Mücadele tarihimizde görülmemiş korkunç bir ahlaki çöküşü görmekteyiz. Düşmanın özel savaş politikası kapsamında geliştirdiği konsept, Kürdistan toplumunda, kültüründe ve sosyal yapısında derin yaralar açmaktadır. Gerçeği görmek ve bu temelde yaklaşım sergilemek gerekiyor. Zaman hızla ilerliyor ve bir yerlerden çok güçlü bir şekilde yeniden başlamak gerekiyor. Kürdistan’da direniş ve mücadele ruhunu açığa çıkaracak bir devrimci çıkış gerekiyor. Bu bağlamda düşmanın ajanlaştırma ve toplumsal çürümeyi ve ahlaki çöküşü geliştirme yöntemlerini boşa çıkarmak devrimin öncü gücü Kürt gençlerine ve kadınlarına düşmektedir. Zira bu mücadele tarihimizin temel yasalarından biridir. Toplumdaki kanıksama hâli korkunç boyuttadır. Tepkisizlik ve duyarsızlık hali Kürdistan Özgürlük Mücadelesi tarihinde görülmemiş şekilde kendisini oluşturmuş, bir tarz hâline gelmiştir. Görmedim, duymadım, bilmiyorum…
Gerçek şu ki; kapitalist tüketim kültürü toplumsal dokuyu paramparça ediyor. Liberalizm bir ur gibi zihinleri zehirlemiş ve dirhem dirhem tüketmektedir. Tüm dünyada bu gerçeklik yaşanırken, Kürdistan’da ise özel savaş politikası kapsamında durum daha da vahimdir. Sömürgeci soykırımcı Türk devleti, kültürel ve sosyal soykırım politikası ile binlerce yıldır kendisini koruyan ve yaşatan Kürt kültürüne, sosyal ve toplumsal dokusuna hunharca saldırmakta, toplumu öz değerlerinden koparmaktadır. Kuşkusuz bu konsept politiktir. 90’lı yıllarda başlayan özel savaş politikası Kürdistan toplumu üzerinde yüzlerce yöntem denemiş ama özgürlüğün ideolojisi ve devrimi üzerinde başarılı olamamıştır. Fakat son 4-5 yıldır gelinen aşamada, dehşet bir ahlaki çöküş sistemli bir şekilde dayatılmaktadır. Kapitalizmin teknolojik sızması bireysel yozlaşmayı, bireysel yozlaşma ise toplumsal yozlaşmayı getirmektedir. Dijital medya hastalığı, kapitalist kültür ve lümpen yaşam ideolojik-politik duruşu, toplumsal değerleri, özü ve kültürel bağları inanılmaz bir yozlaşmaya itmektedir.
Sömürgeci soykırımcı Türk devlet faşizmi Kürdistan’da uyuşturucu, fuhuş, çeteleşme ile ideolojik ve kültürel sapmayı oldukça profesyonel bir biçimde uygulamaktadır. Kürtlerin sokak, eylem ve dağ ile olan doğal bağlarını bu şekilde koparmaktadır. Kürt halkının dinamiklerine dayatılan yoz kültür ve lümpen yaşam ile sönümlemekte, bu şekilde ahlaki çöküşü hızlandırmaktadır. Kürdistan’da gençlik ve kadınlar üzerinde korkunç özel savaş politikaları uygulanmaktadır. Bunun nedeni çok açıktır, çünkü Kürdistan Özgürlük Devrimi’nin dinamikleri ve öncüleri gençlik ve kadınlardır. Türk devlet faşizmi Kürt gençlerini ve kadınlarını devrimden düşürerek sonuç almaya çalışıyor.
Buna dur demek için devrimci dinamiklerin harekete geçirilmesi elzemdir. Gençlerin ve kadınların öncülüğünde ideolojik alanların yaratılması ve bu şekilde toplumsal direnişin örülmesi gerekir. Son yıllardaki en temel sorunlarımızdan biri de nitelik sorunudur. Bunun çözümü ideolojik yeterlilik ve toplumun öz örgütlenmesinin inşasıdır. Kürdistan’da düşman ve işbirlikçi çizgi ne tür bir politika uygularsa uygulasın, devrimci direniş damarı asla kopmaz. Bizler biliyoruz ki; Kürdistan’da binlerce genç, var olan ketum durumu yıkmak ve Kürt halkını tekrar sokaklarla buluşturmak istiyor. Gerilla saflarına akın akın gelmek istiyor. Düşmana en sarsıcı darbeyi vuracak eylemler geliştirmek istiyor. Bu temelde gençliğin önünü açmanın yöntemlerini bulmak, koşulları oluşturmak ve gençliğin devrimci dinamiklerinin harekete geçmesi için her türlü çalışmayı yapmak gerekir.
Kültürel soykırımın önüne geçmenin, ahlaki çöküşe engel olmanın, toplumsallığı korumanın yolu devrimci çizgiden ve devrimci politik eylemsellikten geçer. Eğer Kürdistan aşkı taşıyorsak bunu en yaşamsal ve tarihi görev olarak önümüze koymalıyız. Köy köy, kasaba kasaba, mahalle mahalle, sokak sokak ideolojik alanlarımızı yaratarak temel örgütlenmeyi oluşturmalıyız. Toplumsal öz örgütlenme devrimci dinamikleri ve kitle reflekslerini harekete geçirecek tek güçtür. İçinde bulunduğumuz süreci doğru okumak, bilince çıkarmak gerekir. Hiç kimse bir öncülük sorunu yaşamamalıdır.
Zira süreç inisiyatif almayı, toplumsal öncülük yapmayı, eylem geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Bu bağlamda öz yeterlilik ve öz güç ilkesini esas almak yeterlidir. Kürdistan dağlarında zirveleşen direniş çizgisi esastır. Önderlik Direniş Çizgisi esastır. Yurtseverliğin, devrimciliğin ve öncülüğün referans alacağı tek şey ideolojik çizgi ve direniş gerçekliğidir. Bir yerden başlamalı diyorsak yol ve yöntem bellidir..
İsyan Eylem