Bizim Fedakarlık Ve Yaşam Sembolümüzdür

0Shares

Kod Adı: Şilan Evin
Adı Soyadı: Şükran Gülsün
Doğum Tarihi Ve Yeri: 1980 Van
Ana Adı: Zübeyde
Baba Adı: Abdullah
Katılım Tarihi Ve Yeri: 2002 İstanbul
Kaldığı Alanlar: Kandil, Dersim
Şahadet Tarihi Ve Yeri: 14 Ekim 2010’da Dersim Ovacık’ta Şehit
Şilan Evin-Şükran Gülsün yoldaşın anısına

Şilan Evin yoldaşın Dersim’e çıkarken söyledikleri:

“kod adım ŞİLAN Evin, asıl ismim Şükran Gülsün, 1982 VAN doğumluyum. Fakat aslen kendim Bitlis-Tatvanlıyım. ’98 sürecinde partiyle tanıştım. 2002 de İstanbul da partiye katıldım. Kaldığım alan Kandil’di, yani doğu tarafında. Şu an Dersime gidiyorum.

Soru: geleceğe yönelik ne tür umutlarınız var.
Benim Dersim’e gidiş amacımı söyleyeyim. Benim Dersim’e gitmemin temel nedeni ÖNDERLİĞE , şehitlere ve  bu sürece cevap olmaktır ve umutları gerçekleştirmektir.

Soru: sizin için PKK deki yoldaşlığın anlamı nedir?
Gerçekten insan bu soruya nasıl cevap vereceğini bilemiyor. Yani yoldaşlık aslında her şeydir. İnsanı ayakta tutan temel bir güçtür bana göre. Ancak böyle tanımlaya bilirim.

Soru:  bir anınızı anlatabilir misiniz?
Yani bir komik anımı söyleyeyim. Bizim sayımız çoktu, yürüşteydik, şimdi yürüyüşlerde dikkat edilmesi gereken şeyler söylenir ya, hep önden gelir böyle. Bir kere de arkadaşlar izleri kamufle etmek için bu ağaçların dalları vardı artçının elinde. Önden işte belli bir yeri geçtik, çok fazla gerek yoktu arkadaşın o dalları taşımasına. Önden talimat gelmişti. “ arkadaş elindeki çilolaları atsın” diye. Ben de hemen arkamdaki arkadaşa söyledim, “artçı elbiselerini atsın.” Artçı tabi ki “nasıl elbisemi atacağım?” diye düşünmüştü. Daha sonra pusu atıldı zaten.

2002 yılında özgürlük saflarına gelen Şilan Evin yoldaş, öncelikli olarak yeni savaşçı eğitim ardından Kandil sahasında pratiğe katılacaktır. Bir ara Kelaşin sahasına geçerek, Kelaşin alanında doğu çalışmalarına yönelik girişimleri olacaktır. Ancak Şilan yoldaş esasta uzun yıllar doğu çalışmalarında kalacaktır. Ardından da Zap ve peşinden de Dersim yolcusu olur. Dersim yolcusu olmadan önce Şehit Beritan Özgür Kadın Akademi’sinde güçlü bir eğitim görerek, var olan eksikiklerini giderip Dersim yolcululuğuna çıkar.

2003 ve 2004 yılında onunla Kelaşin sahasında birlikte kalmıştım. O zaman henüz yeni sayılırdı. Göze batan özeliklerinden bir tanesi çok sıcakkanlı ve istekli olmasıydı. Yeni olmasına rağmen anlama gücü, yaşamı, savaşı anlama, örgütü, hareketi, cinsini anlama gücü geri değildi. Bilinç altında kendi cinsini çok severek kadın olmanın gururunu yaşardı. İyi bir araştırmacı ve sorandı. Bunun için kendisini sürekli eğitirdi. Bir dakikasını dahi boş geçirmez ve hep okumaya çalışırdı. Nereden gelir bilinmez ama yaşamını iyi örgütlerdi. Planlı çalışırdı. Dakikti, düzenliydi. Öyle ki “genel yaşamın bir programı vardı ama insanın kendi programı da olmalı” diyerek farkını gösterirdi.

Kandil’den Kelaşin’e birlikte geldik. Arkadaş bu konuda çok heyecanlı ve istekliydi. En zor alanlara gitmek istiyordu. Şaho’ya gitmek istiyordu. Çok ısrar ediyordu, ama arkadaşlar kabul etmedi. İçeri gitmek için kendini çok dayatıyordu. Sadece istek değil, güvenlik konusunda da çok duyarlıydı. Biz yeni doğu çalışmalarına gidiyorduk. İçeriye gidecek arkadaş fiziki olarak güçlü olmalıydı, duyarlı olmalıydı. Güvenlik konusunda hassas olmalıydı. Halka hitap edebilmeliydi, Şilan arkadaşta bunlar öndeydi. Bunu geliştirmek için hep kendini eğitiyordu.

Kişilik olarak eksik ve yetmez gördüğü ne kadar yönü ve özelliği varsa bunları aşmak için uğraşıyordu. “hangi yönüm eksikse ben kendimi güçlendireceğim ve pratiğe gideceğim” diyerek geleceğin hazırlığı içerisindeydi. Ve tabii onun sözleri hep pratikle bağı olurdu. Söylenmişse yapılmalıydı. Dile getirilmişse gerekleri peşi sıra gelmeliydi.

Şilan yoldaşın diğer güçlü bir yönü, olup bitenlere verdiği ya da yüklediği anlamlardı.  Hiçbir şeyi anlamsız görmezdi. Bir çiçekten, bir taştan, bir dağdan başka bir canlıdan derken, ne kadar maddi gerçekler varsa hepsini anlamaya dönük özel mi özel uğraşı olurdu. Yaşama anlam yüklemesi gelişkindi.

Pratiğe geçmek istemişti. Çok ısrarlıydı. Bu dayatmaları sonucu bir başka bayan arkadaşla birlikte bir takım erkek arkadaşla doğuya açılmıştı. Kısa bir pratikti ama onu olgunlaştırmış ve de geliştirmişti. Halkın içine girip çıkma, keşif faaliyetleri, yoğun hareket derken ciddi bir gerilla deneyimi onu çok güçlendirmişti. Ve tabii bir kadın olarak doğulu kadınlara birkaç toplantı da yapması ona müthiş moral vermiş ve özgüveni çok gelişmişti. Özcesi morali çok fazla yükselmiş ve tabi bir de kadın bilinci pratikle yoğrularak üs alanlara dönmüştü. Döndüğünde hep  “ben yeni PKK’ye katıldım. Şu ana kadar kendimi katılmış hissediyordum. Ama ben çalışmadığımı biliyordum” diyerek yaşadığı deneyimleri bizimle paylaşmıştı.

İleriki yıllarda yeniden Şaho alanına geçmiş,  özelde kadın çalışmalarında çok aktif olmuştu. Kadınları çok güçlü bir şekilde etkileyen biri olarak hızla komutanlaşmıştı. Artık O, yeni bir yoldaş değildi. Artık O, deneyimi yüksek olan bir kadın gerilla komutanı olmuştu. Ve bunun içindir ki yönünü kuzeye dikmişti. Hedef Dersim’di…

Dersim’e yola çıkmadan ilk önce bir Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisi’ne gittiğini söylemiştim. Eğitim süreci zorlu olan 2007 ile 2008 yıllarıdır. Hani o bilinen Zap operasyonu hikayesi var ya, o yıllar. Ancak zorluklar Şilan yoldaş için ayrıntıydı. Onun için önemli olan genel tabloydu. Genel tablo ise işgalcilere karşı verilecek olan genel direniştir. Ve o çok güçlü bir şekilde bu direnişe katılmıştır.

Takım komutanı olmuştur. Artık yılların verdiği o süzülmüş tecrübe, onu çok mu ama çok olgun, oturmuş bir kişiliğe kavuşturmuştu.  Sessiz bir arkadaştır ancak onunla ilişkilenen bir daha asla ondan kopmazdı, kopamazdı.  Onu tanımayan çok fazla onun ruhunun derinliklerine inemezdi. Ama onu tanıdığın andan itibaren dünyanın en güzel insanıyla karşı karşıya kaldığınızı bilirdiniz.

Çok yetenekli bir arkadaş olarak akademide de öne çıkan bir duruş sahibidir.  Bu şekilde tanınıyordu. Fedakarlık ruhu ön plandaydı. Kıştı ama arkadaş bir işin üzerine gittiğinde yanındakilerini de sürüklerdi.  Aslında okulda herkese örnek olan bir duruşla tüm belleklerde yerini kazımıştı. Komuta tarzında, işin üzerine giderken ki ciddi yaklaşımları, duyarlı yanları insana güven verirdi. Bir de çok fedakardı, hem de çok fazla…

Mütevazı bir ruhu vardı. Dünyada hiç bir şey karşılıksız değildi. Yoldaşlık konusunda onu görünce “ben de böyle yapmalıyım” diyesi geliyordu insanın. İnsanı kendine çeken, cezbeden ve etkileyen bir duruşu vardı. İnsanların dünyasına girmeyi biliyordu. Arkadaşlarla tartışma, paylaşım, yoldaşı anlamak konusunda karşılık beklemeden herkesin yanında yardım etmeye hazır bir militandı. Rastgele hareketi olmazdı. Yaşamda çok farklı bir renkle katılması doğrusu herkesi sevindirirdi. Bizim fedakarlık ve yaşam sembolümüzdü.

Şehit Beritan Akademisi’nde kuzeye gitme konusunda en çok istekli, dayatan arkadaşlardan biri olmuştu. Ve hedef dediğimiz gibi Dersim’di. Olacaksa Dersim ya da yine Dersim. Yani Besêlerin ve Zariflerin toprakları olmalıydı. Başkası ona yakışmazdı zaten…

Ve önerisi kabul edildiğinde “Nerede zorluk varsa orada mücadele edebilirim, orada yaşama anlam verebilirim” demiş ve yola çıkmıştı.

Kendisinden uzun bir süre haber alamamıştım. Kuzeye gitmişti. Şahadet haberini aldığımda sarsılmıştım. Şahadetleri de çok acı olmuştu. Talihsizce olmuştu.

Düşman yoldaşların noktasına sızma yaparken, yoldaşlar bunu fark ediyor ve düşmana yöneliyorlar. Burada çok sayıda asker ölüyor. Hatta yoldaşlar silah kaldırıyorlar. Burada Tayhan yoldaş şehit düşüyor. Ancak düşmana iyi bir darbe vuruyorlar. Noktayı terk ederek manevra yapıyorlar. Ne var ki peşinden 2-3 gün sonra noktada bıraktıkları vardır. Bunları alacaklardır. Düşman ise muhtemelen durumu fark ettiği için noktaya pusu atıyor. Yoldaşlar noktaya girdiklerinde pusu atarak üç yoldaşı şehit etmişlerdi. Şilan, Agit Amed, Botan Afrin burada şehitler kervanına katılmışlardı.

PKK hareketi şehit yoldaşlarla tanınır ve bu şekilde devam eder. Her hareketin şehitleri vardır. PKK şehitler partisidir. Bunun içindir ki her kayan bir yıldızımıza dönük anlatımlar, biz geride kalanlara kalır. Şehitlere bağlı kalmanın bir yöntemi de onları her ortamda her zaman anlatarak yaşatmaktır. Ancak biz yoldaşlarımızı sadece anlatmak için yaşamıyoruz. Biz esasta şehit düşen yoldaşlarımızın bayrağını daha yükseklerde dalgalandırmak için yaşıyoruz.

Bunun için diyoruz ki Şehit Şilan ve onunla birlikte şehitler kervanına katılan yoldaşlar ölümsüzdür!

Mücadele Arkadaşı

Attachment