PKK hareketi kahramanlar hareketidir. Tarihimiz boyunca açığa çıkan kahramanları anlatmak, öyle kolay olmuyor, bu kahramanları anlatırken, hakkını vermemekten korkuyoruz. Bütün kaygımız bundandır. İşte yine PKK’nın bir kahramanını anlatmaya çalışacağız. Bu güzel insan, öyle ki düşmanın onun şahsında, hareketimize saldırısını, çok iyi çözmüş, bunu sadece kendi şahsında değerlendirmemiş, hareketimize bir saldırı olduğunu görüp, buna karşı sessiz kalamamıştır. Kendi canından başka verecek, bir şeyi olmadığını bilerek, hiç tereddüt etmeden fedai eylemiyle düşmana karşı çaresiz olmadığını göstermiştir.
Mazlum arkadaş bu eylemiyle düşmana, şu mesajı vermiştir; “ Ben bir devrimciyim, devrimcileri dört duvar arasına da kapatsan, onlar mutlaka bu duvarları parçalamanın, sınırlar dışına çıkmanın bir yolunu bulurlar.” Mazlum arkadaş mektubunda, özgürlük savaşçısı olduğunu ve bunun gereklerini yerine getirmesi gerektiğini belirterek, PKK’yi ve Apo’cu ruhu kendinde yarattığını gösteriyor. Onunla yaşayan arkadaşlar, onun yaşamında da çok sevildiğini ve ideolojik yönü güçlü biri olduğunu anlatıyorlar.
O kendini Özgürlük mücadelesine adamanın gereği olarak daha fazla hizmet etmenin onun için bir görev olduğunun bilinciyle hareket etmiştir. Mazlum arkadaşı düşman yakaladığında onun duruşunda gerçek bir militanın yansımasını görmüştü ve bunu görerek onun aydınlık duruşunu karartmaya yöneldi. O’nu rencide ederek, onun şahsında mücadeleye darbe vurmaya çalışmıştır. Bunu gören Mazlum yoldaş, üzerine düşeni yapamadığını düşünerek, hareketin kendi şahsında düşürülmek istenmesine tahammül göstermemiş, eylemini planlayarak gerçekleştirmiştir.
Bir Apo’cunun felsefesinde başarısızlığa yer olamazdı, daha doğrusu, Önderlik ideolojisinde, başarısız olmak, Önderliği anlamamak anlamına geliyordu. Mazlum arkadaş, düşüncesi ve yaşamının bütünlüğüyle bir Apo’cuydu zafere kilitlenen yaşamında başarısızlığa ya da en ufak bir lekeye yer yoktu.
Önderliğin “Anlamak adalettir”, sözünü yenileyerek, bunun gereğini yerine getirme arayışına girmiştir. Kendi sözünü pratikleştirmiştir. Söz ve pratiğin, ancak birbirini tamamladığında anlam kazanacağını, aksi taktirde sözün bir değer ifade etmeyeceğini ortaya koymuştur.
İnsanlık tarihi boyunca, yani ataerkil düzenin çıkışıyla başlayan ve günümüzde emperyalist sistemle devam eden erkek egemenlikli yönetimler, sürekli halklara zulüm etmişlerdir. Bu zulümden Kürt halkı da nasibini yeterince almıştır. Bu zulümlere karşı dünya halkları hep direniş içerisinde olmuş, bu mücadelelerde tarihin başlangıcından buyana halklar kendi kahramanlarını yaratmıştır. İşte Mazlum arkadaşta dünyada en çok direniş veren Kürt halkının bir evladı ve Kürdistan Özgürlük mücadelesinin açığa çıkardığı, yüzlerce, binlerce kahramanlardan biridir.
Mazlum arkadaşın bugünü, geçmişi ele alışındaki derinliği yansıtır şu cümleler; “Önemli olan tarihi bilinci edinmenin yanı sıra bu bilinçle tarihe mal olmasını becerebilmektir”. Mazlum yoldaşın cezaevi koşulları içerisinde kendini dışarı taşırma anlamında çok fazla eylem seçeneği yok, buna karşın bu zor koşullar içerisinde eylemini gerçekleştiriyor. Bu eylemi gerçekleştirme gücünü güçlü toplum, tarih bilincinden alıyor. Ki bunu şu sözlerinden, “Tarihin öğreticiliğine inanıyorsak, ona karşı sorumluluklarımızın da olduğuna inanmalı, bu bilinçle hareket etmeliyiz. Tarihi sorumluluğunu görmezden gelen birey yaşama, geleceğe ve inandıklarına karşı sorumluluklarını görmezden gelen bireydir” anlıyoruz. O tarihi öğreticiliğe inanarak, sorumluluklarını yerine getirmeye yönelmiştir. Yine Mazlum’u Mazlum’un diliyle anlamak ve anlatmak daha anlamlı olur diye düşünüyoruz. Çünkü bir yaşam ustası, anlamlandıranı olarak O, kendini de bizi de en sade ve çıplak haliyle tüm derinliğiyle anlatıyor.
“Kendisini insanlık, özgürlük, barış, kardeşlik gibi yüce ülkülere adadığını iddia eden biz devrimciler herkesten daha çok tarihle olan bağımızı güçlendirmek zorundayız. Bizden beklenen ve bize yaraşan da budur. Tarihle bağlarını güçlendirmeyen ister toplum olsun, ister birey olsun son tahlilde savrulmaktan, başkalaşıma uğramaktan kendini kurtaramaz. Çünkü tüm savrulmaların, başkalaşıma uğramaların temelinde köksüzlük yatmaktadır” Mazlum yoldaş, içinden geldiği halk gerçekliğini, doğru çözümleyerek anlatmaya çalışıyor, bu noktayı da onun kendi dilinden aktarmak gerekirse, şu sözleri ile “PKK bir mücadele örgütü olduğu kadar, Kürtlere nasıl yaşanması gerektiğini öğreten bilge bir öğretmendir. Bir anlamda PKK Kürdün boy aynasıdır. Her Kürt ve mücadele içerisinde olan her birey bu aynanın karşısına geçip kendini çok rahat bir biçimde görebilir. Çünkü bu aynada Önderlik gerçeği ve kendini tarihe ispatlamış binlerce fedai yoldaşın sureti vardır. Bu aynanın karşısına geçer kendimizi tüm yönleriyle gözden geçirirsek nasıl yaşamalı, nasıl tavır takınmalı sorularına çok özlü cevapları geliştirmede zorlanmayız. Doğru bir yön tespiti için geldiğimiz yönün neresi olduğunu bilmek gerekir. Ne olduğumuzu her yönüyle ortaya koyabilmek için neye dayandığımızı bilmek gerekir. Atacağımız adımı nereye atacağımızı, nasıl atacağımızı, belirlemek için yolun bu aşamasına kadar kimlerin hangi adımı attığını, hangi menzili hedeflediğini bilmek ve bu emek kahramanlarını anmak, anlamak gerekir. Bütün bu sorgulamalardan sonra bu olup bitenlerle bireysel anlamda bağını kurmak ve kendini nereye koyacağını tespit etmek gerekir. Temelinde Başkan APO’nun özgürlük felsefesi olan Haki KARER’de emeğe, Kemal PİR’de inanca, coşkuya, Mazlum DOĞAN’da bilince, iradeye, Hayri DURMUŞ’ta mütevazılığa, fedakârlığa, DÖRTLER’de çelikten iradeye, AGİT’te özgürlük savaşına, ZİLAN’da fedailiğin kadınca rengine, ismini bilmediğim ve hatırlayamadığım binlerce şehit yoldaşta özgür yaşam perspektifine dönüşen, halkımızın güncel tarihine savaş, eylem ve yaşam tarzıyla damgasını vuran görkemli PKK mirasına dayanıyoruz” İşte yine en güzel sözleri onun ağzından aktarıyoruz. Burada bir yaşama kaynaklık eden yönüyle bize çok mesaj sunmakta olan Mazlum arkadaşı, tanıtma amacıyla, yine onun kaynağından aktaralım. “Mezopotamya toprakları ne savaşlar gördü. Bu topraklarda yaşayan Kürt halkı, binlerce yıldır, savaş vererek, tarih yazmıştır. Bu tarih boyunca nice kahramanlar destan yazarak tarih sahnesinde yerini alarak, kendi halkının yolunu aydınlatan olmuşlardır. Özgürlük savaşçısı olmak, büyük bir direnişin sahibi olmak anlamını ifade ediyor. Mazlum yoldaş, bu kahramanlar kervanında soylu bir duruşun sahibi olarak yerini almayı bir görev bilmiştir. Onu iyi algılamak bizim için bir görev olarak algılanmalıdır. Mazlumu anlamak ve pratikleştirmek Apo’cu ideolojiyi, algılamak ve yaşamsallaştırmaktır. Mazlum arkadaşın şu sözü önemlidir “bizim yaptığımız borcumuzu ödeme değil, gücümüz oranında hizmet etmedir. Söz konusu olan borcun ödenmesi ise, bunu hiçbir zaman ödeyemeyiz. Bizimkisi olsa olsa bayrak yarışında koşabildiğimiz yere kadar koşmadır.” Mazlum yoldaş, o koşullarda olduğu halde eylemini gerçekleştirmiştir. Bu ancak kendini özgürlük savaşında, hedefe kilitleme olayıdır. Önderlik, ideolojisinde zafere yatırma anlamına gelmektedir. Rêber Apo’nun ne olursa olsun bir savaşçı, yaratıcı olmalıdır, perspektifinden, hareketle Mazlum yoldaş, buna cevap olmayı hedefine koyan militanı kendi şahsında yaşamsallaştırmayı başarmıştır.
Zelal Nurhak