne anlamış ne de yaşamış ne de hissederek yaşamış oluyoruz. Uyanıklık ve uyuma arasında bir yaşam yaşanıyordur. Yaşamı göremiyor idrak edemiyoruz demektir.

Hakikatin parçalanmış, dağılmış, bütünlüğünün bozulmuş olması, yaşamın çekilmez bir hal almış olmasındandır. Ve bununla bütünlüğü bozulan her canlı ve cansızda şekilsizleşmeyi beraberinde meydana getirir. Bu parçalanmışlık rotasını, ahengini ve estetiğini kaybetmiş bir şekilde dönüp dolaşır. Ve bu da beraberinde parçalanmış, yönsüz, köksüz ve amaçsızca savrulup durmaya tekabül eder. Bütünlüğü en güzel ifadeye kavuşturan su damlasının deneyimi gerçekliği açığa çıkarmaktadır. Su deneyinde güzel sözlerle yüklenmiş su damlası buzlukta forma kavuştuğunda inanılmaz derece de güzel şekil aldığı görülüyor. Öyle karmaşık ama öyle bir bütün ve birbirleri ile öyle güzel bağlantılı ki dantel motifi gibi form alıyor. Yine su damlasına kötü, nefretle bağlantılı sözler yüklenip, buzluğa konulduğunda paramparça hiçbir bütünlüğü olmayan bir form alıyor. Canlı bile olmadığını düşündüğümüz su damlasında bile bu kadar muazzam bir sonucun çıkmasına ne denilebilinir ki? Bu parçalanmışlık döngüsünden kurtulmak için kaybedileni bulup ve yönelmek yaşamın başlangıcına dönüşü sağlayabilir.

Kaybettiğimiz doğa ise kaybettiğimiz nedir? Doğa anadan kopmak başlı başına yaşamın temel taşından olmak anlamına gelir.  Onu bulup, ona bakabilmek ona dönüşü sağlayabilmek hayati bir konudur. Hayatın anlamı olan doğanın, bizim için önemi bizi koruması, kollaması, büyütmesi ve beslemesidir. Ayrıca yaşamın ruhunu, hissini, yaşatan ve bilincin farkındalığını cömertçe sunan olmasıdır. İlk ana, ilk öğretendir, hayatın en güzel anlamla dolu deneyimlerinin imkanını vermiştir. Ve bu kutsal Ana’ya sen ne kadar nazik, anlayışlı, saygılı ve sevgiyle yaklaşırsan o da misliyle karşılığını verir. Sadece canlı olduğunu, ruhu ve bilinci olduğunu bilmek bile yaşamın gidişatını değiştirebilecek kudrettedir. Öyle bir Ana ki farklılığın sonsuzluğu ile doludur. Gözle görebildiğimiz canlı aleme baktığımızda muhteşem bir varoluşla karşı karşıya kalıyoruz.

Sadece bitkiler alemi bile insan aklını hayran bırakabilecek düzeydedir. Bitkiler, yaşamın sırrını kendinde barındırırken, renklerin cümbüşü, sanatsal dizilimi ve muazzam farklılığı ile de eşsiz bir gerçekliğe sahiptir. Bitkilerin var oluşsal yaratıcılığına dönüp bakıldığında açıkçası sözler kifayetsiz kalıyor. Doğanın güzelliğini, yaratıcılığını ve canlılığını akılla tanımlamaya girişmek ise hakikati parçalamaktır. İnsanların yaşadığı sorunların çözümünü doğada değil de salt akılda analitik zekada aramak beyhudedir. Analitik zeka ile yaşama bakmak intiharın en acımasız halidir. Yaşamın sırrını kendinde barındıran doğa anaya dönmek kendimizle barışmayı, sevmeyi, sakinleşmeyi, yaratıcılığı ve sıkışmış yaşamdan uzaklaşmayı sağlayacaktır.

Tutkunun, hareketliliğin, anlamlı yaratıcılığın zirvesini doğada bulabiliriz. Doğayla arkadaş olmak sevginin en yücesine ulaşmayı ve anlamın yarattığı farkındalığında olmayı geliştirecektir. Bitkilerle, hayvanlarla arkadaş olunduğunda verecekleri önemli yaşamsal zenginlikler vardır. Doğal olana dönmek, yaratıcı doğaya bakmak ancak kaybolan hakikatimizin olduğunun bilincine varmakla mümkündür. Bu farkına varma insanda önemli gelişimler de yaratacaktır.

Dönüp, bakabilmek değişimin en güzel adımıdır bazen. Bakabilmek ve görebilmeyi sağlamak, farkına varmanın yollarını gösterir. Yargısız, hazır bilgilerden uzak sadece niçine odaklanarak bakabilmeyi başarmak belki de en güzele seni vardıracak kapıdır. Hele bunu hissetmek ve sende bıraktığı hissin nasıl bir anlam bıraktığının farkına varmak apayrı yaşamanın heyecanıdır. Seni ruhunla buluşturacak insan olduğunun heyecanı doruklaştıkça beden ve ruhun ahengi ile yaşamın tadına varılacaktır. Anlamın yaratığı hissin tadına vardığında adeta etrafındaki her şey yok olur sadece o an kalır geriye. Ve öyle bir şey ki tüm sorular donuklaşır. Sadece o anda yaşamak kalır sende. Hiçbir şey düşünmeden hissin zirvesinde kalakalmak istersin o anda.

Lotus Jiyanda

Attachment